zaman zaman yaşıyorum bu durumu fakat benimki çoktan seçmeli oluyor. pırasa mı diyor, karnıbahar mı, nohut mu? mümkünse hiçbiri olmasın diyorum ama işten eve gidince paşa paşa yiyorum o nohutu. açlık tabi, yapacak bir şey yok.
evde diktatörlük değil de demokrasi olduğunun göstergesidir.
önüne ne koyarsam onu yiceksin mantığının dışında ev ahalinden görüş alınıp istekler doğrultusunda hareket etmektir.
kısıtlı olan mutfak bütçesini dengede tutmaya çalışan fedakar annedir.. aynı zamanda düşünceli davranandır.! ev ahalisinin damak zevkine hitap edecek sofra kurmak isteyen annedir..
Artık yapacak yemek bulamayan annedir. Az da siz fikir verin bütün yük benim üstümde hem okulda hem evde çalışıyorum birde şöforüm yeter artık diye isyan da eder. Ama herşeye rağmen sizin ne istediğinizi düşünürki sorar o soruyu*
tüm annelerin;
- her gün ne pişireceğim derdi yaşlandırdı beni!
sözüne ve endişesine çözüm bulmaya çalışan annedir. sonuca ulaşamasa da sorar.
- akşama ne yemeği yapsam!
baba;
- kurufasulye, pilav olabilir hanım!
çocuk;
- makarnayla tavuk anne!
anne;
- tamam pırasa yapayım o zaman!!! *
Evlendiği günden beri her gün her daim yemek yaptığından 25-30-40 senenin sonunda bıkkınlık gelmiş artık ne yemek yapacağını düşünmekten çok yorulmuştur. Aile bireyleri bu soruyu ve sorunu pek ciddiye almadıklarından üzerinde düşünüp anneyi tatmin edici cevaplar veremezler. Kadıncağız ne yapsın yine bildiğini okur. Sende umduğunu değil annenin pişirdiğine razı olur teşekkür etmeyide unutursun. Yuh olsun..
Canim annedir.
Lisansi ayri okudum ailemden. Hala daha ayriyiz. O sebeple aksam ne yaptin bakayim diye sordugumda eger bomba bir yemek yaptiysa yaptim iste bir seyler diyerek gecistirir hep.
Anneler ne kadar tatli.