Düzce'min güzel deniz kıyısı şirin bir ilçesidir . Değerini pek bilemiyoruz ne yazık ki , turizm potansiyeli günden güne artıyor yerli ve yabancı turistler gelmeye başladı sonuç olarak bir Karadeniz kıyısı olduğu için denizi için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim . Yanlış bilmiyorsam da güneşin denizden doğup denizden battığı dünyanın nadide yerlerinden biri ve gün doğumu ve batımı izlenilesi yerlerden biri .
bugun belediyedeki kamyon şoförü duble yol diye yola atlamis ve bir aracin takla atmasina, şoförün sikismasina ve yogun bakima girmesine sebep olmuştur.
Aslında güzel yerdir fakat vizyon olmayınca olmuyor. Öncelikle paranız olsa bile kalacak iyi otel yoktur. Olan oteller genelde islami motifli ve saçmalık derecesinde pahalıdır. Şahsen ben 350 TL verip haşemalı embesillerin dolaştığı bir otelde kalmam. Zaten 500 TL verdiğinde Türkiye'nin en kral spa otelinde kalabiliyorsun, dangalaklığın lüzumu yoktur.
Diğer yandan istanbul'lu dallamaların fuhuş için seçtiği bir yerdir. Gece restoranda yemek yerken adamlara resmen kadın servis edildiğini gözlerimle gördüm. Akabinde kaldığım otelde odamın yanındaki odada herifin biri hatuna gece 5 saat falan bilmem kaç posta kaydı. Adam para verdim, karşılığını alayım modundaydı. Herifin çıkardığı iğrenç seslerden münasebette bulunduğu zavallı kadının karısı veya sevgilisi olmadığı açıktı.
Özetle şu saatten sonra pek gidesim olmayan bir yerdir.
bir soyisimdir pekala. hem de ara sıra insanın fikrini meşgul eden bir hanımındır bu soyisim. ve hatta, dünya üzerindeki en kutsal görevlerden birini icra etmek üzere gittiği hiç bilmediği bir şehrin, hiç bilmediği bir köyünde hiç tanımadığı bir ailede dünyaya gelen bir yenidoğana adımı vermiş olan, beni bir hayli tarifi mümkün olmayan duygulara sürükleyen bir hanımın soyismidir. ümit yaşar oğuzcan'dan güzeldiniz şiirini armağan eylediğim bir hanımın soyismidir hem. güzelsiniz demiştik, gerçekten güzeldiniz.
düzce'ye bağlı bir karadeniz ilçesi. ilk kez karadenizde yüzmeye niyetlenen biri olarak kesinlikle tavsiye etmeyeceğim bir denize sahip. dalgalar devasa,akıntı keza. açılmak kolay ama kıyıya çıkmak çok zor. tek dalgada 2 kez alabora oldum bikinimin altını zor zaptettim. plajıda bir kalabalık ki sanırsın herkes profesyonel yüzücü.
yaz ortası olmasına rağmen her an yağacakmış gibi nemli bir havası var. fındıktan başka bir espirisini de göremedik. kale dediler sarnıçtan ve piknikçilerin çöplerinden ibaret. trekking parkuru gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığı bir yer.
tatlısı meşhur dediler esnafı bile tavsiye etmedi zaten yiyecek bir yer de bulamadık. bildik dondurma markası bile yoktu. bim'e kadar gittik en azından ülkerdi,pandaydı vs buluruz umuduyla ( algidadan ümidi keseli çok oldu) hiç duymadığım markalar falan. sonra açıkta satılan külah carte dor bulduk neyseki.
fakıllı mağarası tam hüsran. rehber küçük kız çok önemli birşey söyleyecek gibi grubu topluyor her seferinde ayrı bir saçmalık. yok mağarada allah yazıyormuş arapça yok gebe at varmış. o şekillerden ben bile neler çıkartırdım da bozmak istemedim. ayrıca kültür bakanlığına bile ait değil 3 bin yıllık dedikleri mağara.
en çok göze çarpan ise her yerde tayyip posterleri ve sempatizanlarının olması.
her gittiğim yerden magnet alan biri olarak girdiğim hediyelikçilerde deniz malzemeleri ve giyim dışında birşey bulamadığım tek yer.
ayrıca bayram nedeniyle mi bilemedim ab plakalı araçlarla ve aralarında almanca ve arapça konuşan insanlarla doluydu. almancılar neyse de diğer grup plajda hatun kesmek için oradaymış gibiydi.
kısacası tatile gidecekseniz bedava bile olsa tavsiye etmem. güney candır olmadı batı.
düzce'ye uzaklığı 38-39 km olup dört şeritli, bölünmüş yolu sayesinde 15 dakikada gidilebilir. düzce'ye gene aynı uzaklıktaki yığılca'nınsa yapacak düzgün bir alanı olmamasından ötürü yolu 1 saât çekmektedir.
batı karadeniz'in tatil beldesidir akçakoca. özellikle yazın iğne atsanız yere düşmez. kışın ise daha sessiz, sakindir.
şaka bir yana neden düzceakçakoca'ya değil de akçakoca `düzce'ye bağlı diye düşündürür insanı. özellikle yazın akçakoca'nın nüfusu çok daha kalabalıktır.
XIV. yüzyılda yaşayan ünlü Türk komutanı. Osman Gazi ve Orhan Beyin silâh arkadaşıdır. 1320 yılında, emrindeki Türk kuvvetleriyle Kocaeli bölgesini fethetti. Osman Bey başarısına karşılık fethettiği Kocaelinin idaresini ona bıraktı. Akçakoca bundan sonra da akınlarına devam etti. Konur Alp ile birlikte Aydos ve Semendireyi almakla görevlendirildi. Cesaret ve kahramanlık göstererek oraları da fethetti. Bu başarısının ödülü o- larak Orhan Bey (buna bak) tarafından Semendire, Akçakocaya mülk olarak verildi. Akçakoca 1327 veya 1328 yılında ölünce Kandıraya gömüldü.
bugün 12 yıl sonra tekrar gittikten sonra eskisinden daha iyi bir durumda olduğunu gördüm. düzce yolu düzelmiş, şehir meydanı bir şekle sokulmuş, eli yüzü düzelmiş bir şehirdi. ama yeşilliği ve denizin temizliği eskiye nazaran biraz daha bozulmuş.
tabii ki türkiye'nin hemen hemen her yerinde bu böyle ama akçakoca'nın bu konulara daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. bundan bir 12 yıl sonra daha kötü değil, daha yeşil, daha temiz denizi olan bir akçakoca görmek isterim doğrusu.