bu sabah da dahil her sabah yapılan şeydir. bu keyfi yaşayıp ta geç kalmak istemezseniz, alarmınızı 5 dakika erkene kurun ve çalınca erteleyip, 5 dakika daha keyif yapın. ortaokulda yaptım, lisede yaptım, üniversitede yaptım, askerde yaptım, iş hayatımda da yapıyorum.
asla sonu gelmeyen beş dakikadır. üstelik bu durum sadece öğrencilik hayatıyla sınırlı kalmaz ve alışan bünyelerde iş hayatına da taşınır. sonrası işe koşuşturarak yetişme, sıklıkla geç kalma ile sonuçlanır.
işin komik tarafı insanın kendine dahi bu kadar riyakar olabilmesidir. asla beş dakika ile sınırlı kalmayacağı bilinen uyku ' bir beş dk daha yatayım' ile başlar ve her seferinde 'bu son beş dakika' ile biter. ertesi sabaha kadar. yine ertesi sabah, uykuyla uyanıklık arasındaki o sersemlik anında sahiden de beş dakika sonra kalkabilecekmiş ve sanki daha dün aynı olayı yaşamamış gibi kişi kendine bir şans daha verir, 'bir beş dakika daha'
kişinin her sabah kendine bile böyle saçma bir konuda dahi riyakar olabiliyor olması üzücüyken; yine her sabah kötü deneyimleri unutup kendine ikinci bir şans verecek kadar saf olması da komiktir.
o bes dakika yeter gibi gelir sonra uyanilir. kahve pedini koyarken gözler duvardaki saate takilir, iki saat olmustur o bes dakika. artik cok gectir. icmiyom lan kave mave diyip gidip devam yatilir.
sabahın ilk ışıklarında çalan bir alarm sesi...uyumaya devam etmek için sadece 5 dakika daha ertelersiniz; ama o yine tekrardan çalmaya başlayacaktır. üniversite yıllarında sabah 8:40 dersine zar zor yetişmenize neden olan bir eylemdir. tabii ki de sonraki hayatınıza da yansır. ama kesinlikle vazgeçilmez bir alışkanlıktır; bazen gitmeniz gereken yere geç kalmanıza neden olsa bile, o beş dakika belki alarmı erteleye erteleye 30 dakikaya bile dönüşşse tatlı bir çocuksuluktur sizin için her ne kadar zaman kavramından uzak olarak yapılan bir eylem olsa da...
bir yerlere geç kalmaktır. bir de şu durum var ki, o uyuduğunuz uyku sizi aptal edecektir. çünkü uyandığınız an, saati görünce dumur olup yataktan hızlıca kalkarsınız ve koşturmaya başlarsınız. sersemlemiş bir halde yollara düşersiniz. büyük ihtimal işleriniz ters gidecektir.
yanlış yetiştirme tarzı ile böyle bir aktiviteye zorunlu bırakılır insanlar. annesi çocukken yataktan kaldırabilmek için yarım saat boyunca 5 dakikada 1 gelip "hadi oğlum/kızım" demek suretiyle fark ettirmeden böyle bir insan yaratırlar.
"Bir kereden birşey olmaz lafı" en çok bu durum için söylenmiş olmalı. Adet haline getirmeniz halinde: a) işten kovulursunuz b) devamsızlıktan kalırsınız.
uykunun en tatlı zamanıdır alarmın çaldığı an. bilirsin ki, uyanmak zorundasın buna rağmen alarmı kapatıp, tekrardan yatılır. okula geç kalınılır ve, devamsızlıktan bir ders daha alttan kalır.