şu evrende yaşam fonksiyonlarının elinden alınması gereken, en acı şekilde ölümü boylamayı hak eden varlıklardan biri, eşini/sevgilisini aldatan soysuz kadınlardır. empati özürlüler ya, hadi diyelim ki kurdular; aldatılma düşüncesinin bile kendilerini katil olmaya götüreceği, kendilerini aldatan erkeğin ise acımadan nefesini kesebileceği bu kadın milleti, şeyinin daha fantastik, daha gizli bölgelere açlığının dışavurumu olarak, bir erkeği, geleceğin babasını, babalarımızı, aldatmak gibi adi bir şekilde sınıyor. öyle çirkin, öyle tiksinç, öyle ucuz.
bir kadın dahi olsanız, yaşam felsefeniz, nefes aldığınız müddetçe yalnızca vajinanızın alacağı organı fellik fellik aramak ile sınırlı olmamalı. bir kadın bile bu kadar şaklabanlık yapmamalı. aşk gibi, tutku gibi, bir erkek tarafından sevilmek gibi seksten öte gerçeklikler, seksten güzel tatlar var, denenmeli, bilinmeli.
bir erkeği ağlatan, onu böylesine bir çirkinlikle sınayan her kadının gök tanrı zaten belasını verecektir. ama yeterli değil, soluk alırken de çektirdikleri acının mislini yaşamaları lazım. onlar;
-en acı şekilde katledilmeli!
-testere ile doğranmalı!
-derileri yüzülüp tuza basılmalı!
-bedenlerine monte edilen 20 cm'lik iğneler ile everestten aşağı fırlatılmalı!
-bilumum vücut delikleri 17 metreye kadar aletlerle genişletilmeli!
-çarmıha gerilmeli!
çünkü aldatılan bir erkek, artık yaşayan bir ölüdür. bir kadın anlamaz bunu, zordur, bir erkek için çok zordur. ve erkeğe bunu yapan, ondan bakirliğini alan şerefsizin, şu dünyadan alacağı en küçük soluk dahi beni boğar!
aldatmayı cinsiyet olarak ayırıp ona göre ceza veriyorsan; 'aldatan kadın'dan bir farkının olmadığını ve ceza olarak kadınlara ne uygun görüyorsan kendine de o cezayı uygulaman gerektiğini bil çünkü gercek bu.
