Grafik ve senaryosu ile çok kaliteli bir oyun adeta film tadında kesinlikle oynayın derim.
ayrıca oyunun 6 bölümlük bir web diziside yapılmış (bkz: Bright Falls)
6 bölüm olduğuna bakmayın bölümler 5'er dakikalık ve hepsini tek parça haline getirince toplam 30 dakika oluyor
yaratıkları öldürmeden önce üzerlerine fenerle ışık tutup, sonra ateş etme eylemi gerçekten dahice bir fikirmiş. yalnız oyunda madem healing potion yapacaktınız, coffee thermos olarak görmeseydik onu daha iyiydi.
not:ayrıca oyunun, silent hill downpour'dan üstün olduğunu düşünüyorum.
film çekme aşkımı başlatan oyun. oyunu bi kaç sene evvel oynadım. ve şu ana kadar daha güzel bir oyun oynamadım. oyunun film gibi ilerlemesi de beni benden aldı.
o gün bu gündür bu oyunun filmini çekmeyi isterim. umarım kimse çekmez de bana kalır yönetmenliği.
karakterin özelliği gerçekten çok iyi düşünülmüş. bildiğin normal insanı kontrol ediyoruz. herşeyiyle harika.
uzun zaman sonra oynama şansı bulduğum oyun. kısa, çerezlik bir oyun ama konusu ve işlenişi gerçekten sağlam. bazı yerlerinde içim daraldı karanlıktan. ışığı görüpte bu kadar sevindiğim bir oyun hatırlamıyorum swh (#sam lake)'i cidden tebrik ediyorum. max payne'den sonra yine güzel, müzikleri sağlam bir oyun yapmış. yeni çıkaracağı quantum break adlı oyunu merakla bekliyoruz efenim.
max payne kafası birşeyler arıyorsanız alan wake aradığınızı karşılayacaktır. 10 saatte bitti biraz kısa diyebiliriz bu bakımdan oyun için. bazı zaman oyunun sizi zorladığı ve kanser ettiği oluyor. 1-2 defa mermisiz kalıp checkpoint e yardırdığım oldu ama buda ayrı bir hava katıyor oyuna. müzikler çok güzel, her episode sonuna çok uygun müzik seçmişler bence. episode başlangıçlarında "previously on alan wake" diyerek önceki bölümü özet geçmeleri baya hoş olmuş, dizi tadı veriyor. dediğim gibi eğer max payne tarzı bir oyun seviyorsanız alın oynayın büyük ihtimalle seveceksinizdir oyunu.
2 Episode'unu az önce bitirdim. Açıkcası almayı planlıyordum 2-3 gündür, bir anda %90 indirime girince direk kondum. Ve not 15 Mayıs'ta müzik lisansları sonlandığı için tüm platformlardan kaldırılacakmış, ona göre almak istiyorsanız almanızı tavsiye ederim. Sonradan tekrar gelip gelmeyeceği mağazalara çünkü muamma.
Oyun bir tarafını çok iyi becermiş gibi dururken, öbür tarafını becerememiş gibi bir hal var. Oyunun çok fazla yapı olarak yıllar önce çıkmış olan Prince of Persia The Sands of Time gibi. Sands of Time'da düşmanınızı önce hançerinizle kuma dönüştürüp sonra silahınızla öldürürsünüz. Bu dinamik oyunun sonuna kadar aynen devam eder. Düşmanlarınızı öldürmenin tek yolu budur. Alan Wake'de de çok fazla bu durum söz konusu gibi. Işığınız ile düşmanı vurulabilir hale getirip daha sonrasında ateş ederek öldürerek ilerliyorsunuz. Başlarda ok iken uzun süre oynadığınızda biraz eeh ettiriyor ne yazık ki.
Nitelik bakımından açıkcası farklı bir iş olmasıyla göze çarpıyor. Alan Wake çok ünlü ve çok satan bir roman yazarıdır. Sevgilisiyle birlikte biraz kafa dinlemek ve ilham kazanmak amacıyla tatile giderler. Ardından yaşadığı paranormal olaylar ile işler kontrolünden çıkar. Sinema sektöründe benzer girişte yapım çok var, fakat oyun sektörü için aynısını söyleyemeyeceğim. Hikayeyi bitirmediğim için net konuşmayacağım ama çok aşırı ilginçleşmiyor gibi duruyor. Zaten bir TV dizisi edasıyla ilerliyor olaylar, tam olarak orta seviye bir dizi kıvamında ilerliyor hikaye.
Oyunda yerden topladığınız taslaklar var. Bunları fazla okumamanızı tavsiye ederim çünkü oyun kendi kendini spoil ediyor. Kısacası hikayeyi tamamlayan bir yan etmen yok, 5 sn sonra olacaklar yazıyor. Daha fazla bu konuda konuşup spoiler vermeyeceğim.
ilginç bir yapım olmasıyla şans verilebilir. Beklenti çok yüksek değilse oynanabilir.
Edit: Ana oyunu bitirdim, DLC'lere başladım. Bir iki ekleme yapacağım yazdıklarıma.
Bitirmemle açıkcası fikirlerim genel anlamda değişmedi, hatta tutarlı olmasına sevindim. Bir iki ekstra dinamik ekleniyor oyuna fakat onlarda çok kısıtlı, keşke yaratıcı fikirlerle bunlar artsaymış. Fakat oynanışta ilerledikçe bir iki sahne var, kesinlikle o anda olmak çok eğlenceli. Hele konser sahnesi özellikle mükemmeldi diyebilirim.
Hikaye için biraz klişe demiştim, hala öyle ama ele alınışı açısından Remedy yine Remedy'liğini yapmış. Başta çok itici gelen hikaye anlatımı sonlara doğru ilginçleşmeye başlıyor, eğer konsepti saçma bulmazsanız tabi. Ben meh kıvamında bulduğum için aşırı takipçisi olmadım, biraz anlatımı seyrek aralıklarla çok yoğun olduğundan takip etmesi biraz zor olduğundan dolayı.
Ama keşke PC'ye aktarılırken şu aim işini düzgün aktarsalarmış, tps kafasında oynasaymışız. Bu konsolvari aim alma sistemi çok hoş değil çünkü.
yıllar önce xbox 360 da arkadaşımla birlikte ışık almayan bir odada iki gün boyunca ağzımızı ayıra ayıra oynadığımız oyun.
senaryo, müzikler, diyaloglar ışık oyunları hepsi muazzam. ormandaki gölge oyunları o kadar ustalıkla yapılmış ki üzerinizden gerginliği bir türlü atamıyorsunuz.
hatırladıkça güldüğüm bir anım da var bu oyunla ilgili.
dedim ya 2 gün boyunca alan wake oynamaktan beynimiz helvaya dönmüş şekilde bir de gidelim resident evil after life ı izleyelim dedik.
akşam üstü bir seansa bilet aldık düştük yola. hala duruyor mudur bilmiyorum ama o zamanlar ege üniversitesi hastanesi ile forum bornovayı birbirine bağlayan görece ıssız ağaçlı bir yol vardı.
sinemaya gitmek için de metrodan inip bu yolu kullanalım dedik. gittik filmimizi izledik her şey güzel hoş gerçi film çok tatmin etmemişti ama olsun. çıktık hava kararırken yol da iyice ıssızlaşmış biz oyunun etkisindeyiz tabi film ve oyunun geyiğini yaparak metroya dönüyoruz.
birden telefonum çaldı annem arıyor açıp hızlı hızlı önden gitmeye başladım. en fazla bir dakika konuşmuşumdur kapattım sağıma, soluma, arkama bakıyorum arkadaş yok.
panik oldum bir anda bastım küfürü, arıyorum telefonu da kapalı. hemen flashı açtım o zamanlar da w810i var cebimde canavar gibi telefondu bu arada.
ulan ışığı dağa, taşa, ağaçlara tuttukça gölgeler üstüme üstüme geliyor. arkamdan çıtırtılar hırıltılar başım döndü iyice. arkamdan birileri fırlayacakmış gibi.
başladım ben de foruma doğru hızlı hızlı yürümeye bir yandan da insan kaptırıyor kendini ne oldu lan acaba diye.
neresinden bakarsan bak gerçek hayatta kazık gibi adamı sağa sola girişi çıkılı olmayan düz bir yolda kaybetmek tam bir saçmalık.
sinemaya gidiyorum tekrar bir şekilde buluyoruz birbirimizi meğer arkadaş bilgisayar almak için yüklü bir miktar para çekmiş ve cüzdanına koymuş tam bana telefon geldiğinde de cüzdanın cebinde olmadığını fark etmiş o panikle hızla geriye yönelmiş.
gece burda sona ermedi tabi karakola gitmemiz, bizi takmamaları sarhoşun birinin ben polisim diyip bizi taksiye bindirmesi filan bir sürü saçma sapan şey daha yaşadık ama cüzdan ortaya çıkmadı o akşam. bir kaç gün sonra sinemada bulmuşlar cüzdanı allahtan.
Öncelikle hikaye anlatımı çok iyi bir oyun, tıpkı bir stephen king kitabındaymışsınız gibi hissettiriyor size oyun.
Ben hikayesi sağlam oyunlara bayılırım, bu oyunun hikayesi çok sağlam değil ama çok da kötü değil, anlatımıyla işi kotarıyorlar zaten.
Muazzam bir atmosferi var, grafikleri de çıktığı döneme göre güzel fakaat kocaman bir fakaat hem de, arkadaş güzel bir hikayeyi çok başarılı şekilde anlatıp oynanış mekanikleriyle nasıl sıçıp batırıyorsunuz anlamadım yahu!
Oyun kendini tekrar ediyor, sürekli benzer yerlerden geçiyoruz, bari kendini tekrar ettiriyor müzikleri iyi yapalım deseydiniz ama o da yok, bölüm bitiyor ondan sonra veriyorsun müziği böyle iş mi olur arkadaş.
Oyunda gizem yaratmak istemişler ama bir şey aratırken hoop haritada yerini gösteriyorsun bak bunda eksi, araba sürdürüyorsun berbat bi sürüş hissi ve mekanikleri, tamam gta gibi bir şey beklemiyoruz ama en azından biraz üstüne düşün be abi.
Zaten nişan alamıyorsun el feneriyle tutturup vurmaya çalışıyoruz bari el feneri sürekli açık olmasın kapatabilelim.
Kendini tekrar eden yerlerine ve berbat oynanış mekaniklerine rağmen karanlık atmosferi ve başarılı hikaye anlatımı için oynanır yine de.
sam lake abimiz hikaye konusunda çoğu oyun yapımcısından çok üstün olduğunun kanıtı hideo gibi milleti sıkmaz ama oyunları da milleti oldukça gerer ve müzikleriyle mest eder.