sözlükteki ateist ve allahlı-allahsız her türlü komünistin korkulu rüyası.
bakın deniz gezmiş ile abdullah öcalan'ı bile kıyaslamış, bu ne büyük güç ya rab! sen ne kadar büyüksün ya rab! hikmetinden sual olunmaz da, yarattıklarını az biraz kontrol etsen vallahülazim ateist-komünist kalmayacaktı yeryüzünde... amen.
başlık: uludağ sözlük
herkesin ismim görünsün adım okunsun diye bir konu hakkında 50 baslık açtığı sözlük. en basitinden benazir butto ile alakalı tüm baslıkları benazir butto baslığı altına yazılabilir. yok neymiş benazir butto neden ördürüldü, benazir butto öldürüldü benazir butto ölmeden önce kaç kilo sıçtı gibi bir çok abuk subuk içi boş baslıklar oluşuyor. ondan sonra da ekşi takıntı haline gelir tabi bunca format bilmez ahmak arasında.
--spoiler--
nerdeyse her yeni başlığın altında bu entry #2754044 şeklinde duruyor. sözlükle ilgili bir istek uygun düşmekte; bu yazara bir buton yapılsın ve basınca entry yerine bu entry numarası bakınız olarak verilsin. bir buton da bana yapılsın. başlığı okurken bu entry otomatik olarak eksilensin.
biri bu yazarı durdursun canım, hahaha. evet içimde kubilay peynircioğlu kaçtı fakat haklıyım. bu paşa bir frenleyemedi kendini, sürekli ortalarda. oto kontrol diye birşey var bilmem duydu mu hiç.
neyse paşam üfle bakalım kaç promil alkol var bünyede.
aslında bu sabah marcus haiderin seslendirdiği sway parçasını ekleyeceğim loris karius entryimi düşündüm bir ara yolda iş yerime doğru arabamı sürerken.
sonra bir mesaj geldi. içinde başrol olduğum.
ve aklıma 1989 yılının yaz mevsimini düşürdü. iki katlı bahçeli evimizde geçirdiğimiz son yaz idi. sonrasında aynı mahalle kültürü devam etse de apartman dairelerine ve üç oda bir salonun en büyük odasını nasıl kaparım düşüncelerine dalacaktık önümüzdeki yıllarda. çünkü kapitalizm öyle düşünmemizi gerektiriyordu ve bizler sadece gerekeni yapmak zorunda olan insanlardık, fazlası olamadık asla.
neyse 89 yazına geri dönersek ; mahallemize yazları tatile gelen ailenin kızı olan kıvırcık saçlı, mickey mouse t-shirtlü, kısa şortlu güzel kız hülya hepimizin aklını başımızdan almış, yaşımın verdiği yetkiye dayanarak da yakartop oynarken o yanmasın ben yanayım modunda dolaşan daha ergenliğe bile girmemiş bir çocuk olarak ; gelecek zamanlarda başıma geleceklerden bir haber mutlu bir şekilde yaşıyordum. acıktığım zamanlarda oyun arası eve koşarken elime tutuşturulan ekmeğin arasına sürülen salça hiç bitmeyecekmiş gibi hissediyordum.
aslında hülyayı ya da çocukluğumu ya da geleceğimi de anlatmayacaktım...
konuya dönersek mesajın sahibi arkadaşımla geçen akşam otururken belki de alkolün verdiği etkiyle üç cümleye başlayıp ikisini unutuyor bön bön suratına bakıyor sonra da gülümsüyordum. onunla konuşurken açılmıştı çocukluk yılları, süreyya sineması, geceye kadar bitmeyen saklambaçlar, yediğim dayaklar derken konu iki katlı evimizin bahçe duvarının dibindeki çiçeklere gelmiş fakat ben gene isimlerini unutmuştum.
şimdi o an'ı hatırladım ve ileride unutmamak için yazıyorum ;
duvar dibinde rengarenk bir görünüm veren, içinde siyah ve yeşil tohumların bulunduğu, meyve ağaçlarımızın hemen dibinde biten o çiçek kümesinin adı akşam sefası idi. akşamları açar sabaha bir daha kapardı kendini. bazı insanlar gibi.
izleyicisini ve dinleyicisini ciddi anlamda adam yerine koyan, gerçekten çok özlediğimiz bir şey olan saygı kavramını yitirmemiş nadide program.
her hafta izleyicinin karşısına çıkan ses sanatçılarının kıyafetlerinden, tavırlarından, şarkı söylerkenki mimik ve harektlerinden tutun da, sunucunun seyiricisine hitap şekline, kullandığı türkçeye, ve stüdyo konuklarına varıncaya kadar buram buram seviye kokmaktadır.
ayrıca, güzel sesli insanların güzel yorumları eşliğinde güzel tsm şarkılarının yer buluyor olması bu durumu çok daha güzel bir hale getiriyor.
ne yazık ki yıllardır maruz kalınan yoz programların yoz tiplerine, saygısızlıklarına, seviyesiz hitaplarına, dandikliklerine gözümüz ve kulağımız o kadar alışmış ki, bu tür "olması gerektiği gibi olan" programlar müthiş olağanüstü bir hal almış durumda bazılarımızın gözünde.
of ulan of , sabah sabah afyonum patlamamıs ,yukarıda elemanın birinin sözlükteki '' ateistlerin, Komünistlerin korkulu rüyası'' diye tanımladıgı yazar.
yazar degil,yobaz esasında da biz yine yazar diyelim..
kendisi fermanda yayınlamıstır.
''benki 286 entry sahibi , 4.nesil aksam sefasi,tanrinin yeryüzündeki gölgesi.
lakin,bu şahsiyet sahte bir müslüman'dır.. bilmez ki dinde zorlama yoktur olamaz.
son kez burada bir acıklama yapıyorumm
sahte müslüman ; '' allahsız komünistlerin basbelasi olur,sen dinsizsin ,imansızsın der durur.
gerçek ve aslolan müslüman ; '' gel , ne olursan ol yine gel,ister putperest ol,ister ateşe tapan,istersen tevbeni bin defa bozmuş olan ol,yine gel.'' diyendir..
fazla abratmamak gerek bu yazar kişiyi..
alt tarafi kici kirik bizim gibi bi sözlük yazari.
ansızın gelen edit ; bigron06'ya bişeyler demeye calısmıs,başaramamış akabinde mors oldugunu anlayınca tanıdıgı sözlük yazarlarına , '' vurun antepliler namus günüdür.'' diye seslenip bigronun aleyhinde propaganda yapmiştir..
bir yazarın copy-paste çi olduğunu gün yüzüne çıkartıp bizleri gece gece aydınlatmış(!) araştırmacı gazeteci(!)
edit: başka işin mi yok birader senin? ee ne oldu şimdi? içimizdeki copy-pasteçiyi buldun da hidayete mi erdin sonunda? kaldı ki ne gereği var durduk yere gerginlik çıkartıp nick altında itdalaşına girmeye?