sonuna kadar demokratik eylem.eğer bu eylem demokratik değilse yargıtay,danıştay ve bunun gibi kurumların demokratik düzen içinde yer almaları saçmadır.eğer bu hareket demokratik değilse bu maddeleri değiştirseydiniz.akp türban özgürlüğünü savunacağına parti kapatma yasalarının iptalini neden meclise taşımadı acaba?veya neden kimse taşımadı.bunca zaman bir tek kişi demokrat değilmiydi bu ülkede.hepsini geçtim bu kanunlara benzer kanunları koyan atatürk de mi demokratik bir toplum düzeni istemiyordu.
nasıl bir cahilliktirki yargıtayın ülke rejimini ve cumhuriyetin değişmez niteliklerini savunması anti demokratik bir hareket olarak görülür.akp başa çok mu yasal bir yolla geldi.şıhını dervişini arayıp oyumuzu akp ye mi vericez hocam? diye soranlar varken neden hiçbiriniz çıkıp insan kendi iradesiyle oy vermeli demediniz?
şimdi sen demokrasiyi hangi yüzle savunuyorsun.bu adam başsavcı.demokrasiyi yalayıp yutar üstüne birde tükürüğüyle seni boğar.sen tayyip ağanın saçma saltanatsal yasa değiştirmelerini,hatta onu geçtim kendine göre sebepsiz il ilçe değiştirmesini yargılamayan arkadaş nasıl şimdi demokrasi diye çığırırsın.sen önce tayyibin yaptıklarını neden yargılamadın arkadaşım.bu adam senin cumhuriyetine laf attı hatta bu adam türk olanlar gocunsun dedi sana hakaret etti sen ne midesiz adamsın ki bu adamı demokrasi kisvesi altında savunmaya devam ediyorsun?
çoşku ile beklediğim davadır. akp kapanınca ülke güllük gülistanlık olacaktır. abd elimizi eteğimizi öpecek, avrupa birliği kıçımızı yalayacak, ekonomi tavana vuracak, istihdam yüzde bin fırlayacak...efendim? bunları kim mi yapacak? ya mhp ya da chp. ama akp kapatılıyorya, bunların olması garanti artık. efendim? ya yeni bir parti kurulurupta yüzde 46 yı mumla aratırsa mı? olsun. onunda yaptıklarına bir bakarız önce. onunda bir falsosunu buluruz. başörtüsünü ağzına alanı gericilikle suçlarız, laik cumhuriyet düşmanlığıyla suçlarız, buluruz nasılsa suçlayacak bişeyler, hatasız insan olmaz.
entry ile alakasız olacak ama murat belgeyide kınadım buradan ben. kendisine laflar filan hazırladım. bak bak neler yazmış...!
-alıntı-
...Bunları düşünmeliyim ki, olacaklara karşı hazırlıklı durayım. Beklenmedik
bir anda, beklenmedik yerden bir sille yemeyeyim.
Yani mantık, karşımdakinin yapacaklarını önceden bilerek bunlara
karşı tedbir alma mantığı. Yukarıda belirttiğim nesnel konumlardan birinin içinde bulunan bir kimsenin doğal olarak uyacağı mantık bu.
Ama bu mantık her yere uygulanamaz. Örneğin hukuka uygulanamaz. Ya da bunu biraz daha açarak söyleyeyim: bir açıdan baktığımızda hukukun da tamamen buna dayandığını söyleyebiliriz. Ceza Kanunu'nda cinayetin tanımı ve cezaları yazılmışsa, birisinin cinayet işleyebileceğini varsaymışız ve tedbirini de almışız demektir. Ama bu genel bir keyfiyettir. 'Cinayet işleyebilecek herhangi biri' içindir; Ahmet için, Mehmet için, özgül biri için değildir. 'Tahminime göre Ahmet cinayet işleyecek, iyisi mi şimdiden bir
yere tıkın da işleyemesin' diyemezsiniz. Çünkü hukukta, işlenmemiş bir fiilin müiyyidesi olamaz. Olmasını düşünmek absürd bir şeydir, oldurmaya çalışmak da hukukun sonu demektir.
Gelgelelim, devam eden politik kavgamızda, cephaneliğimizin etkili silahlarından biri 'takiye' ve biz bu mücadelede, 'mücadele' durumunun gereğine uyarak, durmadan karşımızdaki 'takiyeci'nin bundan sonra ne yapacağını hesaplıyor ve hukuku da onu durdurmak üzere kullanmak istiyor, çok zaman da fiilen kullanıyoruz.
"Şimdi üniversiteye başını örterek girmek serbest olsun derler, yarın liseye gitmenin önünü açarlar, öbür gün herkesi örtmeye kalkarlar..."
Böyle giden bir muhakeme... Beklenen sonuç, bunların daha ilk adımda engellenmesi ve bunu yapacak başka bir araç olmadığına göre, hukukla engellenmesi. Başka türlü söyleyecek olursak, bize, hukuki olmayan bir hukuk gerekiyor. Bunu gerçekleştirmek için epey bir adım attık. Laiklik için demokrasiyi daha ilk günden feda etmiştik. Feda edilme sırası 'hukuk devleti'nde.
-alıntı-
edit: bunları yazabildiğine şükretsin murat belge oturupta. murat, olm senin gibiler zamanında istiklal mahkemelerinde asılıyordu. sus ve sana verdiğimiz özgürlükle yetin.
hakkında demokratik değil, demokrasiyi zedeliyor diye itirazlar yapılan dava. peki tamam bir saniye için haklı görelim bunu, o zaman demokrasinin korunması lazım değil mi? peki "demokrasi bizim için araç, işimize yaradığı yere kadar kullanıp daha sonra bırakacağız" diyen adamı durdurmak neden demokratik değil? buna cevap verilemiyor.
meşhur ihtiyarların bu sefer darbe gibi sonuçları çok vahim olabilen bir müdahale yerine daha soft versiyon olan parti kapatma şeklinde ülkenin mukadderatına el koyduklarını gösteren hadise.
Bilinçli vatandaşlar olarak kapatma kararını yürekten destekliyoruz.
Ancak parti kapatmanın demokratik sistemlerde bir çözüm olamayacağını da ayrıca belirtmek istiyoruz. Zira sıklıkla dile getirildiği gibi kapatılan partiler daha da güçlenerek geri dönmektedirler. Bu da demokratik sistemin bir gereğidir. Bu bağlamda, laik Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Atatürk ilke ve inkılaplarını tehlikeye sokan bir siyasi oluşumun sadece isminin yasaklanması hiçbir fayda sağlamayacağından, aynı siyasi oluşumun sistemin hiçbir yerinde kalıntısı kalmayacak şekilde temizlenmesi olmazsa olmaz tedbirlerdendir. Buna göre sistemin içine sızmış abd destekli fethullah virüslerinin tamamen imhası, sürecin başarıya ulaşmasında öncelikli etken olacaktır.
Yakın tarihimizde, kapatılan, yasaklanan partilerin bir sonraki seçim döneminde güçlenerek geri gelmeleri, türk halkının bilinçsizliğini göstermesi bakımdan son derece önemlidir. Ülkeye zarar vermek isteyen siyasi oluşumlar daima, bu halkın yumuşak karnı olan iman ve inancı kendilerine hedef seçmişlerdir. Türk halkının aslında son derece temiz ancak duygusal ve çabul gaza gelen bir halk olduğu göz önüne alındığında, halkın duyarlı olduğu hususlarda halkı kandırarak iktidar sahibi olanlara karşı iş işten geçmeden tedbir alınması da vatanseverlerin asli vazifesi olmalıdır.
Ülkesini abd'ye ve avrupa birliğine satan, hassas konuları kaşıyarak ülkede karışıklığa ve istikrarsızlığa sebep olan, dış yardımlarla ekonomiyi iyileşmiş gibi göstermeye ve milleti kandırmaya çalışan, CFR ve Bilderberg güdümlü hareket ettiği açık bir şekilde belli olan bu oluşumun kökten kazınması için süreci başlatanlar çok büyük sorumlulukları yerine getirmelidirler.
Artık Cumhuriyeti korumak zamanıdır. Vazifeye atılmak için içinde bulunulan şartları düşünmeme zamanıdır.
Tam bağımsız atatürk türkiyesi için harekete geçmek zamanıdır.
Havanda su dövmekten farkı olmayan dava;
Abdullah gül'ün cumhurbaşkanı olması engellendiğinde olduğu gibi, bu dava da ters etki yaratarak akp'nin oylarının gelecek seçimde %55'lere dayanmasına yol açacaktır.
bir sonuç alınamayacak dava! öyle mayo reklamını sansürleme, içkili yerlerin ruhsat vermeme vs. gibi nedenlerden dolayı bir partinin kapatılması zor.
edit: kapatılması zor diyorum ama bu benim kanaatım, zira hukukçu değilim. avrupa'daki demokrasilerden örnek gösterip "parti kapatılmaz" diye de düşünülmemeli, zira avrupa'da da bazı nedenlerden dolayı partilerin kapatılıp, siyasi yasakların getirildiği olmuştur yakın geçmişte.
Refah partisini hatırlatan dava.
Refah partisini kapattınız ne oldu ?? Küllerinden Ak parti doğdu.
Bu ülkede halkın iradesi mutlaka kendine bir yol bulur.A partisi, B partisi, C Partisi önemli değildir.Kazananlar Menderesler, Özallar, Tayipler olur...
ipin ucunu kaçıranlara uyarı niteliğinde açılan davadır.
recep tayyip erdoğan'ın ağzından hiç düşmeyen cümleyi hatırlatalım:
türkiye cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir.
demokrasinin tramvay olduğunu, laikliğin halk isterse elden gideceğini daha önce aynı ağızdan duymuştuk. hukukla ilgili de ne kadar iyi niyetli olduklarından da şüphemiz yok desek yalan olur.
durun bir bekleyelim görelim, hemen kılıçları kuşanıp harcamışız sözcükleri. bu iş çocuk oyuncağı olmadığı için başsavcının elinde demek ki çok sağlan kanıtlar var. hiçbir siyasi parti ya da iktidar hukuğun üstünde değildir bunu unutmamak gerekir. bu olay demokrasiye falan da aykırı değil; türkiye cumhuriyeti hukuk devleti, unuttunuz mu? ayrıca akp'nin demokrasi anlayışının da herkes farkında ya, neyse.
merak ediyorum da; ne biliyorsunuz akp hakkında başsavcının bilmediği? belki giydikleri gömleği çıkarmak yerine üzerine yağmurluk geçirdiler, 8-10 yıl önce söylediklerinin hala arkasındalar. iktidara geldiklerinden beri sosyal yaşamda değişiklikler olduğu görünüyor zaten. daha önceleri verdikleri beyanatlar da ortadayken, neye güvenip de kör savunucu rolune girersiniz ki hemen...
bir grup da tutturmuş bir türkü, sürekli aynı şeyleri söylüyorlar:
ordu akp'ye karşı.
anayasa mahkemesi akp'ye karşı.
yök akp'ye karşı.
danıştay akp'ye karşı.
o karşı, bu karşı.
oturun bir düşünün, demek ki yanlış giden bir şeyler var. ateş olmayan yerden duman çıkmaz. bu ülke sadece akp'ye oy verenlerden mi ibaret?
bu ülkenin eğitim, ekonomik, sosyal durumu belli, kimin kimlere nasıl oy verdiği de ortadayken kalkıp %47'yi teminat gösterip kendilerini bu ülkenin sahibi sananlar da, çok eleştirdiği, komik(!) bulduğu muhalefetten daha komik oluyorlar.
demokrasi, hukuk, laiklik gibi kavramlara nalıncı keseri gibi sürekli kendi taraflarından bakanlar; ne oldu şimdi?
caya seker atıldı önce karıstırılacak sonra afiyetle icilecek. kimmi? bunu tahmin etmekte zorlanmaya gerek yok; rte ve partisi.ne kadar tepki o kadar etki.
obsesif ve bir o kadar da istikrarsiz bir tekamul...
evvel zamanin jakobenleri "demokrasimizin ile dustugu buhran ve son muessif hadiseler dolayisiyla" sopayla darbe vururlardi halka ragmen *, sonralari aba altindan sopa gostermeye basladilar "ataturk'un bize hedef verdigi cagdas uygarlik seviyesine ulasmak umidini kamuoyunda yitirmek" gerekce gosterilerek *..daha sonra "dis ve ic dusmanlarin tahriki ile, varligina, rejimine ve bagimsizligina yonelik fikri ve fiziki haince saldirilar" gerekcesiyle sopa tekrar gun yuzune cikti *..dedim ya istikrarsiz diye..bitmedi gun geldi sopa abanin altinda gorevine devam etti "turkiye cumhuriyeti devletinin, basta laiklik olmak uzere temel degerlerini asindiran" bir takim cevrelere karsi 27 nisan muhtirasi...zamane jakoben hukuki kilif giydirmis sopasina "laiklige aykiri fiiller" karsisinda..acimasin diye mi kimse gormesin diye mi bilinmez ama minarenin kilifindan farksiz gelmedi gozume...
abartmiyorum sayin seyirci.
yuzde 47 oyla iktidara gelmis bir partiye osuruktan sebeplerle dava acmak...ve gorevini ifa ettigini dusundugun koltuga daha az oy alarak atanmis birinden...anayasanin ana mevzuatina eklenen duzenlemelere ragmen uygulamaya alenen karsi cikan rektorler varken...gulmekten cumlemi tamamlayamiyorum sayin seyirci...
dtp'yi kapatin...
akp'yi kapatin...
aman chp'ye ilismeyin gok tengri carpar sonra..
mhp'yi kapatin...
ama ip'yi kapatmayin lazim olur sonra, neme lazim diaspora her ulkeye lazim..
aman anayasa komisyonu baskani'nin "halki kapatin" demesine, lazim size...hem hepsini kapatamazsiniz ya acik oy gizli tasnif yaparsiniz en iyisi...chp var ya "laikligin sovalyesi"
ne diyeyim sayin seyirci jakoben ayni jakoben zihniyet ayni zihniyet...farki abasinda...
ama sayin seyirci hatirlatayim; cumhurbaskani secimlerinde muhtira gelmisti de kahraman olmuslardi ya bunlar...hah! yine aynisi olacak..misal verirken timsal edecekler akp'yi..
demokrasi cigirtkanlarina gün doğuran hadisedir. kendileri artık çıkıp ülkemizde herşey çok iyi, çok mutluymuş ama tek sorunumuz demokrasinin olmamasıymış gibi ortaya çıkıp bağırmaya başlayacaklardır.
atatürk ilke ve inkilapları bunlara yapılan saldırılar hiç önemli değildir.
tarihin tekerrürden ibaret olduğunu ispatlayan dava;
Anlamıyor musunuz kardeşim, Akp'ye karşı yaptığınız her hamle, Akp'ye oy olarak geri dönüyor. Tayyibi engellemeye çalıştınız akp tek başına iktidara geldi. Abdullah gül'ü engellemeye çalıştınız akp oy oranını arttırarak yeniden tek başına iktidara geldi.
Şimdi de akp'yi kapatmaya çalışıyorsunuz.Bir dahaki seçimlerde akp'nin oy oranını tasavvur bile edemiyorum.
olasi sonuclarina onlem olarak milyarlari (eski para birimiyle trilyonlari) buharlastirma konusunda akp'nin abdullah gul'den destek alabilecegi davadir.
Newton'un üçüncü hareket kanunu* na bakarak bazı fikirler edinebileceğimiz durumdur.
her etki bir tepki doğurur.
Fx = -Fx formülü ile ifade edilir.Herhangi bir etkiye karşı her zaman bir tepki vardır; ya da iki cismin karşılıklı etkileşimi daima eşit fakat zıt özelliklidir. formülden de görüleceği üzere F kuvveti kendisine eşit büyüklükte fakat ters yönde bir başka F kuvveti doğurur...
kıssadan hisse; f kuvveti arttırıldığı sürece ters yöndeki f kuvveti de o denli artacaktır !!! **
en sonunda özlemle beklediğimiz -biz derken bu ülkenin menfaatlerini düşünen gerçekten laikliğe inanan insanlardan bahsediyorum- olayın hayata geçirilmesinin ilk adımı. tabi şimdi aramızda " demokrasi böyle olmaz, düşünce özgürlüğü, ekonomik istikrar bozulur" gibi laf salataları üretecek değerli yazar kardeşlerimiz bulunuyor. merak etmeyiniz efendim dtp'li arkadaşlar çay demlemeye gittiler, oturur beraber içersiniz. nasıl olsa onların da suyu ısınıyor.
refah ve fazilet partilerinden fazla olarak arkasına geliri yetersiz vatandaşların oylarını, ab vaadleri ile halkı uyutup "yabancı sermaye geliyor" çığırtkanlığı ile ülke varlıklarının peşkeş çekilmesi sonucu batı devletlerini ve koltuk sevdâları nedeniyle ses çıkarmayan aslen taa sivas kongresinde bile sorun çıkarmış mandacı sözde vatandaşların oylarını alıp ikinci kez başa gelmiş velhâsıl sosyal bir hukuk devletinde olmaması gereken bir hükümet hakkında yargıtay başsavcısı tarafından açılmış kapatma davasıdır.
her şey oldukça açık olmasına rağmen bu hükümet insanları arkalarına islamı aldıkları için ne yapsa doğrudur imajı çizmişlerdir pekçok kesimin gözünde. öyle kesimlerdir ki onlar, türkiye cumhuriyet'i cumhuriyet'i abartmış, dinin yaşanmasını kısıtlayacak seviyede lâiklik ilkesine bağlanmıştır. islam câmilere hapsedilmiş, tüm insanların yaşam tarzı olan islam, rahatça sergilenememektedir. türbanlı kızlara 2. sınıf insan muamelesi yapılmakta, ordu ota boka ses çıkarmaktadır. hükümeti bıraksalar ülke ne güzel ilerleyecek, özgürleşecek, memlekete demokrasi gelecektir.
palavra...yaptıkları şey en başından beri aynı. ne bir değişen oldu ne de doğru yolu bulan. 2002 yılında da doğum kontrolü vatana ihânettir dedi rte, birkaç gün önce de aynısını. zirâ kimse değişmez. herkesin çizgisi bellidir. saf olanlar için değişmiştir ancak.
ab ile olan ilişkilerin nasıl gittiği hakkında kim ne biliyor? hırvatistan'a 2010 tarihinin verildiği bugün acaba türkiye yolun neresinde? ama ne de çabuk unuttunuz kızılay meydanını "ab den tarih aldık" diye kapatmışlardı...neden yapıldı o zaman o gövde gösterisi? neyin tarihini almıştı bu akp hükümeti?
gel gör ki neredeyse bir aydır ülke türbanı konuşur oldu. koskoca bir ülkenin bir bez parçası hakkında günlerce haftalarca vakit harcamasını benim aklım almıyor. neyiniz mükemmel? ayda kaç milyar maaşınız var? çok kazanıp az çalışmaktan sıkıldınız da geyik yapacak konu mu arıyorsunuz kendinize? türban karın mı doyurur? milyonlarca aileye kömür dağıttık dedi rte, aile diyorum çarp 4'le...bu kadar insan kömüre muhtaç.
fakat bunun böyle olmasının sorumlusu da akp hükümetidir. artık her yönetimi
kadrolaştırdıkları için ses çıkaran tek yer yargı organları kaldı. henüz yargı siyasallaşmadı tam olarak. o nedenle şehitlere kelle abdullah öcalan'a sayın diyen bu başbakan(!) bir kuruş cezaya çarptırıldı ve ona bile itirÂz etti...diyecek söz bulamıyorum, iğreniyorum...
kısa süre önce de bunların milletvekili kamuda da türbana serbestlik sağlayacaklarını söyledi. fakat vakitsiz öttüğü için olsa gerek kınadılar adamı hemen, öyle ya üniversiteye serbest olan türban liseye neden olmasın? kamuya neden olmasın? meclise neden olmasın?
özel okullarda atatürk büstü zorunluluğu kaldırılmış! neden? çok mu batıyor atatürk sizlere? zâten direkt yasak getiremezler ya. bir grup gerizekâlı da "lan yasaklamamışlar zorunluluk kalktı sadece" diye yorum yapmış, hay allah'ım yarattın bâri tâkip et...
meb'den tâlim terbiye kurulundan istifa eden üst düzey bir görevli "atatürk ilke ve devrimlerine her daim bağlı kalacağım" tarzı bir söylemde bulunmuş. sanki özel bir şirketten ayrılmış. ülkenin milli eğitim bakanlığı ülkenin kurucusunun karşısında gibi lanse ediliyor resmen, alınmıyor da meb. ne alınacak.
cumhurbaşkanına dindar olma zorunluluğu getirdi bunlar. sezer dinsiz miydi?
23 nisan gününe kur'an okuma yarışması koydular. bre kan emici, neye karşı meydan okuyorsun? allah'a tapar kur'an da onun sözlerini içeriyor diye öper başımıza koyarız icÂbında...hepimiz birer sefil kuluz. kırılgan, yok dense yokolacak...ama siz neyi ispatlamaya çalışıyorsunuz? 23 nisan'a denk getirmek de ne ola ki? ya da kur an okuma yarışmasında 12 yaşlarında türbanlı kızları sahneye çıkarıp atatürk resmini duvardan indirmek...o resmi duvardan indirirsiniz ama kalbimizden atıp sökemezsiniz! amacın ne kansız, bu kadar mı zoruna gidiyor cumhuriyet? bu kadar mı zoruna gidiyor bağımsızlık?
uzatmaya gerek yok, önemli sayıda okuyan kişinin işine gelmez bu söylemler. işte bakın ordu darbe yapmadı. yani zırlayamazsınız...hukuk'un üstünlüğü olan bir ülkede kulu olduğunuz parti hakkında kapatma davası açıldı. eee şimdiki saçmalıklarınız ne?
yargıtay kendi işine baksın!
chp'li lan bunlar!
dinsiz imansızlar!
koşun danıştay'Dan sonra yargıtay'ı da basıyoruz
seçin beğenin alın, einstein ne güzel demiş 2 şey sonsuz biri evren diğeri insanların aptallığı, fakat ilkinden o kadar emin değilim diye...
edit: öncelikle kapatılması gereken bir parti varsa o da dtp'dir. ha tabi bazıları çemkirecek şimdi "parti kapatmak çözüm müüüü" diye. bunlar özgürlükcü demokrasi insanlarıdır...tabi...
apo'ya sayın diyen bir başbakan istenemeyeceği gibi ülkeyi bölmek istediğini açıkca belli etmiş bir partinin mecliste temsili de istenemez.
benim verdiğim vergi ile bir grup insan maaşını alıyor ve bu insanlar sınırötesi operasyonlarda pkk'lılara destek vermek için sınırda çadır kuruyorlarsa zoruna gider bu insanın. kapatmak çözüm değil ne yapacağız güzellikle terketsinler o zaman meclisi. hayret bi' şey yaa...
edit2: söyleyecek bir şeyin yok, yanında soda da yok anca eksilersin zâten. çok da umrumda, kâhroluyorum inanmazsın...
nihayetinde doğru düzgün bir muhalefet olmamasından kaynaklanan ve doğru düzgün bir muhalefet olmadığı için hoş bitmeyecek dava.
tamam akp mahvetti ülkeyi, en azından ben böyle düşünüyorum, kapanırsa içten içe sevineceğimi de itiraf ediyorum.
yalnız akp giderse kim iktidara gelecek onu hiç bilmiyorum bak. sanırım bu işi becerebilecek başkası da yok şu an.
savcilarin ve anayasa mahkemesi uyelerinin postal giydigini sanan bazilarinin anlamakta gucluk cektigi davadir. tabii ki her daim hukumeti yalamak postal yalamaktan daha karli istir.
yerel seçim öncesi yapılan bi manevradır.
türban serbestliğinin geri tepmesi ihtimaline karşı halka " bakın biz yapıyoruz , bunlar engelliyor. mağdur ediliyoruz yine " diyecekleri aşikardır.
yakın bi zamanda da müslüman cumhurbaşkanı istemiyolar geyiğiyle oy artırmıştı bunlar.
edit- eee şimdi benim oyumla dağdaki çobanın oyu bi olursa bunun adı da demokrasi olursa olacağı bu işte.
Türkiye'nin askerin ve yargının ülkesi olduğunu onların tanrı bizim kul olduğumuzu bir kez daha gösteren davadır. Akp'nin canı cehenneme umrumda değil, ama çıkıp bu ülkenin yargıtay başsavcısı böylesine irrasyonel sebepler ve gerekçelerle demokrasiye ve rejime darbe vurabilmesi insanın zihnini zorluyor. Bugün Laiklik denilen sistemin altından FAŞiZM uygulandığını ancak bir aptal anlamaz . Kapatalım akp yi dtp yi mhp yi chp iktidar olsun tüm türban takanlarıda yakalım kızılayda olsun bitsin madem.
