adalet ve kalkınma partisi'ni desteklemeyen veya parlamento sistemine karşı olan insandır. hoş, parlamento sistemine karşı olan insan türlerinin, adalet ve kalkınma partisi'ni de destekleyeceğini sanmıyorum ama yine de tüm olasılıkları belirteyim dedim.
eğer akp'ye oy vermemeyi sadece bir sonuç olarak değerlendirmek gerekirse; gerçeklerin bilincinde olsun ya da olmasın, bunu yapan insan, doğru olanı yapan insandır. gerçeklerin bilincinde olmadan akp'ye oy vermeyen insandan beklenebilecek tek somut fayda* bu eylemidir. bunun dışında faydalı olması ihtimali düşüktür, zira faydalar, bilinçsiz insanlardan ziyade bilinçli insanlardan gelir ve beklenir. gerçeklerin bilincinde olarak akp'ye oy vermeyen insan ise, sadece ve sadece kendisinden ve kendi gibilerden millete ve vatana fayda gelebilecek olan azınlığın bir üyesidir.
peki burada sözü edilen "gerçekler" nedir: tarafsız, geniş açılı bir düşünce tarzıyla düşünebilen, doğruluk ve dürüstlük düsturlarıyla hareket eden, aklı ve fikri hür insanların görebildikleridir. bu insanlar akıl yolunu, dogmatizme tercih edebilmiş ve dogmatizme karşı olan savaşlarını evvela kendi benliklerinde kazanabilmiş kişilerdir ve bu yüzden onlara aydın denir. ve aydınlığa, ancak aydın insanlarla ulaşılabilir; müritlerle, koyunlarla, körü körüne itaat eden cühela ile değil!
oy veren insan da, vermeyen insan da ulkesinin daha iyi olacagi kanaatinde ise iyi niyetle yapmis oldugu secimdir. kimse kimseyi neden ona oy veriyorsun diye suclama hakkina sahip degildir. birinin oylarina aptal, kör, zeka disi hareket gibi isimler vermek kibirli olmanin sonucudur.
"Ümmetimin en cahilleri, ben alimim diyenlerdir".(hadis)
yani kendini diger insanlardan ustun ve bilgili ilan edip farkinda olmadan kibir icine girenlerdir.