Bir zamanlar, küçük bir kasabada yaşayan Albay Kemal, sıradan bir hayat sürüyordu. Yıllardır aynı köyde oturan Kemal, askerden emekli olduktan sonra köyde kendi halinde yaşamaya başlamıştı. Ancak, her zaman daha fazlasını isteyen hırslı bir adamdı. Zengin olmanın hayalini kuruyor, fakat dürüst yollarla istediği servete ulaşamayacağını düşünüyordu. Bu nedenle aklında farklı planlar yapmaya başlamıştı.
Bir gün kasabaya internet üzerinden yatırım yaparak kısa sürede zengin olmanın mümkün olduğunu söyleyen bir adam geldi. Bu kişi, "yatırımcıların" küçük bir miktar para yatırarak büyük kârlar elde edebileceğini anlatıyor, paralarını geri almak için beklemeleri gerektiğini söylüyordu. Kemal, bu adamın dolandırıcılık yöntemiyle insanları kandırabileceğini fark etti. Ancak, onu kasabadan uzaklaştırmak yerine, onunla işbirliği yapmaya karar verdi.
ikisi birlikte bir plan kurdu. Kemal, kasabadaki insanları iyi tanıyordu ve güven kazanmıştı. insanlara yüksek getiri vaat eden bir yatırım fonu kurduğunu söyledi. Onlardan küçük miktarlar topladı ve bu paraların kısa sürede katlanacağını vaat etti. Köy halkı, Kemal'e güvendiği için paralarını teslim etti.
ilk başta Kemal, bazılarına küçük kârlar ödeyerek güvenlerini kazandı. insanlar daha fazla para yatırmaya başladı. Zamanla kasabanın dışından da insanlar bu "muhteşem" yatırım fırsatını duymaya başladılar. Kemal ve ortağı, parayı topladıkça ortadan kaybolmayı planlıyorlardı. Büyük bir miktar toplandıktan sonra, bir sabah Kemal ve ortağı izlerini kaybettirip kaçtılar.
Albay Kemal, kısa sürede milyonlarca liralık servet yapmıştı. Ancak vicdan azabı çekmeden yaşamaya devam edemedi. Bir süre sonra dolandırdığı insanların mağduriyetiyle başa çıkmak zorunda kaldı. Yakalandığında, zengin olma hırsının ona hiçbir mutluluk getirmediğini fark etti ve true isminde bir yiğitle tanışıp evlendi.
Zengin olma hayaliyle çıktığı bu yolculuk, onu paraya sahip olmanın ötesinde ibneliğe sürükledi.
