Tarım, hayvancılık gibi konularda dünyanın kendi kendine yetebilen ender ülkelerindendi...
Ya şimdi?
akp den önce yaşamadığımızı sanan çomar yalakaların hayal dünyasından kesitlerdir.

Babam tek başına çalışıp 3 kat ev dikti ulan pezevenk şimdi nerede o tek başına çalışıp kazanmak.
Müthiş bir ülkeydik, komşuculuk vardı, saygı, sevgi herşey vardı. Ne olduysa bu siyasal islamcılar insanları kutuplaştırmayı başardı. Din, mezhep, kürt-türk, alevi-sunni gibi böle böle 2017’ye geldik. Şuan kimse yan komsusunu tanımıyor, selamlaşma sıfıra indi, herkes birbirine düşmanmış gibi yaşıyor ve bunları alkışlayan çomar sürüsü, arap artıklarının eseridir.
çakma bir italya'ydı, günümüzde ise çakma bir ortadoğu'ya döndü.
% 80 lerde gezen ve aşağıya inmeyen enflasyon ve faiz vardı.

Seçtiğimiz siyasiler, askerin, medyanın, bürokrasinin, patronların şamaroğlanıydı.

Her yer yamalıklı elbise giyen insanlarla doluydu.
Her gün ya da gün aşırı banyo yapma imkanın yoktu. Entel takılanlar banyo dışında saçlarını şampuanla yıkardı.

Yollarda bugünün onda biri kadar araba yoktu. Fiat tempra çıkınca biz onu kara şimşek olarak görüyorduk.

Hastanelerdeki koğuşlar, neyse! Fazla yazamayacağım. Sinirlendim. Adam olana bu kadar yeter.

" akp ülkeyi geliştiriyor ama şeriat" diyen gotü yapraklılara diyecek bir şey yok.
yolu yoktu. biz deveyle gidiyorduk heryere.
daha müslümandı.
musluklardan sular akmaz

elektrik hafta da bir gün gelir

otobüsler çalışmaz

millet işe yürüyerek giderdi,

hastaneler kapalıyıdı

hastaları direk morga yatırıyorlardı.

camileri ahır yapmışlardı

ezanı da çince okuyorlardı

hiç unutmam oruç tutanları yakalayıp

zorla oruç bozdurma timleri kurulmuştu

sokakda zorla su içiriyorlardı.

ekmaa da garneyinan alıyorduk

her yer rüşvet yolsuzluk

akabe geldi de hepsinden gurtulduk, hamdolsundu.
boktuk.
bombok olduk.
Misal, telekom bizimdi ama fakirdik. Telekom bizim değil, daha da fakiriz. ilaç ithalatı durur diye kaygılıyım. Yıllardır kullandığım sedergine artık gelmiyor. Eczacılar türkiye ilaç dağıtım şirketleri yahudi ortakların elinde kar marjı düşük ilaçları getirmiyor diyorlar bana. Annem ve babamın sürekli kullanması gereken bir sürü ithal ilaç var.
Siyasi ya da toplumsal değişimleri göz ardı ettiğimizde bana hep Toprak Ana adlı romanı hatırlatan dönemdir. Kıt kanaat ama daim mutlu. Daha sonra savaş başlar ve Maysalbek’i Ruslar alır, askere götürür ve bir daha gelmez. işte böyle bir şey.
görsel
meth effect görselleriyle anlatılabilecek durumdur.
görsel
çeyrek altının yıllara göre fiyat artışı
1997 Fiyatı 2.26 TL
1998 Fiyatı 5 TL
1999 Fiyatı 9 TL
2000 Fiyatı 10.5 TL
2001 Fiyatı 23.5 TL
2002 Fiyatı 32 TL
2003 Fiyatı 32.25 TL
2004 Fiyatı 33 TL
2005 Fiyatı 38.5 TL
2006 Fiyatı 50 TL
2007 Fiyatı 54 TL
2008 Fiyatı 72.5 TL
2009 Fiyatı 89 TL
2010 Fiyatı 117 TL
2011 Fiyatı 167.5 TL
2012 Fiyatı 163 TL
2013 Fiyatı 160.08 TL
2014 Fiyatı 164.40 TL
2015 Fiyatı 162.86 TL
2016 Fiyatı 213.80 TL

doların 15 yıllık artışı

2 Ocak 2001 - Alış : 0.666.7 Satış : 0.669.9

2 Ocak 2002 - Alış : 1.4407 Satış : 1.4477

2 Ocak 2003 - Alış : 1.6484 Satış : 1.6563

2 Ocak 2004 - Alış : 1.3892 Satış : 1.3959

3 Ocak 2005 - Alış : 1.3383 Satış : 1.3448

2 Ocak 2006 - Alış : 1.3441 Satış : 1.3506

4 Ocak 2007 - Alış : 1.4086 Satış : 1.4154

2 Ocak 2008 - Alış : 1.1626 Satış : 1.1682

2 Ocak 2009 - Alış : 1.5293 Satış : 1.5367

4 Ocak 2010 - Alış : 1.4810 Satış : 1.4881

3 Ocak 2011 - Alış : 1.5476 Satış : 1.5551

2 Ocak 2012 - Alış : 1.8768 Satış : 1.8859

2 Ocak 2013 - Alış : 1.7708 Satış : 1.7793

2 Ocak 2014 - Alış : 2.1718 Satış : 2.1757

2 Ocak 2015 - Alış : 2.3449 Satış : 2.3491

2 Ocak 2016 - Alış : 2.5676 Satış : 2.2583

2 Ocak 2017 - Alış : 3.718 Satış : 3,917

başka ne diyim amk , laftan sözden anladığınız yok alın bari bunu okuyun ama okumazsınız çünkü gavatsınız.
Memurların maaşlarını ödeyebilmek için Ecevit' in ABD ye gittiği ile Dünya 5' ten büyüktür diyen bir Türkiye.
Ekonomide pek güzel günler olmasa bile Türkiye cumhuriyet i diyebileceğimiz bir devlet vardı.
Fakirdik ama mutluyduk.
sokaklarda freedoom diye bağırabiliyoduk fakirdik mutluyduk huzurluyduk.
Keşke devam etse idi.
mad max'teki ortama benziyordu aq.
Akp, dünyanın teknolojik çağ atmasına denk geldiği için o kadar şanslı ki. Zira 2000 öncesi çok ilkel geliyor yeni nesile aslında olmasa da!
televizyonunda siyasi skeçler oynanabilen, liderlerin seçim öncesi televizyonda birbirleriyle tartışabildikleri, "cumhurbaşkanına hakaret etti" diye binlerce kişinin kodese atılmadığı, yargının çok ama çok daha güvenilir olduğu, güçler ayrılığı prensibinin daha düzgün işlediği, basına baskıların çok daha sınırlı olduğu, eğitim sisteminde yobazların etkisinin daha az olduğu, baştakilerin bu kadar çok ve boş konuşmadığı, insanları birbirlerine düşürmek için bu kadar uğraşmadığı bir ülkeydi.
Akp kurulmadan önce camiler ibadete kapalıydı, hepsi ahır yapılmıştı, cuma namazına gitmek isteyenlere cehape zihniyeti tarafından eziyet ediliyordu, gözyaşları içinde abdest almaya çalışanlar, belden üstü çıplak deri pantolonlular tarafından kahkahalarla kırbaçlanıyordu, cenaze namazı bile yasaktı, musalla başında vals yaparlardı, ezan filan bilinmezdi, yeni doğan bebelerin kulağına arya okunurdu, oruç tutanlar zindana atılırdı, kurban bayramında boğa güreşine gidilirdi, ramazanlarda noel baba'nın eli öpülürdü, imam hatip liseleri yoktu, illa din adamı olmak isteyenler Heybeliada ruhban okuluna gidiyordu, henüz türgev yurtları açılmamıştı, zavallı öğrencilerimiz manastırlarda barınıyordu, teog sınavına girenler, zorla Aya Nikola kilisesine kaydediliyordu. Diyanet işleri başkanlığı yoktu, din işlerimiz ismet inönü döneminde Vatikan'a bağlıydı, bülent ecevit döneminde Fener Rum Patrikhanesi'ne devredilmişti. Üniversiteye sadece kaymak tabakanın, seçkincilerin, tuzu kuruların, belirli zümrelerin çocukları girebilirdi, Anadolu çocukları üniversiteye alınmazdı, Profesör Aziz Sancar mesela, Türkiye'de okula alınmadığı için liseyi Katar'da, üniversiteyi Suudi Arabistan'da okumuştu. Anadolu'nun bağrından çıkmış başbakanlarımız yoktu, genellikle Saksonyalı veya Edinburghluydular. Dindar cumhurbaşkanlarımız yoktu, öncekiler putperestti. TBMM yoktu, lordlar kamarası vardı, milletvekillerimiz kont, dük, markiz, düşes'ti. istanbul'un adı Konstantinopolis'ti, belediye başkanları bizans tekfuruydu, boğazda köprü yoktu, yüzerek geçiyorduk.

Çok şükür ki reyizimiz imdadımıza yetişti.
iftar 16.00da 17.00de okunurdu. şimdi 20 41de okunuyor.
liderler yan yana gelip huşu içinde cenaze namazına katılırlardı.
görsel