hiç bir zaman var olabileceğini düşünmediğim liste.
şimdi milletin anlamadığı şey şu. kıytırık bir ilçede bile türlü türlü ihaleler oluyor. kimisi yüz binlerce tl, kimisi milyonları buluyor... yahu belediyenin aracını kendi aracıymış gibi kullananlardan tutun da usule aykırı yapılan atamalara kadar milyonlarca yolsuzluk var. bunlar artık halk nezdinde yolsuzluk olarak bile görülmüyor. "sağlam yerlerde sağlam tanıdıkların olacak" diyor emminin birisi. diyemiyorsun ki adama sen neden bahsediyorsun hacı dayı?
bunun adı sağlam tanıdıklarının olması değil. eğri oturalım doğru konuşalım. referans farklı bir şey, torpil farklı. kaypaklık, şerefsizlik farklı bir şey, dost canlısı olmak farklı. sen bir işte iyisindir, sağlam yerlerle irtibat kurarsın, sağlam referansların olur. bunda yanlış olan bir şey yok. ama sen tutup da hak etmediğin bir işi, çok da hakim olmadığın bir işi alırsan, sana bu işi verirlerse orada haksızlık vardır. bu kadar basit.
bakın ülkenin her yanından kara haberler geliyor. kader deyip geçmeyeceksin. bir adam geliyor, devlete diyor ki sen bana alım garantisi ver; ben çok daha ucuza kömür/maden çıkarırım. iyi güzel de kardeşim, madencilik çok zordur. çok ciddi iş güvenliği ister. işçine iyi bakman lazım. yeri geldiğinde bir kaç sene zararına bile çalışman lazım (ingilterede olduğu gibi), peki sen bunları yapabilecek misin? hayır. ben alıcam bu işletmeyi, işçilerin iliğini kurutana kadar maden çıkartıcam. hesapmış, kitapmış bana ne? ne kadar kısa sürede zengin olursam o kadar iyi.
işte böyle bir durumda iş kazasından bahsetmek mümkün değil. iş kazası, işçinin kazaen yaptığı şeydir. işverenin daha fazla kar hırsı uğruna işçisini ölüme yollaması ise olsa olsa iş cinayetidir. işte bu cinayete devlet eliyle göz yummak ise yolsuzluk ve hatta daniskası, katilliktir.
şimdi gönül ister ki buraya hepsi ispatlı ne kadar yolsuzluk varsa yazalım. ama ne yazar? toplum tarafından ahlaksızlık olarak algılanmıyorsa tüm bunlar, biz neyi anlatabiliriz ki?