jean paul sartre ile yoğun felsefi tartışmalara girmiştir. biri varoluşçu, diğer hiççi olunca maç beraberlikle sonuçlanmıştır. belirtmek isterim ki bol gollü geçen karşılaşma seyir zevki açısından birinci sınıf bir mücadele idi.
kötümser felsefenin doruktaki isimlerinden birisidir. nobel ödüllü bir yazardır, ayrıca futbol kaleciliği de yapmış bir isimdir. "saçma" kavramı, o'nun düşüncelerini anlamlandırmada çok önemli bir yer tutar. hayatın saçmalığından yola çıkan diğer bir filozof olan camus, saçmayı bilinç ile idrak edip onu onaylamanın ve bu onaya karşılık gelen hayatı yaşamanın bizi acı ve ıstıraptan kurtaracağını dile getirmiştir.
başkaldıran insan'ın mucidi... peki neye bu başkaldırı? ah, isyan, asilik ve başkaldırı. o pür duygu, o pür haz, o yıkmanın verdiği yaratıcı dürtü! genelgeçer yargılardan ziyade, isyan etmenin ve başkaldırmanın geleneksel bir ihtiyaç haline geldiğini düşünüyorum çünkü isyan etmek artık insana karşı yapılan her kötü aksiyonun sonucu haline gelmiş durumda ve insana yapılan haksızlıklar bitmediği için durmadan gelenekselleşiyor... evet, camus başkaldıran insan'ın mucidi, ama başkaldıran insanı gelenekselleştiren yine o insanın yaptığı başkaldırılardır.
Edebiyatla ilgilenen herkesin tanıdığı bir simadır. Ben onu '' Yabancı '' adlı eseriyle tanıdım. Eserindeki dili, özgünlüğü ve felsefi düşünceleriyle insanda farklı bir tat bırakan yazardır. Saçmalık diye adlandırdığı felsefi düşüncelerini ve bunu hikayeleştirerek bizlere sunduğu Yabancı adlı eseri okunmaya layık olan bir eserdir. Ki Nobel ödülüylede bunu kanıtlamıştır.
ayakkabıları eskimesin diye kaleye geçendir. tüm insanlığın vicdanıdır.
gelelim asıl meseleye şimdi ekle butonuna basıp albert camus adı sol frame geldiği zaman sürekli bu başlığa bakıcam. am göt meme olmadan sanki albert camus hakkında giriler giriliyormuşcasına mutlu olacağım.
nasıl da yakıştı ama sol frame öyle değil mi? ha-ha?
yirminci yüzyılın (hiç kuşkunuz olmasın) peygamberlerinden biri olan albert camus şöyle demek istiyor. - "ölmeyecekmiş gibi çalış, öleceğini bile bile yine de çalış.. - yabancı önsöz
insanları kuşkudan bir parantez içiyle uzaklaştıran saçma duygularla ve saçma kavramlarla kendini kabul ettirmiş saçma yazar..
ayrıca parantez içini dolduran ve peygamber olduğunu düşünmemizi isteyen yazar'ın kendisi mi yoksa türk ismine sahip çevirmen mi gerçekten merak ediyorum..yok eğer her ikisiyse ilişkilerinin boyutunu irdelemek ve kafalarını yakalamak üzere zihnimin en köhne yani federal age kısmını cilalamak ve post-imperial age seviyesine ulaştırmak bu kitap değil, önsözden sonra artık boynumun borcu..
'zannederiz ki insan, sevdiği kişi öldüğü için acı çeker. oysa asıl üzüntüsü bundan çok daha az önemsizdir: en büyük kederin bile uzun sürmeyeceğinin farkına varmaktır asıl dert.. acının kendisi bile anlamdan yoksundur'.caligula.
Fransız yazar ve filozof. 1957'de nobel ödülü almıştır. ikinci dünya savaşında nazilere karşı fransız direnişinde yer almıştır. Varoluşculuk ve Absürdizmi desteklemiştir. Nobel ödülünden 3 yıl sonra ölmüştür.
yazarlığının yanında futbolcu olan yazardir. sosyalisttir. yabanci ve düşüş gibi iki harika romanin da yazaridir. düşüş ü okumak ve anlamak cidden zordur bikac kez baştan baslamisimdir.