ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
içlenip buzlu bir kadeh gibi
buğulanıp buğulanıp durmasam
ne olur sabaha karşı rıhtımda
çocuklar pia'yı görseler
bana haber salsalar bilsem
içimi büsbütün yıldız basar
bir hançer gibi çıkıp giderdim
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
singapur yolunda demeseler
bana bunu yapmasalar yorgunum
üstelik parasızım pasaportsuzum
ne olur sabaha karşı rıhtımda
seslendiğini duysam pia'nın
sırtında yoksul bir yağmurluk
çocuk gözleri büyük büyük
üşümüş ürpermiş soluk
ellerini tutabilsem pia'nın
ölsem eksiksiz ölürdüm.
Sen beni öpersen belki de ben Fransız olurum
Şehre inerim bir sinema yağmura çalar
Otomobil icad olunur, Zarifoğlu ölür
Dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.
-Senegalliler dahil değil
Sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanır
Çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
O vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin
Hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin
-Yoksa seni rahatsız mı ettim?
Sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
Ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
Elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
Elbette gayet rasyoneldir attan atlamak
-Freud diye bir şey yoktur.
Sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
Belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
Bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
Yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.
akşam yine her zamanki gibi bir akşam,
ne geceye dönük ne sabaha sönük,
akşam işte herkesin bildiği gibi bir akşam,
geçer durur geçer durur,
haydi abbas diyordun ya,
akşam diyordun işte oldu akşam. evet.
Bu akşamda gel bana,
Elinde siyah şemsiyen olsun,
Burası kapalı,
Yağmur gelecek gibi,
Gel oturalım yine eskisi gibi,
Dün gibi,
Bir kaç odun yakar ısınırız,
Saçlarını seveyim yine,
Mehtabı bekleyerek,
Açmasını bekleyelim yine,
Güneşin,
Sabah yıldızına bakalım yine,
Hissedelim soğuk nefesini rüzgarın,
Sonra el ele tutuşalım,
Patika yollarda yürüyerek,
Sisli bir günde kaybolalım.
Gel böyle güzel kız gel,
Hayallerde olsun yine gel,
Akdenizim benim,
Anlamsız Hicran içinde değilim,
Her hüzünlü halimin nedeni sensin,
Buruk kaldı umutlarım,
Ağlasam ne fayda,
Hiç sevmedin belki beni güzel kız,
Akdeniz rüzgarım benim,
Mesaj atmaya bile korkuyorum sana,
Gözlerim yıldızlara bakar oldu,
Saçlarına yaseminler taksam,
El ele sahilde bir kez yürüsem,
Yeterdi bana,
Güzel kız mahvettin beni,
Bu akşamda böyleyim işte.
şimdi
utançtır tanelenen
sarışın çocukların bakışlarında
ovadan
gözü bağlı bir leylak kokusu ovadan
çeviriyor o küçücük güneşimizi
taşarak evlerden taraçalardan
gelip sesime yerlesiyor
...
kan görüyorum taş görüyorum
bütün heykeller arasında
karabasan ılık acemi
- uykusuzluğun sütlü inciri -
kovanlara sızmıyor.
Annem çok küçükken öldü
beni öp, sonra doğur beni.
Bir akşam üstüdür şarabi
Bahçeler ve dağlar üzre hükümran;
Tam dünyayı dolaşmak saatindesin.
Ay ışığı su içer birazdan.
Kızarmış kalçalarını çanlar
Alabildiğine vurur.
Sen çocuk tulumunda
Matbaa mürekkebi
Rüsva olmuş ellerinin emeği,
Manşetlerde kilometre kilometre yalan
Sallanır durur.
sana çirkin dediler düşmanı oldum güzelin;
sana kafir dediler diş biledim hakka bile.
topladın saçtığı altınları yüzlerce elin,
kahpelendin de garaz bağladım ahlaka bile.
sana çirkin demedim ben, sana kafir demedim;
bence dinin gibi küfürün de mukaddesti senin.
yaşadın beş sene gönlümde,misafir demedim;
bu firar aklına nerden,ne zaman esti senin?
zülfünün yay gibi kuvvetli çelik tellerine
takılan gönlüm asırlarca peşinden gidecek,
sen bir ahu gibi dağdan dağa kaçsan da yine
seni aşkım canavarlar gibi takip edecek!
(bkz: han duvarları-firari)
Bir tek akşam olunca geliyorsun aklıma
Alınma
Güzel bir günün hatırı var akşamlarda
Gecenin mutlu olacağının müjdesi belki
Mutlu olamayacağımızı kim bilebilir ki?
Akşam olunca geliyorsun aklıma
Akşam aynı sen gibi
Hem olacak, belli
Hem de o kadar kısa sürüyor ki
Susuz iklimlerde yağmuru bekledim,
Buluta hasrettim akşamlarda,
Göl gezintilerinde haberciler geldi,
Bir umuda yelken açar gibi,
Bir sala binip göle açıldım,
Hiç bilmediğim bir su kokusu geldi,
Nice okyanuslara yolculuk başladı..
Beklediğim mevsimler gelmez bilirim,
Bahara özlem duysam da nafile,
Ne rüzgar esti ne yağmur yağdı,
Varillerin içinden kedi de çıkmaz oldu,
Köpekler havlamaz oldu,
Tavuklar yürümez oldu,
inekler hayata küstü,
Sen gittikten sonra.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/1799559/+
Gelmedin,
Ertelediğin günleri sayarken ben,
Sen yine gelmedin,
Bilmem kaç bahar saydım kaç yaz,
Yine gelmedin,
Aklında bile yoktum belki,
Dönüşüne hayır dese de umutlarım,
Ben yine bekledim,
Ama sen yine gelmedin,
Bu baharda böyle geçecek bilirim,
Yağmurlara ihanet edecek hayallerin,
Ben ıssız kaldırımlarlarda,
Köşeden sen çıkacak gibi,
Her gelene sen diyeceğim,
Ama biliyorum,
Sen yine gelmeyeceksin,
Artık umudum bitmiş olacak,
Sular ateşe gebe kalacak,
Sessizlik çökünce bu şehre,
Ben çoktan gitmiş olacağım,
Ama bilirim,
Ben gitsem de bu şehirden,
Sen yine yine,
Gelmeyeceksin...