nizamü'l mülkün melik şah karşısında başvurduğu yoldur. melik şah nizamü'l mülkü (vezirini) , kendisine asi geldiği için öldürtecektir. bunu anlayan vezir, sultan melik şaha ; peygamber aleyhisselam ile görüştüğünü ve kendisinin sultanından( melik şahtan) sonra ölmek istemediğini söyler. resul-i ekrem ise bunun istediği şekilde vuku' bulacağını haber verir nizam'a. melik şah sorar "peki ne zaman ölecekmişsin 'ata' " diye. nizam'ın verdiği cevap karşısında sultan soğuk terler döker: " sizin ölümünüzden hemen kırk gün önce ölecekmişim sultanım".
Bir gün padişah Vehbi Efendi'yi yanına çağırır ve:
"Bana öyle bir şiir yaz ki bir mısrasını okuyunca içimden seni öldürmek,
bir sonrakini okuyunca ise ödüllendirmek gelsin" der.
Ve işte sonuç aşağıda:
Azm-u hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
Kese ile sabunu, rahat etsin cism-u can.
Lal-u şarap içurem ve ıslatıp geçirem,
Parmağına yüzüğü, hatem-i zer drahsan.
Eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
Lale ile sümbülü kakülüne nevcivan.
Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
Bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.