bir gün öncesinin öğleninde içilmeye başlanmış, güneş dağların ardına gireli çok zaman olduktan sonra, zurnaya eşlik eden bir zille eve dönülmüş ve sızılmıştır. her şey iyidir. taa ki sabah olup işe gidene dek. işe gidersin ve arabayı park ettiğinde plakanın düşmüş olduğunu görürsün. hemen evi arayıp, bak bakalım sitenin hız kesme baiyerinin orda mı düşmüş dersin. bakarlar ve olmadığını söylerler. sen de inanmazsın çünkü sana göre o pğlakanın düşeceği başka bir yer söz konusu değildir. bir de sesinde telefondaki kişiye karşı bir güvensizlik oluşmuş bunu da dibine kadar hissettirmişsindir. "ne yani orda yok mu baktın yani?" diyerek. aradan yarım saat geçer ve evdeki kişi güvenliği arayıp, o taraflarda düşen bir plaka olup olmadığını sorduktan sonra seni arar ve plakanın aslında gece bile olmadığını, zilli zurnalı eve dönüş ayininde o plakanın bir yerlerde düşmüş olabileceğini ve bunu senin yeni farkettiğini söyler. ve sen utanırsın.
demek ki neymiş içersek ağzımıza içecekmişiz. yoksa bir gün götü de kaybeder, arasak da bulamazmışız.*
