youtube yasaklamak, parti kapatmak vb. konuların çok hızlı ele alınmasına rağmen vatandaşın öncelikli ihtiyacı olan konulardaki bireysel davaların yıllar sürmesinin ve mağduriyetlerin yaşanmasının normalleştiği ülkemizde gerçekleşen olağan hadisedir.
kapatılan partiler farklı adla yeniden açılmakta * yasaklanan liderler başbakan olarak geri dönmektedir. *
ak parti de kapatılabilir, dava da reddedilebilir. dava başvurusunun sonucu ne olursa olsun hayırlı olacaktır inşallah.
normalleşme bütün ülkelerde sancılı olmuştur bizde de sancılı olmaktadır.
herşeye ve herkese rağmen geleceğimiz aydınlık olacaktır.
kınalar elimizde hazır kıt-a beklediğim davadır. olaki olağan üstü bir kararla kapatılırsa rte ve bıyıklı arkadaşlarının paravan şirketi " halay & break dans yaparak kıçlara kına forever!!!" diye ilk mitingle halkı selamlayacağım.
çok büyük mutlulukla izlediğim gelişme. yerel seçimlerde akp yüzde 60 ile gelirse chp den kimse ağlamasın. düşük de olsa olma ihtimali olan krizin sebebini de hazırladılar. ciddi ciddi akp nin ekmeğine yağ sürdüler.
sen pkk lı olduğu bariz adamları kapama ama halkın yarısının oy verdiği partiyi kapa.
laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu iddiasıyla anayasa mahkemesi başsavcılığı tarafından başlatılan girişimdir; ilk kez bir iktidar partisi için yapılmaktadır;
acı olan ana muhalefet partisi sözcüsünün "acı olan, bir iktidar partisinin bu duruma düşmesidir" demek yerine "acı olan hala parti kapatmaya çalışan bir demokrasiye sahip oluşumuzdur" dememesidir.
acı olan, sandıkta yenemediğini bu tür hukuk dışı guguk oyunlarıyla yenebileceğini sandığı için ellerini oğuşturanların varlığının hala demokrasimizi engelleyebilir noktada oluşudur.
hukuk sistemimiz bununla uğraşmak yerine düşük düzeyini, hukuk felsefesinden yoksunluğunu giderecek önlemler almalıdır;
ana muhalefet böyle bir durum için sevineceğine, demokrasi savaşçısı kesilip, parti kapatmaların aleyhine konuşabilmeliydi.
türkiye'deki demokrasiden o zaman daha umutlu olunabilirdi. yazık... çok yazık.
ana muhalefetimiz bir süre daha avrupa birliği olmaya devam edecek sanırım....
yüzde 20 lik basi bozuk tayfa nın kendini ülkenin yegane sahibi ilan ettiğini öğrenmiş bulunduğumuz davadır, tabi millet iradesi, demokrasi, bunlar hiçbir şey çağrıştırmıyor bu kesime, tek gerçek yüksek yargı, tek gerçek elitistler, zaten terör merör de yok, ak parti kapatılırsa her şey mis gibi olacak, oh ohh, heyyyooo !
--spoiler--
cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Yargıtay'da yapılan seçimde 146 oy alan Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı Ersan Ülker yerine sadece 95 oy alan abdurrrahman Yalçınkaya'yı tercih etti.
--spoiler--
dtp gibi hangi amaca hizmet ettiği aşikar olan bir partinin hala bik bik ötebildiği bir ortamda, halkın iktidar olarak görev verdiği bir partiyi kapatmaya yeltenenler utanmadan cumhuriyet ve demokrasi hakkında atıp tutacaklar.
yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarında olan bu şahısların umurlarında olmayan vatandaşın yaşayacağı, olası krizlerin ve kaosun onlar için bir anlam ifade etmediğini, ideolojik düşünce ile hareket ettiklerini bir kez daha tescilleyen davadır.
geç kalınmış bir dava.ayrıca artık dava açacağımıza partiyi kuran adamlara bakıpta parti kurmalarına izin verilse veya verilmese de bu hareketlere gerek kalmasa.zira 'rektörler türbanlı kızların önünde secde edecek' diyen bir insana parti kurdurmamış olurduk.
şimdi oy çokluğu olarak ele alalım.bi 70 yıl öncesine gidelim.atatürk kendi eliyle parti kurdurur chf'ye rakip olması amacıyla.o sırada büyük bir bunalım mevcuttur dünyada ve halk chf nin ekonomi politikasından rahatsızdır.peki ne olur?fethi okyar yönetimindeki scf büyük bir üstünlük kurar.bu olay atatürk'ü halkta inkilapların benimsenmediği şeklinde işkillendirir ve scf kapanır.
şimdiye gelelim.türkiye'de artık rejim kaygısı yoktur.sene 2002.halk yine ekonomik açıdan bunalmış bir çıkış aramakta.karşılarına yeni bir seçenek çıkar.halkım saf herşeye inanır.adam derki ben değiştim.ben artık şeriatçı değilim.ve halktan desteği alır çünkü ekonomik açıdan daralan halkın gözü hiçbirşey görmemektedir ki zaten çoğu eğitimsiz ve cahildir.
2007 yılında bir seçim daha olur.bu sefer tayyip %47 alır.fakat bu kendini bir nevi padişah olarak görmesine neden olur ve iç yüzü ortaya çıkar.türban özgürlüğünü savunur,fakat internete sansür koyar.muhalefeti eleştirir,fakat kendi adamının bulunduğu tcdd en skandallı dönemini yaşar.
bir yandan doları,euro yu sabit tutar düşürür.halk ve cahil kesim bunu bir halt sanar.fakat o kadar ihracat açığının düşük dolarla nasıl kapanacağını düşünmez.ihracatçı ağlar,ithalatçı bayram eder.dırş borç artar,halk kendini refah içinde sanır.
fakat balon patlar!tayyip zam ile maaşlarda indirim ile açığı halk ile kapatmaya başlar,oğluna gemicik alır.en sonunda emekli maaşlarını düşürmeye kalkar ki en büyük hatası odur sanırım.çünkü bu halk onu zaten ekonomik rahatlama için seçmiştir.insanlar sokaklara dökülür,türban danıştay'dan döner ve kapatma davası açılır.
kapatma davası adil olmayabilir.demokratik hiç olmayabilir.fakat bu insanlara,geçmişte yaptıklarını bile bile oy vermek bırakın adaleti,vatan hainliğinin daniskasıdır.bu parti hiç kurulmamalıydı.asteğmen kubilayı şehit eden esrarkeşin torunu bu mecliste başkan olmayı bırak kapısının önünden bile geçmemeliydi.
olan oldu.ölen öldü.kalan sağlar bizimdir.
ayrıca dtp gibi bir parti halkın %5 inin desteklediği onunda % 3 ünün ağa zoruyla desteklediği bir partidir ve mecliste çoğunluğu yoktur.rejime ve cumhuriyete zararlı bir yasayı tek başına kabul ettiremez.ama akp ettirir bunu da unutmayalım.akp ve dtp karşılaştırması en nazik biçimde komiktir.
bir dipnot:dini özgürlüğü savunan akp'nin kapatılma davasına 50 li yaşlardaki türbanlı teyzelerin verdiği tepki 'cuma suyu hürmetine dualarımız kabul oldu' dur.eğer hala akp nin ideolojisi için seçildiğini düşünen varsa,beynini kuşa taksak kuş en fazla 10 cm yükselir eminim.
edit:eksileyen arkadaş senin gibiler zamanında istiklal mahkemelerinde asılıyordu.demokrasi çığırganlığı yapıcağına oturda bunları yazabildiğine şükret.
asker* destek vermediği takdirde sonuca ulaşması imkansız dava. ki asker destek vermeyecek gibi görünüyor, hatırladığım kadarıyla en son deniz baykal'la kapışıyorlardı.
(bkz: afferin oğlum mehmet sen bu yolda devam et)
ne güzel be parti kapatmak. ne güzel demokrasi bu ne güzel zihniyet bu ya en çok sinirlendiğim de demokrasiden yana olduğunu iddia edip parti kapatılma davası haberini alınca sevinçten amuda kalkmadığı kalan tiple. mesela onur öymen efendinin "demokrasilerde parti kapatılmaz diye bir şey yok" açıklaması. ey gözünü sevdiğim adamı hangi demokratik ülkelerde parti kapatıldı buna bir örnek verebilir mi? bugüne kadar kapatıan partiler yine aynı veya benzer kişiler tarafından tekrar kuruldular ve benzer politikaları devam ettiriyorlar. ülkenin gidişinden ben de memnun değilim benim de bazı sıkıntılarım var( bu kesinlikle şeriat korkusu değil onun gelebilceğine zerre kadar inanmıyorum gelmesini de istemem zaten) ama bunun çözümü parti kapatarak olmaz. bu durumu ülkede daha fazla karışıklığa neden olacağını tahmin ediyorum. özellikle ekonomi kriziği eşğinde sırası olmayan işlerle uğraşarak ülkeyi çıkmaza götürüyoruz.
ülkeyi sahipsiz sanıp istedikleri gibi at oynatmaya meraklılar yüzünden bu ülke savcılar, hakimler devleti olmuştur. bir cumhuriyet savcısı, bir partinin anayasal çerceveyi bozduğuna inanıyorsa dava açmak onun en doğal hakkıdır. sen yıllardır laiklik hakkında her türlü olumsuz düşünceni söyleyeceksin sonra birisi haddini bildirmeye kalkınca demokratikleşeceksin. adama gülerler. ne oldu hukukun üstünlüğü bir günde bitti mi? mustafa kemal türkiyesi'nde rejimi sindiremezsen, sindirtecek birileri çıkar.
demokrasi adına olmaması gereken dava. bu davadan en kazançlı akp çıkar, eğer parti kapatılmazsa bile, akp dava süreci boyunca,taban kitlesine, ''mazlum'' rolünü oynayarak, sokaklarda %47'ninde bile üstünde bir güç yakalar, ve bir daha türkiye'de,milli görüş'ün, şeriat hareketinin önüne geçilemez. bunun önüne geçebilmenin tek yolu, taban kitleyi ortadan kaldırmaktır, eğer polis-asker-jandarma-jitem-özel harekat, 70'lerde olduğu gibi iş birliği yapıp, eyüp, üsküdar, fatih, avcılar,ümraniye'deki mahallere girip(ki bu mahallelerin toplamı, mantıken en az %47),insanları ortadan kaldırmak yoluna girecekse, allah herkese akıl fikir versin, bu yol,öğrenci hareketlerinin başlayıp, hareketin,öğrenci hareketinden, bir ülke hareketine, dönüşmeye başladığı 1952 yılından beri, hiç bir adım ilermediğimizi gösterir, ve bu ülkeye, bu sefer''dincilerin'' çekeceği, yeni ''eve dönüş''ler, ve yeni ''babam ve oğlum''lar dışında hiç bir şey vermez..
kapatılması durumunda gecmişte olduğu gibi yeni bir parti kurulması kaçınılmazdır. kendilerine oy veren büyük bir kesim olduğu içinde aynı parti tekrar gelecektir. bunun için daha mantıklı bir yol izleyip, önce parti kapatılmalı ve oy verenler sürgüne yollanmalıdır. böylece sorun kökünden çözülür. fakat ülkede 40 milyon civarında insan azalacaktır. bu soruna bir çözüm ßulmak gerekir.*
yaklaşan megakrizin göstergesidir(bahanesi de olabilir). akp makepe bahane, cream of the crop'un yediği hasat şahane. rte'nin yaptıkları zaten milleti nakitsiz bırakmıştı. şimdi son darbe de rte karşıtlarından gelecek. ha bi de, bir kompile teorisinden bahsetmek gerekirse, danışıklı dövüş kokusu da almıyor değilim. hani "bak sorumlu biz değiliz yani" gibisinden. ama neyse, çaktırma.
asker'in * hangi tarafı tutacağını çok merak ettiğim dava. lakin o zaman göreceğiz bu kara harekatının sonuçlanmasında rte'in mi ** yoksa başarılı bir operasyonun zamanında çekilişi mi olduğunu.
ayrıca tüm bu polemiklere baro başkanı çok güzel cevaplar vermiştir. ve gözümüzden kaçmadı anayasa hukukçusunun cumhuriyet başsavcısını sokaktaki simitçi yerine koyduğu. kaç paraya satın alınıyor bu adamlar merak konusudur.
