benim de 6'ya 5 kapatılsın kararı çıkacağını tahmin ettiğim dava. salt çoğunluğa ulaşılamadığı için kapatılmayacak. eğer kapatılacak olsaydı, en az 1 hafta daha sürerdi dava.*
1)hafta ortası açıklanacağına göre akp'nin yırttığı yani kapatılmayacağı davadır. şayet akp kapatılmış olsa açıklamayı piyasalar etkilenmesin diye cuma akşamüstüne bırakırlardı.
2)eğer durum bunun tersi olur ise halk olarak bizim sıçtığımızın da resmidir. zira yarın hangi esnaf siftah yapabilir? bekleyip göreceğiz. dolar ve avro alıp üstüne yatanların bayramı olabilir yarın...
basına gelen canlı görüntülerden her türlü yorum yapılabilecek davadır.
örneğin kapıda çevik kuvvet sanki mahkemeyi sarmış koruma altına almış durumda. bu kapanmaya karşı gelicek eylemleri önlemek amacıyla olabilir.
biraz sonra akp'nin kapatılması ile sonuçlanacak davadır. çünkü öğlen görüşmeler biter de, açıklama için saat 17.00 beklenirse piyasalar düşünülmüştür. bu nedenle kesinlikle kapatılacaktır.
biraz sonra akp'nin kapatılmaması ile sonuçlanacak davadır. çünkü eğer kapatılma kararı alınmış olsa idi, 71 kişi tek tek oylanacak, bu da en az 1 gün daha uzamasına yol açacaktı. bu nedenle kesinlikle kapatılmayacaktır.
chp açılmadıkça sonucunun bir öneminin olmayacağı davadır. akp kapatılsa bile nasıl olsa yeni bir partiyle yoluna devam edecektir. çünkü elinde tepki oyları, küskün sol oyları, avanta kömürlerle elde edilen oylar olacaktır.
hatta bu hadise sadece chp'nin açılmasıyla ilgili değil, diğer partilerin açılması ve halka yaklaşmasıyla ilgilidir. kim olursa olsun, ismi ne olursa olsun... aslolan demokratik ve atatürk ilkelerine bağlı bir türkiye olduktan sonra.
gibi pek çok yazı daha bugün, taha akyol, m.ali birand gibi önemli yazarlar tarafından yazı konusu yapıldı. akp kapatılırsa, ergenkon hesabı allaha kalır diye düşünen saf tipler varsa onlara ancak acırım, bu meselenin çivisi çıkmıstır, pkk ile ergenkon baglantısı deşifre edilmiş topluma açıklanmıştır, bu mesele artık çok fazla su götürmez, 30 bin şehitin verildigi bir mücadelenin aslında görüldügü gibi olmadıgı anlaşılmıştır. ordu imajını içindeki eger varsa, darbeci cerehatı patlatarak ve onları cezalandırarak düzeltecektir.
statüko, parti kapansa da bitmiştir kapanmasa da, ama akp öyle kuvvetli bir imaj vermiştir ki, dönmek yok yola devam bunun sloganıdır, eger parti kapatılır da seçim olmak zorunda kalırsa, işte o an statüko için, kesin ve topyekün bir bitiş onları beklemektedir. amerikalarda, ülkeyi kana bulama senaryolarının konusuldugu bir ortamda, genelkurmay ikinci başkanının olması ve bu gizli toplantının gündeminin türkiye de iç karışıklık çıkma ihtimali ve nasıl çıkar ihtimali konusulması söyler misiniz nasıl bir su götürecektir.
'demokrasi bizim için araçtır' diyip en başından beri demokrasiyi hiçe sayan, kadrolaşma ile despot bir yöntem izleyip, partisinde yolsuzluk var diyen vekillerine ceza veren, kritik meclis oylamarında vekillerini odaya kapatıp koyun misali şu oyu verin diyen bir partiye kapatılma davası açıldığı zaman herkesin ağzında demokrasiyi sakız etmesi gerçekten çok komik.
bunca zaman yapılan demokrasiye ters ve karşı hareketlere sesleri çıkmayanlar birden demokrasinin yılmaz savunucusu olmuş bu dava ile.
zaten akp demokrasiyi böylesine araç olarak kullanıdığı için böyle bir dava ile karşı karşıya.
"Millet şuurunun geride kaldığı ve köşe dönme ahlâkı dışında yaşayan kişi kalmadığı, dolayısıyla istiklâl Marşı'nın muhatap bulamadığı kabulleriyle hareket edenler, yeni, yepyeni manevralar peşindedir. AKP aleyhine bir dava dosyası hazırlanması, Türkiye'de millet şuuruna ihtiyaç duymaksızın yaşanmasının hareket serbestisi sağladığına delildir. Vukuatın akıbeti belli değil. Belli olan toplumun bu manevraya paçasını kaptırarak çaresizliğe mahkûm edildiğidir. AKP davası söz konusu olduğunda, çok sayıda insan, ellerini oğuşturarak: ''Hele bir kapansın, bak neler olur?'' der haldedir. Onlardan daha çok sayıda insan ise, elini alnına götürüp: Kapanacak olursa halim nice olur? ifadesiyle iç geçiriyor. Bütün toplum böylece ikiye bölünmüş denilebilir mi? Hayır, asla! Kalp gözü açık olanlar bölünmeye maruz kalmadı. Onlar hasımlarını tanıyor. Türkiye'de bir kesim var ki, AKP kapatılsa da, iktidarda da kalsa zarara uğramayacak ve gemisini yürütecek. Bunlar istiklâl Harbi ile mağlubiyete uğratılmış, hülyaları berhavâ edilmiş olanlardır."
tayyip diyor ki:'beş buçuk yıl bekledim, üniversitelerde türban bir hak olarak görülsün diye.'
hayır! seksen yıllık anti-demokrasi geleneğinin imbiğinden süzülmüşlere, değil beş buçuk yıl sonsuza dek beklesen, iki yüz seçim kazansan yine yetmez!
her şeyin en doğrusunu bu laik(!) abiler bilirler.
urfalı kürt çocuğu abdurrahman'ı onlar yetiştirmedi mi? devlet babanın bağrında.son model devşirmeler bu altın laikçi çocuklar yargıda.
en güvenilir kurum ordu'muzdu, neyse ki şimdi yargıtay ve anayasa mahkemesi de 'en güvenirlik kategorisi'nde askeriye'nin yanındaki yerini aldı.
onlar en güvenilirler; zira en 'en bilirler'. kimin 'tehlikeli' olduğundan anlamayan bu cahil halk'ın saçma sapıttırık gidişatına, -mustafa kemalim binlerce şükür!- bağımsız yargımızın derebeyleri, en nihayet el koydular.
yeni sloganları da;
''ordu, yargı el ele!
kürt memet ve turbanlı hafize: çabuk kümese! ait olduğun yere!''
iddianamesi bile olmayan ergenekon soruşturmasından tutunda, kanalturk' un, dünyanın en zengin siyasi partisi chp* tarafından 3 milyon dolar*(paris hilton ı ibb ye düşünür heralde bu zenginlikle) avans almasına kadar, hatta bizim alt komşunun boşanma davasını da dahil etmek üzere tüm medeni usul hukuku işlerini addettiği ve paniklediğinin, yandaşlarından belli olduğu, vesile davadır.
(bkz: akp nin usulsüzce davalı olması)*
anayasa mahkemesinin verdiği 1 aylık savunma süresi dün(02.05.08) itibariyle doldu. akp, ek savunma süresi istemedi ve 10 maddelik bir ''ühü''ler silsilesini mahkemeye gönderdi.
akp'nin türkiye' deki ekonomik istikrarı endeksli öneminden başladı, parti kapatma davasının kendisini eleştirerek, bu tarz davaların demokrasiye uygun olmadığını söyledi (hangi demokrasi? 1 mayıs' ta yaptığın, kamer genç' e yaptığın? basın sansürleri? diye sormazlar mı adama), internet kullanımının yaygınlaşmasından, belediyeciliğe kadar değimediği tek madde kalmadı.
hasılı kelam, dün savunma gönderildi. ek süre istenmeyişinin bazı sebepleri yok değil elbet: bir kere öncelikli olarak venedik modeli tutmadı. ikincisi; parti içi çatırdama fazlalaşmasın diye hemencecik halledilmek istendi, üçüncüsü; yeni parti hazırlıkları bitti, levha aşaması dönemi hızlı geçilmek istendi.
her ne olursa olsun rte, siyasi yasağını alacak ve 5 yıl stepne partilerin arkasından, genel merkezinde hacı misi sürecek vücuduna.
hukuk tarihinde kült bir mizah malzemesi haline gelecek argümanlarla dolu kapatma davası. gerekçeler arasında yer alan panolarda mayo yasağı iddiası, bülent arınç'ın "laiklik yeniden tanımlanmalıdır." sözü, başbakan'ın "başörtüsünün dinde olup olmadığına aihm değil, ulema karar verir." sözü gibi ıvır zıvırlar var. gerekçeler arasında akp'nin "başörtülülere eğitim özgürlüğü"nü savunması da var. hadi o zaman başörtülülerin eğitim özgürlüğünü savunan ödp, mhp, bbp, sdp, ldp gibi vesair partiyi de kapatalım. yargı mensupları kusura bakmasın ama, bu gerekçeler, genç siviller'in hazırladığı ironik bir metin olan "akp kapatılsın, halı saha yapılsın" bildirisine benziyor. tek farkı, bunun ciddi ciddi yazılmış olması!
kapatma davasının ve ardından gelecek muhtemel parti kapatmanın demokrasinin kendisini koruması olduğunu söylemek ayrı bir komedidir. zira yargımızın, bürokrasimizin 24 saat demokrasiyi korumaya çalışması gibi bir durum varsa, o halde ahiret sorularını soralım onlara: şemdinli bombacılarını beraat ettiren, ferhat sarıkaya'yı malum sebeplerden ötürü görevden alan, 12 yaşındaki çocuğu terörist diye öldürene dokunmayan; darbecileri yargılamayan, yargılamaya çalışanı alaşağı edenlerin neresi demokrasi korumaya çalışıyordu? bırakın allahaşkına yahu, adamlar kendisi bile itiraf ediyor, "devletin çıkarları olduğunda hukuk mukuk tanımam." diye...
ahmet altan bugünkü yazısında pankartta kürtçe "êdi bes e" (artık yeter) yazılmasının yasaklanmasını eleştirirken, asıl meselenin ülkeye egemen olan sorun çözmeyi sürekli didişmek, yasaklamak "sen benim kim olduğumu biliyor musun" diye babalanmak zanneden zihniyet olduğunu söylüyordu. aynı zihniyet, şimdi de "benim kim olduğumu biliyor musun?" diye babalanarak, siyaseti hizaya getirmeye çalışıyor. kapatın beyler, kapatın, bir gün belki chp'nin iktidara gelip (ah şu deniz baykal da olmasa!) tek parti dönemi asr-ı saadet yıllarını yaşadığımızı görürüz bir gün... neydi o günler, köy enstitüleri vardı, aydınlanıyorduk hepimiz, pırıl pırıl oluyorduk... ah ah...
bu kapatma davası bir ortaoyunundan farksızdır.lakin şöyle açıklamak gerekirse ;
1- sigorta yasası yüzünden halk sosyal bir patlamaya doğru gitmeye başlamıştı ve emek platformu türkiye çapında grev kararı almıştı. gündem bir anda değiştirildi. *
2- yerel seçimlerin arifesinde olması ile birlikte mazlum rolüne iyi alışmış olan akp ekmeğine iyice yağ sürmüştür.
3- bu davanın sonucunda bence akp kapatılsa dahi erdoğan ve arkadaşlarında yasak çıkmayacaktır. bu durumda kapatma bir işe yaramayacaktır. **
