ahlan va sahlan va marhaban bil-miican
lakoud va rişş-el vârıd lil-esmar lemmancen
law maykulu li-nsidaa law maykulu miin cenn
law maykulu sabita biraasa cennetha
al-eyn mulayyati vitnaaş mulayya
cısr ıl-hadid ınkesaar min davs riclayya
ya tuyur el-canubiyye / hana ya hana
tiyru ala el-vaadi ala sama blaadi
arabiyye / hala ya hala
ya hava ya hava el-madi nessem ala khududi
cibli ahbabi ya habibi
Türkçe meali :
Şarkılarım pınar başındadır
şarkılarım pınar başındadır, on ikisi de...
demir köprü yıkıldı
gelen geçenden, kalabalıktan
kim geldiyse hoş gelmiş, safalar getirmiş
çiçekler serpeyim o esmere
varsın; “başına ağrılar girmiş”
varsın; “delirmiş!” desinler bana
dağ başına çıkarım,
bir arada bulurum onları
yeşil elbiseler içinde ne de güzel eyleşirler
hemen akşam olsa keşke,
gelinleri olsam
düğün elbiselerini giyip
ellerime kınalar yaksam
ey rüzgâr
güneyin kuşları, ey mutluluk...
vadiye doğru uçun
şehrimin göğüne
Araplara...
gelişiniz ne hoştur
ey yitik rüzgâr, es yanaklarıma doğru
sevdiklerimi getir, ey sevgili...
Erkin Koray üstadımız ise şu şekilde adaptasyonunu gerçekleştirmiştir :
Aşk şarabı içmesi hoştur şaşkın
Şarap peşinden koşmak boştur şaşkın
Bir o yana bir bu yana yatma şaşkın
Tenhalarda menhalarda bitmiş aşkın
Sana başka sözüm yok bu alem içinde
Bir alemsin şaşkın sen alem içinde
Şaşkın sana ne dedim sen ne yaptın
Dün gece gördüm seni ters yola saptın