bazı öğrencilerin * 'oğlum aynştayn'da okuldan atılmış, dersleri hep birmiş, oh boşver çalışma' diyerek arkasına sığındığı bilim insanı. asrın dahilerinden...
dolabındaki bütün kıyafetleri aynı renk aynı model olan bilim kişisi. insanlar sürekli aynı kıyafetle dolaştığını sanıyorlarmış. o ise ne giyeceğini düşünüp bu tür basit şeylere kafa yormasın diye bütün gardrobunu aynı kıyafetlerle doldurmuş.
modern zamanların en ünlü bilim insanı... uzay, mekân ve zaman kavramlarını değiştiren bir fizikçi. dağınık saçları ve çorapsız giydiği ayakkabılarıyla hep göze batan çok yönlü bilim insanı.
kendisine göre tüm insanların moron kaldığı bir dünyada ne hisler içinde yaşadığı çok merak edilen insandır. bunun cevabı atom bombasını neden bulduğunun da cevabıdır belki de...
fermuarın çalışma prensibini saatlerce çözemediği söylenen fizikçi. (eşine 3-4 sayfalık evlilik sözleşmesi imzalattığı da söylentiler arasında)
son dakika editi:
kimi akıllılarca dile getirilen/gösterilen aptal buluşları ortak alanını keşfettiği de tevatüre eklendi.(ampül-ampul-am pulu gibi bir şeydir ne biliim)
Sürekli gerizekalı olduğunuzu iddia eden öğretmenlere karşı kullunabileceğiniz bir olay yaşayan bilim adamı.
öğretmen: ne gerizekalısınız siz bea.
öğrenciler: einstein'a da gerizekalı demişler öğrenciyken
lise yillarinda derslerinde cok basarisiz bir arkadasim ve onun okumus etmis son derece basarili babasi arasinda gecen konusmaya malzeme olmus bilim adamidir.
arkadas: ya tamam derslerim kotu, ama unutma, einstein'nin da dersleri cok kotuymus.
baba: ulan o adam atomla oynamis, sen cukunle oynamaktan baska birsey yapmiyorsun !
israil devleti kurulurken şirketleri kapı kapı dolaşıp yardım toplayan insandır.
atomu parçaladığına pişman olduğu söylenir.
insanlığa çok şey kazandırmıştır.
ne zaman biri beynimizi tokatlasa mutlaka yahudi çıkar.
okuduğum bir yazısıyla zeka ve düşünüş tarzını fena halde sevdiğim ve eminim sevdiğimiz kişidir.
Bir üniversite profesörü öğrencilerine su soruyu sorar;
- Var olan her şeyi Tanrı mı yarattı?
Bir öğrenci ayağa kalkar ve cevaplar.
- Evet, her şeyi Tanrı yarattı!
Profesör sorusunu yineler ve öğrenci yine "Evet efendim" diye cevaplar.
Profesör devam eder.
- Eğer her şeyi yaratan Tanrı ise ve şeytan var olduğuna göre şeytanı da Tanrı yaratmış olur. Çalışmalarımızda uyguladığımız kesinleştirme prensibine göre de Tanrı şeytandır.
Öğrenci böyle bir önerme karşısında şaşırır ve yerine oturur. Profesör öğrencilerine bir kez daha Tanrı'nın içindeki kaderin bir efsane olduğunu kanıtlamaktan ötürü oldukça mutludur. Bu arada başka bir öğrenci ayağa kalkar ve "Bir soru sorabilir miyim profesör" der. Profesör sorabileceğini söyler.
Öğrenci "Soğuk var mıdır" diye sorar.
Profesör; "Nasıl bir soru bu böyle, tabii ki vardır" diye cevaplar. "Sen hiç soğuktan üşümedin mi?"
Öğrenci "Aslında, fizik yasalarına göre soğuk yoktur; yaşamda/ gerçekte biz soğuğu sıcaklığın yokluğu olarak düşünürüz. Herkes veya nesneler o enerji oradaysa veya bir şekilde enerji iletiyorsa onu deneyimler. Örneğin, Absolute 0 (273 derece C) sıcaklığın kesin yokluğudur. Soğuk yoktur, o yalnızca sıcaklığın yokluğunda duyumsadıklarımızı tarif etmek için yarattığımız bir kelimedir" der ve devam eder.
- Profesör, karanlık var mıdır?
- Tabii ki vardır.
- Korkarım gene yanılıyorsunuz efendim. Çünkü karanlık da yoktur. Yasamda/ gerçekte karanlık ışığın yokluğudur. Biz ışık üzerinde çalışabiliriz ama karanlığı çalışamayız. Gerçekte, biz Newton'un prizmasını kullanarak beyaz ışığı kırar ve renklerin çeşitli dalga uzunlukları üzerinde çalışabiliriz. Ama karanlığı ölçemeyiz. Bir basit ışık karanlık bir mekânı aydınlatarak karanlığı kırmış olur yani karanlığı geçersiz kılar. Siz belli bir mekânın/uzayın ne kadar karanlık olduğundan nasıl emin olursunuz? Işığın miktarını ölçerek! Bu doğrudur değil mi? Karanlık insanlık tarafından, ışığın olmadığı yer/ mekân için kullanılan bir kelimedir. O zaman size son bir soru daha sormak isterim, efendim. Şeytan var mıdır?
Bu kez profesör pek emin olamamakla birlikte cevaplar..
- Tabii vardır. Açıkladığım gibi, biz onu her gün, her yerde görürüz. O, dünyadaki işlenmiş tüm suçlarda, şiddette yer alır. Bunların tümü şeytanın kendisinden başka bir şey de değildir.
Öğrenci itiraz eder.
- Şeytan yoktur efendim. Yani o kendi başına yoktur. Şeytan basit olarak Tanrı'nın yokluğudur. O aynen karanlık ve soğukta olduğu gibi insanın Tanrı'nın yokluğunu tarif etmek üzere yarattığı bir kelimeden ibarettir. Tanrı şeytanı yaratmadı. Şeytan/ kötülük insanın tanrısal sevgiyi yüreğinde hissetmediği zaman yaptıklarının bir sonucudur. O, aynen sıcaklığın olmadığı yere gelen soğuk, ya da ışığın olmadığı yere gelen karanlık gibidir.
Profesör kürsüdeki yerine çöker.
Genç öğrencinin adı Albert Einstein'dir. *
"Ancak başkaları için yaşanan bir hayat, yaşamaya değer bir hayattır"
"Yolculuk etmeyi seviyorum ama varmaktan nefret ederim"
"bir sorunu, o sorunu yaratan düşünce biçimiyle çözemezsiniz" gibi çok güzel sözlere imza atmış, tüm buluşlarını insanlığın iyiliği için yaptığını ileri süren *bilim adamı.
genelde üniversitelerin fizik bölümlerinin girişinde öğrencilere dil çıkartan fotoğrafıyla "siktirin gidin, aklı olan kaçsın, ben bir bok buldum, üçüncü sınıfta zikecek sizi *" mesajını vermek isteyen bilge adam. kafası çok çalıştığından burnu boktan çıkmamış insan.
Hayatlarını, çalışmalarını,buluş ve eserlerini okuyup öğrendiğiniz bilim adamlarının çoğu,mikroskoplar, teleskoplar , bir takım makineler ya da laboratuar aletleriyle çalışmışlardır. Sorunlarını çözmek,düşüncelerini,tasarılarını,fikirlerini gerçekleştirip uygulamak için deneyler yapmışlardır.
Albert Einstein (Aynştayn)başka tür bir bilim adamıdır. icatlarını, buluşlarını laboratuarda değil, kafasının içinde,aklında yapan kuramsal (teorisyen) bir fizikçidir. einstein, teorilerini ispatlamak için deneyler yapmak gereğini duymamıştır. Bütün dehasını,yeteneklerini,fikirlerini geliştirmek karşısına aldığı soru ve sorunları cevaplayıp çözümlemek , düşüncelerini matematik formüllerine dönüştürmek, böylece ortaya koymak yolunda harcamıştır.
einstein'in bazı teorileri, bu teorilerin ileri sürüldüğü , ortaya konulduğu zamanın çok ilerisindedir.Öyle ki,söz konusu teorilerin uygulamaya dökülebilmesi için, bilimsel araç ve gereçlerin daha gelişmiş, daha mükemmellerinin icat edileceği zamana kadar uzun yılların geçmesi gerekmişti. Bu teorilerden birinde hiç kimsenin görmemiş olduğu belirli bir yıldızın varlığı öne sürülüyordu. Bir başka teori, evrende bulunan bütün maddelerin en küçük parçası,bölünmez cüzü olarak kabul edilen atomla ilgiliydi. Gerçekte atomun daha küçük zerreciklerden oluştuğu açıklanıyordu. Nitekim her iki teorinin de doğru olduğu ispatlanmıştır.
Albert einstein ,dünyaya,insanlığa,evrenin kanunlarının açıklanmasında yardımcı ve yararlı olan sayısız yeni matematiksel formül vermiştir. Işık, enerji, hareket, yerçekimi, uzay ve zaman gibi esrarengiz kavramlar konusunda, bunların anlaşılması,çözümlenmesi bakımından,dünyaya Aynştayn kadar yararlı olmuş bir kimse daha yoktur.
einstein , almanya'da küçük bir şehir olan ulm'da doğmuştu. Babasının küçük bir elektrik aletleri fabrikasına sahip olduğu Münih şehrinin varoşlarında (dış, kenar mahallelerinde)yetişti. Çocukken.ilerde nasıl bir adam olacağının en ufak belirtilerine sahip değildi. Öğretmenleri onu donuk ,zihni tersine işleyen" bir çocuk diye tanımlıyorlardı.
Gerçekte einstein son derece zekiydi.12 yaşındayken kendi kendine geometri öğrenmişti.
ATOM BOMBASININ TEMEL FORMÜLÜ
2. Dünya Savaşı'na kesin son sağlayan atom bombası, einstein'in 1905 yılında ortaya koyduğu bir gerçeğin ürünüdür. Eskiden bir maddenin yaratılamayacağı ve yok edilemeyeceği kuramı geçerliyken, einstein maddenin enerjiye ,enerjinin de maddeye dönüşebileceğini ileri sürmüştür.
E =enerji M= kitle C=ışığın hızı
olarak kabul edildiğinde,bu gerçeği
E=MC2
formülü ile ortaya koymuştur.
Babası fabrikada çalışması için zorladı.Fakat Aynştayn öğrenimine devam etmek arzusundaydı. Özellikle matematik ve fizikle ilgileniyordu.
Bir fizik öğretmeni olmağa karar verdi. isviçre'de Zürih şehrine gitti. Orada Politeknik Akademisi'ne girdi. iyi dereceyle mezun oldu. Öğrenimini tamamlarken,sonradan eşi olacak Mileva Mareç adında bir öğrenciyle de tanışmıştı.
Okulu bitirdikten sonra fizik öğretmeni olarak uygun bir iş bulamadı. Özel dersler veriyordu ama el ine, geçen para azdı. Ancak o da güçlükle boğazına yetiyordu. 1902 yılında, isviçre Patent Ofisinde memur oldu. işin parası azdı ama kolaydı. Çok az vaktini alıyor, asıl ilgilendiği şeylerle meşgul olabilmesi için bol zamanı kalıyordu.
Bundan sonraki üç yılın her dakikasını,zaman ve uzay konusunda yeni matematiksel açıklamalar getirecek bazı formüller üzerinde harcadı. 1905 yılında henüz 26 yaşındayken, kendine dünya ölçüsünde ün kazandıracak olan "izafiyetin Özel Teorisi" isimli eserini bastırdı. Bazı bilim adamları,bu eseri "dünya tarihinde en önemli belge" diye tanımışlardır.
einstein'in izafiyet Teorisi, bilim adamı arkadaşları arasında pek coşkuyla karşılanmadı. Bunun nedeni, onların kendi çalışma ve eserlerindeki nice yanlış ve yanıltının ortaya dökülmesiydi. 1912 de karşı tavır silindi.Herkes onun büyüklüğünü kabul etti. Teorisi çok karmaşıktı. Fakat matematikçilerin ve fizikçilerin uzun yıllardan beri bocaladıkları,çözümleyemedikleri sayısız sorunu cevaplandırıyordu.
isviçre Patent Dairesindeki silik,belirsiz katip,dünya çapında ün kazanmıştı. Avrupa üniversitelerinde dersler vermeğe çağrıldı. Profesörlerden biri "yeni bir Kopernik doğmuştur" dedi. 1914 yılında, Berlin Üniversitesinde fizik profesörü oldu. Orada, Nobel Armağanını kazandığı 1921'e kadar dokuz yıl kaldı.
1933 yılında ansızın bütün hayatı yön değiştirdi. Adolf Hitler adında hırslı,kana susamış bir çılgın, Almanya'da diktatör olmuştu.Hitler ve omuzdaşları,"üstün Cermen ırkı" saplantısıyla Yahudilere karşıydılar. Aynştayn Hitler'e ve Nazilerin zorbalıklarına, zulümlerine karşı bir tavır takındı. Hitler de onun evini yıktırdı, malına mülküne el koydu.Tutuklanması için büyük paralar vaat etti. Dünyanın onurlandırdığı Aynştayn,yersiz,yurtsuz bir mülteci durumuna düşmüştü. Sonra Amerika'dan çağrıldı. 1933 yılında Princeton'a geldi. 22 yıl orada yaşadı. 1940 yılında Amerikan vatandaşlığına geçti.
1945 yılında 2. Dünya Savaşını sonuçlandıran atom bombası Amerikalılar tarafından atıldığı zaman,Aynştayn bilimin ölüm ve yıkımlar amacıyla kullanılmasından büyük üzüntüye kapıldı. Bütün uluslara bir çağrıda bulundu.Barışçı bir dünya devletinin kurulmasını istedi. 1955 de öldüğü zaman 76 yaşındaydı.
türkiye'ye yazdığı mektupta, nazi zulmunden kaçmak isteyen kendisi ve onlarca bilim adamı için, türkiye'den kapılarını onlara açmasını istemiştir. atatürk durum ile bizzat ilgilenmiş, her ne kadar einstein kendisi gelemese de yaklaşık 30-35 meslektaşını göndermiş ve bu bilim adamları türkiye'de modern bilim öğretiminin temellerini atmıştır.
çağın dahi bilim adamı figürü,zira saçları tavırları ve sözleriyle ondan daha iyi bir figür bulunamazdı...aynı zamanda IQ su ne kadar yüksekse EQ(duygusal zeka) sunun o kadar düşük olduğunu öğrendiğim bir insan.