o kadar akıllıdır ki yakında mecburen herkes bunlardan kullanacak.
pratiktir, kolaylık sağlar, zaman kazandırır hepsine eyvallah ama ne kadarımız hakkını veriyoruz? vermiyorsak neden herkesin elinde bundan var?
yaşım otuza geliyor, iyi kötü etiketi olan bi meslekte çalışıyorum. mesai saatim yok ama hafta sonu en az 1 günüm mutlaka işte geçiyor. bunu da kendi rızamla yapıyorum. hani demek istediğim belli bir yoğunlukta çalışıyorum. ama kendimi bildim bileli, küçük kapaklı kamerasız telefonlardan kullanıyorum. gel gelelim artık direncim kırılmak üzere.
alırken, alışımın iyi olmasına rağmen, gayet zorlandım. neden? yok amına koyim yok. gidiyor kameralı telefon çıkarıyor. dokunmatik çıkarıyor. kocaman takoz gibi telefon çıkarıyor. ben adama "sadece arayabileceğim ve aranabileceğim, küçük, mümkünse siyah ve kapaklı bir telefon istiyorum" dediğimde yavşak yavşak sırıtıyor. uzaylı muamelesi yapıyor. "abi bizde yok, ilerde bi türkselci var orası daha büyük" deyip kibarca siktir çekiyor.
gardaş ben mecbur muyum android uygulamalarına, aplikasyonlara, gugıl kalenderlere(bunu 2 gün önce öğrendim kullanayım dedim)?
işte bahsettiğim şey bu; herkes eninde sonunda geçecek bu akıllı telefonlara. mecburum amk, çünkü 1-2 seneye üretmeyecekler "sadece" telefon olanları.
öteki mevzuu da hakkını vermek. herkesin elinde ayfonlar, bilekberiler. nabıyonuz aga, tuvalette maillerinize mi bakıyorsunuz? bir buçuk dakikası 800 dolar olan adamlardan mısınız siz? kaçınız hakkını veriyorsunuz?
varsa yoksa tivit at, yer bildirimi yap, feysbukta fotoğraf beğen, oyun oyna.
hakkaten çok mu zenginsiniz lan? bi şahin parasının yarısını, 3te birini hakkını vermediğiniz bir telefona yatıracak kadar zengin misiniz?
bazı tipler var, işini o telefon üzerinden yürütüyor. saygım sonsuz, kıskanıyorum hatta. ama böyle adamlar değilseniz hakkaten yazık ya.
En büyük sorunu pil ömrüdür. Çoğu 1 gün bile zor dayanmakta. Neymiş? Alacakmışım telefonu yüzlerce lira ödeyip, sonra da kullanamayacakmışım istediğim gibi. Niye? Şarjı bitiyor. Yapacağınız işi sevsinler sizin.
içindeki türlü sosyal medya programlarına rağmen kullanıcılarını asosyalleştiren gavur icadı.
2008 yılının 30 ağustosundan beri sony ericsson w810i ile olan beraberliğim devam ediyor. menüsünün işlevselliği, rehberin kolaylığı, walkman i ve radyosu, 2 mp lik kamerası (çoğu 3.2 mp kameradan daha net görüntü verir), modem olarak kullanılıp dizüstü bilgisayardan internete girme imkanı vermesi (kendi zaten giriyor), haftada 2 defa şarj olması ile gönlümün cep telefonudur. tek sıkıntısı konuşurken karşı tarafın sesinin az duyulmasıdır. bozulmadıktan sonra yolumuz ayrılmaz diye ümit ediyorum.
ancak hazırlıklı olmak lazım. yaşlılık belirtileri gösteriyor. eski yakışıklılığı kalmadı. eğer gün gelirde w810i aramızdan ayrılırsa ne alırım diye düşündüğüm oluyor. akıllı telefonların fiyatlarına bakıyorum, özelliklerine bakıyorum, forumlara bakıyorum, sözlüklere bakıyorum, sanal mağaza müşterilerinin yorumlarına bakıyorum. bakıyorum da bakıyorum. bakmaktan zevk alıyorum. insanların o kadar para verip, telefonlarının arka ceplerinde eğilmesi, su geçirmez diye aldıklarının su geçirmesi, ince uçlu şarj aleti gibi şarj aleti aramaları beni hem güldürüyor hem düşündürüyor.
işin sosyal boyutu daha da ilginç. sosyal statü belirleme ve gösterme aracı olarak da kullanılması, gelir durumu önemli olmaksızın hep en pahalı cep telefonunun tercih edilmesi gibi.
ben lise ve üniversitede okurken de türlü türlü cep telefonları vardı. ama en pahalıyı tercih edenlerin sayısı bu kadar fazla değildi. şimdi lise ve üniversite de okuyan kuzenlerimi ve arkadaşlarını gördükçe anlıyorum ki yaygın davranış, en popüler ve en pahalıyı almak.
sonuç; akıllı telefonların bir ihtiyaç olduğunu bilmekle birlikte hangi marka ve modeli alacağıma karar veremedim. w810i bir gün melek olursa o zaman düşünürüm.
akıllandıkça yani işlemci, ram gibi ve daha birçok özelliğin artmasıyla beraber, sarj konusunda iyice çekilmez hale gelen telefon cinsi. akıllısından kullanacağım diye çantada şarj aleti ile dolaşmaya başlatan cihaz.
pek de iyi birşey değildir.
23 yaşındaki Ma Ai Lun ' un telefonu çalar.
telefon pirize takılıdır aynı zamanda.
neyse telefonu çalar ve açtığı an elektrik akımına kapılıp hayatını kaybeder.
buna benzer bir olay isviçrede gerçekleşir.
18 yaşındaki fanny
Schlatter, çalıştığı işyerinde boya kutularını taşırken akıllı telefon cebinde patlar ve ölür.
çok mu istiyorsunuz, o zaman en azından pirizdeyken dokunmayın.
yada ne bileyim cebinizde bulundurmayın.
bir telefon sadece alo demek içindir, gerisi ıvır zıvır. Fi tarihli telefonumdan memnunum.
şimdiki özenti gençler mişın imposıbıl'daki ajanların son model telefonlarına bakıp aynısından istiyorlar. Halbuki ajanlar iphone kullanmazlar, akıllı telefon hiç kullanmazlar. aklınızı yiyim.
telefonla konusup mesaj atıp, alabileceğiniz.
internete girebileceğiniz.
film izleyebileceğiniz.
video ve fotograf çekebileceğiniz.
oyun oynayabileceğiniz.
kitap okuyabileceğiniz.
cizim yapabileceğiniz.
not alabileceğiniz.
hatta masturbasyon yaparken porno izleyebileceginiz.
kısacası ihtiyacınız olan herseyi yapabileceğiniz, ibersonik alet. 2040 lı yıllardaki akıllı telefonları dusunemiyorum bile...
bu aletler öyle bir şey ki seçenek çok ama iyi bir para elden çıkmadan alınacak telefon yok. eskiden ne güzel basitti telefon almak. şimdi saatlerce hatta günlerce internette geziyorsun sana uygununu bulmak için ama hepsinin bir eksiği gediği oluyor. eksiği olmayan da zaten 2 bin. benim gibi bir telefonu 3-4 sene kullananlar için de sıkıntılı çünkü android denilen işletim sistemi güncelleme almadığında çöp oluyormuş söylenenlere göre. ee ben ne yapacağım. yok jellybean yok ice cream sandwich bunlarla mı uğraşacağım? dün artık gittim bir teknolojik markete. iphone için bile gözümü kararttım. stabil en azından, 3 sene rahat kullanırım diye. baktım ufacık geldi diğerlerinin yanında. cazip değildi. sonra lg'nin bir modelini gördüm. s3 büyüklüğünde. daha önce düşünmediğim için de alamadım gene geçtim internetin başına. bakalım bugün alabilecek miyim herhangi bir telefon? sinir hastası oldum daha almadan. alınca ne olacak bakalım?
şarjı iki gün giderse sevinilen telefon çeşidi, halbuki telefon dediğin iş görmeli yarı yolda bırakmamalı. bir de bunlara 1500-2000 tl veren var ama o kadar param olsa 500 liraya adam gibi iş görecek bir telefon, 500 liraya ipod touch ya da tablet( netbook da olabilir) alınır multimedya için, 500 liraya da adam gibi iş görecek fotoğraf makinesi alırım, en önemli anda da telefonumun şarjı bitmez, adam gibi foto ve video çekerim, internete de istediğim gibi girerim. en son telefonu alsanız bile 6 ayda onun da kralı çıktığı için bir telefona 1500-2000 tl vermenin anlamı yok çünkü.
edit: sadece 6 yıl sonra en son çıkan telefonun fiyatı 1500 lerden 10 katına 15000 e çıkmış ve o telefonun bile şarjı 2 gün gitmiyor. 6 yılda en pahalı telefonun fiyatı amerikada 500 dolardan 1000 dolara çıkmış iken yani 2 katı, bizde 1500-2000 den 12000-15000 bandına çıkmış yani yaklaşık 8-10 katı ekonomik olarak büyük gol yemişiz ve muhteşem fakirleşmişiz. düşünün 2013 asgari ücret 800 lira 2019 asgari ücret 2000 artış 2,5 kat artarken emtiaların fiyatları kaç kat artmış.