Fransanın cezayiri sömürge yaptıktan sonra fransanın önemli ve ünlü şahsiyetlerinden biridir. nobel edebiyat ödülü adıktan sonra aslını arayan yazar her nedense ilginç bir trafik kazasında yaşamına son verilmiştir.
yabancı romanında, hayatı yaşamakla, elimiz bir ağaca bağlı ömür boyu yaşamanın arasında bir farkın olmadığını söyleyecek kadar "farketmez abi" kahramınını betimlemiştir. Her romanın bir nebze de olsa yazarından esintiler sunduğunu kabul ediyoruz, ve bu kitap da, albert camus'un samimiyeti hürmetine yazarın neredeyse kendini yazdığını düşünüyoruz ve teslim ediyoruz kendimizi felsefesine.
ancak, 30 yaşında ölmekle 70 yaşında ölmek arasında farkın olmadığını söyleyen romandaki kahramanın yazarı albert camu'nun hayatı dolu doludur:
20. yüzyılın en güçlü Cezayirli yazarlarından biri olan Albert Camus, 1913’te Cezayir’in Mondovi kasabasında doğdu. Yoksul bir aileden gelen Camus'nün babası bir Alsaslı, annesi ise ispanyol'du. I. Dünya Savaşı sırasında, 1914'te babasını kaybetti. Annesi evlerde hizmetçilik yaparak oğlunu okutmaya çalıştı. Ancak Camus, daha bağımsız bir hayat sürebilmek için evinden ayrıldı. 1923'te liseye, ardından da Cezayir Üniversitesi'ne kabul edildi. Üniversite eğitimi sırasında sağlığı bozuldu ve 1930'da vereme yakalandı. Hastalığı yüzünden üniversite takımının kaleciliğini bırakmak zorunda kaldı. Bundan sonra çeşitli işlerde çalışmaya başlayan Camus, felsefe eğitimini ancak 1936'da tamamlayabildi.
1934'te Fransız Komünist Partisi'ne katıldı. Bu hareketinin kaynağı, Marksist-Leninist öğretisine (doktrinine) desteğinden ziyade, ispanya'da daha sonra iç savaşla sonuçlanacak politik duruma duyduğu kaygıydı. Ancak üç yıl sonra, Troçkist suçlamasıyla partiden atıldı. Camus 1934'te Simone Hie'yle evlendi. Simone bir morfin bağımlısıydı ve Camus'yle evlilikleri, Simone'nun sadakatsizliğine bağlı olarak son buldu. 1935'de "işçinin Tiyatrosu"nu (Théâtre du Travail) kurdu fakat bu tiyatro 1939'da kapandı. Aynı yıl, verem hastası olduğundan Fransa ordusuna kabul edilmedi.
1940'ta piyanist ve matematikçi Francine Faure ile evlendi ve 5 Eylül 1945'te Catherine ve Jean adlarında ikiz çocukları oldu. Aynı yıl Paris-Soir dergisi için çalışmaya başladı. Daha henüz "Sahte Savaş" olarak adlandırılan II. Dünya Savaşı'nın ilk zamanlarında bir pasifist olarak kaldı. Ancak bu tutumu Paris'in Alman ordusu tarafından işgali ve 1941'de, komünist gazeteci Gabriel Péri'nin gözleri önünde idam edilmesiyle değişti ve onun da başkaldırmasına neden oldu. Paris-Soir ekibiyle Bordeaux'ya gitti ve aynı yıl ilk kitapları olan "Yabancı" ve "Sisifos Söylencesi"ni tamamladı. Camus, Bordeaux'yu 1942'de terkedip Cezayir'in Oran şehrine gitti ve ardından Paris'e döndü.
"Dostlarınız kendilerine karşı içten olmanızı istedikleri zaman onlara inanmayın. Onlar, sizin içtentenlik vaadinizde bulacakları ek bir güvenceyi sağlayarak, onlar hakkında iyi fikirleri sürdüreceğinizi umarlar sadece." diyen insan.
bu düşünce kadınlar için daha doğrudur.
yabancı ile tanınan yazar. mutlu ölüm adında bir romanı vardır ki halbuki tadından yenmez. aslına bakarsanız tüm camus kitaplarının arasında en iyi kitap mutlu ölüm'dür. mutlu bir okuyuş için.
1913 yılında cezayir'de dünyaya gelen, cezayir üniversitesinde sürdürdüğü felsefe öğrenimini sağlık nedeniyle yarıda bırakan nihilist yazar.
ilk yapıtları ''tersi ve yüzü'' ve ''düğün'' 1938'de paris'e gittiği dönemde yayımlandı.asıl ününü ''yabancı'' ve ''sisifos söyleni'' kitaplarıyla kazanan yazar 1957'de nobel edebiyat ödülüne layık görüldü.20. yüzyıl edebiyat ve düşünce dünyasının en önemli isimlerinden biri kabul edilen camus, 1960 yılında bir araba kazasında hayatını kaybetti.
Okumak iÇin Çok sağlam altyapı gerektiren yazar. baş kaldıran insanı 6 ayın sonunda bitirdigimde, kitabın başını unutmuştum. yalnız basınıza denemeyin. Çok tehlikeli . heleki tatil de filan sakın ha
insanların bütün mutsuzluğu kendilerini kalenin sessizliginden koparan,kurtuluş bekleyişi içinde surlara atan umuttan gelmektedir. Sözünün sahibi, iyi bir oyun yazarı da olmasına karşı, futbol mu tiyatro mu? sorusuna ''Tereddütsüz futbol'' cevabını vermiş, süper kişilik.
Kalecidir kendileri, hatta kendisinin söylediğine göre etik üzerine çalışmalarına kaleciliği vesile olmuştur, çünkü top hiç bir zaman umduğu yerden gelmemiş.
gece gece ismini görünce bi garip hissettiren. kitap okumayı çok sevmem dostoyevski ve albert camus dışında. albert camus'nün ilk kez yabancı isimli kült ötesi inanılmaz eserini okumuştum o günden beri albert kamü okumak benim için bambaşka bir şey. yolculuk hikayelerini yazar kendimi bulurum, yabancı'yı yazmış kitabın içindeyim direkt. yani ne yazmışsa kendimi bi şekilde kitabın içinde hissettiğim tek yazar. bendeki yeri öyle böyle büyük değil. öyle bir yazar. yazardan çok bir arkadaş bir dost. gideyim de okuyayım.
bu arada orda ''camus'nün'' ne diyen arkadaşlar için gelsin. camus kamü diye okunur arkadaşlar. kamus ya da keymus falan değildir.
mal bir dünya görüşünün sözcüsüdür... evet, derinlikli sözler söylemiştir, ama toplayıp ana hatlarını ortaya çıkardığın zaman, ortaya trajikomik bir karikatür çıkar...
üç büyük düşmanı vardır:
1. nazizim, faşizm
2. sovyet komünizmi
3. islam ve diğer üçüncü dünya kültürleri...
seks ve alkol, arada molalarda biraz da felsefe parçalamayı gerektiren bir dünya görüşü ortaya koymuştur. amerikan emperyalizminden de çok hoşlanmaz, ama ona pek sataşmaz. görünüşte hümanist, derinde koyu bir fransız milliyetçisidir.
bizde mallar bayılırlar böyle tiplere. hele solcular. cinayet dediği ideolojinin "katiller" dediği müritleri... burası türkiye, olur tabii...
ekleme: bak eksilemişler hemen. eksilerinizi değil, bulacağınız yanlışlarımı görelim!
düşüş adlı kitabında bir cümlesi vardır;
'' eğer pezevenkler ve hırsızlar her zaman ve her yerde mahkum olsalardı, masum insanlar tümüyle ve hep masum sanacaklardı kendilerini. ''
esaslı cümlelerin yazarı, büyük adam.
--spoiler--
gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır: intihar. hayatın yaşamak zahmetine değip değmediğine ilişkin bir yargıya varmak, felsefenin temel sorununa karşılık vermektir. hiç kimsenin varlığın özüyle ilgili bir kanıt uğruna öldüğünü görmedim..
--spoiler--