tanım olarak içerisinde genellikle su canlılarının beslendiği tanklardır.
uzun süre bir akvarist olarak icra ettiğim hobidir. güzel bir bitkili akvaryumun verdiği keyfi en baba görsel veremez.
2 gündür hayatımı siken muhabbet. yıllardır meraklıyımdır bu olaya, geçenlerde yeni bi akvaryum aldım büyük sayılabilecek ebatlarda bi akvaryum. şu sıralar canım da bi hayli sıkkın olduğundan kendime bi uğraş ararken dedim ki yıkayım salonun duvarını gömeyim akvaryumu içine hem sıkıntımı az biraz azaltırım hem de görsel bakımdan bi şölen yaratırım kendime. amına koydum duvarın, akvaryumu gömdüm ama temizlik işi hayatımı sikti.
velhasıl güzel bişey çıkardım ortaya. challenger besliyorum bu akvaryumda. 3 challenger'ım var fevkalede vahşiler, en sevdiğim kısmıysa canlı yem olayı. çoğu kimseye vahşet olarak gözüksede japon balıklarını challengerların olduğu akvaryuma attığım zaman challengerların ilk önce japon balığının etrafında dönmeleri, sonra vurup sersemleştirmelerinin ardından tek hamlede yutmasını izlemekten acayip zevk alıyorum.
Şundan da alayım atayım içine değil arkadaş ! Azcık araştır arkadaş her balığın istediği bir hacim, bir su değeri, ve uyumlu olduğu türler var. "Ama akvaryumcu yaşatıyor!" deme. Yaşatıyor ama nasıl yaşatıyor o önemli. Seni de bir hücreye koysalar ekmeğini suyunu verseler sen de yaşarşın. O balığın doğal formunu göstermesi, kondisyon kazanması ve üremesi imkansıza yakındır. Muhtemelen bir süre sonra ölümle sonuçlanacaktır...
Ne kadar dinlendirici olduğu söylense de balıklarınız öldükçe moralinizin içine edilen, o akvaryuma, o balıklara verdiğiniz paraya ağladığınız... Yazamayacağım...
görsel bakımdan en dinlendirici fakat biraz zahmetli iştir. talı su akvaryumunda her balık bir arada yaşamıyor. örnek verilecek olunursa, lepistes cinsi balıkla japon balıkları bir arada yaşamıyor. biri soğuk suyu seviyor diğeri sıcak suyu, fakat görsel bakımdan japon balığı büyük olduğu için seyrederken insan daha çok haz alıyor. günümüzde artık tuzlu su akvaryumu da var. okyanus balıkları inanılmaz canlı renkleri seyrederken insana haz veriyor. lakin bu balıklar tatlı su balıklarına göre çok daha pahalı ve bakımı zor. tuz ayarını iyi yapamadığınız zaman balıklar ölebiliyor. evine akvaryum alacak kişi şayet maddi durumu el veriyorsa tuzlu su akvaryumu ve balıkları beslemelidir. görsel bakımdan tatlı su akvaryumundan kat kat üstündür.
Bu işe gerçekten zaman ayırabilecek insanlar tarafından bakılmalıdır, aksi takdirde 2 ay sonra balıksız akvaryum evde bulunan boş bir yere kaldırılabilir.
Şahsen evimde yer alan, iki haftalık tatilden eve döndüğümde göreceğim manzaranın hiç hoş olmayacağından, oturup izlemesine doyum olmayan ama uğraş uğraş işleri tükenmeyen bir hobidir.
akvaryumda balık beslemek basit bir iş değildir. emek ister, vakit ister, en çok da sevgi ister. bir tanıdığım var çocukları olmayan, bir görseniz o balıklara nasıl baktıklarını... kısacası balık deyip geçmeyin.
neden aşırı derecede dedim? çünkü, hobiye ilk başlayanların ne su kimyasından haberi vardır, ne hangi balıklar birbiriyle sorunsuz yaşardan haberi vardır, ne ışıklandırma çeşidinden haberi vardır.
gider bir akvaryumcuya, "ver abi şu japonu, şu lepistesi, yanına şu sarı balıklardan atalım(sarı prenses), sonra ver şurdanda 35-40cm lik bir akvaryum. bir avuç kum ver. " der çıkar evine gider. doldurur musluktan suyu, sonra hiç durmadan atar akvaryuma canlıları. japon lepistesi yutar, yutamazsa lepistes japon'un kuyruğunu yer. sonra sarı prenses ortama alışınca kalan balıkları yer. olay böyle gelişir. halbuki b işe girilecekse bilgilenilse, japon balığının dişsiz balık olduğu , soğuk sularda bakılması gerektiği ve 10-15 litre akvaryumda bakılamayacağı bilinse. lepistes'in sıcak su sevdiği, bitkili akvaryumlardan hoşlandığı bilinse ve sarı prenses'in bir çiklit olduğu, sert balık olduğu, sert sulardan hoşlandığı ve kayalık dekor istediği bilinse hiç böyle şeyler yaşanmayacak. ama ülkemizde durum kesinlikle böyle değil. akvaryumculara güvenip sonra hobiden soğumalar, balıkların telef olması gibi sorunları yaşayan çok kişi vardır.
dediğim gibi gerekli su şartlarını sağladıktan sonra bakılamayacak balık yoktur. mümkünse ayrı habitattan gelen canlıları aynı akvaryumda buluşturmamak lazımdır. ikisi de sakin tür olsa bile su şartlarını beğenmeyip kayıplar yaşayabilir. akvaryum kurmak balıklara yem atıp , cama çat çat vurmak demek değildir. akvaryum doğayı taklit etme sanatıdır (ne cümle be !).
hobiye ilk defa başlayanlar genelde küçük akvaryumla başladıklarından çiklit türleri önerilmez. lepistes, platy gibi sakin ve küçük hacim isteyen balıklar önerilir.
diskus gibi balıkları görüp, "ayh cok dadlı ya" diyip atlanmazsa iyi olur yani.
bir de şunu söyleyeyim, bu hobiye adım attıysanız daha kurtuluşunuz yoktur. geçmiş olsun .
Türkiye nin önemli bir kısmında anahtar kelimeleri '' Japon, fanus, vatoz, gereksiz plastik süs '' den ibaret olan ancak aslında bana göre dünyanın en zevkli hobisidir.
Resim yapmak ile doğal ortamı taklit etmenin birleşimidir. Burda uzun uzun yazamayacağım ancak hastalık derecesinde bir hobidir kendileri. (fikir vermesi açısından http://www.aquaticscapers...ry/18?set_volume=standard )
Elbette ki türk insanı bu düşünce yapısını gözünü para hırsı kör etmiş akvaryumculara borçludur.
büyük akvaryumlar için düşünüyorum; yapaydır, saçmadır. kolaysa o kadar türü tek bir denizde/okyanusta kendileri üretmeden toplasınlar. her şey doğasında güzel.