türkün kürdün zencinin rusun ve öğrencilerin bir arada yaşadığı istanbul semti. şayet bir gece taksimden geç saate dolmuşa bindiğiniz zaman dolmuşta zenciler ruslar ve öğrenciler varsa dolmuş harekete geçiyor.
niğde ve karaman'a kıyasla biraz daha elle tutulur bir ilimizdir. en azından çay içilebilecek bir meydanı vardır. dağlarında 3-5 tane yeşillik görmek da mümkün ama daha fazlasını aramayın.
konyalı dayı+
aksarayl genç-
+örenci misin sen delianlı
-evet amcacım
+nirde okun
-eğitim fakultesi şurda
+2 yıllık mı
-yok amca fakülte 4 yıllık yani
+nirelisin ya
-aksaray
+konya aksaray mı
-il amca,1989 dan beri
+olsun once bize bağlıydı ya
-niğdeye bağlıydık
+ora da bize bağlıydı
konya da genel olarak bu sohbete malzeme olan 68 plakalı ilimizdir.
bırakın geceyi gündüz dolaşmaya bile korktuğum bir semttir. her köşe başı ''abö eğlence lazöm mö? abö ortam lazöm mö?'' tarzında sorularla karşılaşmanız pek olasıdır. işin daha da ilginci polis karakolunun hemen karşısında oluyor tüm bunlar.
5 ay kadar yaşamak durumunda kaldığım semt. ekmek almak gibi çok masum ve insani bir ihtiyacım için dışarı çıktığımda bile "abi lazım mı, 18'lik var" gibi fuhuş teklifleri ile karşılaşıyordum. en sonunda dert yanmıştım bir tanesine, "abi vallaha burda yaşıyorum, her seferinde sormayın" diye.
tam bir keşmekeşin hüküm sürdüğü istanbul semti. her türlü pisliğin döndüğü bir yerdir, ancak diğer taraftan da kendinizi bir şekilde huzurlu hissedebileceğiniz kendine has bir havası olan istanbul semti.
salem sigara bulmanın neredeyse imkansız olduğu nadide şehirlerimizdendir.neredeyse dedim, çünkü yaklaşık on beş irili ufaklı bakkal market dolaştıktan sonra da olsa bulabildim.
+bir tane salem verir misin?
-buyur(kısa lm uzatır)
+lm değil salem salem!
-ne lem?
+hani böyle yeşil ya da beyaz kutuda olur mentollüdür?
-haaa, ondan yok be abi pek satılmıyor,ama meltem var o da mentollü
nsanlarının tuhaf olduğu ama yinede sevdiğim memleketim.başka şehirlerde yolun ortasında yürüyen birini görürseniz bilin ki yüzde doksan aksaray'lıdır.arabayla giderken yolda yürüyen bir aksaray'lıya çekilmesi için korna çalmayın sakın küfür yiyebilirsiniz.en iyisi o yoldan çekilene kadar arkasından yavaşça takip etmek ve varlığınızı bir şekilde hissettirmek.yaz aylarında gurbetçilerin gelmesiyle nüfus resmen(abartmıyorum) ikiye katlanır.paris sokaklarında göremeyeceğiniz arabalar memleketimin bol kasisli caddelerinde altlarını vurmadan geçme çabasındadırlar.gurbetçilerden camilere,aksarayspora v.s'ye yardım toplamak artık adettendir.hatta sırf bunun için belediye başkanları özellikle gurbetçilere ziyaretlerde bulunurlar.An itibariyle belediye başkanı olan Nevzat Palta tam bir reklam meraklısıdır.öyle ki kanalizasyon çalışması tabelasının altına bile ''aksaray belediye başkanı nevzat palta'' yazısını ekletmekte herhangi bir beis görmez.eğer yolunuz düşerse görmeden gitmeyin diyeceğim yerleri ıhlara vadisi,selime,hasandağı,mamasın barajı,saratlı kasabası(şarabı meşhurdur).
hayatımın yaklaşık olarak hepsini geçirdiğim, allahım ne olur kurtar beni bu ilden dediğim, yol ortasından yürümenin adet olduğu yegane ilimiz. her ilde yapabilirler bunu!!!
