"yeni tur bir demokrasi"nin sözcüleri olarak her akşam televizyonlarda karşımıza çıkan zamane elitinin ilgi alanı dışında kalma sebebini söyleyebilir misiniz? "ulvi demokrat " ruhları rahatsız eden en küçük bir tarafı yok mu bu gibi konuların? dünyevi yaşamın "din" merkezli örgütlenmesine karşı çıkmak mı bir tek "anti-demokrasi"..?
"bu anlayış diktator rejimlerin felsefesidir. kaygıyla karşılıyorum. hayretler icinde kaldık. bunlar (bu mahkeme kararı) cok yanlış ve tehlikeli şeylerdir." sayın bakanın hangi sıfatıyla, hangi hukuk bilgisiyle konuştuğunu anlamak elbette mümkün değildir!
çırakları konuşur da recep tayyip erdoğandurur mu! o da -bilinen üslubuyla- açtı ağzını, yumdu gözünü:
" danıştayın aldığı bu kararı kınıyorum. bu hicbir hukuk anlayışı icinde tanımlanamaz." (kendisi herhalde .hukukcu. (!) olduğu için bu konuları iyi biliyor.
bir başbakan düşünün, yargıya, hem de ülkenin idari yargıdaki en üst düzey mahkemesine efendi diye hitap ediyor. aklınca danıştayı aşağılamaya kalkışıyor.
başbakan ve bakanları tek tek konuştu, bunlara destek veren şeriatcı medyada -gazete ve televizyonlarda- danıştaya en ağır hakaretler yağdırıldı ve son olarak vakit gazetesinde danıştay 2. dairesinin başkan ve üyelerinin fotoğrafları tek tek, birinci sayfadan, manşetten yayınlandı.
kendilerine geldimi demokrasi havarisi kesilen akp,82 yaşındaki bir vatandaşın anı defterine aleyhte bir kaç satır yazmasına ya da yargıtay ve danıştaykararlarına asla ve asla tahammül edemez kaplan kesilirken, aynı zihniyet ankaraya gelen ve turkiye cumhuriyeti aleyhine zehir zemberek açıklamalar yapan, yunan milletvekiline ise tepki göstermek şöyle dursun, hizmette ve hürmette kusur etmemişlerdir...
genel seçimde oy kullanan seçmenlerin %50 ye yakınının, %10 seçim barajı yüzünden mecliste temsil edilememesini bilmesine rağmen, barajı aşağı çekmeyecek kadar demokrat (!) bir duruş sergileyen kimselerin oluşturduğu anlayıştır.*
edit: bu entrynin sürekli kötülenmesi de demokrasi anlayışlarının bir göstergesi olsa gerek..
somut; zararsal bağlamda herhangi bir olumsuzluk ortaya koymamış yaygın ve somut bir demokrasi anlayışıdır; klişeci zihniyetten çok daha yakındır ideal ve evrensel demokrasi ölçütlerine...
toplam seçmen sayısının %26'sının oy kullanan seçmen sayısının %34'ünün oyunu alan bir partinin, mecliste %65 çoğunluğa sahip olmasını ve cumhurbaşkanını dayatmacı bir zihniyetle kendisinin seçmesini * demokratik olarak engellemek isteyenleri -tandoğan ve çağlayan mitingleri- antidemokratik gören, hukukun üstünlüğünü kabul etmeyip, mahkeme kararlarını antidemokratik gören, eleştiriye her daim kapalı anlayıştır...
"demokrasi amaç değil hedefe ulaşmak için bizim için araçtır" diyenlerin, günlerdir demokrasi, demokrasi diye ağlaya, zırlaya sahip olduklarını sadece kör gözlere inandırdıkları akp anlayışıdır .
asansör neye hizmet ediyorsa senin benim için; akp için de bu kavramın karşılığı bu; demokrasi eşittir asansör.*. neyse ki bu hırbolara dur diyen milyonlar var.
bizi halk seçti, hebele hübele diye geveleyen anlayıştır.
sormazlar mı bu kadar demokratsan niya dokunulmazlıkları kaldırmadın, ne saklıyorsun?
sormazlar mı bu kadar demokratsın da dünyada karikatürcülere ve gazetecilere en çok dava açan başbakan neden sensin?
3 Kasım 2002'de yapılan genel seçime bakıldığında; kullanılan oyların yüzde 34'ünü (seçmen sayısının yüzde 25'ine karşılık geliyor) alan AKP, milletvekillerin yüzde 66'sını çıkarırken oyların yüzde 21'ini alan CHP, milletvekilerin yüzde 34'ünü çıkarmıştır. Geri kalan oylar, yani kullanılan oyların yüzde 45'inin (toplam seçmenlerin ise yüzde 60'ının) iradesi Meclis'e yansımamıştır. Çünkü seçime giren pek çok parti; bugün dünyada uygulanan en yüksek baraj olan, yüzde 10 barajını aşamadığı için hiç milletvekili çıkaramamıştır.
demokrasi, ayarsız bir adamın demokrasi tanımını merakından dolayı sorulmuş bir soruya cevap beklemesidir, demokrasi, halkın tokadının, ip mayolu yüzücülerin, kaba yerlerinde şaplayan sesidir.
"olay partinin ismi değil olay kaybetmiş olmaksa, ha o zaman rodos kıyıları serin" sloganı da bu rejimin en güzel sloganlarındandır.
ayar ayardır, demokrasi demokrasidir, kişiye veya partiye göre sınıflandırılmaz, geneldir.
bunlar, demokrasi yaşam biçimi olan benim gibi adamları bile nefret ettirirler ama bu ülke madem buna müstahak, madem yüzde 47'sinin bazı şeyler gerçekten umrunda değil, herşey gittiği yere kadar gitsin.
çok rezildir. demokrasi amaç değil araçmış, terbiyesize bak hele. misal biz chp'li arkadaşlarla oturduk, dünkü seçim sonucunu yorumladık, dedik ki kardeşim halkın % 47'si akp'ye oy vermiş, bunun demokrasideki karşılığı nedir? aptallık. evet türk halkının % 47'si aptaldır, bu kadar basit. demokrasi böyle bir şey işte. herkes istediğini seçebiliyor ama bizim istediğimiz seçilmeyince darbeye de alkış tutulabilir, seçmenlere aptal da denebilir. işte bu, kahrolsun demokrasiyi araç olarak görenler, yaşasın seçilmiş zümremiz. deniz baykalımız çok yaşa.
eğitim bir sen gibi sivil toplum örgütü görünümlü, güdümlü kurumlar oluşturarak sadece kendi ideolojileri ile bağdaşan fikirlerin doğru, güzel ve kullanılması gereken olduğunu ileri süren anlayıştır.
yeni yök başkanı yusuf ziya özcan'ın, meclis başkanı'nı ziyareti sırasında, "hem sayın cumhurbaşkanı tavsiye etti, hem de sayın başbakan. "aman hocam" dedi, "bir şey söylersin ipimizi çekerler" dedi..." cümlesini kayda alan gazetecilere/kameramanlara karşı soruşturma açabilen zihniyetin anlayışıdır.
medya ele geçirilmeye çalışılıyor diyoruz, kimse anlamıyor...
recep tayyip erdoğanın dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin gazetecilerin sorularına verdiği cevap sanırım her şeyi en iyi özetliyor. biz yargıya güvenmiyoruz.