dün: "Parası olan var olmayan var, parası olana git kullan, olmayana sen de git askerlik yap diyemezsin. Bunu adalet terazisine oturtmak gerekir. Biz bu yola çıkarken kimsesizlerin kimi, sessiz yığınların sesi olarak yola çıktık." http://www.akparti.org.tr...dogan-olarak-giremem/7125
bugün: Bedelli askerlik, 9 yıl boyunca AK PARTi olarak bizim gündemimizde oldu. Bedelli askerlik konusunda şu anda çalışmalarımızın sonuna gelmiş bulunuyoruz.
dün: CNN Türk'te Hüseyin Çelik konuşuyor: Efendim atamaları seçimden önceye yetiştirin diyorlar bize, Türkiye şuna alışmalı; seçime endeksli bir şey yapmak popülizm işidir. Atamalar illa seçime yetişsinmiş, niye kardeşim, niye yetişsin! Biz halkı mı kandıracağız, göz mü boyayacağız!
Alkış, kıyamet
bugün: Seçimden 11 gün önce;
1 Haziran 2011 Çarşamba günü saat 9.30'da öğretmen ataması yapıldı.
dün: rte: "Bu salonda tüm Türkiye var. Her türlü ayrımcılığı reddediyoruz. Sadece bize oy verenlerin partisi olmayacağız... Yüzde 99'la iktidar olsak bile yüzde 1'in hakkını, hukukunu, tercihlerini korumak boynumuzun borcudur... Uzlaşma kültürü içinde, hoşgörü zemininde bir siyasi iklimden yanayız..."
aynı şekilde konuşma metninde Basın özgürlüğünü genişlettik ifadesi
bugün: uygulamada ise cumhuriyet ve sözcü gazeteleri başta olmak üzere br grup yayın organının kongreyi izlemesine yasak konması.
dün: Türkiye artık AB'nin kenar mahallesi olmaktan kurtarılmalı, idam cezası tamamen kalkmalı. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21867012.asp
bugün: Ölümler karşısında öldürmeler karşısında gerekirse idam yeniden masaya getirilmelidir.
dün: rte: "NATO'dan sınıra füze talebimiz olmadı. Bu iddialar asılsız. Bu füzeyi alma konusunda karar verecek merci biziz. Benim böyle bir şeyden haberim yok. Bu Dışişleri kim? Böyle bir şeyden haberimiz yok. 'Sağır duymaz uydurur' cinsinden Reuters böyle bir haber yapıyor. Bizim böyle bir talebimiz olmamıştır. 07.11.2011
bugün: rte: Savunma esaslı olmak üzere böyle bir adım atılmaktadır. Bunun için NATO'nun şu anda bir uygulaması olacağı için de TBMM'den de herhangi bir izne gerek kalmayacaktır. 25.11.2012
bugün: Hava savunma sistemimizin NATO tarafından desteklenmesi maksadıyla, ülke olarak yapılan resmi talebimizin, NATO müttefiklerimiz tarafından olumlu karşılanması sonucunda, 27 Kasım 2012 tarihinde, Türk ve NATO müttefiklerinden oluşturulacak heyetle Patriot Hava ve Füze Savunma Sistemlerinin konuşlandırılabileceği mevzi keşiflerine başlanacaktır.
dün: rte: "meclis'te de bunların değerlendirmesini, bizler, dokunulmazlık zırhına bürünen bu zevatla ilgili kararımızı dokunulmazlıklarını kaldırılmak suretiyle vereceğiz. Ondan sonrası artık yargıya ait"
( 27.11.2012) http://www.ntvmsnbc.com/id/25401309/
bugün bülent arınç: Hükümet, başbakan, bakan olarak 'gel bakalım Öcalan seninle oturalım, pazarlık yapalım' diyemeyiz. Bunu dersek millet bizi affetmez, böyle bir şey olmaz. (04.02.2013) http://t24.com.tr/haber/a...-yapalim-diyemeyiz/223028
bugün: Terörü bitirmek için ne gerekiyorsa yaparım. ‘Terörün bitmesi için zehir içeceksin’ deseler içerim. Siyasi hayatımın biteceğini de bilsem, öleceğimi de bilsem bu zehiri içerim. Yeter ki terör bitsin. (12.02.2013) http://siyaset.milliyet.c....2013/1667676/default.htm
dün rte: "Bizim dört kez bunlarla (terör örgütü) bir araya oturduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir."
dün rte: "Öcalan'ı affedeceğimizi söylüyorlar. Genlerimizde böyle bir şey yok. Bizim iktidarımızda teröristbaşının affedilmesi diye bir şey asla olmayacak." (28.08.2010) http://hurarsiv.hurriyet....9605&tarih=2010-08-28
bakalım buna da biz affetmedik meclis affetti diyecekler mi?
Erdoğan ve siyasi anlayışı, Müslüman halklar ve liderlerine karşı nefreti aşk, aşkı ise nefret yapan bir siyasi çizgi oluşturdu. Kaddafi, Mübarek, Beşar Esad vb. gibi liderler, Erdoğan ve AKPnin siyasi aşkının mağdurlarıdır. Muhabbetle başlayan her şey bir anda nefrete oradan ya toprağa ya da zulme dönüştü.
Birde nefretle başlayan muhabbetleri, aşkları varsayın iktidarın. ABD, AB, israil gibi. Erdoğan ve AKPlilerin çoğu bu anlayış ve devletlere karşı hayatları boyu nefret ve kin söylemlerinde bulundular. Ne zamanki iktidar olundu, güç ve saltanat ele geçirildi, bu nefret bir anda aşka dönüştü. Şimdi ise müzmin aşık konumundalar. Mağdur olsalar da, aldatılsalar da bu aşklarından vazgeçmiyorlar, geçemezler de.
Bir de AKPnin muhabbetten nefrete, nefretten aşka uzanan bir partneri var. Kim? PKK ve onun bebek katili lakaplı başı Öcalan. Şimdi ne demek istediğimi maşukların sözlerinden anlatacağım.
Muhabbet aşaması
- Sayın Öcalan! Fikirlerinin değil aldığı kellelerin hesabını veriyor. (şehit aileleri bu sözlerin sahibini üç kuruşa mahkum ettirdi.)
- BOP kapsamında Diyarbakır bir yıldız olabilir.
- Sen Ne mutlu Türküm dersen o da ne mutlu Kürdüm der.
- Bu ülkede PKK sorunu yoktur, Kürt sorunu vardır. vs. vs. vs;
inkâr ve nefret aşaması
- Bu ülkede Kürt sorunu yoktur, PKK sorunu vardır. (RTE)
- Bizim PKK ile görüştüğümüzü ispat etmeyenler namussuzdur, şerefsizdir, müfteridir. (RTE)
- Biz, örgütle pazarlık yapacak namussuz ve ahlaksızlardan değiliz. (B. Arınç.)
- BDPli vekiller teröristleri kucaklarken, onlar vekillerin sırtlarını sıvazlamış, yanaklarından öpmüşlerdir. (RTE)
- Kameralar olmasıydı terörist efendilerinin ellerini öper, 3 kuruş da harçlık alırlardı. (RTE)
- Gaziantepte şehit olan Alminanın masum kanı, BDPli vekillerin sırtına sıçramıştır. O temiz kan, namus lekesi gibidir, şeref lekesi gibidir; yıkamakla çıkmaz. (RTE)
- Bölücü terör örgütünün eş başkanının söylediğine bakmayın. O önce kendisinde yüz olsa parlamentoya değil Kandil Dağına çıkması gerekir. (RTE)
- Eğer biz, BDPlilerin yaptıklarının hesabını sormazsak, bu MiLLET, bizi AFFETMEZ, ALLAH DA, bizi AFFETMEZ. (RTE)
- Türkiye, BDPli kalleşlerin, PKKlı kalleşlerin benim subayımı, askerimi gelip arkadan şehit ettiği bir ülke değildir. Yanlış yapan bedelini ödeyecektir. (RTE)
Yumuşama ve nazlanma dönemi
- Biz görüşmedik, devlet görüştü. (RTE)
- Artık analar ağlamasın. (B. Arınç)
- Benim emrimle görüşüldü, gerekirse yine görüşülür. (RTE)
- Çözüm (!) için gerekirse şeytanla bile görüşürüz. (H. Çelik)
- BDP, çözümün bir parçası olmak yerine, terörün bir parçası olmakta ısrarcı oldu (RTE)
- Dağdakiler benim canım, ciğerimdir. (AKP Diyarbakır Milletvekili Cuma içten)
- Öldürülen (teröristler) benim evlatlarımdır. (AKP vekili)
AKP Diyarbakır Milletvekili Cuma içten 02.03.2013 http://www.ortadogugazetesi.net/haber.php?id=27309
Başlayan aşk ve verilen karşılık
- Gelecekte Osloya benzer, Oslo olmaz da başka bir yer olur. 4. Yargı Paketini de Meclis gündemine getirmek suretiyle çıkarmanın gayreti içerisindeyiz. (RTE)
- Karşımızda siyasi muhataplarımız olabilir. Bunlar yerli de olur, uluslararası da olur ve uluslararası camiadan istifade edeceksek onlarla da bu işi görüşürüz. Nitekim görüşüyoruz, ben de görüştüm. (RTE)
- 330u (Anayasa değişikliği) yakalamak için (BDPlilerle) ortak adım atabiliriz (RTE)
- Türkiyeyi terör belasından kurtarmak için bütün aktörleri incelediklerini, bu aktörler içerisinde birisiyle ilişki kurulduğunu, o ilişkiyi devam ettirmeye çalıştıklarını… (B. Arınç)
- Süreci sıkıntıya sokan veya boşa düşürenler ne topluma hesap verebilirler, ne de tarihe. Önümüzde daha alınacak çok mesafe var. Elbirliği ve karşılıklı anlayışla süreci güçlü bir şekilde sürdürmeliyiz. Başbakanımız çok büyük bir cesaret ve kararlılıkla bir süreç başlatmıştır. Bu, kaybedeni olmayan bir süreçtir. (RTEnin Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan)
Aşkın karşılık bulması
- Süreçte sadece Türkiyedeki Kürtlerin kaderi çizilmiyor, bütün Kürdistanın kaderi çiziliyor. Kürtlerin ulusal taleplerde birlikte hareket etmeleri gerekiyor. Sürece Erbil veya imralı-Erbil adı verilebilir? Diğer tüm grup ve fraksiyonları da bu sürece katmalıyız (Selahattin Demirtaş BDP eş başkanı)
- Gülten Kışanak; Terörist değilim, terör uzantısı değilim. Devlet terörü mağduruyum. Ben hep devlet terörü mağduru oldum. Bir daha adımı anmasınlar, ya da doğru dürüst konuşsunlar. Böyle devam ederse, anladıkları dilden cevap vereceğim.
- (Siirtte, BDP il Kongresine, Gültan Kışanakın, konuşması sırasında, bantla asılı olduğu yerden bir kenarı kopan ve düşerken partililer tarafından tutulan Türk bayrağı tekrar yerine asılıncaya kadar konuşmasına ara verdi. Bayrağı yerine asmazsanız konuşmam dedi.)
- Gülten Kışanak; Bayrağı assınlar konuşmama devam edeyim.
Bu aşkın fetvası
- Türkün, Kürte, Kürtün Türke kurşun sıkması haramdır. (Osman Baydemir Diyarbakır B. Başkanı)
Soru
- Şehit kanlarını bu aşka meze eder misiniz?
dün (07.11.2011 kck operasyonları sonrası): "Evet ben devletçiyim, milliyetçiyim..."
"Son KCK operasyonları...Kimse bizden bunun da durmasını beklemesin. KCK operasyonlarını destekleyenlere uyarımı ben yine yapıyorum: KCK'yı iyi tanımanız lazım. iyi tanımıyorsanız ehillerinden iyi öğrenmeniz lazım. KCK'nın nereye vardığını bilmeden ve bu işin içerisinde kimlerin ne tür rol üstlendiğini bilmeden yaptığınız açıklamalar, ister medyada olsun, ister şurada, ister burada olsun; nerede olursa olsun teröre destektir, teröre hizmettir. Bu kadar açık konuşuyorum. Çünkü biz devletin içinde devlete paralel bir devlet anlayışına müsaade edemeyiz. Türkiye'de tek devlet vardır, o da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. ikinci bir devlet olamaz. Bu ifadelerim sebebiyle beni 'devletçi, milliyetçi' diye ifade edenler varsa, bu ifadeleri kullanmak devletçilikse, milliyetçilikse evet, devletçiyim, milliyetçiyim. Çünkü biz bu gerçekleri ortaya koymaya mecburuz."
bugün (19.02.2013 bdp karadeniz gezisi sonrası): "biz türk milliyetçiliğini ayakları altına alıyoruz"
"...Biz Kürt milliyetçiliğini de ayağımızın altına alıyoruz, Laz milliyetçiliğini de ayağımızın altına alıyoruz, Türk milliyetçiliğini de ayağımızın altına alıyoruz, Arap milliyetçiliğini de ayağımızın altına alıyoruz. Çünkü değerler silsilesi içinde, böyle bir ırki, kavmiyete, kabileye dayanan bir milliyetçilik yoktur, bu şeytandandır. Bunu kabul etmemiz mümkün değil..."
"...Dün BDP'li milletvekilleri, niyetleri ne olursa olsun Çorum, oradan Sinop'a geçiyorlar. Sinop'ta ne yazık ki CHP ve MHP'lilerden oluşan gruplar, orada bir provokasyonunun içinde yer alıyor..."
"...bu nasıl bir vampirlik..." (çözümden rahatsız oldukları iddiasıyla chp ve mhp kastediliyor)
ilk yükseliş dönemlerinde akp nin liberal ve ılımlı söylemleri dikkat çekmekteydi. bu yolla iş adamları, medya yanlarına çekildi.
- akp iktidara çöreklendikçe asker, bürokratlar, medya, üniversiteler, işadamları ile hesaplaşmaya girip kazandıkça güçlendi güçlendikçe sesi daha otoriter çıkmaya başladı. her seçimden sonra parti içi muhalefet ayıklandı. biat edenler daha iyi görevlere getirildi.
- bu dönemde anayasayı değiştirmek için gerekli oyu almak adına milliyetçi söylemleri yoğunlaştırdı.
- şimdiki aşama bdp'nin güçlenmesini önlemek ve iktidarı devam ettirmek adına kürtçü söylemlerdir.
rte: "Bu süreçte kimse bizim karşımıza Kürtlükle de Türklükle de çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği, ayaklarının altına almış bir iktidarız"
-------------
sabih kanadoğlu'nun rte'yi övdüğü kadar var.
"Gündeme bu kadar hakim ve ulaşmak istediği amaca parça parça, etap etap ulaşmadaki maharetini, ustalığını takdir etmemek elde değil" http://haber.gazetevatan....an-ovguler/448936/1/Haber
sedat ergin'in rte tanımı: "kamuoyuna açık beyanlarında bir konuda çok sert bir dil kullanması, aynı anda o konuda kapalı kapılar ardında bu sertlikle ters orantılı bir esneklik sergilemesine engel olmayan siyasetçi.
imralı'da ikamet eden Abdullah Öcalan ile başlatılan müzakere sürecinin gösterdiği sonuçlardan biri, Erdoğan'ın bu tür tezatları sergileyebilen ve her an çok büyük sürprizlerle, çok ani manevralarla herkesi şaşırtabilen bir siyasetçi kimliğine sahip olmasıdır. Bu yönüyle Başbakan'ın Turgut Özal ekolünden olduğunu söyleyebiliriz." http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22321477.asp
halk arasında ona bir ekolden olmak denmez ya neyse.
- biri dansöz mü dedi samet?
- hayır başkanım
- biri omurgasız mı dedi samet?
- hayır başkanım!
NATO Zirvesi öncesi: buton bizde olmalı yoksa hayatta kabul etmeyiz
zirve sonrası: kontrol NATO'da olacak.
Erdoğan'ın "komuta bizde olacak" sözlerine yanıt, NATO sözcüsü James Appathurai'den geldi: "Bu tür proje ve operasyonlar için yetkilendirmede izlenecek yöntem bellidir. NATO'nun ortak karar alma yapısı vardır ve tek bir ülkeye yetki devri yapılması söz konusu olamaz. NATO operasyonu söz konusuysa butona NATO basar."
Nitekim Zirve'den iki gün sonra Başbakan Erdoğan artık şöyle konuşuyordu: "Komutanın kesinlikle NATO'da olması gerektiğini ifade ettik ve NATO, malumunuz olduğu üzere bir saldırı sistemi oluşturmuyor, bir savunma sistemi oluşturuyor."
rte: komuta kesinlikle bize verilmeli, aksi takdirde böyle bir şeyin kabulü mümkün değil
abdullah gül: bizden habersiz füze kullanımı olmayacak
rte: Kürecik bir NATO üssüdür ve biz NATO'nun üyesiyiz. Orada füze mi var ki, 'füze kalkanı' diyorsun. Burası bir radar üssüdür. Füze, müze yok arada. Eğer füze oraya yerleştirilecekse bunun müsaadesi bizden çıkmalıdır. 21.11.2012
davutoğlu: "Biz çevremizde hiçbir komşumuzdan bir tehdit algılaması içinde değiliz, NATO’ya dönük de bir tehdit algılaması veya tehdit oluşturduğu kanaati içinde değiliz"
Recep Tayyip Erdoğan da iran'ın adının geçmeyeceğini şu sözlerle kamuoyuna ilan ediyordu: "Asla, herhangi ülke adı burada belirtilemez."
Ancak NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Lizbon Zirvesi öncesi sık sık şunu söyledi: "iran tehdidi açıktır, NATO olarak buna karşı füze kalkanı sistemini kurmalıyız." http://www.aydinlikgazete...nlar-1-asl-buton-akp.html
bugün: hava savunma sistemimizin NATO tarafından desteklenmesi maksadıyla, ülke olarak yapılan resmi talebimizin, NATO müttefiklerimiz tarafından olumlu karşılanması sonucunda, 27 Kasım 2012 tarihinde, Türk ve NATO müttefiklerinden oluşturulacak heyetle Patriot Hava ve Füze Savunma Sistemlerinin konuşlandırılabileceği mevzi keşiflerine başlanacaktır. 26.11.2012
ha bi ara bunu da demişti 08.11.2012
dün: rte: "NATO'dan sınıra füze talebimiz olmadı. Bu iddialar asılsız. Bu füzeyi alma konusunda karar verecek merci biziz. Benim böyle bir şeyden haberim yok. Bu Dışişleri kim? Böyle bir şeyden haberimiz yok. 'Sağır duymaz uydurur' cinsinden Reuters böyle bir haber yapıyor. Bizim böyle bir talebimiz olmamıştır.
radar kürecik'te ama füzeler güney illerimizde. hani izin almaları lazımdı? biz adamlardan rica ettik.
------------
dün rte: Ben bu davaların savcısıyım. (balyoz-ergenekon)
bugün rte: insani bir görev yapmanın mutluluğu içindeyim. (Org. Saygun ziyareti sonrası)
02.03.2013
isterseniz 30 bin isterseniz 40 bin kişinin katili deyin. isterseniz başka sıfatlar bulun. Ancak kendisi, seven kitleleri içerisinde hala önemli bir merkez, önemli bir aktör olarak bulunuyor.
vatan gazetesi'nden mustafa mutlu'nun bugünkü yazısının konusudur.
-----------alıntı---------
"Eline pankart almışsın da beni protesto etmeye kalkışıyorsun... Neymiş, ülkeyi senin istediğin gibi yönetmiyormuşum? Keyfimin kahyası mısın; sana mı soracağım nasıl yöneteceğimi? Çok iyi biliyorsan, siyasete atıl, çık karşıma! (Aynı konuşmanın devamında...) Bu ülkedeki en büyük özgürlükçü benim. Herkes düşünce ve ifade hürriyetine sahiptir!"
"Laz milliyetçiliğini de Türk milliyetçiliğini de Kürt milliyetçiliğini de... Yani milliyetçiliğin hepsini ayaklarımın altına alırım... (iki hafta geçer...) Tek bayrak, tek vatan tek millet... Ayrıca basın da 'milli' olmalı!"
"Aleviler cemevi için ruhsat istiyor; amaçları ibadethane değil, cümbüşhane kurmak... (Birkaç yıl sonra...) Bakın; biz asla din ve mezhep ayrımcılığı yapmayız!"
"Tutturmuşlar, boyumu sorup duruyorlar... Madem çok merak ettin, söyleyeyim; 1.85... Tepe tepe kullan! Peki; benim boyuma yetişemezsen hâlin ne olacak? Ben buradan muhaliflere sesleniyorum; önemli olan boy değil, önemli olan soy, soy! (Aynı konuşmanın devamında...) Ben elbette ırkçılığın her türüne karşıyım!"
"Rumlar, Kıbrıs'ın açıklarında petrol arayacakmış. Aratmam arkadaş! En sert şekilde müdahale ederim. (Aradan birkaç ay geçer...) O sular uluslararası sulardır, herkesin hakkıdır."
"Patriot'un tetiği yabancılarda olacak diyen şer ittifakı yalan söylüyor, kara propaganda yapıyor. Tetik elbette bizde olacak! (iki ay geçer... Patriot'un tetiği elbette getirende olur... Bu işi bilenler onlar."
"Kadınlar en az üç çocuk yapmalı... Üç de yetmez beş yapmalı! (Aynı konuşmanın devamında...) Ama kadın özgürdür arkadaş, ne yapacağına kendi karar verir!"
"Yazıklar olsun... Bizim böyle üniversitelere, böyle hocalara ihtiyacımız yok... (Aynı konuşmanın devamında...) Üniversitelerin özerkliğinden yanayız!"
"Kuvvetler ayrılığı bizim önümüze engel oluyor... Mahkemeler işimizi yapmamızı engelliyor. (Aynı konuşmanın devamında...) Tabii ki yargının bağımsızlığını savunuyoruz!"
"istismarcıların eline koz verecek bir yayın yapmak asla milli tavır değildir. (Aynı konuşmanın devamında...) Kimse basın özgürlüğünü bizden daha fazla savunamaz!"
--------
Yukarıda tırnak içine aldığım cümlelerin tamamı, aynı kişi tarafından, aynı konuda söylenmiş... Hem de çoğu aynı konuşmada!
Dikkat ederseniz; sonraki cümleler, öncekileri tekzip ediyor!
Eskiden siyasette tek önemli kural vardı; siyaset yapanın tutarlı olması.
Bugün ise tam tersi...
Önce bir şey söyle, sonra tam tersini yap... Böylece her iki şekilde düşünenlerin de oyunu kap!
Sizi bilmem ama ben usandım, sıkıldım, yoruldum.
Ama sandığınız gibi birkaç örneğini verdiğim tutarsızlıklardan değil...
Bu tutarsızlığın hâlâ prim yapmasından!
-----------alıntı---------
bugün rte: "Başkanlık sistemi konusu, partimizinyönetim sistemi noktasındaki teklifidir. Yani, yürütme noktasında bizim öyle bir teklifimiz var. Siz kabul edersiniz, etmezsiniz ayrı bir konu. Bu müzakere edilsin, tartışılsın"
--alıntı------
"Asla bizim dönemimizde böyle bir şey düşünülemez. Tamamıyla çok büyük bir iftiradır. Bu iftira mertçe bir iftira değildir, namertçedir.
Tayyip Erdoğan sağ oldukça, bu görevde oldukça ve partisi tek başına iktidarda olduğu sürece de böyle bir şeye müsaade etmez" dedi. MHP'yi iktidar ortağı olduğu dönemde Öcalan'ı idam etmemekle de eleştiren Erdoğan, Ak Parti'nin o koalisyonda olsaydı idam cezasını uygulayacağını söyledi. Erdoğan cezanın uygulanmaması halinde, istifa edeceğini ve koalisyondan çekileceğini de vurguladı."
------alıntı---
isterseniz 30 bin isterseniz 40 bin kişinin katili deyin. isterseniz başka sıfatlar bulun. Ancak kendisi, seven kitleleri içerisinde hala önemli bir merkez, önemli bir aktör olarak bulunuyor.
------alıntı--- http://www.cnnturk.com/20...lasin/698528.0/index.html
"kimin dalına binerse onun armudunu elleyen" çıkarcı pisliklerin doldurduğu bir oluşum olduğu için herhangi bir omurgaya sahip olmayan hareketlerin bütünüdür.
para, mevki ve çıkar için her türlü şekle girebilen bu mahlukatlar için onur, şeref, haysiyet ve dik duruş gibi kavramların cümle içinde kullanılması bile belli bir bükülme ve çark amaçlıdır.
omurga bir insanı, bir topluluğu dik tutar. sülük gibi kan emici canlılar omurgasızlar sınıfında yer alırlar. etrafta bolca audi a8 e binmiş, al yanaklı badem bıyıklı sülük görebilirsiniz. bunlar bizim vergilerimizle kiralanmış (satın alınmış değil) ve aylık kiraları en az 5 ila 8bin dolarlık taşıma araçlarına binerler. ihaleler yoluyla emdikleri kana kan katarlar. bu yüzden yanakları al dudakları nemlidir. dudaklarının nemi sessizce ettikleri tesbih ile olgunlaşmış, bin vantuz gücüyle emmeye evrilerek nihayetinde makam ve mevkilere yerleşmişlerdir.
arada emmekten yorulmuş bazı çarkçı sülükleri arkalarındaki deliğe beyzbol sopası sokmak suretiyle dikleştirmek ve yola getirmek mümkündür.
bir tarafına beyzbol sopası sokularak dikleştirilen sülüğe "baş çarkçı" denir ki, diğer sülükler de bu baş çarkçının durumuna göre pozisyon alıp dönerler.
akp candır canandır , döneklik yapmaz insanları düşünür , onlara şevkat ve vicdanla yaklaşır .ığdırdan edirneye doğan her çocuğun rıskını verir.onun liderine peygamber deriz sen tapmıyorsan bize ne? *
reha muhtar bugünkü yazısında bu çarkların rte nin "haberi verme biçimi" olduğundan bahsediyor.
---------------alıntı ---------------------
KCK tutuklularının serbest kalmasıyla, darbe suçlarından hüküm giyenleri de kapsayan genel af düşüncesi hakim bir süredir her tarafta... Son günlerde Başbakan'dan Adalet Bakanı'na kadar arka arkaya açıklamalar bunun üzerine geliyor...
- "Genel af yok...Kimse bunu beklemesin..."
Laf böyle gelince, ilk bakışta toplumsal barış afla birlikte tam anlamıyla gerçekleşmeyecekmiş gibi gözüküyor...
Oysa on yıllık rekor iktidarı döneminde ben Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, "haberi verme biçimi"ni öğrendim zannediyorum...
Tayyip Erdoğan'ın çok değişik bir özelliği var...
"Haberi yalanlarmış gibi bir uslupla konuşuyor... Herkes yalanladığını zannederken, aslında haberin can alacı kısmını doğruluyor..."
Nitekim, "Kimse bizden genel af falan beklemesin..." diye başlıyor konuşmasına...
Bu sözler karşısında ne düşünür insan?..
- "Genel af falan yok... Bunlar bir kısım iyimserin, kendinden menkul tahminleri... işte Başbakan açıklıyor, af maf yok..."
Oysa Başbakan "af yok" demiyor, "Genel af yok..." diyor...
Sonra da devam ediyor:
- "Devlet kendisine karşı işlenmemiş suçları affetme yetkisine sahip değil... Affetmeye ancak suçun muhatapları karar verebilirler..."
Bu sözlerden ne anlıyorsunuz?..
Affın olmadığını mı?..
Yoksa "affın ancak devlete karşı işlenmiş suçları kapsayacağını mı?.."
bugün mısır'da rte: "Laiklik kesinlikle ateizm değildir. Ben Recep Tayyip Erdoğan olarak Müslümanım ama laik değilim. Fakat laik bir ülkenin başbakanıyım. Laik bir rejimde insanların dindar olma ya da olmama özgürlüğü vardır" http://www.haberturk.com/...ik-ateizm-degil-korkmayin
bugün rte (19.03.2013): "Türkmenistan'da bulunan Alparslanın mezarının tespit edilip orada bir türbe yapılmasının çalışmasını başlattı, TiKA eliyle bu mezarı tespit edecek ve Sultan Alparslan'ın şanına yaraşır bir türbeyi orada inşaa edeceğiz" http://www.izmirhaberler....inda-yaptigi-aciklamalar/
mustafa mutlu bugünkü yazısında kemal kılıçdaroğlu (kk) nun rte video suna değinmiş.
kılıçdaroğlu rte nin "çarkçı kemal" kampanyasının bir benzerini başlatmış oldu.
rte başarılı olmuş ve kemal k. yi yıpratmıştı. bakalım kemal k. olabilecek mi?
------------alını-------------
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün partisinin grup toplantısında CHPli milletvekillerine Başbakan Erdoğanın görüntülerini izletti. Bu görüntüler Erdoğanın, birbiriyle çelişen sözleriydi.
CHPnin grup toplantı salonuna konulan ekranda tam bu görüntüler dönmeye başladığında; birkaç kanal hariç, toplantıyı canlı yayınlayan bütün haber kanalları yayını kesti!
Peki neydi o çelişkili sözler?
Buyurun, okuyun:
Tarih Ekim 2009, Erdoğan konuşuyor: Dün Habur Sınır Kapısında yaşanan manzara karşısında umutlanmamak mümkün mü? Bu bir umuttur, Türkiyede bir şeyler oluyor, iyi şeyler oluyor, güzel şeyler oluyor. Umut verici gelişmeler oluyor.
Tarih Mart 2013, yine Erdoğan konuşuyor: Bunun bir şova dönüştürülmesini arzu etmiyoruz. ikinci bir Habur yaşamak da istemiyoruz.
Tarih Ağustos 2010, Erdoğan konuşuyor: Tayyip Erdoğanın başında olduğu bir iktidar, hiçbir zaman terör örgütüyle masaya oturmamıştır ve oturmaz.
Tarih Aralık 2012, yine Erdoğan konuşuyor: Adayla görüşme yaptırırız. Kimlerle? işte bu işlerle görevli olan elemanlarımız vasıtasıyla... Ha bu arada imralıyla ilgili görüşmeler yine olabilir.
Tarih Mayıs 2012, Erdoğan konuşuyor: Adının başında milletvekili sıfatı olanlar, adının başında genel başkan sıfatı olanlar pervasızca çıkıp dağdaki gençleri teşvik edebiliyor.
Tarih Şubat 2013, yine Erdoğan konuşuyor: Beğenirsin beğenmezsin. (PKKlılarla kucaklaşan BDPli vekilleri kast ediyor.) Bu gelenler bu ülkenin seçilmiş milletvekilleridir.
Tarih Ağustos 2010, Erdoğan konuşuyor: Biz geldik, Esad kardeşimle oturduk, iki ülke arasındaki meseleleri konuştuk.
Tarih Aralık 2012, yine Erdoğan konuşuyor: Kardeşlerim. Şu anda dünyada 100ü aşkın ülke bu kardeşimizin (Suriyeli muhaliflerin lideri Muaz El Hatipi gösteriyor) ve ekibinin liderliğini kabul etmiş vaziyette. Bu ne demektir? Ey Esed. Biz seni artık tanımıyoruz. Hadi defol demektir.
Tarih 1994, Erdoğan konuşuyor: Hem laik, hem Müslüman olunmaz. Ya Müslüman olacaksın, ya laik. ikisi bir arada olduğu zaman adeta ters mıknatıslanma yapar.
Tarih Mayıs 2007, yine Erdoğan konuşuyor: Laiklik tüm inançlara eşit mesafededir ve onların güvencesi durumundadır. Ama bunu islam karşıtı olarak getirdiğiniz zaman burada bir yanlışa düşersiniz.
Tarih Kasım 2010, Erdoğan konuşuyor: Milliyetçilik belli idealler, belli değerler etrafında buluşmak, bir gelecek vizyonu etrafında kenetlenmek, insanlığın tamamının huzur ve barışı adına tek yürek hâline gelmektir.
Tarih, Şubat 2013, yine Erdoğan konuşuyor: Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız.
Tarih Eylül 2010, Erdoğan konuşuyor: Bize oy versin vermesin, bize gönül versin vermesin, bizi sevsin ya da sevmesin her bir vatandaşımın yaşam tarzı bizim namusumuzdur.
Tarih Ocak 2013, yine Erdoğan konuşuyor: (Bir vatandaş Sana oy yok diye bağırıyor.) O oy senin olsun. Al o oyu kendine sakla. Onu sen, vermen gereken yere ver.
Tarih Mayıs 2011, Erdoğan konuşuyor: Bu ülkenin Başbakanı, soruyorum sizlere bir anma törenine gider de bir korgeneral orada ayağa kalkmaz mı? Kalkması gerekir. Kalkmadığı anda da tabii bedelini öder, o ayrı mesele... Zaten de bedelini ödedi!
Tarih Ocak 2013, yine Erdoğan konuşuyor: Bu insanların moral değerler noktasında, motivasyon noktasında eğer biz darbeyi vurursak biz bu terörle mücadelede çok büyük darbe yeriz. Neredeyse komuta kademesinde oralara gönderecek subayımız kalmıyor ya, böyle şey olmaz!
tarih: 04 nisan 2013 - Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu sağlık kurumlarının tabelalarından "T.C." ibaresinin kaldırılmasıyla ilgili iddiaları yalanlayarak diyor ki; "Benim Bakan olduğum dönemde hiçbir kurumda T.C ibaresinin kaldırılması söz konusu değildir." http://www.haberler.com/b...rlendirdi-4495399-haberi/
tarih: 09 nisan 2013 - Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu "T.C." ibaresinin kaldırılmasıyla iligli konuşuyor ve bu sefer diyor ki; "Bakanlığım altındaki kurumlarda T.C. kullanılmasına gerek yok. Bundan sonra böyle devam edecek." http://www.hurriyet.com.tr/gundem/22998807.asp
22.08.2009
Ellerine bir kağıt almış dolaşıyorlar: 'Amerika'nın bir projesi bu (kürt açılımı)' diye. Bunu ispat ederlerse biz her şeye varız. Ama ispat edemezlerse alçaktırlar, namussuzdurlar. http://www.sabah.com.tr/S...demezlerse_namussuzdurlar
evet hatırlayalım.
07.06.2005 : Zaman Gazetesi - ABD yolculuğunda röportaj, Başbakan Erdoğan : "Biliyorsunuz GOP, bir alt biriminin Eşbaşkanlığını üstlendiğimiz bu proje. Olay sadece Ortadoğu'yu kapsamıyor? Bu konuda yapacağımız çalışmalara komşu ülkelerden başladık. Suriye, Lübnan, Fas, Tunus gibi ülkelere geziler düzenliyoruz. Yakında Cezayir'e gideceğiz, Ürdün'e gideceğiz"
04.03.2006 : istanbul Bayrampaşa AKP ilçe Kongresi, Başbakan Erdoğan : "Türkiye'nin Ortadoğu'da bir görevi var. Nedir o görev? Biz geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi'nin eş başkanlarından bir tanesiyiz. Ve bu görevi yapıyoruz."
04.01.2007 - Beyrut gezisi dönüşü açıklama. Başbakan Erdoğan : "Biz genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi'ni bunun için kabul ettik? Türkiye, italya ve Yemen'le Eşbaşkanlık görevi üstlendik."