akp ye oy verenlere açık mektup

entry30 galeri0
    30.
  1. sevgili akp’li kardeşim,

    bugün nihayet sizden bir ses duyabildik. hayır kazlıçeşme mitinginde duyduğumuz seslerden bahsetmiyorum. direniş başladığından beri ilk defa bugün sokakta, mahallede sesinizi duydum. facebookta paylaşımlarınızı gördüm. kızgındınız. günlerdir yaşananların sizi aşağıladığını düşünüyordunuz. bugünkü miting, artık sesinizi çıkarmak için ideal zaman olduğunu söylüyordu size. nihayet karşılaştık.

    fakat bizim derdimiz sizlerle değil. bunu anlamanızı ne çok isterim. derdimiz; topluca maruz kaldığımız, satın alınmış medya tarafından yaratılan bilgi kirliliğiyle, iktidarın yılardır yaptığı hala devam eden yolsuzluklarla, en mahremimize kadar hissettiğimiz dayatmalarla, hukuk devleti olma özelliğinin bizzat hükümet eliyle yok edilmesiyle, elinde su şişesi ve gaz maskesinden başka bir şey olmayan insanları yaralama, kör etme ve hatta öldürme insiyatifini yine bu halkın polisine verenlerle.

    bizde son 10 yılda bir şeyler birikti akp’li arkadaşım. biz de aşağılanmış hissediyoruz. artık olan bitene ses çıkarmamak onursuzluk geliyor bize. eğer gerçekten bu biriken öfke nasıl oluştu ve bu 3 ağaçtan başlayan eylem nasıl bu noktaya vardı merak ediyorsanız lütfen okumaya devam edin. içinizden biri bile acaba dese kafidir.

    eşe dosta, akrabaya, yandaşa göz göre göre kazandırılan ihaleler yüzünden aşağılanmış hissediyoruz biz. birilerini zengin etmek için parsel parsel satılıp, toplu konut ve avm çılgınlığına gark edilen ülkemiz için bunu hissediyoruz. cezaevlerinde tecavüze uğrayan çocukların hayatını karartanları yargılamadıkları için, ufacık bir kız çocuğuna bir ilçenin tüm ileri gelenleri tecavüz ettikten sonra, n.ç.’yi tecavüzcülerini tahrik etmekle itham edip, suçluları ceza diye verdikleri 3-5 yılla neredeyse mükafatlandırdıkları için böyle hissediyoruz. köylere hes’ler kurmaya kalkışıp; doğayı katlettikleri, orada yaşayan insanın sesini yok saydıkları için... çok değil bundan iki sene önce yaşanmış uludere katliamı için, orada ölen daha 14-15 yaşında kürt çocuklar için… seçilmiş vekilleri, kitap yazan gazetecileri, ordu mensuplarını ortaya karışık bir paket yaratıp ve hiç utanmadan bizzat belgeler üretip içeri alan, içeride kanser eden, bu insanlar ölürken bile iftiralar atmaktan çekinmeyen, akp eliyle yaratılmış hukuk düzeni yüzünden böyle hissediyoruz. son 10 yılda ösym’nin yaptığı her türlü sınavda şaşkınlık içinde izlediğimiz, ardı ardına gerçekleşen kopya skandalları yüzünden aşağılanmış hissediyoruz. hrant’ı katleden odağın, tetikçisinden ötesini kurcalamayan, bizzat karartan, araştırmaya kalkanı "terörist" ilan eden düzen yüzünden utanıyoruz. biz artık hukukun bittiğini hissediyoruz. son 10 yılda gözle görülür şekilde artmış kadın cinayetleri yüzünden, iş güvenliği olmadığı için madenlerde ölen işçiler yüzünden, kapatılan tiyatrolar sinemalar yüzünden, reyhanlı yüzünden, her gün toplumun farklı kesimleri olarak maruz kaldığımız iktidar seviyesinden gelen hakaret dolu ifadeler yüzünden direniyoruz. daha aklıma gelmeyen nicesi de vardır. 11 yıl, dile kolay, yaşarken zor.

    ben chp’li değilim, bdp’li de değilim. kürt değilim, ermeni de değilim. hiç bir partiyle bağım yok. hayatımda hiçbir erkekten şiddet görmedim. silivri’de yatan bir tane yakınım yoktur. devlet ihalesine girip akp yandaşlarına karşı ihale kaybeden tanıdığım da yok. hes kurmaya kalkıştıkları köyleri bir kere bile gidip gözlerimle göremedim, dere kenarında bir çay içmişliğim de yok. kopya skandalları yaşanan sınavların hiç birinde katılımcı değildim. maden işçisi de değilim. ama bunlar beni tüketiyor. bunlar gezi’de direnenleri tüketiyor. meydanda olanla, medyada duyduğumuz arasındaki uçurum kanı beynimize sıçratıyor. biz istiyoruz ki siz de görün. ne olup bittiğini görün artık.

    bu iktidarın başı yıllar yılı mağduru oynadı. bizleri size dinsiz, din düşmanı olarak tanıttı. sizin ibadetlerinizi özgürce yapabilmenizin garantörü olarak kendisini ve partisini gösterdi. açın gözlerinizi etrafa bakın. dünya değişti. halk değişti. gezi parkında namaz kılan müslümanların başında, olası bir polis müdahelesi için bekleyenleri gördünüz mü siz? ben gördüm. başörtülü kızların özgürce üniversiteye girmesini, camilerinizin ilelebet sizlere ibadet hizmeti sunmasını, inancınız size bireysel olarak her ne emrediyosa bunu yerine getirebilmenizi, kendi davası gibi savunacak insanların olduğu bir ülkede yaşıyorsunuz, bunu görün artık. bu yeni bir şey değil. gezi’den önce de vardı. başörtünüz yüzünden üniversiteye alınmadığınızda, sizlerin yanında protestoya katılanlara hiç baktınız mı? sizce onların hepsi müslüman mıydı?

    davos’ta sesini yükseltti, güya ülkeye prestij kazandırdı. her bıçkın konuşmasında karizmasıyla kitleleri büyüledi. peki sonrasında, israil’le iptal edilen herhangi bir ticari anlaşma gördünüz mü, okudunuz mu gazetelerde? ülke büyüme içindeymiş. kişi başına düşen milli gelir 10 500 dolar olmuş. bugün öğrendim. valla açıkçası bana 10 500 dolar düşmüyor. size düşüyorsa bilemem. aaa ama neydi, bir laf vardı? zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olması mıydı? sakallı bir adam dile getirmişti sanki. bir de istatistik diye bir bilim vardı. hani mod, medyan, averaj. belki bunlarla ilgilidir.

    gezi’ye ilk gelen ufak grubun tüm derdi ağaçtı, akp’li arkadaşım. ama ne zaman ki orada çadırda uyuyan insanlara saldırıldı, işte o noktada vicdan sahibi insanların kan beynine sıçradı. çünkü kim olduklarını biliyorduk onların. ağaç, çiçek, böcek diye gelip "bu ağacı kesme" diyen bir grup naif insan. iftira atsan atılmıyor, o derece. ve artık birileri orada yeter dedi. "yetti sizden çektiğimiz" dedi. işte bu yüzden oradaki kalabalık bu kadar çok sesliydi. dışarıdakiler bir süre orada ne olduğunu bu yüzden anlayamadı. muhalefet partisinin işi desen çocuklar park’tan bağırdı: "chp’li değiliz!" pkk demeye çalışanlar oldu, e ama ülkücüsü de oradaydı. allah allah fener taraftarı, beşiktaş’ta en sıcak müdahelenin yaşandığı gün çarşı'ya destek olmaya gelmişti formasıyla. e bu gay çocukla, türbanlı kız birlikte kandil simidi dağıtıyorlardı gezi'de. evet farkındayız, bir süre ne olup bittiğini iktidar çözemedi. hatta büyük resim uzaktan daha iyi görünür belki diyerek baya bir uzaklaştı başbakanımız. ama sen bu resmi anlayabilirsin akp’li kardeşim. aynı sıralarda okuduğum arkadaşım. çünkü sen kibirden gözünü döndürecek bir koltukta oturmuyorsun. sen hala beni anlayabilirsin. o yüzden lütfen biraz daha oku yazdıklarımı.

    bunlar olurken bizi asıl dehşete düşüren neydi biliyor musun? medya, meydanları vermiyordu. belki son 3 haftadır milyonuncuya penguen diyeceğiz ama evet medya, gün ortasında penguen belgeseli veriyordu. başbakan, belki yıllardır özlemi çekilen o dayanışma ortamındaki her biri iş güç sahibi, okuyan, çalışan, düşünen insanlara çapulcular diyordu. ona da eyvallah dedik. çapulcuyuz. gaz sıkıyorlardı, ona da tamam dedik. biz de solüsyon hazırlayıp çıkarız sokaklara. ama orada insanlar öldü akp’li kardeşim. direkt kapsüller insanlara nişan alındı. sayısız kafa travması yaşandı. insanlar gözlerini kaybetti. sakatlandılar. o da yetmedi, revire dönüştürülen otellere saldırdılar. plastik mermiler kullanıldı. o otele saldırılan gün gezi’de çocuklar için resim atölyesi vardı, biliyor musun? bir sürü çocuk o gece annesini babasını bekledi tanımadığı insanların yanında, sürekli gaz atılan bir otel lobisinde. peki medya ne diyordu? marjinaller…provokatörler…cami’de içki içip, seks yapan direnişçiler…müezzin hayır dedi, "çocuklar kanlar içinde sığındı, ne içkisi?" adamı görevden aldılar doğruları söylediği, içinde allah korkusu taşıdığı için.

    peki 4 tane sivil polise sdp bayrakları tutuşturup, polise molotof attırdıkları sabahı biliyor musun? kimsenin tanımadığı 4 adam peydah oldu bir sabah. normalde tazyiğiyle insanı havada zıplatıp, kafa travması geçirten toma bunların ayaklarını serinletti. bir saat meydanda karşılıklı oynadılar. hiç biri yüzünü bile yıkayacak kadar ıslanmamıştır diyebiliriz. o buna iki molotof attı, bu ona biraz su sıktı. ne oluyor diye izledik. meğer öğleden sonra yapacağı konuşmada “polisimize molotof atan direnişçiler” demek istemiş canı, sizleri kışkırtmak için. ondanmış bütün tiyatro. vali’nin attığı yalanları yazmaya üşeniyorum. merak eden “vali mutlu twitter yalan” yazarak son 20 günün dökümüne dilediği siteden ulaşabilir. sonra, neymiş? kamu malına zarar vermişiz. onlar çiçek ekmiş, bizler ise gezi’ye işemişiz. bu 20 günde 4 insan öldü. dört. dört can. gencecik. sayısız yaralanma, sayısız gözaltı var. yakınlarından günlerdir haber alamayan insanlar var. sizce durum buyken kamu malı diyen, çiçek böcek diyen birinin vicdanından söz edebilir miyiz?

    bir diğer iddia, dış mihraklar tarafından finanse edildiğimiz, büyük bir komplonun oyuncuları olduğumuzdu. 1,5 yıldır planlanıyormuş bu olaylar. valla eğer öyleyse baya gerizekalı bir kitle olduğumuzu itiraf etmek gerekecek. zira 1,5 yılda yaptığımız tüm hazırlık, talcidle suyu karıştırıp plastik fısfıslara doldurmakmış gibi duruyor ki bu kadarını sizler de bize reva görmezsiniz diye tahmin ediyorum.

    özetle demek istediğim şudur ki, biz size düşman, size kızgın değiliz. derdimiz, sizlerle değil. bizi yıllardır topluca uyutan medyayla, hukuku yerle yeksan kılan iktidarla, sürekli maruz kaldığımız yalan dolan, talanla. evet kandırıldığınızı düşünüyoruz. ama yalnız değilsiniz bu oyunda. meydanlara çıkıp sesimizi yükseltmeye başlayana kadar ne kadar kandırıldığımızın bizler de farkında değildik. herkes “ben de!” diye el etti uzaktan ve işte öylece aktık meydanlara.

    ekşi sözlükten alıntıdır.

    Eminim üşenenler olacaktır. akp okumayı sevmiyor deniyor. bu yüzden mektubun sesli halini de kopyalıyorum. oku ya da dinle akp'li kardeşim. bölünme...

    sesli versiyonu için : https://soundcloud.com/cg...an/sevgili-akpli-kardesim
    2 ...
  2. 29.
  3. ahmağın en önde topuklarını götüne vura vura koşanıdır vesselam .
    0 ...
  4. 28.
  5. türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak fikri ve siyasi özgürlüğünü kullandığın yegane eylemine laf etmek istemem arkadaşım. Ülkede, hadi ardından gidelim, vatana millete gerçekten faydası dokunur diyebileceğimiz bir siyasetçi olmadığı gerçeğinin de farkındayım. bu yokluk ortamında, bunlar yeni deneyelim dedin, alnı secde görmüş haram yemez dedin ve oyunu bir kez verdin anladık. iktidara getirdin 5 yıl denedin onu da anladık. Fakat bu 5 yıl içinde ;

    -Bugün bu topraklarda özgürce konuşabilmeni, ibadet edebilmeni sağlayan kişiye hakaretleri göremedin mi veya gördün de bu kadar mı kıymet bilmez oldun,
    -Fakir fukaraya yardım edelim çığlıklarıya toplanılan paraların aslında birilerinin kesesine gittiğini duymadın mı veya duydun da bu kadar mı boşvermiş oldun,
    -Bu kadar işsiz genç insan etrafta dolaşırken, çalışan emek veren hergün biraz daha ezilirken, eleştiren susturulurken anlamadın mı nereye gittiğini memleketin veya anladın da bu kadar mı umursamaz oldun ?

    Çocuğunun yarınına ışık tutacak patlak ampulden başka ne gördün ki ikinci kez oyunu verdin meraklar içindeyim. Bir torba kömür, 1 çuval patates ise bulurdun mutlaka bir yerden gelirdi o kısmet sana. Ama memleketin geleceğine o patatesleri tıkamanın vicdan azabını neyle ödeyeceksin acaba ?
    0 ...
  6. 27.
  7. tutkular vardır ya da bunalımlar. ya da anlam veremediğiniz ilişkiler yumağında boynunuza sarılan ipler. anlam veremediğiniz ve bu nedenle anlamsızlaştığınız halleriniz siz, bütün hayata yatırım yaptınız. karşınızdaki sevgiliye en güzel kıyağı yaptınız hani çiçek aldınız ya ona yetmez çiçekler gitmeler olmalı vurmak lazım kalmaları.

    ya töre vardır, gidenleri kurban eden ya da meçhule giden kayıplar. sonuçta hep gidenler var kalan yok.

    insanlarımız hep bir yere gitmek istiyor. biz de bir yerlere gitmek istemiyor muyuz? hakkı değil mi insanların bu yolculuk hakkı. uzun bir yolculuk yaparak varmadık mı bu topraklara. 1071 den başlayarak çok rakam yazarız tarihimize 1299, 1453 vs. 1200 li yıllar canlanışımız, 1500 lü yıllarımız şahane, çöküş rakamları 1699. daha sayarsak çok yıl yazarız. bu tarihler, okuduğumuz tarihler. bir de yakın yaşadığımız tarihlere bakalım 1947, 1960, 1971, 1980, 1982, 1983, 1994. artık anılar ve kişiler olaylar ile değil yıllar ile anılmaya başlandı. sanki yıllara suç bulunurcasına.

    1910 larda padişahçısın.

    1920 lerde mustafa kemal cisin.

    1930 larda meclis kavgasındasın.

    1940 larda savaşmayıp anlaşmalardasın.

    1950 lerde çok partili türkülerdesin dayatmalarla nato mermerin.

    1960 larda türkülerin sesini kesiliyor.

    1970 li yıllarda ektiğin ot bahane muhtarlık ödülünü alıyorsun muhtırayla.

    70 lerin ortasında yavrunu korumak için barış harekâtı adına özgürlük savaşına çıkıyorsun. akabinde tüm ambargoları yiyorsun. benzinden vazgeçtim ekmeğin bile karneye bağlanmışken.

    1980 de sokağa çıkamıyorsun.

    1982 de kutsal anayasaya oy veriyorsun.

    1983 de şimdiki açılımın terörü başlıyor.

    ilk defa asker kökenli olmayan birisi çıkıyor ankara nın tepesine. önce suikast sonrasında doğal ölüm diye gidiyor serbest ekonomiyi bize öğreten adam.

    bacımız çıkıyor ortaya 2 anahtar diyor. döviz bir günde milleti döverken denkleştirme (devalüasyon) adına paranız pul oluyor.

    seçim her daim çözümdür. oylar halkın nabzında.

    yağız oğlan mavi yakalı şairimiz başta. hepimiz seviniyoruz. elebaşı yakalanıyor malum örgütün. oyların bini bin para. tv dizilerine bile konu olurken kitaplar havada uçuşuyor büyüklerimiz yasamaya kalkarken.

    ardından gelen gelene. ama ardı yine peşimize. seçim ve at sırtındayız ya erken seçim.

    her semte ağaç diken ve belediyenin musluk başlarını ele geçiren iktidar olmayı hedeflemiş çalışkan bir yapı.

    seçimlerde aldığı oy oranı ile meclise giremeyen ama meclisi koalisyon travmasından tesadüfen kurtaran biri. sonrasında ideal olarak görülen bir meclis.

    muhalefetin tıpkı abd de olduğu gibi bir iktidar ve meclis.

    ya demokratçı ya da cumhuriyetçi. değişmedi 1800 li yıllardan beri. habire el değiştirse de meclis zihniyet ve korumacılık asla değişmedi dünyanın jandarmasında.

    ya biz de?

    bizde de çok şey değiştirildi. değiştirmek adına çok canlar yandı.

    beğenmiyor musun? o zaman git. hala şikâyetçi misin? al misketini git.

    sanki çağıran var.

    açılalım arkadaşlar. yerimiz dar. kolbastı için yer lazım.

    oynamasını bilmeyen gelin yerim dar dermiş.
    2 ...
  8. 26.
  9. kapasitelerini göz önünde bulundurarak kısa tutacağım mektuptur.

    zulmü destekleyenler zalimin ta kendileridir.
    0 ...
  10. 25.
  11. hani hiç gerek yok gorunen koy klavuz istemez. anlamazlar kardes anlamazlar. bosuna yorma gozunu,goyynunu.
    1 ...
  12. 24.
  13. akp'ye oy vermeyin diyenler için hala beyinsiz şekilde postal yalama muhabbetleri yapan akıl fukarısı akp zihniyetinin gocunduğu başlık olmuş.
    ee bence verin akp'ye ki oy abdullah öcalan sevinsin, ithal duvar kağıtlarından sonra ithal yer döşemeleri gelsin.
    verin ki oy apo denen aşağılık katil ülkeye 20 gün süre verdim deyip tehtit etsin ülkeyi akp sayesinde.
    verin ki oy teröristler davul ve zurna ile karşılansın.
    verin verin. zaten alışıksınız siz vermeye.
    1 ...
  14. 23.
  15. Bugüne kadar ne kendisine ne de bir benzerine oy verdiğim partidir..Ancak ben şarap seven insanları da anlayamıyorum..Nasıl olacak şimdi?..Oysa hayatımda 4 kişi için canımı gözümü kırpmadan verebilirim..Dördü de şaraba bayılır..

    Canım konusunda bir değişiklik var mı?..

    Yok..

    Eee?..
    0 ...
  16. 22.
  17. 21.
  18. 20.
  19. 1938'den sonraki iktidar kavgasını artık kaybettiğimiz için sinirimizi sizden alıyoruz güzel kardeşim.

    biz senin kömüre ya da makarnaya oy vermediğini gayet iyi biliyoruz.zira eğer öyle olsaydı düzenimizin tröstlerini arkamıza aldığımız gibi hepinize aylık erzak dağıtırdık seçim öncesi.fakat başka türlü hakaret edecek bir argüman yok elimizde.
    ama yanlış anlama akp'ye oy veren milletimin yarısı.milletimizi o kadar çok seviyoruz ki (!) askeri ve sivil bürokratik vesayet rejimi elimizden gidiyor diye size küfretmekte beis görmüyoruz.

    yıllardır düşman ilan ettik hep , sizi böyle oyalamaya çalıştık.akp ile birlikte sizler elimizden düşman ilan etme yetkisini de alıp , varlık sebeplerimizden en önemlisini ortadan kaldırmaya çalıştığınız için sinir oluyoruz size.

    susurluk'da sizin görüşünüz sandıklarımız ortaya çıkınca çanak çömlek patlatıp , medyamız aracılığıyla ışık kapatma eylemleri yapmıştık.çünkü amacımız üzüm yemek değil , bağcıyı dövmekti.susurluğun ağababası olan ergenekonu tasviye sürecini üzüntülü gözlerle izlerken , bunu size "muhalefeti sindirme süreci" diye yutturamadığımız için cahil ilan ediyoruz sizi.

    pkk'yı kurduranları tasviye etmeye çalıştığınız yetmiyormuş gibi , bir de kürtleri de kardeşliğe davet ediyorsunuz.1980 de özenle dizayn ettiğimiz düşmanlığı kırmaya çalışıyorsunuz.dış düşmanları dosta çevirdiniz de , iç düşman kavramını da yok ederseniz biz kargaşa gerektiğinde kimleri birbirine kırdıracağız bundan sonra ? alevileri de dost ilan ediyorsunuz , sunni ne hakka sahipse alevi de o hakka sahip diyorsunuz , biz şimdi hangi iddialarla çorumu maraşı sivası alevlendireceğiz ? sizi hangi tehditlerle sindireceğiz ?

    bizim için cumhuriyet laik olsun yeter , devlet ayakta olsun yeter.demokrasi içeren bir cumhuriyet rejimi sizin gibi bir milletin ne haddine ?

    siz sadece oğullarını şehit ederek silah ticaretini daha kuvvetli hale getirdiğimiz doğurganlarsınız !
    siz kızlarını ancak kardelenlere kayıt ettirirse okutabilecek , kafasındaki gericilik simgesini çıkarmadığı sürece profesör de olsa ; bizim ünlü dinazor muazzez ilmiye çığ kadar bile sözüne riayet edilmeyecek ve evde oturmaya mahkum ettirelecek ailelersiniz.ancak böylece sizin kızlarınızında yetiştireceği evlatlarında sosyal ortamda aşağı , ekonomik olarak yetersiz olmasını sağlayabiliriz.ancak böylece sizin bizzat bizim politikalarımızla evde oturmaya bıraktırılan kızlarınız üzerinden ahlaki değerlerinize çamur atabiliriz!

    biz uçaklarda "pırıl pırıl başörtülü" kızlar görmek istemiyoruz , bizim sakalımıza keçi demeniz insan haklarına aykırı ama doğuştan getirdiğimiz "elit" haklarımız sayesinde adlandırmakta özgür olduğumuz badem bıyıklarınızla konferanslarda yer almanız nasıl canımızı sıkıyor !

    biz askeriyeye ve bazı devlet dairelerine soktuğumuz gazetelerle trajımızı arttırır , çok satmasak bile kendimizi öyle adlandırabiliriz.ama sizi gibi anadolu çocukları ne hakla kendi medyasını oluşturur ? bizim allı pullu mankenden bozma yazar kızlarımız , şarap gurmelerimiz , köpek düşkünlerimiz dururken siz nasıl da başka başka yazarları gündeme taşır ; bizim kimi yazarlarımız bol boşluk sayesinde sınırlı sayıda kelimeyle ancak köşeyi doldururken , siz nasıl olurda bir sayfa dolusu , içeriği zengin yazılara yönelirsiniz ?

    bak yeşil sermaye diyip sindirdik sizi yıllar önce ! hala uslanmadınız ki yeni sermaya çevreleri oluşturuyorsunuz !

    tüsiada karşı müsiad ve tuskon ; yarsava karşı demokratik yargıç ve savcılar ; emin ağaoğluna karşı osman can ? her hareketimize karşı bir hareket !

    bizim çıkarlarımız , bizim şirketlerimiz , bizim yargımız , bizim komuta kadememiz , bizim siyasal düzenimiz , bizim dış ilişkilerimiz vardı yıllardır , siz sadece hitap etmek için vardınız ! bizim devletimize karşı biz size senelerce acımadık sizi sindirdik , ikna odalarında aşağıladık , seminerlerden siktir ettik , garnizonlarda palyaçoya çevirdik sizi! ama siz bize karşı hala daha anlayışlısınız , rakımıza balığımıza birşey dediğiniz yok , yaşantımıza müdahale ettiğiniz yok , bir de üstüne üstlük batıyla bizden daha iyisiniz ...ee siz böyle yapınca bizim "irtica geliyor" propagandasıyla devlet iktidarını geri alma şansımız da yok...

    velhasıl çok kızgınız be kardeş...size ne kadar hakaret etsek az...

    *
    5 ...
  20. 19.
  21. 18.
  22. Gereksizse Söndürecektin ! Ampule oy verene florosan .....sin gibisinden göndermelerin yapılma durumu çok yüksek mektup.
    0 ...
  23. 17.
  24. "ölümü görünce (2001 krizi) sıtmaya (süregelen ekonomik kriz) razı olduk abi" diyerekten iadeli taahhütlü yollanacak mektuptur. siyasette görecelik nedense benimsenmez bizim ülkemizde, her şey siyah ve beyaz zıtlığında tartışılır.
    1 ...
  25. 16.
  26. "ben kolaylık istiyorum, karnımı doyurmak istiyorum, geçinebilmek için, bir iş istiyorum. milli çıkarların a.k. benim çıkarlarım daha önemli." diyorsan eğer ver oyunu. ama bunlara ulaşabilmen için, parti içerisinde azıcık aktif olman ya da teşkilat içinde tanıdığın birkaç kişinin olması gerekiyor, yoksa aç kalırsın arkadaş. neyse; akp yandaşı olmak, sana ayrıcalık ve her işinde kolaylık sağlayacaktır, sonuçta iktidar parti. işinde, eğitiminde, sağlığında yani devlet kurumlarında çok faydasını görürsün. akp düşmanlarını dinleme sen. onların oy verdikleri partilerin halini herkes görüyor. onlar tüm akp ye oy verenleri tek bir kılıfa büründürmüş. halbuki herkes çıkar ilişkisi için akp bünyesinde... bu yüzden iş, siyaset hayatından güçlü isimler var bünyesinde. böyle olunca, türkiye'nin maddi yönden en güçlü partisi oluveriyor. ve yandaşlarına fazla fazla yardım ediyorlar. karar senin, düşünce senin.
    2 ...
  27. 15.
  28. tayyip erdoğan sevgililer gününde emine erdoğan'a kömür almış.
    4 ...
  29. 14.
  30. bugün aldığım açık seçik mektup. neyse mektubunu aldım canım ben de seni öpüyorum.
    3 ...
  31. 13.
  32. 12.
  33. aptallıgı ispat için istatistik olmayı bırak artık.
    (bkz: düdüklü tencereye sıkışan çocuk/#6994852)
    3 ...
  34. 11.
  35. sana balık verene değil balık tutmayı öğretene oy ver. Seni önce fakirleştirip sonra sadaka verenleri ayırt etmeyi bil. ayrıca gülmek için (#7011585)
    1 ...
  36. 10.
  37. 9.
  38. ey vatandaş,
    göt yalamaktan dilleri nasırlaşanları gör ve işin vahametini anla.
    sen cebindeki 100 liranın 38 lirasını vergi olarak verirken, bu gemicikli talancılar 100 liranın 53 lirasını cebinden aşırdı.
    uyan artık, silkelen sikilmenin bu kadarıda kaderin olamaz.
    sahi birde türban mevzu vardı ne oldu ona?
    4 ...
  39. 8.
  40. 7.
  41. oyunu; makarna gibi besin maddeleriyle senin karnını doyuran, sağlık harcamalarını gideren, soğukta ısınman için yakacak yardımı eden, işsiz olsan da sana asgari ücret kadar maaş bağlayan, okulda çocuklarının kitap masraflarını ödeyen, yolsuzluk yapmayarak dünyada ilk 3 e giren, enflasyonu tek rakamlara düşüren, alt yapı çalışmaları yapan, yurt dışında türk'üm diye gururlanarak başın dik yürüyebilmeni sağlayan, zulüm ederek tek ırk yaratacağım hayali ile başkalarını asimile etmeyen vb. bir partiye oy vermişsin. helal olsun. bir insan devletten başka ne bekler ki?

    terörün artması bile bu ülkede iyi bir şeyler yapıldığını gösterir. düşmanlar ülkemizin ne ölmesini ne onmasını ister. güçlendiğimizde saldırıp zayıflatmaya çalışırlar.

    bazı öküzler kömüre, makarnaya oy satıyorsun diyeceklerdir. daha öncekiler ne verdi? hep kendi ceplerine çalıştılar, kendi kadrolarını işe yerleştirdiler. türk parası devalüe edilmesi açıklanmadan yakın zenginlerine merkez bankasından yüklü döviz satarak ülkenin kanını emdiler. tencere verip kapağını seçim sonu vereceğiz diyenler çıktı. tansu çiller'i hatırlıyorum. herkese iki anahtar vaad etmişti. akp zamanında toki konutlarıyla binlerce insan ev sahibi oldu.

    akp'li kardeşim. bu düşüncesizlere bakma sen. akp ile alakalı bir yolsuzluk bulamayıp almanya'nın deniz feneri davasını gündeme getiriyorlar. sorsan "deniz feneri davası nedir" diye doğru düzgün bir şey de bilmezler. ben anlatayım. belki bu mektubu okuyup öğrenirler, yine de sırf akp düşmanlıkları nedeniyle vatansever birinin karşı çıkmayacağı bir konuda almanya'nın yanında yer alıyorlar. dile getirdikleri para da para olsa 8 milyon euro... nereye gitmiş bu para? almanya kanunlarının vakıfların topladığı paraların yurt dışına çıkmasını yasaklaması nedeniyle farklı yöntemlerle türkiye'ye aktarılmış. alman kanunları vakıflara yardım eden türklerin parası hakkında hangi vicdana uyan şekilde yurt dışına çıkmasını yasaklama hakkına sahip? alman mahkemeleri yoğun şekilde para verenlerden deniz feneri davasında müdahil yani şikayetçi olmaları yolunda iknaya çalıştı. bir tek para veren insanımız gidip şikayetçi olmadı. çünkü zaten onlar verdikleri paranın türkiye'de kullanılması için vermişlerdi. bu yüzden mahkemeler şikayetçi olmadığı için düşük bir ceza vermek zorunda kaldılar.

    sağlıcakla kal. sana son sözüm seni aç bırakanlara değil, karnını doyuranlara oy ver.
    7 ...
  42. 6.
  43. Zaten Türkiyede parası olmayıp da yeşil kartı olmayan insan yok ki, seni hastahanede bakmasınlar. Sırf hastanede sigortasız bakıldığı için AKP ye oy veren bayağı kandırılmış.
    Keşke hastanede el sallayan başbakan olsaydı da Haburda davul zurnayla, dağdan gelene el sallatanlar olmasaydı.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük