''eski bir töredir diyorlar,
coşkudan başı dönmek tıpkı ot gibi
gecerken bıldırcınlar.
eski bir töredir diyorlar,
birini, bir şeyi tutkuyla sevmek,
titreyen günü sevmesi gibi gecenin
..
eski bir töredir diyorlar,
gerçekten kendin olmak: iki eli boş bir insan, iki gözü dolu bir insan.
eski bir töredir diyorlar,
bir öpücük için, bir umut için zaman durdurmak.
eski bir töredir diyorlar, yaşamak,
çünkü yalnızca pas ve kuşkuyla yaşıyorlar.''
Tıraş bıçakları ikiye bölüyorlar sözcüklerimizi.
Kimin ağzından çıkıyoruz? Evren, şafağın
sislerinde yitmiş bir Boeing.
Hiçbir şeyi sevmiyoruz bilgisayar çağında.
Yıldızların gebeliğini öngörmek yeterli.
Kapak mankeni kızlar geveze şairlere
randevu vermiyorlar artık. Anlamak isteyenler
dom dom kurşunu yiyecekler karınlarına.
Ruh, çok pahalı bir köpek: sandviç atılsın kendisine!
Özlem mühürlenmiş. Kuşkunun onuruna
sıkıntımızdan daha uzun metrajlı bir film çevireceğiz.
Kim boşaltacak karşılıksız gözlerimizi
bir banka gibi? Kutsal dağ hapını içiyor
ve hiç gebe kalmayacak.
1919 yılında ukraynada doğdu.babası belçika kökenli olup iş nedeniyle ukraynaya yerleşmiştir, annesi odessalıdır. ilk adı anatole bist'tir. ailesiyle birlikte bulgaristan, belçika, fransa'da yaşamış ve 1940 yılında amerika'ya göçmüşlerdir. bir fransız yazarı ve şairi olarak bilinse de 1980 yılında fransız vatandaşı olmuştur. 1951 den ölüm yılı olan 1998 e kadar pariste yaşayan alain bosquet son zamanların en büyük yazın eleştirmenlerinden biri olarak bilinmektedir. yaşar kemal in yakın dostlarından biridir.
Şiir, boğazın orta yerindeki bu ülser.
Şiir, kafatasını temizleyen bu akbaba.
Şiir, aklını yitirdiğin bu poker.
Şiir, gerçeklikten bu kaçma ödevi.
Şiir, sözcüklerin birbirini öldürdükleri sessizliğin.
Şiir, bu çığırtkan ve etobur çiçek.
Şiir, derinin altında yatan bu kızkardeş.
Şiir, en tatlı şeylere edilen bu küfür.
Şiir, sevecenliğin dibindeki bu isyan.
Şiir, görünür krallığı reddedişin.
Şiir, sana kuşku şırıngalayan bu zehir.
Şiir, ağaçları deli bu bahçe.
Şiir, artık hiçbir şey öğrenmemek için aldığın ders.
Şiir, doğduğun okyanusa dönüşün.
Şiir, senden başkası olma mutluluğun.
Orkide canina kiyiyor senin elinde oluyor kalcalarini yalayan okyanus. neden zorla tutuyorsun icimde beyaz arilar giymis iskeletimi? curuk meyvelerden bir kolye gibi saliyorum ekvatorumu. bir deniz hayvani kabuguyum sag gogusunde sakli. kufur dersleri icin hangi ogrencileri sececeksin? sozcukler agir bogazina kadar, kan dolu. masalin cahil.. al kirbacini ve gucsuzsun sozumden al hincini. kadin, senin etinde kendi uzerime tukuruyorum.
tan olmak şiirini bilmemenin suç olması gerektiğine inandığım şair, eleştirmen...
Tan olmak
kutsamak için tanı;
kuş olmak
hayran olmak için kuşa;
çimen olmak
yaraşmak için çimen yaşamına:
yitmekti sevmek
sevilende.
Yele oldum
(günaydın, kısrak!)
Taşyaprağı oldum,
(iyi akşamlar, gelincik!)
ve şu yassı çakıl
öteki çakılların arasında
dalgaların çarptığı.
Değişim,
artık değişmek istemiyorum:
seviyorum.
Aşk,
artık sevmek istemiyorum:
değişiyorum.