"her eskiyen bina yıkılsaydı tarih eser diye bir kavram olur muydu?" sorusunu da yönelten zihniyettir. darbeci değildir ama eminim bazılarından daha iyi kullanıyorlardır türkçeyi.
belki de bütün bu gerginlik burdan başladı. 'siz akm yi yıkarsanız biz de akp yi yıkarız' diyerek sokaklara dökülen yığınlar kısmi toplumsal bir cinnet haliyle işi buralara kadar getirdi. *
seçim geliyor. yapacağımız 3 katlı ucube gecekonduya atatürk evsizler misafirhanesi diyelim ömür boyu yıkılmasın! nasıl olsa adından dolayı yıktırmayız diye ortaya dökülecek belediye dozerinin önüne atlayacak kendini bilmezler olacaktır. 40 yıl sonra zaten tarihi eser olacakmış. biraz sabrettik mi tamamdır.
taksim'in göbeğinde estetik zevkten zerre kadar nasibini almamış biri tarafından inşa edilmiş, faşist mimarinin kopyası bile olamayacak kadar çirkin, günün hangi anında karşılaşırsanız karşılaşın estetik zevkinizin ırzına geçebilecek kalibrede bir binadır akm. isminin başında "atatürk" olması korunması ve kollanması gereken ideolojik yapılar kategorisine sokuyor olmalı ki yıkılması bu kadar yaygaraya neden oldu; yoksa bu derece ciddi bir mimari fecaatin istanbul gibi bir şehrin göbeğini bu kadar süre işgal edebilmiş olması hiçbir şekilde izah edilemez.
darbeci zihniyet meselesine gelince: evet, doğru, bu yaygarayı koparanların büyük çoğunluğu zihni deformasyona uğramış, sahip olduğu ideolojiyi aklın en temel bir kaç mekanizması kullanılarak ulaşılabilecek en sathi bilgilerden devşirmiş insanlardır. sahibi oldukları ve daimi olmasını arzu ettikleri rejimin devamı için ellerinden gelen tek şey onu bunu yardıma çağırmak, silahlı müdahaleye çanak tutmaktır. ağızlarının kenarından köpükler saçarak savundukları ideolojinin ne olduğuna dair ne bir fikirleri vardır ne de bu ideolojiyi bir medeniyet projesi haline getirebilecek kalibrededirler. işleri güçleri yaygara koparmaktır.