1.Adam evine ekmek götüremiyor.Bunalımın eşiğinde.Eve geliyor karısına ne yemek var diyor , ekmek yok diye cevap alıyor ; çocuklarının gözü önünde karısını boğazlıyor.
2.Üniversiteye girmek zaten bir dert bu memlekette.Bir de bitirdikten sonrası var.iş yok güç yok ; gençler bunalımın eşiğinde.
3.65 yaşındaki emekli babalar hala çalışıyor.Neden?Maaş yetersiz.Ülkede aşırı dengesizlik var.Bir aile emekli maaşıyla geçinmeye çalışırken diğer yanda bazı aileler bir emekli maaşıyla tek gecelik yemek masrafı ödüyorlar.Emekli soruyor bu yüzden mi çalıştım?Emekli de bunalımın eşiğinde.
4.Ülkede acaip bir kutuplaşma var.Kürdü Türkü Azerisi Ermenisi Çerkezi Alevisiyle etnik bir cümbüş olan memleketi taraf olarak ayırmaya çalışıyorlar , başardılar.Senin başın açık benimki kapalı cümlesi artık fark değil atak cümlesi.Farklılıklar insanlarda bunalım yaratıyor.
5.Adalet ve hukuk düzeni yok olmuş durumda.Var diye bağrınmayın sakın kör olsanız bile farkedersiniz.Bunalımın eşiğindeyiz.
Bunlar şimdilik aklıma gelenler.Keşke sadece bunlar olsa diyeceğim ama her sene özelleştirilen devlet malları arazileri de işin cabası.
Eleştiriye gelemeyen hükümet anlayışı var.Ağzını açan ya dayak yiyor ya da hapse atılıyor.
5000 sebep de bulurum oy vermemek için.Ama herşey anlayana.Önce uyanmak lazım.
-ülkeyi otokratik yöntemlerle yönetmesi-tek adamlık (hangi akp miletvekili başbakana karşı çıkabilir)
-siyasi amaç doğrultusunda kadrolaşması(patır patır miletvekili adayı olan zirvedeki bürokratlar)
-orta üst düzey zenginlerden başkasının ekonomik refahtan nasibini alamaması-(nasip aldığın şey dört liralık benzindeki 2,5 lira vergi,hani yatırım hani istihdam?)
-siyasi gerginliklerin tırmandırılması, ordu karşıtlığı ile teröre cesaret verilecek bulanık ortam yaratılması
-bütün bunları yaparken sahip olduğu iyi kurgulanmış organizasyonun ancak abd planlaması ve imkanları ile gerçekleşebileceği gerçeği..
1,ülkeyi iki yada daha çok kutba ayırması
2,sokaklarda periyodik aralıklarla araç yakılması ortalığın toz duman olması vs.. ( itlerin şımartılması)
3,emisyon ve sıcak para ile ekonomiyi çevirmeye çalışması ( bravo başarıyorda gazete okuyan yokki)
4,yargının siyasallaşması ( referandum , anayasa nın üyelerinin hukukçu değil ordan burdan olması (bkz: haşim kılıç)
5,pkk nın artık mecliste resmen temsil ediliyor olması
6,ilköğretim okullarında okunan andımızın zorunlu olmaktan çıkması
7,cari açığın anacak rüyalarda dengeye oturduğunun görülmesi
8,meslek sahibi işçilerin adının bile okunmaması ( sonrada çıkıp 'efendim işte meslek liseleri neden eskisi gibi revaçta
değil lagalugaları yapılıyor ulan şapşal sen meslek erbabı nitelikli işçiyi daha doğrusu reel rektörü görmezsen meslek liselerine kim gider lan? )
9,insanlara kömür,makarna,vb.dağıtılarak halkın tembelliğe alıştırılması sonrada üretimden gsyh den vergide
bahsedilmesi hassiktir ordan be !
10,ve bir sefer de çıkıp ne mutlu türküm denilememesi.
-hakiki müslüman olmak ya da sadece iyi bir insan olmaya çalışmak,
-adil olmayana, liyakat ile iş yapmayana oy vermek istememek,
-ülkesini dışa bağımlı hale getireni sevmemek,
-çalışanın emeğinin hakkını vermeyip işverenden yana olanları sevmemek,
-sözünü tutmayanlara tekrar tekrar güvenecek kadar balık hafızalı olmamak.
bir de duygusal nedenler olabilir. akp'ye oy vermeyenleri başka dinden, başka ırklardan insanlar olarak tanımlayan kötü kadın çocuklarından nefret etmek gibi.
--spoiler--
ben sana eşek kadar olamazsın demedim adam olamazsın dedim.
--spoiler--
(#11062979)
iktisadi bilgiden tamamıyle yoksun olduğu gibi doğruluktan da çok uzak olan yazılar yazanlar başkalarına ergen diyor. komik..
satılan kurumlar zarar eden değil kar eden kurumlardı yani adamlar bunun fayda (maliyet değil) maaliyet analizini yapmıyor aq.
bürokraside kemal kılıçdaroğlu zarar etmemiştir öncelikle kulaktan dolma bilgilere karşı olanların bunu bilmesi gerekir. etraftan ne duyuyorlarsa, daha doğrusu kulaklarına ne fısıldanıyorsa onu beyinlerine kazıyorlar ama yok öyle şey. üstelik kadrolaşan yer chp değil akp'dir. hatta akp de değildir artık. 3 organ tümden kadrolaşmıştır. 3 organ(yasama-yürütme-yargı) eşittir akp'dir artık.
ayrıca arkadaşın tek bildiği şey komünizm. şu anda hangi ekonomideyiz desen bilmez ama kendince iktisat prof.u olmuş.
yazının devamı hakaret içerdiğinden ve bilgi yoksunu bir yazı olduğundan cevaba değer görmüyorum.
(bkz: hayır madem bir sik bilmiyorsun, konuşma arkadaşım.)
iddaa dan bir maç bile tutturamamak
sevgiliyle kavga etmek fatmagülün suçu ne dizisini kaçırmak
yolda yürürken kaldırıma çıkamamak
asansörde bir saat mahsur kalmak..
nereden bakarsan fiyasko a.q. liste uzar da gider. ne beşi ne onu..
5 neden bulmak zor baya bence, sec begen al yapalim, dusunce ve ifade ozgurlukleri kisitlaniyor diye, sinirli sayida seceneklerimiz olmasi gerekmiyor..
1- kemal kılıçdaroğlu - rte atışmasından bıkmak
2- erbakan'a yapılan ihaneti unutmamak
3- amerikan uşaklarından nefret etmek
4- milli görüşçü olmak
5- fetullah gülen düşmanı olmak
6- babanın başka bir partiden milletvekili adayı olması ( bu hiç adil değil aslında ) ... aslında bir sürü neden var.
başlık açan kişinin ve genç ergenleri şu aşağıdaki üstün iktisadi bilgi içeren yazımı okumalarını istediğim önerme.
1.neden
öyle sattı sattı demekle olmuyor a.q, adamlar bunun fayda maliyet analizini yapıyor; devletin sırtında yük olan bir kurumu devlet ne yapsın. kurumları satıp vergi karı sağlıyor hemde hiç girdi harcamadan.
bürokraside kılıçdaroğlu gibi zarara uğratan, tüm hemşerilerini toplayıp kadrolaşan yöneticiler, bürokratlar olduğu sürece daha bir çok kurumun satılması lazım bu satılanlar az bile. birde kalkar kılıçdaroğlu sempatizanlığı yaparsınız.
iyi ki öğrenmişsiniz iki lafınız dan birisi sattı, beyin fukarası kulaktan duyma bilgilerle ahkam kesen ergenler sizi.
sonuçta devletin ekonomiye müdahalesi sınırlı, hayır zaten komple müdahale etse cumhuriyetle değil komünizmle yönetilirdik.
komünizm ile yönetilmiyoruz devlet tabi ki sahip olduğu bazı kurumları elinden çıkartacak, oldu heryerde fabrika açsın özel sektörün anasını ağlatsın o zaman.
hayır birde diyor ki borçlanma varmış, olur tabi kılıçdaroğlu gibi kurumların anasını ağlatan herifler olduğu sürece tabi ki borçlanma olur, en azından zarar eden borçlanmasına vesile olan kurumları satarak zarardan kurtulup üzerine birde vergisini alıyor devlet.
heee eğer diyorsanız kar ettirsin, o kadar kolay değil. devletin kontrol mekanizmasını o kadar verimli değil. hiç bir hükümetin bunu sağlaması imkansız gibi birşeydir, yapılabilseydi rusya yapardı.
hayır madem bir sik bilmiyorsun, konuşma arkadaşım. şimdi bu yukarıda yazdıklarımı güzelce okuyun anlayın kafanıza takılan yer varsa sorabilirsiniz. hahahaha
- özelleştirme adı altında stratejik önemi olan kamu kurumlarını satması.
- üniversite rektör atamalarında tek kıstasın türbana onay veren profesörler olması.
- gsmh'yi hesap değişikliğine giderek yüksekmiş gibi göstermesi.
- cari açığın ve işsizlik oranının sürekli olarak artması.
- milletvekili dokunulmazlıklarını ve yök'ü kaldıramaması; sınav sistemlerini sürekli olarak değiştirerek zaten zor dönemler yaşayan öğrencileri daha büyük streslerin altına sokması.
haburda pkk lılara seyyar mahkemeler kurulup devletin hakimini savcısını ayaklatına götürtmesi son derece bir vatan sever olarak beni üzmüştür. üstelik teröristlere, vatan hainlerine '' pişmanmısınız ? pişmansanız 5 bin tl, ayrıca toki evlerininde birtanesi senin. '' demeleri üzerine teröristlerin '' pişman değiliz ! '' demesi ve bizim hakimimiz savcımız '' yok yok siz pişmansınız '' diyerek bardağın taşmasına yeteri kadar neden olmuştur.
1- şehidine "kelle" şehidini öldürenlerin başkanı apo'ya "sayın" dedi. "askerlik yan gelip yatma yeri değildir" derken amerika askerlerine "sağsalim dönmeleri için duacıyız" dedi.
3- ülkeyi kürt-türk diye böldü, kar eden firmaları özelleştirerek peşkeş çekti. bunun üzerine amerika ile bu yollarda el ele yürüdüğünü aleni birşekilde açıkladı "bop eşbaşkanıyım" dedi.
4- ileri demokrasi kisvesi altında her konuşanı hapse attırdı.
5- önce haklarını elinden aldı sonra referandumla bazılarını geri veriyor gibi yapıp daha çok hakkını aldı. kömür alabiliyordun, kömür alamaz hale getirdi, kömür vererek padişah oldu.
akp ye oy vermemek için 5 neden kesinlikle bulunabilir ancak akp ye oy vermek için bulunan 1736 neden konusunda yapılacak pek bir şey yok. bir sürü defosu olmasına rağmen demokratikleşme sürecinde akp bir basamaktır. bir seçim sonrasında farklı şeyleri konuşuyor olacağız. ezberletilmiş korkularınızı anlıyorum ama hiçbir şey silahı elinde tutanların dediğinin olması kadar gayri insani değildir. hep söyledik akp ehveni şerdir ve bir basamaktır ve görevini yerine getirmekte.