dinlemeyi özlediğim enfes şarkılardan biri. kulağımda müzeyyen senar'ın sesi, karanlık bir kahvede, ahşap sandalyemde oturmuş birilerini bekliyormuşum gibi oluyorum her dinlediğimde. *
gecenin en karanlık saatinde dinlenen şarkıdır.
ister müzeyyen senar'dan dinleyin isterseniz zeki müren'den ne fark eder, güneş nasıl olsa yine doğacak.
Akşamla, karanlıkla hüzün arasında muhakkak ki kuvvetli bir bağ vardır.
ve hüzün de insana yakışan, asil bir histir.
Akşam olmuştur, sevilen uzaktadır, hüzünlenmek bir alışkanlığa dönüşmüştür artık. üstelik sevilenin gözlerinin rengine duyulan yoğun bir özlem sözkonusudur.
Her dinleyişte rakı şişesinde balık olma arzusuna tavan vurduran harika şarkı...
pazar sabahı dilime dolanan, muhteşem şarkı. biri beni durdursun, yoksa içmeden sarhoş olacağım.
akşam oldu hüzünlendim ben yine,
hasret kaldım gözlerinin rengine
gel mehtabım, gel sevgilim, gel yine
hasret kaldım gözlerinin rengine
bu büyülü dört dizeyle insanı alıp çok ötelere götüren muhteşem şarkı.
evet ben bu satırları yazarken bu şarkı çalıyor fonda müzeyyen senar yorumuyla.
ve sanırım artık daha fazla dayanamayıp bir kadeh yuvarlayacağım.
böyle bir şarkı dile dolandığında içmeden nasıl durabilirim ki.