Akıllı insanlar Kübra, senin durumuna düşmeden yaşamak için çabalıyorlar.
Akıllı insanlar paranoyaklaştı.
Akıllı insanlar tedirgin ve şüpheci yaklaşıyor hayata.
içinde bulunduğun durumun mimarı sensin. Defalarca kandırılmışsın Kübra, ama umrunda olmamış.
Müptezel, sinir hastası ve hırsız olduğunu öğrenmene rağmen hayatına devam etmişsin. Suçlusun. Böyle bir insanla yaşamak apaçık canına kast etmektir.
Sevgili Kübra, adaletin olmadığı bu ülkede umarım öldürülmezsin.
Ve “insan" gibi hatalarından pay çıkarıp, hayatını daha güzel bir şekilde idame ettirirsin.
iste erkegim, adamim diye gezen insanlar yapiyor bunu.
valla babam gibi bir insanin babam olduguna yatip kalkip sukrediyorum su memlekette.
basimizdakiler kadin onu yapmali, kadin gulmemeli, hamile kadin sokaga cikmamali diye konusadursun.
ama surekli artan kadina siddet olaylarina hicbirsey yapilmasin.
yazik.
koskoca şehirde bir insan evladı çıkıp da şu şerefsizin ağzını yüzünü silkip sakat bırakamamış. silah alması lazım kübra denilen arkadaşımızın. çokta zorlarsa çekip vururdu nefsi müdafaa dan da birşey almaz dünyadanda bir şerefsiz eksilmiş olurdu. çivisi çıkmış dünyanın çivisi zoraki yaşıyoruz .
olay türkiye'de cereyan ettiği için, okuyanların çok da garibine gitmemiş olayların kahramanı.
klasik edebiyat triplerine girerek, ama batı'da böyle mi olur diyecek oluyorum, sanki bilinmiyormuş gibi, sonra orada insana değer verildiğini, burada ise insana keder verildiğini düşünerek susuyorum.
bu kadınlar bu sapkın adamları nereden buluyorlar diye düşündürten olay.
konuyla aynı olmasa da alakalı bir şey anlatacağım.
ailesi fransa'da yaşayan ama kendisi istanbul'da tek başına yaşayan güzel ve genç bir hanım, yaklaşık 2 ay önce çalıştığım şirkette işe başladı. evlenip boşanmış, 1 tane de çocuğu olan bir adamla ilişkiye başlamışlar. adam görüntülerde izlediğimiz gibi abuk bir tip. sürekli bu kızı darlıyor, günde 3-5 kez çalıştığımız yere gelip kapıda rapor alıyor falan. telefonda kavga kıyamet, küfürleşmeler. sürekli şikayetçi bu adamdan. tamamen iyi niyetimle ayrıl o zaman dedim. yok dedi türkiye'de sevgilisinden ayrılan kızların kafalarını kesiyorlarmış dedi. nereden duydun bunu dedim. babam söyledi dedi. düşünün fransa'daki babası kızına bu şekilde nasihat ediyor. saçmalama dedim yok öyle şeyler. milyonda bir olan bir şey için hayatını istemediğin bir adamla geçirme. yok dedi ayrılamam.
aslında o kızın saçmalamadığını şu olayı gördükten sonra daha iyi anladım. ülkemin erkekleri, ben dahil ilkelliklerle dolu.
şiddet asil damarlarımızda kol geziyor. kendisine karşı koyamayan, kendisinden daha güçsüz bir insana artan dozajda şiddet uygulamak, bir erkeğin en büyük acizliğidir.
kendisine sahip çıkacak bir aileye sahip olmayan gariban kadındır.
insanlarımız öyle aşağılık ki afedersiniz sıçar gibi çocuk doğuruyorlar ama çocuk sahibi olmanın ne demek olduğundan, insan olana nasıl bir sorumluluk yüklediğinden bihaberler...
herkes şunu iyice bilmeli ki çocuk sahibi olan kişiler çocuğunun olumlu, olumsuz tüm yaptıklarından sorumludur. eğer onaylamadığı kişilerle evleniyorsa yine aile sorumludur. zamanında yeterli sevgiyi, eğitimi vermemiş demektir çocuğuna... tabi insan ne yaparsa yapsın çocuklar yine de yanlış yapabilir. ve yine çocuklar ne yanlış yaparlarsa yapsınlar aileye düşen çocuğuna sahip çıkmaktır.
eğer itin biriyle evlenmişse veya beraber yaşıyorsa ve o itten dayak yiyorsa aile çocuğunu itin elinden çekip almalı ve de ite gerekli cezayı vermelidir. polisle mahkemeyle uğraşmanın manası yok... bizzat vermelidir. duruma göre dayak olur, yaralama olur, öldürme olur fark etmez... insan bir kere kafaya koydu mu, ne kadar azgın olursa olsun, her itin hakkından gelebilir.
bütün mesele çocuğunu bir itin zulmüne terk ederek sürdürmeye çalıştığın aşağılık yaşamının yaşamaya değer olup olmadığına karar vermektir. benim bu konulardaki tutumum son derece nettir: böyle bir hayatı sürdürmektense kodeste yatarım veya ölürüm daha iyi!...
velhasıl, bu itler insanlarımızın korkaklığından cesaret alarak böyle azıtmaktadırlar. bu arada itin anası olacak orospuya ve babası olacak şerefsize nasıl sövsem yeterli geleceğini bilemiyorum...
kadina siddet e hayir deyip ama bu kadin dovulur demek sadece korkakalarin işidir. kadin dovulmez cocuk dovulmez. turkiye de geleneklerin ve islamin getirdigi baski yuzunden her gun baski ve siddet vardir. kadin hapistedir erkekler tarafindan. kadin ozgurlugune yavas yavas gittigi icin su an sancisini cekiyor. hemcinslerim olan bu erkeklerin kadina vuranlarinin kafasini sikim. kadin sevilir koklanir. degerini bilin erkegin her seyidir yavsak olmayin.
Hikayeyi okudum, bunun adı aşırı stalking ve aşırı şiddet. Az bucuk gelişmiş ülkelerde bile hafif stalking icin ayri bir ceza var, burda hem stalking hem şiddet var, ama bizim ülke sever geri kalmayi tabi ne anlar böyle olaylardan, ulan inek olsa yine o adamı nezarete atar gerci.
''Çantana kendi siyah eldivenlerimi bile koydum, ben yokken sokakta ellerin üşümesin diye. Her gittiğim zaman, üstümde olan tüm Türk liralarını sana verdim. Kendime bir gün olsun bir elbise almadım, hep sana aldım. Seninle ben ekmeğimi bölüştüm, karşılığında bana aylarca işkence yaptın...''
Benim mesai saatimde gözlerimi dolduran güzel yürekli kadın... Dilerim hak ettiği cezayı alır o pezevenk.
yirmi iki yaşında yirmi iki dilekçe yayınlamış bir tane ekip arabası gelip kapısına bu kızcağızı koruma altına almamış. Yaptığı seçimlermiş vay efendim sevgilisiymiş falan bunların hepsi bahane kimsenin ne yaptığı bizi ilgilendirmesin eyvallah ama kız sayfa sayfa yardım çığlığı atmış, beni koruyun demiş! Bir ekip arabası yollamak çok mu zor?
Hoş ilgili bakan börek çörek muhabbeti yaparken bu olayların yaşanmasına şaşırılmamalı...
Noldu delinin birini düzeltip sonra onun sana duyacağı minnetaşkla çocuklarınıza anlatacağınız bir hikayeniz olacaktı değil mi? Kızım aç gözünü gerçek hayatta hiç bir kurbağa prens olmuyor.
herkes haklı diyen nasreddin hoca gibi herkesin haksız olduğu durum.
* devlet vatandaşına sahip çıkmadığı için suçlu,
* döven kişi zaten suçlu,
* kübra'da burayı almanya zannedip, elin keşini tüm yalanlarına rağmen yanına aldığı için suçlu. açık öğretimi falan boş verip almanya'ya gitmesi en doğrusu.
yazılanları okuyunca erkek halimle dehşete kapıldım anlamadığım anlam veremediğim bazı noktalar var mesela yazıda bir çok olay kübranın oturduğu binada gerçekleşmiş hem de uzun bir sürece hiç mi delikanlı bir aprtman sakini çıkıp kübraya destek çıkmamış da hukuki yollardan hakkını aramasına yardımcı olmamış veya yazıda kübranın ailesiyle birlikte almanyada yaşadığı yazıyor neden ailesinden biri gelip sahip çıkmamış en azından alıp almanyaya götürmemiş
tabi burada yazdıklarımın hepsi birer varsayım kimsenin ne yaşadığını kimse bilemez ALLAH kimseyi sahipsiz bırakmasın inşallah rabbim kübra kardeşim hakkında tez zamanda en hayırlı olanı verir.