empatiyi sorduğunda sempatinin tanımını yapan,umursamaz,keyfine düşkün ve vicdansız tiplerdir.kardeşim balık özgür bir canlıdır mecbur mu senin cam kavanozunda yaşamaya? onunda kendine özgü bir hayatı var tıpkı senin gibi,e sırf güçlüyüz ve düşünebiliyoruz diye hayvanları hapsetmemiz mi gerekiyor? yapmayın böyle,onları doğal hayatlarına,sokaklarına geri yollayın.
ne anlar bu işten anlaşılmaz. balık lan yem yiyor işte dolanıyor. ekran koruyucu yap aynı iş temizlemekle uğraşmazsın en azından. o değilde bana kalsa bütün evi dolaşan cam boru şeklinde bir akvaryum yapıcam ama olmaz işte yapsam nolucak.
vardır böyle tipler. misal bendeniz barko. büyük bir zevkle, emekle beslerler balıkları akvaryumda.
kardeşim, yeterince büyük bir akvaryumda av olma riski taşımayan balıklar, düzenli yem yiyebilen (hem de envayi çeşit), çiftleşebilen, yavrulayabilen, ısısı ve ışığı ihtiyaç duyduğu kadar verilen balıklar senin götüne mi kaç... aman işte rahatsız hissetme kendini, boş ver. öptüm.
edit: bir süredir akvaryum kuramıyorum. sağ olsun tayyip amcam, patlattı ceplerimizi. aldığım ekmeği dahi kuruşlarla savaşarak alıyorken, o hayvanların ihtiyaçlarını karşılayamayacağımdan dolayı. mutlu ol, düşünceli insan...
Balığı hafızası yok sanar bu mal. Sen alıyorsun o zavallı hayvana kendi tutsaklığını yaşatıyorsun denizleri birdaha tadamıyor hala süs güzel duruyor diyorsun!!! Yazık günah.
hayvansever insanlardır.çocukkene bende balık beslemiştim.ama zırt pırt yem vermekten malesef kısa süre sonra ölmüşlerdi.amacım kötü değildi.yesinler büyüsünler istiyordum.buradan çıkan sonuç ebeveyn'ler çocuğa hayvan besleme sorumluluğunu verirken denetimi eksik etmemeli.hayvanlara yazık.