sürekli şehit vermemize rağmen bir türlü adam akıllı saldırılara önlem alamadığımız, bir nevi aciz kaldığımız karakol. tabii bölgenin coğrafi konumunu bilmeden bilgisayar başından atıp tutuyorum fakat son dönemlerde sürekli can veriyoruz, canlar veriyoruz.
bugün gelen acı haber ile birlikte aktütün karakolunun, teröristlerce son 10 yılda 3 kez basıldığını çeşitli haber merkezlerinden öğreniyoruz. bu saldırlarda, yaralananlar, kaçırılanlar hesaba katılmadan, sadece verilen şehit olan asker sayısı 43. bir şeyler ters gidiyor ama...
şimdi çoğu kişi şok olmuştur sanırım, olmayanlar, ne var bunda diyenler için resmi yorumlayayım biraz da.
şöyle ki: bu karakolumuzun hemen karşısında yamaç var. aşşağıya doğru sarkmalar rahat, kolay yapılabiliyor. arkasında dağ var, koskoca büyük bir dağ. hemen önünde de uçurum var. vallahi billahi söyleyin benim mi yanlışım var? her taraftan saldırıya müsayit bir karakolumuz burası.
ilk defa 13 eylül 1992 tarihinde çok kalabalık bir pkk'lı grup tarafından saldırıya uğramış ve neticesinde 22 askerimiz ile 4 köy korucusu şehit olmuştur. dün itibariyle 5. kez bu tarz bir saldırıya uğramıştır.
yaklaşık 400 komando'nun sürekli olarak konuşlandırılmış olduğu karakol. geçiş güzergahı olması itibariyledir herhalde. bunun yanında sürekli birliklerle desteklenip operasyonlarda kilit rol oynamaktadır.
muhtemelen bu da diğer sürekli basılan karakollar gibi çatışmalar başlamadan önce kaçakçılarla ve mültecilerle mücadele için yapılmış bir karakol. dolayısı ile stratejik konumu pek önemsenmemiş olabilir. bu karakolla aynı kaderi paylaşan taşdelen diye bir karakol da vardır. üç buçuk tarafı yüksek dağlarla çevrili bu karakol gördüğüm tüm binalardan daha savunmasız bir şekilde tek başına orta yerde durmaktadır.
merak ettiğim tek bir şey var bu karakol hakkında, herhangi bir milletvekili yahut kıdemli askerimizin yakını bu karakol da görev yapmış mıdır ? eğer yapmışsa amenna, ben de bile bile ölen canlarımız gibi ölüme gideyim. yok hayırsa, topunuzun mına koyayım.
Erdal Sarızeybek komutanımızın bu karakolla ilgili önemli tespitleri var. ilk olarak karakola 4 km uzaklıktaki pkk kamplarının temizlenmesi gerektiğini ve karakolun bu kamplar temizlenmeden taşınmasının hiç bir faydasının olmayacağını söyledi. gerçekten çok önemli bir tespittir. oraları bilen fiziki ve coğrafi şartları bilen komutanların bu bilgilerinin fazla derecede önemsenmesi lazım.
o gün yanlarında hayatlarını kaybeden şehit olan arkadaşlarının acılarını kalbine gömerek bizim burda rahat uyumamız için nöbet tutan mehmetçik'in dönüş yolunda 'bu vatan bizim kimse bölemez; biz burdayız rahat olun.' cümlesini kuran aslanların bulunduğu en uç karakollardan.
kimse bıdı bıdı yapmasın arkadaş! bilmem kaç saat saldırıya uğrayan bir karakola, en basitinden bir helikopterle hava desteği sağlayamayan silahlı kuvvetlerinin, gücünden kuvvetinden bahsetmesin. yok bölge kritikmiş, kamplar varmış, yok karakolun yeri saldırıya müsaitmiş. siktirin gidin orası sızlanma yeri değil!. ateş düştüğü yeri yakıyor.
bu karakola hain bir saldırı yapıldı. doğru ya da yanlış stratejik zaaflarının ve eksiklerinin bulunduğu söylendi. yakın zamanda ise tokat ta yedi şehit verdik. yüreğimiz yandı. aynı stratejik sorunlardan bahsediliyor yine. tsk bütün karakolları gözden geçirmeli artık. hiç olmazsa halkın kulağına gelen söylentiler bir nebze olsun azalır. yürekler bu kadar yanmaz.
33 er olayı gibi muamma hadiselerden bir tanesidir, taraf gazetesinin yayaınladıgı görüntülere ve yayınladıgı bilgilere cevap vermek yerine asimetrik savaş yapıyor bu gazete gibi sacma bir cevap verildigi için kafalardaki soru işaretleri bir türlü gitmemiştir.
siz görüntüleri izlesenizde belkide yanılıyorsunuz kuzum, belki hakikaten "boru"dur!!!
bu karakolun yalnıca adı bile bize bir şeyler anlatan karakoldur. kürt olan, kürtçe olana tahammül edemediğinden, devletimiz öredeki köyün ve karakolun adını "aktütün"e çevirmiştir.
demek ki yalnızca "ne mutlu türküm diyene" değil, aynı zamanda "ne mutlu türkçe diyene"...
onurlu, şerefli şehitlerimizin ruhu şad olsun. allah hepsine rahmet eylesin. umarım o gün geldiğinde bizleri affederler. onlara sahip çıkamadığımız için, onları unuttuğumuz için, onlar için bir dua bile etmediğimiz için umarım o gün geldiğinde bizleri bağışlarlar.