bu tepeyi vakti zamanında dedelerimiz eşeklerle toprak taşıyarak yapmışlar. bunu yapmalarındaki amaç neymiş halen anlayabilmiş değilim.* tepede bulunan aleaddin keykubad camii ile mevlana türbesi arasında gizli bir geçit olduğu söylenir.*
Konyalı kardeşlerimin canının sıkıldığı bir zamanda,sırf vakit geçşin,hem spor olur hem de Konyamız ilk ve tek engebeli,yükseltili bir coğrafya örtüsüne kavuşsun diyerek oluşturdukları hoş bir mekan.
Tamamen el emeği göz nurudur,buradan kendilerini tebrik ediyorum.
dünyanın en büyük döner kavşağını oluşturan tepedir. yazın çimlerin üzerinde okuldan kaçıp sigara içen serserileri, ay çekirdeği * yiyen insanları, koparılan çiçekleri yeniden diken belediye işçilerini ve 'foto çekeyim mi abee' diye bağıran fotoğrafçıları görmeniz olasıdır.
yapay tepedir. selçuklulardan bile önce varolduğu rivayet edilir.
elbette bir yapılış amacı vardır, adamlar gerizekalı değil ya o tepeyi inşaa etmekle uğraşsınlar.
konya bilindiği gibi bir çok medeniyete başkentlik yapmıştır. ancak başkent dediğimiz olay şimdiki ankara gibi bakanlık binalarından oluşmuyordu. kaleler vardı. kale denen yapının da, mümkün olduğunca yüksek bir yere konuşlandırılması gerekir ki, uzaktan gelen düşman akını görülebilsin.
konya sakinleri muhtemelen böyle bir tepe için arayışa girdiler, en yakın tepe ufuktaki takkeli dağ* idi. o da merkezden oldukça uzaktı. bu yüzden konya kalesi inşaasından evvel alaaddin tepesi oluşturulmuş, üzerine de konya kalesi inşaa edilmiştir. yani bu tepenin yapılış amacı tamamen stratejik nokta oluşturmaktır.
konya kalesi'ne ait muhtelif parçalar tepenin tam karşısındaki ince minareli medrese'de görülebilir.
ancak, 1940larda mesire yerine çevirilen bu güzelim tepeye bazı aklıevveller süs havuzu yapmıştır. aklıevvelliği havuzdan değil, havuzu dandik yapmasından. çünkü zamanla havuzdaki bir çatlaktan sızan bütün o su toprağa geçmiştir. alaaddin camii bu yüzden (yanılmıyorsam) güneye doğru 1 metre civarında kaymıştır. biz buna zemin kayması da diyoruz ki, sakarya'da depremde çoğu binanın yıkılma sebebi buydu: yumuşak zemin. binalar sapasağlam duruyor, ancak alttaki zemin çok yumuşak olduğundan temel tutunamıyordu.
her neyse, olay farkedildikten sonra 1960larda camii kapatılıyor. tepeye çimento enjekte ediliyor. duyduğumda inanamadığım bir hadise; alaaddin camii 1996da kullanıma açılıyor! 40 sene bir ilin göbeğindeki ve tarihi değer taşıyan bir yapı 40 seneye yakın kapalı kalıyor! sebebi, tepe yüzünden sağlam olmaması.
ama o tepe üzerine çay bahçeleri kuruluyor, çıkılıyor ediliyor. havuzlar da boş duruyor. enteresandır. gidip görülmesi gerekendir elbette.
teksastan bir önceki , fuardan bir sonraki durak. tepesinde az çekirdek çitleyip kola içmedik. belirli dönemlerde kenarına laleler dikilir her renkten. tepesinde çay bahçeleri , kafeler filan vardır. yalnız kafeler haricinde kız arkadaşınızla rahat rahat oturamazsınız burada . zira şerefsiz adamlar tarafından çalıştırılan küçük piçler ''abi bokunu yiyim ablama bi gül al'' , '' adi be abi al mendil al'' diye yakanıza yapışır.
yaz aylarında belediye tarafından çiçeklendirildiğinde insanı kendine hayran bırakıcak kadar güzel görünen konyanın ender yükseltilerinden biri. okuldan sonra çekirdek ve kola eşliğinde çimlere yayılarak geçen tramvayları sayma etkinliğine de ev sahipliği yapmaktadır.
aslında çok yüksek olmayan ancak konya'nın merkezinin hiç yükseltisi olmadığı için doldurma toprak olan ve yükseltisi az olmasına rağmen bütün konya'yı görmeyi sağlayan , konya'da gidilmesi gereken yerlerden biridir ve mevlana türbesine de yakındır.
Bazı sitelerdeki aklıevvellerin "Selçuklu zamanında işkence olsun diye kölelerin sırtlarında taş ve toprak taşıttırılarak yaptırılmış tepe" şeklinde tanımı yapılan fakat aslında Türk Tarih Kurumu araştırmalarında tepedeki ilk yerleşimin MÖ 3000'lerde, Erken Tunç Çağında başladığı, bu dönemden sonra sırasıyla Frig, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de yerleşim yeri olarak kullanılmaya devam ettiği bildirilen, günümüzde ise tarihi değerinin yanı sıra bir mesire yeri konumunda da olan, yaz aylarında "hayvani beslenmeden" dolayı çekirdekten, kola şişesinden, poşetten vb. geçilmeyen, belediyenin her sene çiçek ekmekten imanının gevrediği milletin de o çiçekleri hırpalamaktan bıkmadığı, son restorasyonla hakettiği değeri bir nebzede olsa alan tepeciktir.
havuzlu merdivenlerin olduğu tarafa, sabah güneşi çok güzel vurur.
parasız ve sorunlu zamanlarımda bi sabah kalkmışım. uyku tutmamış saat 6 falan. yürürken kendimi o merdivenlerin sol tarafındaki çay bahçesinde buldum. oturdum bi çay söyledim. moralsiz bir şekilde içerken birden güneşin vurup ısıtmaya başladığını hissettim. o an sanki bir güç geldi. ondan sonra sorunlarımla daha iyi mücadele eder oldum.
çay bahçesinin radyosu da açıktı. tatlı tatlı sabahın seherinde ötüyor kuşlar türküsü çalıyordu.
ne olduysa artık ambiyans çok hoşuma gitmişti.