bir toplumun ya da bir ülkenin haklarını gasp ederken çok uygun bir şekilde işlevselleştirildiği görülmüştür, özellikle milliyetçi algılayış tarafından.
ama bu milliyetçi söz konusu abd-ırak ilişkileri olunca olayın asıl mahiyetini her ne hikmetse görür ve "al gülüm ver gülüm" demez.
"oysa abd ırak'ı işgal edip onu bir yeni sömürge haline getirmiş ama aynı zamanda onu himaye etmeye başlamış, onu bir diktatörden kurtarmıştır" demesi gerekir bu milliyetçi arkadaşın algülümvergülümcü kafa yapısına göre, ama işine gelince şakraları açılıyor işte.
meselâ türkiye'deki kürtçe yayın meselesini kuzey ırak'ta türkmencenin resmî dil olmasına bağlar bu pragmatist milliyetçi kafa: "al gülüm ver gülüm olmuştur işte" der.
sanki kürtlere taviz veriliyormuş, sanki onlar bu ülkenin vatandaşı değilmiş fikri hâlâ kafasının içinde patlayacak ânı beklemektedir zîra.
penguen mizah dergisi'nin ilk zamanlarında çizilen bir sayfaydı. mantığı şuydu: dergi içnde bir yazar veya çizer diğer bir yazar ya da çizere espri verecek ve o karikatürler bir sayfada yer alacaktı. farklı çizimler ve farklı esprilerle dolu bir sayfa hazırlanacaktı. öyle de oldu. güzel bir olay gerçekleştirildi.
ama sonra devam etmedi bu sayfa... ta ki bu yaz uykusuz kadrosunun ayrılmasına kadar, sayfalarını dolduramayacağını anlayan penguen editörleri bu olayı yeniden yaptılar ve sonra yine bitti. bakalım bir daha ne zaman geri gelecek? yine bir ayrılmam mı olacak?
sözlükçülerin birbirlerinin başlıklarının altına yazarken yaptıkları iş. birbirlerini övmeler, özlemeler, ne yapıyor acaba şimdi demeler, anladın onu senler...ler ler ler..karşılıklı paslaşırlar sözlükte, başka da bir halt yapmazlar zaten.