hiç hoş olmayan bir önermedir. insanları bu şekilde rencide edecek söylemler insanları kutuplaştırır.
ne olacaktı yani. oyları artacak diye önlem alınmayacak mıydı?
birisi cinayet işliyorsa, ölen geri gelmicek diye katili yakalamamak mı lazım?
anayasa mahkemesi siyaset mercii değildir ve olaylardan siyasi rant elde etme güdüsüyle hareket etmez. o görevini yapmıştır. hukuku siyasete alet etmeyelim. toplum nasıl reaksiyon gösterirse göstersin bunun sorumlusu hukuk değildir. o yüzden karşıt derken hukuku akp karşıtı lanse etmek hiç hoş değildir. hukuk herkesin hukukudur. eğer akp karşıtı olsaydı hukuk, ne 6 yıldır akp devletin başında olurdu ne cumhurbaşkanı akp' li olurdu.
hukuk görevini yapmıştır. siyaseti siyasetçiler yapar.
eğer bir tehlike varsa bunun kararını anayasa mahkemesi verecektir. bu yüzden insanların kutuplaşmasına gerek yoktur.
hukuki olduğu asla iddia edilemeceyek olan bu siyasi davanın avrupa'daki yankıları...
--spoiler--
"AVRUPA'YA GÜVEN VEREN BiR PARTiYE KARŞI AÇILMASI ÇOK TUHAF"
Emine Bozkurt (AP üyesi-Kadın Hakları Raportörü): "Türkiye'de halkın büyük bir kısmının oyunu alan ve Avrupa'ya güven veren bir partiye karşı birdenbire kapatma davası açılması çok tuhaf. Bu partiyi Türk halkı hükümet yaptı. Siyasi bir partiyi kapatmak için çok ağır suçlamalar olmalı ve bu ithamlar ispatlanmalı. Farklı fikirleri, programları olan partilerin sürekli kapatılması demokratik değil. Bu haber benim için de çok sürpriz olmadı zira Türkiye'de maalesef siyasi partiler sürekli kapatılıyor."
--spoiler--
--spoiler--
DEVLET KENDiSiNE BAŞKA BiR HALK SEÇSiN"
Cem Özdemir (AP üyesi): "Bu dava Türkiye'nin yüzde 50'sine "siz bu ülkenin bir parçası değilsiniz" mesajı vermektir. Devlet kendisine başka bir halk seçsin. DTP'yi de eklerseniz halkın yarısından fazlası bir azınlık tarafından dışlanıyor. Avrupa'da yerleşik bir anlayış var: Parti yasakları demokrasilere yakışmıyor. Almanya'da Nazi partilerini bile yasaklamak zor. Bizim böyle bir müracaatımızı Alman mahkemeleri reddetti. Burada AK Parti'yi de eleştirmek istiyorum. AK Parti siyasi partilerle ilgili kanunu düzenlerken daha net tavır almalı ve parti yasaklamayı imkansız hale getirmeliydi. Türkiye maalesef bir partiler mezarlığı."
--spoiler--
Ria Ruijten-Oomen (AP Türkiye Raportörü): "Bu tamamıyla delilik. Ben hayatımda böyle bir şey görmedim. inanamıyorum. Hayatımda bir devlet savcısının yapmak istediklerini icra etmek için siyaseti kullandığına şahitlik etmedim. AK Parti demokratik yollarla seçilmiş, kanunları Meclis'in çoğunluğunun desteği ile çıkarmış bir parti. AK Parti'nin laiklik karşıtı bir kanun çıkardığına, bir faaliyette bulunduğuna şahitlik etmedim. Savcılar bu tür davalarla kendilerini komik duruma düşürüyor. Bu dava benim de raporumda işaret ettiğim gibi yargının acilen derinden ıslah edilmesi gerektiğini bütün çıplaklığıyla ortaya koymuştur.."
--spoiler--
--spoiler--
"BU AVRUPA'DA ÇOK TUHAF BiR HADiSE OLARAK ALGILANACAKTIR"
Graham Watson (AP'nin Liberal Demokrat Parti Başkanı): Bu habere çok şaşırdım. Bu, Avrupa'da çok tuhaf bir hadise olarak algılanacaktır. Avrupa'da hiçbir savcı ılımlı, muhafazakar bir partiyi hele halktan kısa süre önce çok büyük bir vekalet aldıysa kapatmayı tahayyül dahi etmez. Başörtüsü konusunda son derece kısıtlı bir adım atan bir siyasi partiyi kapatamazsınız.
--spoiler--
anayasa'da yer alan parti kapatma ve siyasi yasaklar rejimine göre çoktaaaan açılmış olması gereken davadır.
çok oy alan parti kapatılmaz diye birşey yoktur. ''halkı da kapatsınlar bari'' serzenişleri cahilliğin dışa vurulmasından ibarettir.
her demokratik ülkede kalkın yüzde bilmem kaç oyundan önce anayasa vardır, hukuk vardır. o anayasa değiştirilmediği sürece bir parti isterse yüzde doksan oyla iktidara gelsin, yürürlükteki anayasaya aykırı tasarrufta bulunamaz. sorun demokrasi sorunu değil, bir hukuk sorunudur.
demokrasilerde halkın istediği herşey olmaz. olursa da bu demokratik yollardan olmaz. örneğin laikliğin kaldırılması için ülkede devrim olması gerekir. ben şahsen halkın laikliği kaldırmak uğruna ayaklanacağını sanmıyorum. akp aldığı yuzde 47 oyu laikliğin altını oymak için aldığı bir yetki olarak değerlendirmeseydi ne yargıtay cumhuriyet başsavcısı bu davayı açardı ne de su an bu konular konuşulurdu.
akp kapatılmayı haketmiştir. yüksek oranda oy alması akp nin kayrılmasını gerektirmez. egemenlik halka aittir ve halk egemenliğini yetkili organları eliyle kullanır. bunlar da yasama,yürütme ve yargıdır.yargının gerçekleştirdiği hiçbir tasarruf halkın egemenliğine müdahale olarak gösterilemez. gösterenin anayasa ile sorunu vardır. çıksın ben bu anayasayı tanımıyorum desin.
ben acılan bu davanın sacmalıgı hakkında yorum yapmak ıstemıyorum gırılen entry lerde zaten bu farklı acılardan guzel sekıllerde ele alınmıs. kaldı kı danıstay bassavcısının 60 ihtilali iyi olmustur, halkın oyuyla secılmıs üc siyaset adamının asılması ülkede buyuk sevınc yaratmıstır dedıgı, yıllardır cumhurbaskanı secımınde 184 aranırken bır anda verılen buyuk bir hukuksuzluk mucadelesıyle aynı anayasadan bu sefer 367 aranacak sonucunun cıkarıldıgı, ıkı tane lıselı zıpır ataturkle ılgılı asagılayıcı vıdeo koydular dıye youtube un sureklı kapatıldıgı bu ulkede acılan bu davaya sasırmamak gerekir.
benim asıl anlamakta zorluk çektiğim ve üzüldüğüm şudur ki ; egemenliği halka devretmemek için her türlü yola başvuran bu bürokratik oligarşinin şakşakçılığını yapan arkadaşlarımızın, laikliğin kılına zarar gelmesin diye kendini paralayanların gözünde bu demokrasinin hiç mi önemi yoktur ? laikliğe bu itibar varken demokrasi neden üvey evlat muamelesi görmektedir? insanları sevmiyor olabiliriz, zihniyetleri bize ters olabilir ve o insanlar ezici bir çoğunlukla iktidarda olabilirler. bundan rahatsızlık duyuyorsak bunun çözümü, dayanagı olmayan davalardan , hak hukuk tanımaksızın kullanılan güçten medet ummak olmamalıdır. unutulmamalıdır ki güç yarın sizin zihniyetinize de ters olanların eline geçebilir o zaman da sizin meşru varlığınız tehlikeye düşebilir. bugun bu hukuksuzlukları savunursanız o gün kendinizi savunmaya yüzünüz olmaz. bundan dolayı hepimizin öncelikli koruması gereken değer demokrasidir. hiç bir demokraside de bu gerekçelerle böyle bir temsiliyet oranına sahip bir partiye bu dava açılmaz. ezcümle siyasi zihniyetler ne olursa olsun ya bu demokrasi katlinin karşısında duracağız ya da oturup demokrasiyi tartışmaya başlayacağız.
Kültür ve turizm bakanı Ertuğrul günay'ın değimiyle, türkiyenin ileri gitmesini istemeyen kesimlerin bir takım yerlere sızmasıyla oluşan durumdur.
(bkz: kıçından uydurmak)
.....Ekonomik göstergeler ve toplumsal göstergelerin iyiye gittiğini belirten Günay, "Ama öyle anlıyorum ve üzülüyorum ki Türkiye'nin iyiye gitmesine ve ileriye gitmesini istemeyen çevreler çok önemli yerlere sızmışlar. Türkiye bununla hesaplaşacaktır meraklanmayın. Türkiye demokrasisi bu tuzağı aşmayı başaracaktır. Halka güveniyoruz hakka güveniyoruz. Gerisi boş" diye konuştu.
normal olarak biz demokratik ve laik ulkeyiz amma velakin bu kriterler her defasinda kisi ve kurumlara gore degisik unvan ve gorev almaktadirlar. sozde demokrat insanlar bir taraftan demokrasi savasi verirken diger taraftan esi gorulmemis bir antidemokrat ornegi sergilemektedirler.nasil ki tarihimizde bu ulkeyi kuran halkin dirayeti ve inanciysa yarinda turkiye´yi ayakta tutan temellerinde koruyucusu olacaktir. nitekim bu bilmem kacinci kez halkin sectigi yoneticilerin gorevden alinma davasi isede halk gene ayni duyarliligi gosterip kendi yonetecek kisileri sececektir ve bu yoneticilerin bu davayi acan ve destek olanlarin olmuyacagi ayan beyan ortadadir.
"kemal unakıtan'a ömrü hayatı ve hatta öteki tarafta bile siyasetten uzak durma yasağı gelsin başka bir şey istemiyoruz" dileklerinde bulunduğumuz davadır.
Sağdan soldan (ideoloji değil lafın gelişi) bir çok kişinin (maalesef sevgilimin de içinde bulunduğu bir guruh) çok geç kalınmış, yok demokrasi refleksi yok hakketti yok türban yok şu yok bu diye kılıf aradıkları davadır. Ben defahatle yazdım belirttim ön yargı oluşmasın diye tekrar belirtmek istiyorum ki bir akp seçmeni değilim, ömrümde ilk kez 22 temmuz seçimlerinde oy kullandım ve oyumu ufuk uras isimli zat'a verdim. Şimdi bunu anladıysak düşüncelerimi savunabilirim. her ne koşulda olursanız olun %47 gibi halkın yarısına varan bir oy oranı almış bir parti söz konusu. Siz bu ülkede demokratikleşme istiyorsunuz, en azından ben istiyorum, hoşunuza gitmeyen bir partiyi aldığı oy oranına bakılmaksızın kapatmak istiyorlar, ne tepki vereceksiniz, Ben söyleyim karşı çıkarım. Demokratik bir bakış açısına sahip olan herkesin bu konuda böyle düşünmesi gerekiyor, öncelikle asgari bir müşterekte birleşilmesi gerekiyor. Ben %99.99 oranında akp icraatlerine karşıyım, akp'nin bu ülkeyi ileri götürebileceğine inancım hiç yok ama siz bu partiyi kapatırsanız ülkenizi ileri götürmüş olmuyorsunuz. Kaldı ki, tarafımdan mide bulandırıcı bulunan bir husus ise bu ergenekon davasının üzerine böyle bir davanın açılmış olmasıdır. Benim savımı destekleyecek başka bir konu ise iddianamede yer alan bir başlık, "danıştay baskını", o baskının bir dinci örgüt ya da kişinin elinden değil, ergenekon çetesiyle bağlantılı, hatta veli küçük'ün şirketinin avukatı olan biri tarafından düzenlendiğinin tüm toplum kanatlarınca öğrenilmesine rağmen bu iddianamede delil olarak kullanılması zihinleri bulandırıyor tabi ki. Bugunün türk siyasi tarihi için ve türkiye cumhuriyeti için bir dönüm noktası olduğu aşikar ancak bu sanıldığı gibi laik - antilaik çekişmesi değil, demokrasi ve faşist devletçi yapı arasında olan bir çekişmedir. Umarım burda demokrasimiz kazanır ve biz de verdiğimiz oylarla akp iktidarını indirip, bizi ileriye götürebilecek bir partiyi iktidar yaparız. Burda siyasi partilerin, ortamdan nemalanmayı değil demokrasiyi korumayı kendilerine amaç edinmesi gerekmektedir.
yuzde bilmem kac oy alanlarin kanunlardan ve anayasadan muaf oldugunu dusunenlerin oldugunu bizlere gostermis olan davadir. bir kisi parti kapatmaya tamamaen karsidir veya sartlar olusursa kapatilabilir diye dusunebilir. parti kapatmada kriterin oy olmasi, yuzde bilmem kac oyun ustune cikinca her turlu anayasal sucu isleme serbestligi kazanmak gerektigini dusunmek en hafif deyimiyle cahilliktir.
Parti kapatmaya karşı çıkmanın oy oranıyla ilgisi olmadığını bize göstermiş davadır. Türkiye'de anayasal kurumlar ile denetlenen meclisin bir anayasa suçu işlediğini savunmak en hafif tabirle cahilliktir. Söz konusu davayı haksız kılan halkın seçtiği bir hükümete ve üstelik bir yılını doldurmadan açılan bu davanın düpedüz darbe olduğunu görmemek, söz konusu kurumların görevlerini kötüye kullanarak iktidarı yıkma çabasını görmemek en hafif tabirle cahilliktir. Ülkenin sahipsiz olmadığını, ona sahip çıkan bas savcılar olduğunu söylemek ve bununla övünmek en hafif tabirle cahilliktir. Unutmayın bu ülke sahipsiz değil diye insanlar gitti, Hrant Dink'i vurdu, gitti kütüphaneye bomba attı, gitti darbe yaptı. Sahi Kenan Evren ne demişti 12 eylül 1980 tarihli konuşmasında "Türk milleti sahipsiz değildir, kaderine terk edilemez." Çağdaşlaşmayı, gelişmeyi, demokrasiyi zorbalıkta görenler bravo.
bazilarinin meclisi (tbmm) kapatma davasi acildi sanmasina neden olan davadir. suclanan meclis degil partidir. akp kapatilip 71 kisi siyasi yasakli olsa bile akp'nin yuzlerce milletvekilinin vekilligi devam edilecektir. hic bir kurum veya kisi kanunlarin ustunde ve dokunulmaz olamaz. meclisi denetleyen anayasal kurumlarin basinda anayasa mahkemesi ve diger yargi kurumlari vardir. bu yuzden su anda isleyen de bu mekanizmadir. herseyi oy hesabina dokmek populistlikten baska birsey degildir.
Yasaların akp genel merkezinde oylanıp, yürürlüğe girdiğini sanan yazarların varlığını gösteren davadır. ayrıca koskoca paragraftan bir kelime anlayabilmiş ve savunmasını onun üzerine kurmuş yazarların varlığını da kanıtlamış davadır. Ben anlamıyorum gerçekten bazı yazarların neyi savunduklarını nasıl bir ülke hayal ettiklerini, darbeler oluyor insanlar alkışlıyor, siyasete asker karışıyor insanlar alkışlıyor, siyasete yargı karışıyor insanlar alkışlıyor, akp'yi eleştir diyince bu insanların aklına laiklik, gemicik, ananı al gitten başkası gelmiyor. Aydın, çağdaş, demokratik yazarlar biriniz çıkıp söyleyinsene, bu akp 301.maddeyi kaldırmadı, özgürlük yanlısı değil, şimdi hangi özgürlükten bahsediyor deyinsene, yazık hakikaten yazık korkularla yaşıyorsunuz yıllardır böyle yaşadınız, komünizmden korktunuz, terörden korktunuz, bölünmekten korktunuz, şeriattan korktunuz ama hiç birisi gerçekleşmedi, böyle bir ihtimal yoktu, olmadı hiç birileri sizi kurdu sadece sizde buna ayak uydurdunuz. 28 şubatta şeriat geliyordu, post modern darbe yapıldı dönemin refah partisi kapatıldı. Aradan 11 sene geçti zorla kapatılan parti 2-3 kat güçlenerek iktidarda, o müdahaleyi yapan paşaların hepsi batık bankaların yönetiminde battı. Siz hangi gözlükten bakıyorsunuz bu ülkeye, bugun silahlı olmayan ama gücü elinde bulunduran bir odak yine aynısını yapmak istiyor. Kim ne kazanacak? Ülke nerden nereye gelecek? Siz bugun akp olan nefretinizi bir deniz baykal'a, bir devlet bahçeli'ye duyuyor musunuz? Akp'ye alternatif olacak hiç birşey yapmayan partiler sizce suçlu değil mi? Peki hepsini geçelim arkadaşlar, 71 kişi siyasi yasak sahibi olunca ak parti laikleşmiş mi olacak, bu odaklar temizlenecek mi? Akp 71 milletvekilini kaybedince iktidarda kalınca biz ileri mi gitmiş olacağız?
bazı dünyadan habersizlerin "dtp'ye neden kapatma davası açılmıyor" diye hönkürdükleri davadır. dtp'ye kapatma davası 16 kasım 2007 tarihinde açılmıştır zaten. dünyadan haberi olmadan atıp tutan yazar arkadaşlara sadece klavyedeki harflere bakmakla yetinmeyip arada gazete de okumaları tavsiye edilir.
gayet haklı kapatma davasıdır. lakin diyerek bir virgül atalım, x bir partinin kendisine edindiği misyon; korkuları yenmek, konuşulamayanları konuşmak, değişikliğe gitmek ve bu bağlamda cumhuriyeti yıkmak, yerine ılımlı islam devleti modelini getirmek yada başka bir x partinin misyonu kürt sorunu diye suni bir sorun yaratıp bağımsız topraklar istemek, halkı kin ve düşmanlığa sevk edici eylemlerde bulunmak olmamalıdır. sen partini açabilirsin ama cumhuriyete ve bu millete gerçek manada hizmet etmek senin asli görevin olmalı. kıbrıs bir vatan toprağı olarak değil, 40 yıldır çözülemeyen sorun olarak görülüyorsa, bop senaryosu üzerinden rol kapıp bu ülkenin toprak bütünlüğüne kasteden yabancı güçlerle işbirliğine gidilip gizli görüşmeler yapılıyorsa, "pislikleri temizliyoruz" cümlesinden kasıt 85 yıllık cumhuriyet tarihimizden bahis ediliyorsa, "dindar bir cumhurbaşkanı seçeceğiz" derken öteki cumhurbaşkanlarımız dinsizlik ile itham edilip adeta kendilerini din konusunda allame kabul ediyorlarsa (ki bunu ancak allah bilir ya, hadi neyse), demokrasinin bir amaç olmadığını bir araç olduğunu söyleyip her defasında demokrasiyi bir can simidi olarak kullanıyorsa, "babalar gibi satarım" zihniyeti ile borç ödemeyi destur edindiyse, fabrikaları kapatır, emekli maaşlarını düşürür, sosyal güvenceyi yok etmeye kalkarsa, okullara durduk yere "türban serbestisi" adı altında nifak sokarsa, ve bütün bu gibi gelişmeleri gösteren x partisinin sözde muhalifleri y,z, falan filan partisi kendisine oy veren diğer vatandaşların dertlerini adam akıllı anlatamaz, gerekli muhalefeti gösteremezse, hatta bazı noktalarda siyasi çıkarlarını düşünüp, x partisi ile hareket eder sonra satıldıklarını anladıklarında iş işten geçmiş ise, kendilerine kıyak emeklilik, kıyak maaş çıkartıp hatta ve hatta bazı kamu hizmetlerinden yararlanılırken gazi ünvanını üstlerine giyebiliyorlarsa, ve bunun gibi sayamadığımız onca aymazlığı rahatça arlanmadan yapabiliyorlarsa, demekki ne bu millete, ne cumhuriyete hizmet etmiyorlardır, varsın kapatılsın. ama bu yargı sadece birine yada gücünün yettiğine değil, hepsinin dosyasını ortaya döksün. he yok sadece x partisinin defterini dürecekseniz bunun adı cumhuriyete sahip çıkmak değil, sadece bazı kesimlere ince ayar vermek olabilir.
unutmadan bir rica;
lütfen dışarıdaki güçlere değil, bu millete hizmet ediniz.
yargını akp'ye "ayağını denk al" niteliği taşıyan muhtırasıdır. akp'nin kapatılacağını sanmıyorum muhtemelen yargıtay başsavcısıda kapatılacağını umut etmiyor sadece bir uyarı niteliği taşıyor.
asıl sorunda burada başlıyor, yargı aklınca uyarıda bulundu ama hesaba katmadığı birşey var. oda türk halkı. Türk halkı herzaman ezilenin, mağdur duruma düşenin yanında yeralmıştır, bundan sonrada yer alacaktır. yüzde kırkyedi ile iktidar olan bir partinin sudan bir bahane yaratılarak kapatılmaya çalışılması elbette türk halkını olumsuz etkileyecek birdaha ki seçimlerde yüzde kırkyedi olan bu oran yüzde atmışların üzerinde olacaktır.
zemin buna müsait zaten, başörtüsü tasarısı karşısında antidemokratik davranış sergileyen bir muhalefet ve üniversiteler, iş dünyasının akp'nin kapatılması durumunda ortaya çıkacağını iddia ettiği kaos ortamı haberleri üstüne birde yaklaşan yerel seçimleri ekledinizmi herşey gün gibi ortaya çıkmış olacaktır.
sözüm ona laik sistem kurtulacak. al sana kurtuluş.
para karşılığı, makam karşılığı, ünvan karşılığı, kadro karşılığı, ev karşılığı oy alıp iktidara gelmiş bir partinin rejimle olan sıkıntısı sonucu açılmış davadır. bu adavayı kınayacaksanız rica ederim demokrasi adına kınamayın. başka bir şey bulun. ben güçlenmelerinden endişeliyim mesela bu sebeble kınayabilirim. çünkü millet tam da fakirleştiğini anlamıştı ki bu olay oluverdi. bilmiyorum belki de güçlenmezler. bilmiyorum işte. bildiğim bir şey var ki o da öyle bir milletiz ki aynı hataları elli kere yapmaktan hiç utanmıyoruz. hatalar aynı olunca çözümlerde aynı oluyor işte. bu parti fazlasıyla haketti başına gelebilecek her şeyi. binbir emekle kurulmuş ülkenin içine ettiler. kaosa sürüklenecekmiş, karmaşa çıkacakmış. yahu bundan büyük kaos ne olabilir biraz daha şiddete yöneleriz,zaten resmen kelimelerimizle cinayet işliyoruz. birbirimize düştük resmen uyanın artık. bu kimin eseri sanıyorsunuz?
şimdi bu parti kanla kapatan bir parti değil mi? şimdi bu parti dergi kapatan sansürleyen bir parti değil mi? şimdi bu parti 'adım adım ilerliyoruz diyenlerin partisi değil mi? şimdi bu parti sizi şeriat mahkemelerinde yargılayacağız diyen insanların partisi değil mi? bu parti muhalif her sesi bastırmaya çalışan bir parti değil mi? öyle ki muhalafet konuşmadığı halde konuşmayan muhalefetin bile mecliste konuşma süresini azaltmaya çalışan bir parti değil mi? yahu siz hangi demokrasiden bahsediyorsunuz? sadece kendisine özgürlük isteyen bir partiyi demokrasi adına nasıl savunursunuz?
dilerim ki en azından bu sefer ezik edebiyatı yapmasınlar. sevgi pıtırcığı olmanın da lüzumu yok, gözünüzün önünde olanı görünüz yeter.
şimdi akp iktidarının bu ülkede seçimle demokratik ortamlarda bir şekilde son bulamayacığını anlamış olanlar, b planını uygulamaya sokmuştur. laikliğe karşı odak noktası olmakla suçlayarak kapatabilirsin. fakat anlaşılmayan durum özgür ve demokratik bir sistemde olduğunu ve bu sistemi anayasal düzenle koruduğunu söylenen denetleme kurumları (tabi varsa ) ülkeyi tamamen bölmek içerisinde olan ve laik düzeni bırakın misak-ı milli sınırlarını boykot ederek yeni haritalar ortaya çıkartanlar 40.000 insanımızı katledip dağlarımızda huzur ocaklarımızda ateş bırakmayan örgütün liderine sayın öcalan diyenler bugün amerika da üniversitelerde sempozyumlara katılıp, orlarda ahkam kesip evinde rahat uyuyorsa demokratik bir altyapının kurulması ve kollanması amacında olan halkımızın ab uyum yasalarına ve birliğe katılma rüyalarımıza istinadendir.
bugün böle bir dava açılmışsa bu bu ülkenin kaderiyle oynamaktır. demokrasiye balans ayarı yapmaktır, devrimci düşünceye aykırıdır, daha sölenecek o kadar çok söz vardır ki...
sonuçta halkımızın heyecanına ortak olmaktansa her seferinde olduğu gibi, sevinçlerimizi kursağımızda bırakmayı amaçlamaktır. ve başarmıştır.
pekala sistemi çok partili olmaktansa tek partili düzene getirelim, hiç olmazsa böle dava filan uğraşmayız önümüze ne gelirse ondan yeriz, seçim hakkımız olmas, borsamız çökmez, eknomi daralmaz, ne bilim çok partili sistemden kaynaklanan tüm arızaları ortadan kaldırırız. böylece sosyal devlet olma amacımıza daha çabuk ulaşırız, gündemimizi böle davalarla meşgul etmeyiz.
nede olsa demokrasiye gerek yok, özgürlüğe gerek yok, bize bu gömlek iki numara büyük geliyor.
bazı mallar tarafından iyi oldu siz youtube'u kapatırsanız bizde sizi kapatırız diye karşılanan dava.
şimdi bu öküzlere youtube'u kapatan aha bu davayı açan cumhuriyet savcıları lan camış diye höykürmenin ne kadar boş olduğunu biliyorum, sadece Bu derece mallaşma nasıl meydana geldi diye şaşırıyor ve türk eğitim sistemini hakkatten takdir ediyorum.
