Ercan Gönder, kendini Orhan ismiyle tanıtıp resmi bir kimlik ibraz eden şahsa, Adıyaman’daki IŞiD yapılanmasına dair bildiklerini de aktardı. Gönder, bir dernek ve iki konutun adresini de, örgütlenmeyle ilişkili olabileceği şüphesiyle bu kişiye bildirdi. Gönder bildirdiği adreslerin akıbetini şu ifadelerle anlatıyor: “IŞiD’le ilişkili olduğu düşünülen kişilerin kentte faaliyet yürüttüğü bilinen adresleri vermemin üzerinden birkaç gün geçmişti ki hepsi sessizliğe gömüldü. Adreslerden biri civarında yaşayan tanıdığıma polis baskını olup olmadığını sordum. Hiçbir şey olmamış. Demek ki benden duyunca deşifre olduğunu anlayıp bu adreslerdeki faaliyetleri başka yere taşıdı. Zaten bu şahsın benimle görüşmesinin sebebinin neyi bilip neyi bilmediğimi ölçmek olduğunu sonradan anladım.”
Hatırlarsanız Haziran 2015 Türkiye genel seçimlerinden iki gün önce Halkların Demokratik Partisi'nin Diyarbakır'daki seçim mitinginde bir bombalı saldırı tezahür etmişti.
düzenlenen saldırıda 5 kişi ölmüştü, 400'ün üzerinde kişi de yaralanmıştı.
peki patlamanın sorumlusu kimdi?
20 yaşındaki Irak ve Şam islam(!) Devleti (ıŞiD) terör örgütü üyesi Adıyamanlı Orhan Gönder olduğu tespit edilmemiş miydi?
Peki Orhan gönder kimdi?
Piyon olduğu belli, onu anlatmayacağım sizlere.
Bakınız Orhan adıyaman'da doğup büyümüş, 'alevi ve kürt' kökenli bir ailenin çocuğu.
Babası fırıncı, annesi ev hanımı.
Saldırıdan sonra Gönder'in annesi, oğlu ıŞiD’e katıldıktan sonra emniyet ve valiliğe defalarca başvurduğunu, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile de görüştüğünü ancak oğlunun 18 yaşını doldurduğu için yetkililerin bir şey yapamayacaklarını söylediklerini dile getirmiş.
Bu video'da Orhan Gönder'in amca'sının oğlu olan Ercan Gönder söz konusu patlamayı, patlamadan önceki yaşanan olayları ve patlamanın nasıl ''geliyorum'' dediğini anlatıyor.
“Emniyet mercilerinde hal ve hareketlerinden şüphelendiğimize dair bilgiler verdik. Onlar daha önce bir defa çağırıp ifadelerini aldılar. Ondan sonra bu işi bıraktılar. Dediler ki herhangi bir suç unsuru olmadığı için biz hiçbir şey yapamayız. Biz bunların bu işi yapamayacağını bu kadar çok masum insanın bu kadar canavarlaşacağını tahmin edemedik. islam Çay Evi’nde bunların gidip sohbet ettiklerini öğrendik. Kötü bir şey yapmıyoruz sohbet ediyoruz. Daha sonra IŞiD’in bayrağının oraya asıldığını duyunca tamamen bu işin bu farklı boyutta olduğunu anladık. Bunun üzerine oraya gittik. Tartıştık, kavga ettik. Suç duyurusunda bulunduk. Daha sonra emniyette kontrol etmiş. Yine bir suç unsuru bulunmamış. Bizim dışımızda da 3, 4 aile de şikayetçiydi bu konuda. Burası küçük bir yer aynı adamla gün içerisinde 6,7 defa karşılaşabilirsiniz. Emniyet görevini yaptı, yapmadı tam olarak bir şey diyemeyiz. Sonuçları ortada görüyoruz. Bugün her defasında Adıyaman’ın güdeme gelmesi biz çok rahatsız ediyor. Her defasında Orhan Gönder’in gündeme gelmesinden biz rahatsız oluyoruz. Tamamen ben yapmadım diyor. Kesinlikle ben bu işi yapmadım bu konunu araştırılmasını istiyor. Ben bomba götürmedim diyor. Ben bunu yapmayacağımı siz benden daha iyi bilirisiniz diyor. Çünkü Orhan’ın önceki yaşamında aşırı sosyal, cesareti olmayan genç bir çocuktu. 6-7 Ekim olayları vardı. O süreçte anne baba Elbistan’a akraba ziyaretine gidiyor. Kardeşleri birlikte o burada yalnız kalıyor. Evde Kuran okuyor, namaz kılıyor. Bu olaylar başlayınca kardeşi ile konuştuktan sonra kardeşi dedi ki çok ciddi şekilde rahatsız oldu ve korkmaya başladı. Kendisinin deşifre edildiğine inandırılmış. Burada eğitim verenler, kandıranlar çocuklara bunu iyi aşılamışlar. Aile düğünümüze, bir aile geldi. Arıyoruz ulaşamıyoruz. Arıyoruz ulaşamıyoruz. Telefon bir kereden kapanınca biz anladık kötü bir şey olduğunu. Bu çocuğun kandırıldığını, gittiğini, götürüldüğünü düşündük. Biz hemen eve geldik. Evde bir mektup bulundu”
Bakınız ben Adıyamanlı'yım. Adıyaman Merkez'de oturuyorum. ve daha geçenlerde arkadaşımla Adıyaman çarşısında gezerken bu Orhan Gönder'in ağabey'ini gördük. Ben tanımam etmem, ama arkadaşım tanıdı ve bana söyledi. Zaten bu gönder ailesi de Adıyaman Merkez'de Harhar mahallesinde oturuyorlarmış.
Demem o ki, Adıyaman'da hâlâ bu tür ışid sempatizanları kol geziyor.
hiçbir güvenlik önlemi yok...
resmen müsade ediliyor, ve hatta destekleniyor.
Orhan Gönder'in annesi diyor ki;
“Adıyaman’da bu çocuklar gidiyorsa, gittiği zaman devlet bunu önlemedi. Önlemediyse bugün bunların olacağını devlet biliyordu, biliyordu”
Adıyamanlı gençlerin, hangi camilerde, hangi çay ocaklarında buluşup yönlendirildiklerini tek tek anlatan Hatice Gönder, çocuğunun peşinden koştuğu günleri anlatırken, “Eğer benim çocuğum yarın bir gün, orada çocuğumu örgütleyip bu tarafa gönderir, bir şey olursa bunun vebalini, günahını kim verecek’ Bunu söyledim. Polise de emniyet müdürüne de, valiye de.. Defalarca gittim.. (AK Parti Adıyaman milletvekili) Ahmet Aydın ile de görüştüm. isimleri yazdı cebine koydu. ‘Bizzat bu işle ben ilgileneceğim’ dedi. Gidiş o gidiş.” diye konuştu.