kendisi zaten kapkara olan bir partinin karalanmasına ihtiyaç duyulmayacağından dolayı, ancak ki akp yandaşı olan medya tarafından yürütülen oy kazandırma kampanyasıdır.
yoksa eskiden tansu çiller evladına jet ski aldı diye hatunun orospuluğunu dahi bırakmayan medya, recep tayyip evladına gemi aldığında neler yapması gerekirdi?
veyahut dünyanın hiç bir yerinde yoktur ki bir başbakan bir iş adamını arayarak "çocuğuma bir 20-25 bin lira" gönder diyecek ve istifa etmeden, hatta halk desteğiyle durabilecek
ak koyun kara koyun oyunlarını daha evvel de izlemiştik. muhalefette de olsa meclise girebilmeyi ve böylelikle iş takibi yapabilmeyi lütuf sayanlar bu memlekette oldukça, akp yi karalama kampanyası ancak ve ancak ona oy kazandırır.
yoksa; benim milletim salak mı ki şehitleri mezarında ters döndüren, toprağı sinirden çatlatan; amerikan kucağında zıp zıp zıplayan birilerine oy versin?
benim milletim görmüyor mu krizlerin devlete ait herşeyin satılarak aşıldığını.
gene tansu çiller döneminde türk telekom un %10 u özelleştirilse iç ve dış borç tümüyle kapanıyordu. o dönemde telekom un %10 u için sözde milliyetçilik yapanların, tansu çiller i her şeyle suçlayanların alayı akp kadrolarındadır bu gün. bir tek arka tarafları (imam hatipler) kaldı satmadıkları. bu mudur krizden kurtuluş yolu? bu mudur onurlu insanların kriz karşısında duruşu?
şuna benziyor; insanlar parasızlık çekince anasını bacısını satacak kadar şerefsiz olamaz. olmamalı. sonra anasını bacısını satanlar çıkıpta; ulan parasızdım, sattım parasızlıktan kurtuldum dememeli. bu; haysiyete sığmamalı.
lakin benim memleketimde bunu, bu hareketi alkışlayan insanlar var.
bu kadar rezil kepaze bu kadar şerefsiz insanlarla bir arada yaşıyoruz işte. aynı topraklarda aynı havayı soluyoruz.
bir milleti yokedeceksen haysiyetini elinden alacaksın. bizde satılık haysiyeti olan çok. bas parayı al ulan tayyip. kim tutar seni?
zaman zaman haklı kampanyalardır. akp'nin yaptığı eylemler her ne kadar göze hoş görünse de hepsinin altında amerika'nın parmağının olduğu ve bunların gerçekten amerika ile ilgili olduğunun ortaya çıkmasının bir kaç yıl alacağı bir gerçektir. türkiyenin bunca zaman suriye ile ırak ile her yakınlaşmasında ortalığı ayağa kaldıran israil şimdi hiç bir ses çıkarmıyor bu yakınlaşmalara. amerika senatosunda yer alan yahudilerin bunda etkisi çok büyük tabi ki. peki bunca yıl sonra neden amerika destekli israil bu gelişmelere göz yumuyor?
amerika'nın asıl amacı rusya'nın türkiye ile yakınlaşmasını engellemektir. putin'in türkiye'yi ziyaretinden sonra amerika'yı jeopolitik açıdan en önemli müttefiği türkiye'yi kaybetme korkusu sarmıştır. amerika ve israil türkiye'nin ortadoğu da barış elçisi olmasını kabullenmiş ve çeşitli görüşmeler yapılarak bu elçilik güçlendirilmiştir. libya'daki son görüşmelerde iki ülke arasındaki vizelerin kaldırılması bazı gazetelerde osmanlı geri dönüyor diye yer almıştır. bu söylem planlanarak yazılmıştır keza türkiye bu coğrafi alanda ne kadar söz sahibi olursa, amerika'da rusya ve doğu ülkeleri üzerinde dolaylı olarak söz sahibi olacaktır.
akp'nin bu durumdan haberdar olduğu bir gerçek ama kamuoyuna hiç bir şey yansıtmamakta ve büyük türkiye hayaliyle yola devam etmektedir. kendilerine yakıştırılan osmanlı dönüyor söylemi hepsinin yüzünde gülümseme uyandırırken, hiç birinin aklında neden israil buna sessiz kalıyor diye bir soru işareti uyanmıyor. umarım uyanmaları çok zaman almaz.
akp'nin artıları da vardır eksileri de. fakat bardağın dolu tarafından bakan insanlar eksileri görmezden gelirler. aşırıya kaçacak bir şekilde eleştirmek de doğru değildir.
akp lilerin bizzat yürüttüğü kampanyadır.
başı tayyip çekmekte, gelene gidene fırça, aşağılama, çeşitli örgütlere olm ayacak tavizler ile kendini karalamaktadır. partinin diğer ileri gelenleri de ellerinden geleni yapmaya, bu hıza ve gayrete yetişmeye çalışmakta olup amaçlarına ulaşmışlardır. hepimizi amerikanın köpeği yapmak istedikleri halde havlamamıza bile izin vermemektedirler. *
akp iktidarı ülkeyi 7 senede ileri değil geri götürmüştür. halihazırda karadır. işsizlik dizboyu, milletin cebinde para kalmadı, 15-20 senelik dükkanlar tek tek kapandı. ama bunlar insanın kendi hatası değil mi? iktidar tertemiz!
yüzde 47 oy alanın her istediğini yapabileceğini sanan ergen gerisi sefillerin olduğunu gösteren olaydır. hayır ben demokrat bir adam değilim, işim olmaz sizin demokrasinizle zaten. ama sizin derdiniz demokrasi olmadığını sizin demokrasi dediğiniz şeyin demokrasi olmadığını biliyorum. forumda lanetler yağdırdığınız hitler seçimle başa geldi. haberdar mısınız genç kekolar?
Bazı gurupların b.kunu çıkardığı faaliyetler arasındadır. Öyleki bir zamanlar faşist, basiretsiz, şeriatçı, halk düşmanı diye tabir ettikleri eski siyasetçileri bile (ki süleyman demirel, mesut yılmaz, recai kutan) bunlara en iyi örneklerdir sırf akp'yi eleştiriyor diye ayakta alkışlar duruma gelmişlerdir.
tabi bence bu olay en çok akp'nin işine gelmektedir.
tayyip erdoğan a "başbakanımız", "yüce", "ulu" gibi sıfatlarla betimleyenlerin çoğaldığını görüp kendiliğinden gelişen olaylardır. bu bir kampanya değildir. kendiliğindenlik bu durumda en uygun tanımlamadır.
kendinize gelin yahu 10 sene sonra satılmayacak bir ....niz kalmayacak. noktalı yerleri uygun kelimelerle doldurunuz tayyipsever arkadaşlar.
ihtilal öncesinin marjinalleri, şimdi hak savunanları marjinal olarak görüyor sanırım bu konuyu açan arkadaşımız gibi. Ben AKP nin kömür dağıtmasına karşı değilim lakin neden bu dağıtımlar hep seçimden önce oluyo? neden seçimlerden önce bu tarz eylemlerde bulunup seçimlerden sonra medyaları boş bırakmayacak kadar dolduracak hareketler (neo-liberal politika) yapıyolar. Bu halkı Tv ye kitleyip, arkadan emperyalistlerin ekmeğine yağ süren bir partiyi desteklememizi nasıl beklersin ki bizden? Yapılan karalama politikası değildir, yapılan haklının, kandırılanın hakkını arama politikasıdır. %47 oy almış olması onun haklılığını göstermez, onun sadece sahtekar bir tutumda halkı kandırmasının kanıtını gösterir, çünkü oğluna yapmış olduğu yatırımlar bile halka yaptığından fazladır.
Sahtekarlığın evrensel düzeyde egemen olduğu dönemlerde, gerçeği söylemek devrimci bir eylemdir. Mahir Çayan.
mümkün olmayan kampanyadır.
karanlık olan bir şeyi karalama çabasına bile girilmez.
gerçekler söylenebilir, onu da oksijen beynini zehirlemeyen insanlar anlar.
sadece ve sadece ekonomik gidişata göre yorum yapıp, kişisel hak ve özgürlüklerin ihlal edilmesini,
sadece slogan attığı için gözaltına alınanların tutuklanma istemiyle yargılanmasını görmeyip;
yolsuzlukları yapanların değil de, bunları ortaya çıkaran ve bu yolsuzlukları haber yapanların yargılandığı bir ülkede demokrasi olduğunu sananların hezeyanlarını belli eden bir saçmalık.
yahu sizin için sadece duble yollar mı önemli?
slogan attığı için gözaltına alınanların olduğu bir ülkede yaşamaktan rahatsızlık duymuyor musunuz siz?
Ezik rolü yapan zavallı akplilerin üreyip türeyip "bizi karaliyorlar" diye zırlamasıyla dillendirilen ve olmayan bir kampanya. Olmayan bir Paralel devlet gibi.
