türkiyeye gelme olayı bilinenden biraz farklıdır, şöyle ki o dönemin en büyük bilim insanlarından biri olan einstein'ın türkiye'ye gelmek için sunduğu şartlar arasında bulunan gelişmiş laboratuvarlar, türkiye bütçesinin karşılayabileceğinden çok daha masraflı idi. ilk bakışta adamı üç kuruş için kaçırmışız gibi dursa da kazın ayak ölçüsü öyle değil zira bilim ucuz birşey değil, tarihin hiçbir döneminde de olmadı.
Beyniyle ilgili garip hikâye, hakkındaki son bilinmeyen. Einstein öldükten sonra beyni çıkarıldı ve halen ABD, Wichita'daki yaşlı doktorun evinde, bir kavanozda saklanıyor. Dr. Thomas Harvey, 1955 yılındaki otopsi sırasında, dehasıyla ilgili ipuçları bulabilmek amacıyla Einstein'ın beynini çıkarmıştı. Beyniyle ilgili temel bilgiler çok da farklı değil. Beyni, normal koşullarda 1,4 kg. olan insan beyninden yüzde 12 oranında daha hafif. Beyninden alınan örnekleri inceleyen nörologlar, ilgi çekici özelliklere rast-ladılar. Örneğin, düşünce için gerekli sinirleri besleyen "gliyal hücre" sayısının fazla olduğunu belirlediler. 1999 yılında Kanada, McMaster Üniversitesi'nden uzmanların yaptığı araştırmalarda da, Sylvian fisürünün (yarığı) gelişmiş ve alt parietal lobunun normale göre yüzde 15 daha geniş olduğu tespit edildi.
Uzmanlar, gelişmiş Sylvian fisürünün, beyindeki bilgi alışverişini kolaylaştırdığını; parietal lobun ise, matematikle ilgili yeteneği ve uzay-mekân bağlantısı kurma yetisini artırdığını belirtiyorlar.
ilk öğretimi sırasında öğretmeni tarafından ailesine "albert garip garip sorular soruyor saçmalıyor kanımca okuldan alınması gerekir" denmiştir. çocukluğunda bir gerizekâlı olarak anılan bu adam iler ki yaşlarında bir zekâ küpü olduğu anlaşılmıştır.
saygıyla beyninin ve kendisinin önünde eğiliyorum...
"çocukluğumda yaşadığım iki önemli olayı unutamam. biri, beş yaşımda iken amcamın armağanı pusulada bulduğum gizem; diğeri on iki yaşımda iken tanıştığım öklid geometirisi. gençliğinde bu geometrinin nüyüsüne girmeyen bir kimsenin ileride kuramsal bilimde parlak bir atılım yapabileceği hiç beklenmemelidir."
diyerek hem geometri ve cebiri kendisine sevdiren amcasına hem de ilham kaynağı olmuş bir başka bilim adamına vefasını göstermiş deha.
Albert Einstein (14 Mart 1879 - 18 Nisan 1955) , Alman asıllı fizikçi.
20. yüzyılın en önemli kuramsalfizikçisi olarak nitelenen Albert Einstein, Görelilik kuramını geliştirmiş, kuantum mekaniği, istatistiksel mekanik ve kozmoloji dallarına önemli katkılar sağlamıştır. Kuramsal fiziğine katkılarından ve fotoelektrik etki olayına getirdiği açıklamadan dolayı 1921 Nobel Fizik Ödülü'ne layık görülmüştür. (Nobel Ödülü'nün ve Nobel Komitesi'nin o zamanki ilkeleri doğrultusunda, bugün en önemli katkısı olarak nitelendirilen Görecelik kuramı fazla kuramsal bulunmuş ve ödülde açıkça söz konusu edilmemiştir.)
newton fiziğini e=mc² formulüyle altüst eden yahudi kökenli alman fizikçi.
kendi döneminde ve tarihsel olarak fizikte materyalist anlayışın savunucusudur.
9-10 yaşlarında konuşmaya başladığı, kendi kızını tanımayamayarak adını sorduğu türünde rivayetler vardır hakkında. doktorasını 17 sayfalık bir metinle aldığını öğrenince lisans tezim için iki sayfalık kaynakça listesi çıkartmış olmam kafamı karıştırdı!!!
pek gerekli olmayan bir bilgi olarak soyadının almancadan türkçeye tercümesinin 'tektaş' olduğu eklenebilir.
dahi mi deli mi tartışmasına, zamanında ' şudur zorlayan cevabı beni, ben mi deliyim onlar mı deli ? ' diyerek değişik bir yön kazandırmış ünlü bilim adamı.
Eğer bir insan marşla uyum içerisinde yürüyebiliyorsa, o değersiz bir yaratıktır. Kendisine yalnızca bir omurilik yeterli olabildiği halde, her nasılsa yanlışlıkla bir beyni olmuştur. Uygarlığın bu kara lekesi en kısa sürede yok edilmelidir. Emirle gelen kahramanlıktan, bilinçsiz şiddetten, aptalca yurtseverlikten, tüm bunlardan nasıl da nefret ediyorum. Ben savaşı öylesine tiksinti verici ve aşağılayıcı buluyorum ki, böyle iğrenç bir eyleme katılmaktansa kendimi parçalayıp yok ederim daha iyi. Benim anlayışıma göre sıradan bir cinayet savaşta adam öldürmekten daha kötü değildir.
beyninin % 10 unu kullandığı söylenen ünlü bilim adamı.
kendisi bir iddiasında insanların çoğunun beyinlerinin %2 sinden fazlasını kullanamadıklarını savunuyor. ne kadar doğrudur bilmiyorum.
"arılar yeryüzünden kaybolunca insanın sadece 4 yıl ömrü kalmış demektir." (gün itibariyle arılar amerika'da aniden ortadan kaybolmuş) sözünü sarfeden ta newton'dan bu yana süregelen fiziği yeni teori ve kanunlarıyla yeniden yazan 20. yüzyıl bilim adamı. yarı çatlak yarı dahi.
kendisine ait olan ve izafiyet teorisi'nin de temelini oluşturan kütlesi ve hızı olan her cismin, belirli ölçüde kendi çevresindeki uzayın ve zamanın şeklini değiştirdiğini, yani en anlaşılabilecek ifadeyle zaman yolculuğunun gerekli şartlar sağlanırsa yapılabileceği ile ilgili kuramının, nasa'nın uydularına yerleştirdiği jiroskoplar sayesinde ispat etmesiyle ne kadar üstün bir zekaya sahip olduğu bir kez daha anlaşılan dünyanın belki de gelmiş geçmiş en büyük dehası..
beyni üzerindeki sır perdesi halen aralanamamış olan bilimadamıdır.
national geographic kanalındaki belgeselde dahiliğin beynin mekanizmasına ait, somut ve incelenebilir bir yapıdan mı ibaret olduğu yoksa onun ötesinde insan dehasının başka yerlerde de aranıp aranamayacağı tartışıldı.
bu einsteinin otopsisini yapan doktor tarafından morgdan çalınan ve 50 yıldır özenle korunan beyni üzerinden yapıldı.iki araştırmacının birisi einsteinin beyni incelendiğinde onun dehasına ve matematiksel yeteneklerini gösteren farklılıklarla dehanın sebebinin anlaşılabileceğini belirtirken bir diğeri dehanın beynin ötesinde hayal gücünün somut olmayan genişliğinde gizli,salt beyne ait olmadığını ve o beynin dahilik için yetmeyebileceğini söylüyordu.
bilim iyice çıldırıncaya dek einsteinin beyni dikkatle korunuyor ve dehanın sırrının afişe edileceği günü bekliyor.