akp ye rağmen halk atatürk e yine sahip çıktı

entry4 galeri0
    ?.
  1. tarihimizi anlamak yerine siyasete alet etmeye çalışınca ortaya çıkan normal bir sonuçtur. ne oldu şimdi? insanlar tarihimizle ilgili bir olayın detaylarına ve bilgisine nüfuz edemeden yine kayıkçı kavgası ile bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak üzerinden deşarj oldu, tarihte ne olmuş-ne olmamış doğru düzgün yeni bir bilgi edinemeden yeni polemik ve sansasyonlara doğru yelken açtı. böyle konular atatürk'e yüklenmek, chp'ye yüklenmek, akp'ye yüklenmek gibi saiklerle gündeme getirildiği veya yorumlanmaya çalışıldığı sürece farklı bir son beklemeyiniz ve tabii ki böyle bir niyet sezince de çok sayıda insan haliyle içgüdüsel olarak atatürk'e sahip çıkar. ha, kimse tarihimizle ilgili doğru düzgün bilgi edinir veya resmi tarih klişelerinin dışına bir milim çıkabilir mi?

    yanıt : (bkz: south park sessizliği)

    (edit : bu entryde atatürk'e sahip çıkılması yanlış bir şey olarak nitelenmemektedir. bu entrynin amacı, tarihi konuların, hele ki hassasiyet söz konusu olan tarihi konuların günlük siyasete alet etme amacıyla ortaya atılıp demagojik şekilde ve bilgi detaylarını es geçerek tartışılmasını ve güncel magazinel malzeme gibi tüketilmesini eleştirmektir.)
    1 ...
  2. ?.
  3. ilkokul birinci sınıftan itibaren matematik ve din kültürü dersi dahil bütün eğitim müfredatında yüceliği dillendirilen üniversiteye kadar peşinizi bırakmayan bu şırıngaya rağmen kemalist olmayan bir kaç kişi varsa takdir edilip ödüllendirilmelidir bence. kaldı ki akp ile bunun ne alakası var, ilkokul 3. sınıf matematik kitabında atatürk resmi durmuyormu hala.
    4 ...
  4. 1.
  5. 2.
  6. çok yakın tarih dışında tarihi hiçbirimiz şahsen yaşamadık. bu nedenle tarihi öğrenme yolumuz farklı bakış açılarından olaylara yaklaşabilen muteber kaynakları inceleyerek kendi kanaatlerimizi üretmek olmalıdır. bunu yaparken de tek kaynağı , hele hele birincil kaynak değilse, bire bir sahiplenmekten kaçınmalıyız. hele ki okulda bize böyle okutuldu diyerek hap yapılarak yutturulmuş bilgilere sorgulamaksızın aynen itibar etme konusunda da -en azından idrak edebileceğimiz yaş ve tecrübeye ulaştıktan sonra- dikkatli olmalıyız.

    mesela osmanlı beyliği 1299 yılında bağımsız oldu diye biliriz. çünkü okul kitaplarımızda böyle yazar. dolayısıyla sokaktaki adamın bunu böyle bilmesinde şaşılacak bir şey yoktur. benim ulaşabildiğim bilgilere göre bu tarihin kaynağı, 20.yy. başlarında osmanlı tarihçisi efdaleddin bey'in yaptığı bazı incelemelerdir, ki muhakkak adam bunu ciddi araştırmalarla ulaştığı kanaat sonucu ortaya koymuştur. sonra da bu bilgi okul kitaplarına girmiştir. son yıllarda saygın ve birincil kaynaklara en vakıf tarihçilerimizden halil inalcık osmanlı beyliği'nin bağımsız olduğu tarihin 1302 olduğu yönünde bir görüş ileri sürdü, ki bence doğruluğu-yanlışlığı konusunda kesin görüş beyan etmek zor olmakla birlikte saygın ve bilimsel bir iddiadır. gelgelelim sözlükte çok bilmiş bir vatandaş (gerçekten şimdi nickini hatırlamıyorum, hatırlasam da zikretmek gereksiz çünkü yorum şahsına değildir) okul kitaplarında okuduğu 1299 yılını o kadar değişmez gerçek olarak benimsemiş olacak ki, "kimmiş bu halil inalcık, neresinden uyduruyor 1302'yi..." babında zehir zemberek bir entry döşenmişti. velhasıl, okul kitaplarımızda okuduğumuz bilgilere tabii ki itibar edebiliriz, etmeliyiz; ama bunları vazgeçilmez, değişmez gerçeklerden ibaret görüp her türlü tartışmadan münezzeh sanmamalıyız. yoksa iddiamız doğru da olsa, yanlış da olsa, yukarıda örneklediğim yazar arkadaşın tavrı içine düşeriz ve bu da dışarıdan bakınca hiç hoş görünmez.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük