müzikler lost'u, hapishane prison break'i, sarışın dedektif fring'teki kadını, memeleri ise songül karlı'yı hatırlatıyor. pilot ve 2.bölüm itibariyle öyle çok süper oyunculuklar göremedim hatta özellikle beyaz saçlı amca felaket oynuyor keza dedektif hatun da öyle. ha ama konu enteresan jj'in elinde bi 8-10 sezon oyuncak olabilecek kapasitede. bi de 2.bölümdeki psikopat elemana puanım dohuz kanka.
genel mantığı büyük hatalar barındıran dizi. başlıca mantık hatası böylesine garip bir olayın halktan ve diğer birimlerden saklanıyor olması. saklayamazsın, çünkü sen bir mahkum olarak 1963'te yatıp 2012'de kalkıyorsan hemen kaldığın yerden suç işlemeye devam etmezsin. ne yaparsın:
1- önce bir şaşırırsın.
2- sonra artan teknoloji ve ortam seni aptallaştırır.
3- kendini normal olmayan biri olarak görürsün, mesih ya da daha değişik fantastik bir şey zannedersin.
4- bu aşamaların seni getirdiği kafa illaki basına sürükler ve herkes olayı duyar.
mahkumlar 1963'te uyuyor 2012'de kalkıp bütün gelişmelere ayak uyduruyor ve suç işlemeye devam ediyorlar, hem de kamuya açık ortamda. çok saçma.
alcatraz ismini duyunca önce bir heyecen gelmişti ama jj abramslost sendromunu atamamış üzerinden.
50 yılın birden geçtiğini hazmetmek kolay değildir herhalde ama dizide adamlar dizide gözükmeden -ortaya çıkmadan- 2 gün öncesinde, günümüze geldiklerinde tüm her şeyi sindirmiş geliyorlar. hayret edersin.
--spoiler--
7. ve 8. bölümlerde nispeten daha suçsuz mahkumları konu almış olan dizi. hatta 8.bölümdeki siyahi mahkum hepten suçsuz. yani deneyler suçsuz adamı da suçlu hale getirebiliyor.
ki 8.bölüm sonunda gördüğümüz doktor-hapisahne müdürü arasında geçen konuşmada bu söyleniyor. doktor, bir diğer doktor singupta'nın tekniğini (küçük elektro şoklarla cinayetleri tetikleyen geçmişteki küçük anıları silme...) terse çeviriyor ve onları iyicene seri katil yapıyorlar. o müdür'ün isteğiyle yapıldığını da öğrendik. yani bu işlerinde ardında o da olabilir.
-7.bölümdeki adamı o hale getiren haklı sebepler. lise'De dalga geçilen adamın intikamını alması ve sonrasında malum deneylerle bir seri katil olması.
-8.bölümde de the 4400'De de "yıllar sonra ortaya çıkan adam" rolünü oynayan siyahi arkadaşın hikayesi...
iki hikaye de iyiydi ve mahkumlarla empati kurmamızı kolaylaştırdı.
diğer yandan dizi iyicene sıkıcı hale geldi ;
ilk bölümden beri hep aynı kurgu ile devam ediyor. cinayet işlenir, nam-ı değer hugo'muz hangi mahkumun cinayeti işlediğini süper bilgisayarıyla bulur, sarışın bomba dedektifimize haber verir, sarışın bomba dedektifimiz de hauser'E haber verir, sonra üçlümüz eliyle koymuş gibi geçmişten gelen mahkumumuzu bulur, mahkum ellerinden mütemadiyen bir kere kaçar ama 2.kere karşılatıklarında yakayı ele verir. aradaki sahnelerde de geçmişteki alcatraz'a yolculuk yapılır.
bu süreç hiçbir bölümde değişmedi. inanılmaz bir monotonluk var ve böyle gider bu dizi tutmaz gibi. hayır yani bir süre sonra şirin hugo'muz ve koca memeli daş sarışın bomba dedektifimiz de kurtaramayabilir bu dizi'yi.
--spoiler--
yine ve yeniden klişeleri önümüze seren dizi. her bölümde şişman abimiz bilgisayar başında ''aha lan yine cinayet var. bakayım benzerlik var mı?'' gibisinden bir ima ile dosyaları karıştırıp, ''aha buldum'' demesiyle soluğu sarışın afetimizin yanında almakta. ve her seferinde olay polise intikal etmeden çözme derdindeler. ama ilginçtir ki yine de izliyorum.
3 bölüm izleyebildiğim sıradan polisiye bilim kurgu diyeceğim ama sadece adamların geçmişte kaybolup tekrar çıkması olayından başka numarası yok gibi görünüyor.
Albert De Salvo'un yattığı hapishanedir. Albert De Salvo Boston kasabı olarakta bilinir. Kendisi kadın seri katildir. En çok tutan sözü "Ben mi? Ben kadınlara zarar vermem. Ben kadınları severim.".
şu ana kadar 6 bölüm izledim.
sanki 4 sezon daha gidecekmiş gibi geliyor bana. 300 küsür mahkum artı gardiyaların tek tek bölümlerini çekmek yerine genel hikayeyi işlemeye başlayacaklar gibi geliyor bana. dizinin amerikadaki reyting seviyesini yada popülerliğine göre sayı değişebilir. arkada çok sağlam kurgusu çok önceden yazılmış bir dizi gibi geldi bana. lostun hayalkırıklığı yaratmayacak sanırım.
her bölümde bir mahkum yahut gardiyanın hikayesinin işleneceğinin sinyallerini veren dizidir. bu 300 küsür bölüm eder kaba hesap ile. sonrasında j. j. abrams abimizin lost'ta da işlediği kuantum zırvalarına bağlanması ile birlikte 350 bölümü bulabilecek bir senaryo genişliğine sahip dizi. sayın abrams ilişkilerini kullanıp bir diziyi yaklaşık 17 sezon sürdürebilir mi? bu da bir muamma tabii ki.
yeni izlemeye başladığım, amerika'da fox'ta yayınlanan dizi. her bölümde başka bir suçlu yakalanandığı için herkes tarafından tepki toplayan fakat benim hiç sıkılmadan izlediğim dizi.
Gizem dolu ve birazda sıkıcı bölümlerini izledikten sonra 2.sezonunun olmayacağının duyurulması üzerine , bünyede zaman kaybı etkisi yaratan vasat dizi.
