-AKP öncesinde PKK enterne edilmiş bitik bir terör örgütü idi.
-AKP ile PKK uluslararasılaştırılarak adeta özgürlük mücadelesinin sembolü oldu.
-AKP öncesinde Öcalan kanlı katil imajında idi.
-AKP ile Apo, Mandela görüntüsüne sokuldu.
-AKP iktidara gelmeden yani 7 yıl önce PKK terörü sıfır noktada idi.
-AKP iktidarı ile PKK terörü eski kanlı günlerine geri döndü.
-AKP öncesinde toplumda bu kadar Kürt-Türk ayrışması yoktu.
-AKP ile ilk kez bu tür ayrışmalar ve cepheleşmeler görüldü.
-AKP öncesinde etnik televizyon yayını yoktu.
-AKP ile Kürtçe televizyon kurulup Kürtleri milletleştirme ve bütünleştirme yolunda büyük bir adım atıldı.
******
-AKP öncesinde devletin kurumları arasında ahenk vardı.
-AKP ile devletin kurumları birbirinin kuyusunu kazar oldu.
-AKP öncesinde poliste kadrolaşma yoktu.
-AKP ile poliste guruplaşmalar zirveye çıktı.
-AKP öncesinde yürütme, yargıya müdahaleyi aklından bile geçirmezdi.
-AKP ile yürütme yargıyı baskı altına almaya başladı.
-AKP öncesinde Türkiye homojen bir görüntüdeydi ve hiç kimsenin aklına etnik kimliği gelmezdi.
-AKP ile insanlar etnik kimliğini hatırlar oldu.
-AKP öncesinde Türkiyenin milli bir dış politikası ve kırmızı çizgileri vardı.
-AKP ile kırmızı çizgiler bir bir paspas yapıldı.
-AKP öncesinde Barzani ve Talabani ile başçavuşlar muhatap olurdu.
-AKP ile muhataplık konumu Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa yükseltildi.
-AKP öncesinde Türkiye canı istediğince K.Iraka gidip PKK inlerini dağıtırdı.
-AKP ile K.Iraka girmek artık Peşmerge ve ABDnin iznine bağlandı.
*******
-AKP öncesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin imajı zirvedeydi.
-AKP ile ordumuzun başına çuval geçirildi ve hiçbir karşılık verilmedi.
-AKP öncesinde Başbakan Ecevit, Irakın işgaline karşı çıkmıştı.
-AKP ile Irak işgali ve öldürülen 1.5 milyon Müslümanın katli alkışlandı.
-AKP öncesinde Kıbrıs milli dava, Rauf Denktaş kahramandı.
-AKP ile Kıbrıs yük görüldü, Denktaş kenara atıldı.
-AKP öncesinde Türkiye, Türk dünyasıyla ilgiliydi.
-AKP ile bu ilgi Arap dünyasına döndü.
******
-AKP öncesinde ülke borcu 214 milyar dolardı.
-AKP ile ülke borcu 521 milyar dolara yükseldi.
-AKP öncesinde işsiz sayısı 1 milyon 100 bindi.
-AKP ile işsiz sayısı resmi olarak 3 milyon 700 bine fırladı.
-AKP öncesinde ihracatın yüzde 50 si ithalata dayanıyordu.
-AKP ile ihracatın yüzde 81i ithalata endekslendi.
-AKP öncesinde cari açık fazla verirdi.
-AKP ile cari açık problemi depreşti.
-AKP öncesinde ülkeye her yıl milyarca dolarlık yatırımlar yapılıyordu.
-AKP ile 7 yılda onca borçlanmaya rağmen duble yol dışında neredeyse hiç bir şey yapılmadı.
*****
-AKP öncesinde Türk Telekom devletin yani milletindi.
-AKP ile Türk Telekom birkaç yıllık kârı karşılığı Arap-Ermeni konsorsiyumuna satıldı.
-AKP öncesinde TÜPRAŞ ve onlarca liman ve devasa devlet işletmesi devletin yani milletindi.
-AKP ile bütün bunlar da bir bir yok pahasına elden çıkarıldı.
*******
-AKP öncesinde Türkiyede iktidar medyası diye bir yapı oluşmamıştı.
-AKP ile güçlü bir iktidar medyası oluşturulup kurumlaştırıldı.
-AKP öncesinde Sabah Dinç Bilginle Turgay Cinerindi.
-AKP ile bu gazete devlet kredisi ile damadın başında olduğu bir şirkete verildi.
-AKP öncesinde Star Gazetesi Cem Uzanındı.
-AKP ile bu gazete yine yandaş bir işadamına satıldı.
-AKP öncesinde TRT özerkti.
-AKP ile TRT parti yayın organı gibi oldu.
******
-AKP öncesinde Burak Erdoğanın gemisi yoktu.
-AKP döneminde armatör oldu..
-AKP öncesinde Bilal Erdoğan pırlanta dükkanı açmamıştı.
-AKP döneminde Bilal kuyumculuğa soyundu.
-AKP öncesinde Kemal Unakıtan, Topbaşlarda muhasebecilik yapardı.
-AKP ile Unakıtanın çocukları 600 milyon dolarlık enerji yatırımına girişti.
******
-AKP öncesinde istanbulda imar tadilatlarında bir ölçü ve sınır vardı.
-AKP ile binlerce imar değişikliği ile eski istanbul Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtunanın ifadesi ile onlarca milyar dolarlık rant yaratılıp birilerine aktarıldı.
-AKP öncesinde emekli enflasyon oranı kadar artış alırdı.
-AKP ile emekli ilk kez enflasyonun üçte biri kadar bile zam alamadı.
-AKP öncesinde memur da enflasyonun altında artış almazdı.
-AKP ile memur, emekliler misali sürünür hale düştü.
-AKP öncesinde fuhuş için vesika talep eden kadın sayısı geriye gidiyordu.
-AKP ile geçinmek için fuhuşa vesika talep edenler 8 misli arttı.
Yani susun da önünüzden yiyin fazla zamanınız kalmadı...
benimki mektup değil telgraf olacak:
sevgilerimle. eğer ki akp'nin yaptığı iyi şeyleri düşünerek verdiysen teşekkürler ama yok eğer hiçbir bilincin olmadan oduna kömüre, din iman için şu için bu için verdiysen yazıklar olsun.
çok açık olmasına gerek yok... zira buruşturup atmaları 3 saniye...
akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
demeye de dilim varmıyor ama
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim..
bugün nihayet sizden bir ses duyabildik. hayır kazlıçeşme mitinginde duyduğumuz seslerden bahsetmiyorum. direniş başladığından beri ilk defa bugün sokakta, mahallede sesinizi duydum. facebookta paylaşımlarınızı gördüm. kızgındınız. günlerdir yaşananların sizi aşağıladığını düşünüyordunuz. bugünkü miting, artık sesinizi çıkarmak için ideal zaman olduğunu söylüyordu size. nihayet karşılaştık.
fakat bizim derdimiz sizlerle değil. bunu anlamanızı ne çok isterim. derdimiz; topluca maruz kaldığımız, satın alınmış medya tarafından yaratılan bilgi kirliliğiyle, iktidarın yılardır yaptığı hala devam eden yolsuzluklarla, en mahremimize kadar hissettiğimiz dayatmalarla, hukuk devleti olma özelliğinin bizzat hükümet eliyle yok edilmesiyle, elinde su şişesi ve gaz maskesinden başka bir şey olmayan insanları yaralama, kör etme ve hatta öldürme insiyatifini yine bu halkın polisine verenlerle.
bizde son 10 yılda bir şeyler birikti akpli arkadaşım. biz de aşağılanmış hissediyoruz. artık olan bitene ses çıkarmamak onursuzluk geliyor bize. eğer gerçekten bu biriken öfke nasıl oluştu ve bu 3 ağaçtan başlayan eylem nasıl bu noktaya vardı merak ediyorsanız lütfen okumaya devam edin. içinizden biri bile acaba dese kafidir.
eşe dosta, akrabaya, yandaşa göz göre göre kazandırılan ihaleler yüzünden aşağılanmış hissediyoruz biz. birilerini zengin etmek için parsel parsel satılıp, toplu konut ve avm çılgınlığına gark edilen ülkemiz için bunu hissediyoruz. cezaevlerinde tecavüze uğrayan çocukların hayatını karartanları yargılamadıkları için, ufacık bir kız çocuğuna bir ilçenin tüm ileri gelenleri tecavüz ettikten sonra, n.ç.yi tecavüzcülerini tahrik etmekle itham edip, suçluları ceza diye verdikleri 3-5 yılla neredeyse mükafatlandırdıkları için böyle hissediyoruz. köylere hesler kurmaya kalkışıp; doğayı katlettikleri, orada yaşayan insanın sesini yok saydıkları için... çok değil bundan iki sene önce yaşanmış uludere katliamı için, orada ölen daha 14-15 yaşında kürt çocuklar için seçilmiş vekilleri, kitap yazan gazetecileri, ordu mensuplarını ortaya karışık bir paket yaratıp ve hiç utanmadan bizzat belgeler üretip içeri alan, içeride kanser eden, bu insanlar ölürken bile iftiralar atmaktan çekinmeyen, akp eliyle yaratılmış hukuk düzeni yüzünden böyle hissediyoruz. son 10 yılda ösymnin yaptığı her türlü sınavda şaşkınlık içinde izlediğimiz, ardı ardına gerçekleşen kopya skandalları yüzünden aşağılanmış hissediyoruz. hrantı katleden odağın, tetikçisinden ötesini kurcalamayan, bizzat karartan, araştırmaya kalkanı "terörist" ilan eden düzen yüzünden utanıyoruz. biz artık hukukun bittiğini hissediyoruz. son 10 yılda gözle görülür şekilde artmış kadın cinayetleri yüzünden, iş güvenliği olmadığı için madenlerde ölen işçiler yüzünden, kapatılan tiyatrolar sinemalar yüzünden, reyhanlı yüzünden, her gün toplumun farklı kesimleri olarak maruz kaldığımız iktidar seviyesinden gelen hakaret dolu ifadeler yüzünden direniyoruz. daha aklıma gelmeyen nicesi de vardır. 11 yıl, dile kolay, yaşarken zor.
ben chpli değilim, bdpli de değilim. kürt değilim, ermeni de değilim. hiç bir partiyle bağım yok. hayatımda hiçbir erkekten şiddet görmedim. silivride yatan bir tane yakınım yoktur. devlet ihalesine girip akp yandaşlarına karşı ihale kaybeden tanıdığım da yok. hes kurmaya kalkıştıkları köyleri bir kere bile gidip gözlerimle göremedim, dere kenarında bir çay içmişliğim de yok. kopya skandalları yaşanan sınavların hiç birinde katılımcı değildim. maden işçisi de değilim. ama bunlar beni tüketiyor. bunlar gezide direnenleri tüketiyor. meydanda olanla, medyada duyduğumuz arasındaki uçurum kanı beynimize sıçratıyor. biz istiyoruz ki siz de görün. ne olup bittiğini görün artık.
bu iktidarın başı yıllar yılı mağduru oynadı. bizleri size dinsiz, din düşmanı olarak tanıttı. sizin ibadetlerinizi özgürce yapabilmenizin garantörü olarak kendisini ve partisini gösterdi. açın gözlerinizi etrafa bakın. dünya değişti. halk değişti. gezi parkında namaz kılan müslümanların başında, olası bir polis müdahelesi için bekleyenleri gördünüz mü siz? ben gördüm. başörtülü kızların özgürce üniversiteye girmesini, camilerinizin ilelebet sizlere ibadet hizmeti sunmasını, inancınız size bireysel olarak her ne emrediyosa bunu yerine getirebilmenizi, kendi davası gibi savunacak insanların olduğu bir ülkede yaşıyorsunuz, bunu görün artık. bu yeni bir şey değil. geziden önce de vardı. başörtünüz yüzünden üniversiteye alınmadığınızda, sizlerin yanında protestoya katılanlara hiç baktınız mı? sizce onların hepsi müslüman mıydı?
davosta sesini yükseltti, güya ülkeye prestij kazandırdı. her bıçkın konuşmasında karizmasıyla kitleleri büyüledi. peki sonrasında, israille iptal edilen herhangi bir ticari anlaşma gördünüz mü, okudunuz mu gazetelerde? ülke büyüme içindeymiş. kişi başına düşen milli gelir 10 500 dolar olmuş. bugün öğrendim. valla açıkçası bana 10 500 dolar düşmüyor. size düşüyorsa bilemem. aaa ama neydi, bir laf vardı? zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olması mıydı? sakallı bir adam dile getirmişti sanki. bir de istatistik diye bir bilim vardı. hani mod, medyan, averaj. belki bunlarla ilgilidir.
geziye ilk gelen ufak grubun tüm derdi ağaçtı, akpli arkadaşım. ama ne zaman ki orada çadırda uyuyan insanlara saldırıldı, işte o noktada vicdan sahibi insanların kan beynine sıçradı. çünkü kim olduklarını biliyorduk onların. ağaç, çiçek, böcek diye gelip "bu ağacı kesme" diyen bir grup naif insan. iftira atsan atılmıyor, o derece. ve artık birileri orada yeter dedi. "yetti sizden çektiğimiz" dedi. işte bu yüzden oradaki kalabalık bu kadar çok sesliydi. dışarıdakiler bir süre orada ne olduğunu bu yüzden anlayamadı. muhalefet partisinin işi desen çocuklar parktan bağırdı: "chpli değiliz!" pkk demeye çalışanlar oldu, e ama ülkücüsü de oradaydı. allah allah fener taraftarı, beşiktaşta en sıcak müdahelenin yaşandığı gün çarşı'ya destek olmaya gelmişti formasıyla. e bu gay çocukla, türbanlı kız birlikte kandil simidi dağıtıyorlardı gezi'de. evet farkındayız, bir süre ne olup bittiğini iktidar çözemedi. hatta büyük resim uzaktan daha iyi görünür belki diyerek baya bir uzaklaştı başbakanımız. ama sen bu resmi anlayabilirsin akpli kardeşim. aynı sıralarda okuduğum arkadaşım. çünkü sen kibirden gözünü döndürecek bir koltukta oturmuyorsun. sen hala beni anlayabilirsin. o yüzden lütfen biraz daha oku yazdıklarımı.
bunlar olurken bizi asıl dehşete düşüren neydi biliyor musun? medya, meydanları vermiyordu. belki son 3 haftadır milyonuncuya penguen diyeceğiz ama evet medya, gün ortasında penguen belgeseli veriyordu. başbakan, belki yıllardır özlemi çekilen o dayanışma ortamındaki her biri iş güç sahibi, okuyan, çalışan, düşünen insanlara çapulcular diyordu. ona da eyvallah dedik. çapulcuyuz. gaz sıkıyorlardı, ona da tamam dedik. biz de solüsyon hazırlayıp çıkarız sokaklara. ama orada insanlar öldü akpli kardeşim. direkt kapsüller insanlara nişan alındı. sayısız kafa travması yaşandı. insanlar gözlerini kaybetti. sakatlandılar. o da yetmedi, revire dönüştürülen otellere saldırdılar. plastik mermiler kullanıldı. o otele saldırılan gün gezide çocuklar için resim atölyesi vardı, biliyor musun? bir sürü çocuk o gece annesini babasını bekledi tanımadığı insanların yanında, sürekli gaz atılan bir otel lobisinde. peki medya ne diyordu? marjinaller provokatörler camide içki içip, seks yapan direnişçiler müezzin hayır dedi, "çocuklar kanlar içinde sığındı, ne içkisi?" adamı görevden aldılar doğruları söylediği, içinde allah korkusu taşıdığı için.
peki 4 tane sivil polise sdp bayrakları tutuşturup, polise molotof attırdıkları sabahı biliyor musun? kimsenin tanımadığı 4 adam peydah oldu bir sabah. normalde tazyiğiyle insanı havada zıplatıp, kafa travması geçirten toma bunların ayaklarını serinletti. bir saat meydanda karşılıklı oynadılar. hiç biri yüzünü bile yıkayacak kadar ıslanmamıştır diyebiliriz. o buna iki molotof attı, bu ona biraz su sıktı. ne oluyor diye izledik. meğer öğleden sonra yapacağı konuşmada polisimize molotof atan direnişçiler demek istemiş canı, sizleri kışkırtmak için. ondanmış bütün tiyatro. valinin attığı yalanları yazmaya üşeniyorum. merak eden vali mutlu twitter yalan yazarak son 20 günün dökümüne dilediği siteden ulaşabilir. sonra, neymiş? kamu malına zarar vermişiz. onlar çiçek ekmiş, bizler ise geziye işemişiz. bu 20 günde 4 insan öldü. dört. dört can. gencecik. sayısız yaralanma, sayısız gözaltı var. yakınlarından günlerdir haber alamayan insanlar var. sizce durum buyken kamu malı diyen, çiçek böcek diyen birinin vicdanından söz edebilir miyiz?
bir diğer iddia, dış mihraklar tarafından finanse edildiğimiz, büyük bir komplonun oyuncuları olduğumuzdu. 1,5 yıldır planlanıyormuş bu olaylar. valla eğer öyleyse baya gerizekalı bir kitle olduğumuzu itiraf etmek gerekecek. zira 1,5 yılda yaptığımız tüm hazırlık, talcidle suyu karıştırıp plastik fısfıslara doldurmakmış gibi duruyor ki bu kadarını sizler de bize reva görmezsiniz diye tahmin ediyorum.
özetle demek istediğim şudur ki, biz size düşman, size kızgın değiliz. derdimiz, sizlerle değil. bizi yıllardır topluca uyutan medyayla, hukuku yerle yeksan kılan iktidarla, sürekli maruz kaldığımız yalan dolan, talanla. evet kandırıldığınızı düşünüyoruz. ama yalnız değilsiniz bu oyunda. meydanlara çıkıp sesimizi yükseltmeye başlayana kadar ne kadar kandırıldığımızın bizler de farkında değildik. herkes ben de! diye el etti uzaktan ve işte öylece aktık meydanlara.
"ölümü görünce (2001 krizi) sıtmaya (süregelen ekonomik kriz) razı olduk abi" diyerekten iadeli taahhütlü yollanacak mektuptur. siyasette görecelik nedense benimsenmez bizim ülkemizde, her şey siyah ve beyaz zıtlığında tartışılır.