nazilerin de büyük ideologları ve entelektüelleri vardı, alfred rosenberg, martin heidegger, carl schmitt gibi. oysa bu nazizm gerçeğini değiştirmedi. ülkücülerin de aydınları, okumuş yazmışları vardır ama bu ülkücü hareketin lider-doktrin-teşkilat anlayışının ve ideolojisinin faşist olduğu gerçeğini değiştirmez.
madımak'ta hayatını kaybeden 37 alevi aydın kızldere'de hayatını kaybeden 10 soyguncu aydın Bahçelievler'de öldürülen 7 TiP'li genç aydın ama ülkücü olunca akılsız bilgisiz cahil yobaz faşist dimi.
madımak'ta hayatını kaybeden 37 alevi aydın değil ama onları yakıp kuduz itler gibi uluyanların ağabaları abdurrahman dilipak'lar, ismet özel'ler aydın öyle mi? kızıldere'de ölen 10 devrimci, ki mahir'in o genç yaşta yazdıkları bugün dahi önemlidir, aydın değil ama nato beslemesi çatlı-kırcı-muhsin ve başbuğları nato albayı aydın öyle mi? bahçelievler'de öldürülen silahsız 7 genç aydın değil ama boğarak adam öldürme yeteneğine sahip idi amin lakaplı halku kırcı aydın öyle mi?
aydın diye o ülkücü dediklerinizin kurşunlarına hedef olan bedrettin cömert'lere, cavit orhan tütengil'lere, doğan öz'lere derler, pentagon maşalarına değil.
ülkücülerin tamamının kültürsüz, cahil, odun kafalı olduğunu iddaa etmek haksızlık olur. aydın bazında çok değerli ülkücüler de vardır. ama burada bahis konusu olan sokaktaki ülkücüdür sanırsam.
onlar için pek iç açıcı şeyler söyleyemiycem. hepsi olmasa da büyük bölümü türk milliyetciliğini kafa tokuşturmak ibaret sanıyorlar. okumuyorlar bir kere. çok şey bilmelerini alim olmalarını da beklemiyoruz. hiç olmasa türk tarihi, grameri ve mitolojisi hakkında söyleyebilecek üç beş kelimeleri olmalı.
ne bileyim en basitinden dedem korkut'un hikayelerinden, bir salur kazan'dan, bamsi beyrek'ten, begin oğlu emren'den bile haberi olmayan bir adamın kalkıp da ben türk milliyetcisiyim, ben ülkücüyüm demesi çok garibime gidiyor.
polat alemdar'ı izleyeceklerine biraz da bunlara kafa yorsalar daha iyi olur, hem kendileri için hem de ülkenin geleceği için.
çünkü türk milliyetçiliği ciddi anlamda bir ideolojik buhran yaşıyor. bunu da ancak ilim, irfan sahibi olarak aşabiliriz diye düşünüyorum.
hulasa türk mitolojisini, türk tarihini, türk gramerini bilmeyen ben türk'üm demesin, hele türk milliyetcisiyim hiç demesin .
bir ideolojiyi savunabilmek için öncelikle onun hakkında bilgi sahibi olunmalı, okunmalı, araştırılmalı, kültürel birikim sağlanmalıdır. bütün bunları yapabilmek içinde akıl sahibi olmak şarttır.
görüldüğü üzere üçü bir arada kıvam gereklidir.
bir kaç cahil cühela ülkücü takımından yola çıkarak tüme varılmamalıdır. tıpkı solcular içinde aynı durumun geçerli olması gibi.
insanları şuncu buncu diye nitelendirmekten hoşlanmayan biri olarak, aklın bilginin ve kültürün bu şekilde sınıflandırılmaması gerektiğini düşünmekteyim.
ülkücülüğü ülkücü gibi yaşayan ülkücüdür. kulaktan dolma bilgilerle hareket etmez araştırır öğrenir ve bilgilendirir.. şimdiki deyimle ülkücüyüm diyip de ocağı arkasına almak için maçoluk yapmaz...
bir çok üniversitede karşımıza çıkan ülkücü tipidir. üniversitede eğitim veren profesörlerin bir çoğu ülkücüdür. zaten akademik kariyerini yapmış, profesör olmuş adamdan komünist falan olmaz.
komünist dediğiniz adam ilkokul veya lise mezunu sözde aydın, atmasyon araştırmacı yazar olur. bir tarafından atar tutar kitap mitap yazar. yazdıklarını mantık silsilesine dayandırır, belge melge koyamaz. açık oturumlarda rezil olur, maytap oğlanı olarak tv lere falan çıkarlar.
işte kırk yılda bir baskın oran çıkmıştır, oda dtp ile fingirdeyip rezil rüsva olmuştur.
velhasıl kelam; birilerine çamur atacaksanız evveliyatında güveneceğiniz bir şeyler olacak. ünlü komünistleri/enternasyonalistleri tek tek saydırmayın, rencide ettirmeyin kendinizi.
1402'den haberi olmayan, bu yüzden de üniversitede okumuş solcu hocanın olmadığını savunan ülkücüdür. 1402 neydi harbiden, kristof kolomb'un amerika'yı keşfi mi yoksa istanbul'un fethi mi.. hep karıştırıyorum.
siyah paltosunun eteklerini savurup, kafa tokuşturup çeneye inen bıyıklarını düzelterek asistan olan kişilerin kayırmalarla, araklamalarla bir yerlere gelmesi de akıl, bilgi ve kültür gerektirdiğine göre varlığından şüphe duyulmaması gereken ülkücüdür.
"Belki üniversitede öğretim üyesi değil gazetede köşe yazarı olsa daha çok ses getirirdi."
-şengül hablemitoğlu'nun necip hablemitoğlu suikastı ile ilgili söylediği sözlerden biri.-
...
solcuların öldürüldüğü olaylar her zaman ülkenin gündemine bir numaradan "katliam" olarak oturdu. mesela bugün "ümraniye katliamı" diyince herkes devrimcilerin öldürüldüğü katliamı gösterir, ama kimse ülkücü işçilerin 1978'de katledildiğini aklına bile getirmez. ya da gün sazak suikastini yeni nesil hiç bilmez. adana'da öldürülen öğretmenler, işçiler, 15 yaşındaki adem pekmezci'ler... ismimin neden sonkuzu olduğunu hiç sormayın.
akıllı bilgili kültürlü ülkücüler vardı. hele "kara eylül"den sonra birçoğu sustu, susturuldu. 1402 olayı 1980'de gerçekleşmesine rağmen, 3 şubat/mayıs 1990 tarihinde 1402 olayının geçerliliğini yitirdiğini de bilir bazı ülkücüler.
hala akıllı bilgili kültürlü ülkücüler vardır. ama osmanlı'dan bu yana "türk" kelimesini hakaret olarak kullanan bir kısım halk, tıpkı osmanlı'nın son döneminde rum, ermeni, yahudi ve bunlara yanaşmaya çalışan ali kemal gibi sözde türkler'in başta medyayı ele geçirip yaptığı türk karşıtı, milliyetçi karşıtı propagandadan bugün bile etkilenmeye devam etmekte olduğundan, "ağlamasını bilmeyen" ülkücülere sadece tek bir açıdan bakılması normalleştiriliyor. dışarıda ingilizler-fransızlar, içeride o zamanki can dündar'lar mustafa kemal'e "nationalist" diyorlardı, "dictator" diyorlardı. aynı o hesap.
üstelik maksat sadece ülkücülük değil. genel olarak, objektif bakamayan bir komünist ya da bir nurcu, ülkücülere zaten paye vermez, akıllı bilgili kültürlü ülkücüyü kabullenemez. kendisiyle ters düşer o zaman. ülkücülüğü "bahçelievler"den ibaret bilir. hatta sivas'ı bile ülkücüler yaptı zanneder bazıları. onun için bu kişisel bakış açılarının da bir önemi yok. şimdi ben size bin tane kanıt göstersem ne değişecek? şu andan itibaren eksilenmeye başladım bile : bunun anlamı "sen ne dersen de, gerçekte öyle olsalar bile bizim gözümüzde ülkücüler zorbadır." geçen gün, birisi resmen söyledi bunu bana.
velhasıl, akıllı bilgili kültürlü ülkücü çok vardır. ama ülkücülerin kültürlü olduğu sözlükte yazmaz, medya da anlatmaz.
(bkz: hah ben de tam onu diyordum işte)
siyah palto, hilal bıyık, kafa tokuşturma bıdı bıdıdan başka söylemi olmayanların bilgi, kültür ve akıl konusunda ahkam kesmeleri de pek yerinde olmayacağından ülkücüler içinde rastlanması çok zor ülkücüdür.
ülkü kavramından feyz alarak vatanına hainlik etmeyen,ülkemi nasıl geliştirebilirim diye didinip duran,sokaklarda veya her mekanda m.k.atatürk gibi şahsiyetli biri varken! stalin gibi köpekleri desteklemeyen ülküsünü benimsemiş ülkücüdür.
edit : atatürk'ü değilde stalini seven ne çok insan varmış*.
aklı bilgiyi kültürü geçtim, türkçe yazmayı öğrenseler yeter diyeceğim ülkücüler. daha kendi dillerini doğru kullanamadan "biz çok kültürlüyüz" yazmalarına ironi desem hafif kalır.
ayrıca, "çok var ama sözlüklerde yazmıyorlar" lafı aslında kendi içinde bi itiraf cümlesidir ama bunun da farkına varamıyorlar. şöyle anlatayım,
diyelim ki her tarafa yayılmış yüz tane kültürlü solcu var,
bunlardan kimisi gazeteci,
kimisi akademisyen,
kimisi sözlük yazarı,
kimisi sıradan vatandaş olur.
diyelim ki sözlüklerde kültürlü ülkücüye rastlamıyorsunuz,
ama yine de yüz tane kültürlü ülkücü olduğu iddiasındaysanız o yüzünün de başka mecralarda doluştuklarını iddia ediyorsunuz demektir. eğer iddia buysa bilimsel olarak da komik duruma düşersiniz çünkü rastgele dağılımın söz konusu olduğu bi durumda bu dediğinizin geçerliliği yoktur. eğer sözlükler kültürlü solcularla dolu ama kültürsüz ülkücülerle doluysa toplumun diğer katmanlarında da aynı oran var demektir.
örnek vereyim,
gezegenleri inceleyen astronomlar o gezegenlerin farklı yüzeylerinin ne kadar eski olduklarını şöyle anlıyorlar.. dur, önce bu eski olmak lafını açayım. misal dünyada himalayalar kıtaların birbirlerine girmesi sonucu yükselen dağlar. yani aslında himalayalar dünya var olduğundan beri yoklar. himalayaların yaşı dünyanın başka yerlerindeki yüzeylerden daha düşük..
hah, mesela gezegenin tekine bakıyorlar, sol yarısında daha fazla krater var, sağ yarısında daha az diyelim. bu ne demektir, sol yarısına daha fazla meteor düştüğüne göre sol yarısı daha uzun süre gezegenin yüzeyi olarak kalmış. yani sol yüzeyi daha yaşlı.
haaa bu örnekten hareketle eğer solcu yazarlar, gözlemlenebilen her tarafta -sözlükler mesela- daha fazlaysa, o zaman diğer taraflarda da daha fazlalardır (sözlükler diğer taraflardan daha yaşlı olmadıklarına göre). sözlüklerde kültürlü ülkücüler yoksa diğer yerlerde de az sayıdalardır.
bu arada yeni bi ironinin farkına vardım. şu örnekle ülkücülere laf anlatmaya çalışıyorum. ben de çok akıllı değilmişim galiba.
edit: arkadaşlar n'olur bi yazdığım da yazdığım kadarıyla anlaşılsın yahu çok mu şey istiyorum.
bu entry'nin manası "solcular çok sayıdadır" d e ğ i l d i r!...
var olan solcuların şu sayılan sıfatlara haiz olanları çok diyorum ben yazımda. yani,
on solcu varsa atıyorum sekizi kültürlü demişim ama o on solcu bin kişilik bi popülasyondalar. yani o popülasyonun yüzde biri.
aynı şekilde şu memleketin de yüzde birinden bile azı solcu ama var olan o solcuların büyük yüzdesi (en azından sağcı kesime nispeten, yoksa solcu kesim de bana göre oldukça cahil barındırır ayrı) evet kültürlü diyorum.
yeter be kardeşim, paso ekstra açıklama yapmaktan gına geldi lan...