oglum amcaya pipini goster tarzı şeylerle anne babanızın küçükken sizi küçük** düşürdüğü durumları 20 yaşına gelmiş ve hala "la keraneci kuşun ötüyo mu?"* tarzı cümleleri ulu orta söyleyerek-ulu orta söylemese de sadece söylemesi yeterli olacaktır- içinizin kişilere karşı kin dolmasıdır.
ben senin çocukluğunu bilirim
senin yaşındayken biz böyle böyle yapardık/yapmazdık
anneyle sitemkar bir sohbet
+benim oğlan/kız da böyle anacım çalışmıyor
-sorma sorma büyüdükçe dertleride büyüdü
gibi saçma sohbetler.
sülale pikniği düzenlemeleri. geleneksel olarak yazları düzenlerler ve de bir arabaya 7-8 kişi binilir.arabalardan birisi illa kartal markadır ve çocuklar bu arabanın içine istiflenir. o gün işkenceye döner.
her gördükLerinde "ay ne kadar büyümüşsün sen" koca kız oLdu maşaLLah" "senin yaşındayken ben evLiydim" gibi cümLeLer eşLiginde mıncıkLama girişiminde buLunmaLarı.
zamanla dostalarınız, akrabalarınızdan daha fazla hayatınızda bulunmasıyla idrak ettiğiniz, aslında akrabalığın sadece kan bağı ve bazı genetik hastalıkları taşımak için olan bir kurum olduğunu algıladığınız durumdur. bu da nefrete yol açabilir. algılamak zaman alır ve sonuçları da üzücüdür...
her yaz abonman kartı varmış gibi aynı ay aynı gün aynı saatte gelmeleri. yazlığınız varsa bitmişsiniz demektir zaten. ana tarafi baba tarafi derken taraf alacak yeriniz kalmaz.
kefil olmaması ve akrabanın akrabayı gurbette görmezden gelmesi. arkadaşlarınla uygun bir ev bulmuşsundur ve bir kefil lazımdır. o şehirde senin akrabaların daha çok olduğundan hemen sevinçle ararsın birisini ama cevap hep "hmm, şey ya kem küm" dür. bu nasıl akrabalık, bu iş böyleyse sülalemi değiştircem artık o seviyeye geldim...
devamlı aranıp, sorulmalarını emretmeleri. bunu, çatarcasına istemeleri. bayramda, şeker ikram ederken bile, cimrilikten elleri titredikleri halde, o ellerin öpülmesini bekleyecek kadar yüzsüz olmaları.
aptalca sorular ve dengesizce laflar edip, kendi çocuklarıyla karşılaştırma çabaları, birde üstüne üstlük arada laf sokma girişimleri sizi nefret, gıcık, uyuz eden, kendilerinden soğutan başlıca sebeplerdir.
kiraya verdiginiz evin bulundugu apartmanda oturmalari ve 6 aydir kira odemeyen ibnelerin evden gayet normal bir $ekilde ayrilmalarina seyirci kalmalari. akraba misin yoksa akbaba mi? hele iyilige maraza ile kar$ilik vermek vardir. topunun kokune kibrit suyu doktururler. gelin gelen annenizi aradan gecen 25 seneye ragmen her daim ele$tirmeye, ceki$tirmeye cali$malari -ki sanki her biri hayata perfect cekmi$ insanlar. vardir her sulalede boyle curuk tipler, siktir etmek yara$ir.
- bitmek tükenmek bilmeyen insanın sinir kat sayısını tavan yaptıran sorular bütünü.
- geldiklerin de sanki 5 yaşındaki çocukmuş gibi oranızı buranızı mıncıklamaları.
- hayatınıza dair en ince detayları öğrenmeye çalışmaları ve müdahalede bulunmak istemeleri.
Akrabalar, ne yaşamasını nede ölecek zamanı bilen insanlardır, demiş OSCAR WILDE. eh akrabalari secmek elde değil ama onlara katlanmak ve bazende yokmuslarcasina görmemezlikten gelmek gerek.
işgüzar olmaları,diğer akraba çocuklarıyla annelerinin sidik yarıştırmaları,eltilerin birbirlerini kıskanmaları çekememezlikleri, akraba kızlarından biri, eşinden boşanmışsa mesela diğer tüm akraba kadınlarının, 'namus bekçisi' kesilmeleri,ahlak zabıtalığı yapmaları...ayrıca sanki yabancı birinin kızıymış gibi de, ondan bahsederken, ''onun kızı.... onun kızı...' ima lı kinayeli söze başlamaları.... diye uzar gider....