akıl gayrişahsidir.hayatımız ve kalbimiz bizimle birdir.ama zihnimiz kişi insandan ayrılabilirve ondan sonradır ki düşünceler dünyasında serbestçe hareket edebilir. aklımız elbise giymeyen ,gıda almayan,uyku nedir bilmeyen,arzuları olmayan,insanı sınırlar için sevgi sevgi , nefret ve üzüntü duymayan,hayatın cilvelenmeleriyle yalnızca düşünen hareket etmeyen bir zahiddir.eşyanın köklerine inmeye çalışır, çünkü bir şeyin bizzat kendisine şahsi bir ilgi duymaz.gramerci bütün şiirleri gezer ve engel tanımadan kelimelerin kokune gider.çünkü o gerçekliği değil kanunu aramaktadır.kanunu bulduğunda,kelimlere nasıl hakim olunacağını insanlara öğretebilir artık.
hababam sınıfında kör bi hoca vardı. yaşlı filan. onun adı akil'di.
hatta bi keresinde bunu işletmişti hababam. sonra atılmıştı akil hoca okuldan. tesadüf milli eğitim bakanı bunun öğrencisi çıkmıştı. kolpadan okula akil hoca'yı ziyaret etmeye gelmişti de müdür olacak herif akil hoca'yı geri almıştı filan.
insanın bilme, düşünme, hareketlerini düzenleme yetisi. Akıl sayesinde çeşitli hükümler arasındaki mantık bağlılıkları kavranır, çeşitli olayların kanunları bulunur ve bu kanunlara dayanarak gelecek hakkında hüküm verilebilir.
Başka bir deyimle akıl, çağrışımlar ve iç güdülerle değil, düşünceyle hüküm vermek ve hareket etmek yetişidir. iyi düşünmek, doğruyu yapmak, iyiyi kötüden ayırma yetisinde olan akıl, yalnız insana mahsus bir özellik sayılmaktadır. Akıl sayesinde bir hükmün doğru ve yanlış olduğu anlaşılır, olayların sebepleri araştırılır, yapılacak şeylerin bir amaç için yapılması mümkün olur.
çok adil dağıtılmış olsa gerek ki hiç kimse payına düşenden şikayetçi olmaz tam aksine övünüp durur ve böylelikle siz insanın ne tür bir canlı olduğunu anlar ve üzülmeye başlarsınız.
eğer aklımız gücümüz ölçüsünde ve gücü kullanmamız ölçüsünde gelişmiş olsaydı, o zaman ilke düşüncelerimize egemen olurdu, ki böylece sadece yapabileceklerimizi kavrayabilirdik: nietzsche.