daha sonra oya bora olan grup denk'in 1987'de çıkardığı ve aynı yıl akvaryum-seninle beraberim adı, farklı kapak ve şarkı sırasıyla yeniden basılan ilk albümü. şarkılarından 6 tanesi zamanın yabancı şarkılarından coverdır. Bu albümün yeni sırası şuydu:
01 Seninle Beraberim
02 Aşk Kavgam Şimdi *
03 Var Mısın ? *
04 Akvaryum *
05 Ateşle Oyun *
06 Bizim Gibiler
07 Al Beni Dansa *
08 Sensiz Olmaz
09 Kelimeler Fazla *
10 Aşka Aşığım
11 Bana Yeter *
12 Tasvir-i Şikayet
Bu da ilk sırası:
01 Aşk Kavgam Şimdi
02 Akvaryum
03 Al Beni Dansa
04 Sensiz Olmaz
05 Ateşle Oyun
06 Kelimeler Fazla
07 Bizim Gibiler
08 Tasvir-i Şikayet
09 Bana Yeter
10 Var Mısın ?
11 Seninle Beraberim
12 Aşka Aşığım
Satılmayan akvaryum, içinde balık da olsa abicim, satıcısına huzur muzur vermez . Kafadan huzur islam'da bi kere. Namazda yoksa adamda seyrele huzursuzluğu sen.
bir çeşit hastalıktır. Mesela bir hevesle fanus alınır ve fanusta yaşayabilecek olan tek balık olan japon balığı alınır. Bir dönem balıklar beslendikten sonra fanus küçük gelmeye başlar. Aynı zamanda, sürekli su değişimi yapıldığından dolayı balıklar sık sık ölür. Daha sonra, japon balıklarından soğunur ve yeni türler beslemek ister insan. Yeni tür için de akvaryum şarttır. O yüzden yeteceği düşünülüp orta boy bir akvaryum alınır. Ama günler geçtikçe o akvaryum da göze küçük görünmeye başlar. Bu da daha büyük akvaryum istemeye sebep olur. Ama şu bilinmelidir ki ne kadar büyük akvaryum alınırsa alınsın göze bir günden sonra küçük görünecektir. Ayrıca, akvaryumu büyütmek daha fazla ilgilenmeyi gerektirir.
Çalışan veya okuyan birisi akvaryumun bakımına yeterince zaman ayıramamaya başladığı zaman bundan balıklar hemen etkilenir ve balık ölümleri artar. O yüzden hem üzülmemek hem de hayvanlara eziyet etmemek için eğer bakımları aksatılmayacaksa akvaryum alınmalıdır.
Akvaryumda beslenebilecek en güzel balık belki de diskus'tur. Çok akıllı ve zarif bir balıktır. Ancak çok narin ve pahalı olduğu için pek satılmaz ve bakılmaz. En ufak değişiklikten etkilenirler ve hastalanırlar. O yüzden de çiklit balıkları daha çok tercih edilir. Hem akıllıdırlar hem de o kadar pahalı değildirler. Üstelik zor koşullara da dayanıklı balıklardır.
büyük akvaryumlar için düşünüyorum; yapaydır, saçmadır. kolaysa o kadar türü tek bir denizde/okyanusta kendileri üretmeden toplasınlar. her şey doğasında güzel.
Türkiye nin önemli bir kısmında anahtar kelimeleri '' Japon, fanus, vatoz, gereksiz plastik süs '' den ibaret olan ancak aslında bana göre dünyanın en zevkli hobisidir.
Resim yapmak ile doğal ortamı taklit etmenin birleşimidir. Burda uzun uzun yazamayacağım ancak hastalık derecesinde bir hobidir kendileri. (fikir vermesi açısından http://www.aquaticscapers...ry/18?set_volume=standard )
Elbette ki türk insanı bu düşünce yapısını gözünü para hırsı kör etmiş akvaryumculara borçludur.
neden aşırı derecede dedim? çünkü, hobiye ilk başlayanların ne su kimyasından haberi vardır, ne hangi balıklar birbiriyle sorunsuz yaşardan haberi vardır, ne ışıklandırma çeşidinden haberi vardır.
gider bir akvaryumcuya, "ver abi şu japonu, şu lepistesi, yanına şu sarı balıklardan atalım(sarı prenses), sonra ver şurdanda 35-40cm lik bir akvaryum. bir avuç kum ver. " der çıkar evine gider. doldurur musluktan suyu, sonra hiç durmadan atar akvaryuma canlıları. japon lepistesi yutar, yutamazsa lepistes japon'un kuyruğunu yer. sonra sarı prenses ortama alışınca kalan balıkları yer. olay böyle gelişir. halbuki b işe girilecekse bilgilenilse, japon balığının dişsiz balık olduğu , soğuk sularda bakılması gerektiği ve 10-15 litre akvaryumda bakılamayacağı bilinse. lepistes'in sıcak su sevdiği, bitkili akvaryumlardan hoşlandığı bilinse ve sarı prenses'in bir çiklit olduğu, sert balık olduğu, sert sulardan hoşlandığı ve kayalık dekor istediği bilinse hiç böyle şeyler yaşanmayacak. ama ülkemizde durum kesinlikle böyle değil. akvaryumculara güvenip sonra hobiden soğumalar, balıkların telef olması gibi sorunları yaşayan çok kişi vardır.
dediğim gibi gerekli su şartlarını sağladıktan sonra bakılamayacak balık yoktur. mümkünse ayrı habitattan gelen canlıları aynı akvaryumda buluşturmamak lazımdır. ikisi de sakin tür olsa bile su şartlarını beğenmeyip kayıplar yaşayabilir. akvaryum kurmak balıklara yem atıp , cama çat çat vurmak demek değildir. akvaryum doğayı taklit etme sanatıdır (ne cümle be !).
hobiye ilk defa başlayanlar genelde küçük akvaryumla başladıklarından çiklit türleri önerilmez. lepistes, platy gibi sakin ve küçük hacim isteyen balıklar önerilir.
diskus gibi balıkları görüp, "ayh cok dadlı ya" diyip atlanmazsa iyi olur yani.
bir de şunu söyleyeyim, bu hobiye adım attıysanız daha kurtuluşunuz yoktur. geçmiş olsun .
akvaryumda balık beslemek basit bir iş değildir. emek ister, vakit ister, en çok da sevgi ister. bir tanıdığım var çocukları olmayan, bir görseniz o balıklara nasıl baktıklarını... kısacası balık deyip geçmeyin.
Şahsen evimde yer alan, iki haftalık tatilden eve döndüğümde göreceğim manzaranın hiç hoş olmayacağından, oturup izlemesine doyum olmayan ama uğraş uğraş işleri tükenmeyen bir hobidir.
Bu işe gerçekten zaman ayırabilecek insanlar tarafından bakılmalıdır, aksi takdirde 2 ay sonra balıksız akvaryum evde bulunan boş bir yere kaldırılabilir.
görsel bakımdan en dinlendirici fakat biraz zahmetli iştir. talı su akvaryumunda her balık bir arada yaşamıyor. örnek verilecek olunursa, lepistes cinsi balıkla japon balıkları bir arada yaşamıyor. biri soğuk suyu seviyor diğeri sıcak suyu, fakat görsel bakımdan japon balığı büyük olduğu için seyrederken insan daha çok haz alıyor. günümüzde artık tuzlu su akvaryumu da var. okyanus balıkları inanılmaz canlı renkleri seyrederken insana haz veriyor. lakin bu balıklar tatlı su balıklarına göre çok daha pahalı ve bakımı zor. tuz ayarını iyi yapamadığınız zaman balıklar ölebiliyor. evine akvaryum alacak kişi şayet maddi durumu el veriyorsa tuzlu su akvaryumu ve balıkları beslemelidir. görsel bakımdan tatlı su akvaryumundan kat kat üstündür.