dünyanın en pahalı benzini satılan,
dünyanın en pahalı et'i satılan,
dünyanın en pahalı iletişim hizmeti verilen,
işsizliğin % 15 lere dayandığı,
üniversite mezunlarının iş bulamadığı,
hükümetinin komşularının teröristlerini silahlandırdığı,
asgari ücretin açlık sınırının 3 kez altında olduğu,
başbakanının halktan nefret ettiği,
tüm sosyal özgürlüklerin yasaklandığı
bir ülkede hala iktidar partisini desteklemenin tek gerekçesi vardır.
senin bu iktidardan bir çıkarın vardır kardeşim.
ya maaşın yüksek olduğu için vatanını satıyorsun,
ya da halinden memnun olan köleler misali:
-ben kırbaçlanmıyorum ya efendim çok yaşasın diyorsun.
her iki halde hainsin canım kardeşim
her iki halde de satılmışsın canım kardeşim
her iki halde de sonunda kaybeden yine sen olacaksın
akp'nin militanları, taksim'de ve yurdun her köşesinde direnen yurttaşlar gibi bir duygu ve fikir bütünlüğü içerisinde olamaz.
akp seçmenlerinin birlikteliği;
*çalınan sınav sorularına ulaşabilmek,
*makarna, kömür, döner ekmek, turşu, ayran vb. beleş malzemelerden seçim döneminde nemalanmak,
*belediye'de, hizmet müdürlüklerinde, tapu'da vs. kamu kuruluşlarında işlerini halledebilmek, benim hemşehrim, benim partilim edebiyatıyla tıkırını sağlamak,
*yine devlet dairelerinde ya da yandaş özel şirketlerde dolgun maaşla işe yerleştirilmek ve daha benzeri türetilebilecek onlarca konu başlığından oluşan bir çıkar birlikteliğidir.
tabii ki akp'ye samimi duygularla, dindar, muhafazakar ve hatta şeriatçı diye oy veren bir kesim vardır. ancak bunların oranı totalde yüzde 15'i geçmez. geriye kalan kesim belirttiğimiz üzere kimi büyük kimi küçük ama mutlaka bir çıkar adına bu siyasi oluşumu desteklemektedir
aslında onlar savundukları partinin tüm karalıkları ortaya çıkınca, millete rezil oldukları için, yenilgiyi hazmedememelerinden kaynaklı son çırpınışlardır.
katılmadığım olaydır çıkarı olanlar var elbette alası var hemde .. ama daha vahim olanı "koyun" olmaya razı açlıktan nefesi kokanların da akpyi desteklemesidir.