Türkmenlerle bir araya gelip seçimler için destek aldığını söyleyen Erdoğan'a 400'den fazla federasyonu çatısında barındıran, Türkiye'nin en büyük Türk Boyları Konfederasyonu'ndan yalanlama geldi.
Türk Boyları Konfederasyonu Genel Sekreteri Neslin Günel de bu sabah yapılan Yörük Türkmenleri adına yapılan açıklamaların Türk Boyları Konfederasyonuyla hiçbir alakası olmadığını söyleyerek, Bizim böyle bir kararımız bulunmuyor. Yapılan toplantıyla yakından uzaktan ilişkimiz yok. Yörükler, Türkmenler olarak Cumhurbaşkanlığı seçiminde Başbakan Erdoğanı desteklemiyoruz dedi. http://sozcu.com.tr/2014/...rdogana-yalanlama-572061/
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Erdoğan'ın Van mitinginde platforma çıkarılan kişinin BBP il başkanı olmadığını duyurdu. destici belirtilen kişinin yerel seçimler sonrası görevden alındığını ve il başkanlığına henüz atama yapılmadığını yazdı. http://www.medyavan.com/h...nini_kursuye_cikardi.html
bilindiği üzere bbp ekmel'i desteklediğini açıklamıştı.
adam nefes alır gibi yalan söylüyor sayın seyirciler!
rte: Türkmenleri unutuyormuşuz. Elinize dizinize dursun. Bunlar deve kuşu gibi başlarını kuma gömmüşler. Sen Suriyedeki Türkmenlere ne yaptın? Iraktaki Türkmenlere ne yaptın? MiT TIRlarını durdurdular. Oradaki Türkmen kardeşlerimize yardım götürüyorlardı. Anormal şartlara rağmen yardım yapmaya devam ediyoruz. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/26882861.asp
tır'larla suriye'deki teröristlere silah yardımı yapan akp suçüstü yakalanınca "türkmenlere yardım ediyoruz" yalanına sarılmıştı!
hatırlayalım suriye türkmenleri buna ne demişti?
suriye türkmen meclisi başkan yardımcı abdullah mustafa, "türkmenlere yardım getiren bir tır yok. ankara'dan ne başka bir yardım ne de silah yardımı alabiliyoruz. "biz sadece türkmenlere vermeyiz" diyorlar. bizim orada askerlerimiz (türkmenler) savaşıyor. türkiye, askerlerimize 1 cent bile vermedi"dedi. http://www.gercekgundem.c...ler-efkan-alayi-yalanladi
biraz da nostalji rte (23.01.2011): 'bunlar, hazineyi doldurun ellerine verin inanın hemen arkasından boşalır' diyen erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 'geçmişleri böyle. hep dolu aldılar, ardından boş bıraktılar. milletim bunu bildiği için chp zihniyetine tek başına iktidar yolunu açmadı.' http://m.yenisafak.com/po...et-etti-26.01.2011-299423
şimdi de gerçekler: 12 aralık 1945 günü yerli malları haftasını açan başbakan saraçoğlunun
açıklamaları dönemin birinci ve önemli bir kilometre taşıdır. başbakan açıklar:
209.5 ton altın stokumuz var. artı 700 bin ton hububat stoku. artı 22 bin ton
bakır ve yüzlerce bin ton kömür ve krom stoku. http://www.kemalizm1938.org/pdf/kitap2/35.pdf
sonrasında dış ticaret açıkları, devalüasyonlar, ekonomik bunalım vs. sebeplerle 1950'de menderes'e devredilen (mayıs 1950) 122,8 ton altın vardı!
1950'de japonya'nın altın stoku sadece 6 tondu!
1. cihan harbini yaşamış ve acısını çekmiş nesiller savaş durumunda yine çaresiz ve dış yardıma muhtaç kalmamak için kuruş kuruş biriktirmişlerdi!
öyle ki harcamamak için ülkede yağ, şeker ve ekmek sıkıntısı baş göstermişti! ekmek 1946 yılı eylül ayına kadar karne ile dağıtılır olmuştu.
(not:atatürkün ortaya koyduğu hedef olan şekerin ekmek kadar kolay
alınır hale gelmesi ile 1948 yılında 60 bin ton şeker açığını kapatmak amacı ile
yapılan % 60 oranında zam, taban tabana zıt zihniyetin bir başka örneğidir.
oysa 7 ton altın ile bir şeker fabrikası kurabilirmiş. )
açık 60 bin ton idi. sadece 8 ton altın bozdurularak ithal edilebilirdi. bunun yerine tüketimin kısılmasına çalışıldı. öyle ki dp'nin iktidara şeker ve ekmek sayesinde geldiği söylendi!
mayıs'ta menderen 122,8 ton altın almıştı. yıl sonunda bu rakam 102 ton altın karşılığına düştü. 10 yıllık dönemde de anası sikildi rezervlerin!
***
inönü döneminin mutlaka hataları olmuştur. atatürk dönemindeki hızlı sanayileşme çabası duraklama dönemine girmiştir. menderes döneminde 1952-1956 arasında on bir şeker fabrikası toplam
414 milyon lira harcanarak kurulmuştur. (o dönem gelen dış yardımları unutmamak lazım!) (hemen de tribünlere oynamış menderes)
1950de 22.3 milyon $ olan dış ticaret açığı liberasyonun etkisiyle daha 1952de 193 milyon $a varmıştı. (1945 1usd=2,8 tl) 1958de tl/$ kuru fiilen 2.80 tl/1 $dan 9 tl/1 $a düşürüldü.
(ve devletçiliği eleştirenler için gelsin) dp döneminde : 1950de toplam yatırımların %57sini yapan özel kesimin payı 1959da %38e kadar düşmüş; buna karşılık kamu iktisadi kuruluşlarının payı %15ten %20ye, bazı yıllarda daha da yükseğe çıktı. (demek ki neymiş bugünün şartları ile dünü değerlendirmemek lazımmış! )
1960 sonunda cumhuriyet tarihinde ilk defa türkiye borçlarını ödeyemez, en basit ilaç ve hammadde gereksinimlerini karşılayacak dövizi veya dış krediyi karşılayamaz hale geldi.
***
1954'te halkın kahvesiz kalmasından hiç de bahsetmez rte!
menderes'in döviz rezervlerini çatır çatır yediğinden, üstüne üstlük alınan hibe ve kredilerden bahsetmez!
tarımdaki işsizler ordusundan, göçlerle şehirlerin köyleştirilmesine değinmez!
***
halk da her şeyi bol bulunca bugün yediği hurmanın yarın götünü tırmalayacağını düşünmez!
tıpkı bizden nceki neslin 45 yaşında emekli olması bugün bizlerin 65 yaşında emekli olmasına yol açtığı gibi. akp dönemindeki sahte bahar ve dış ticaret (ve cari açık) açıkla sürdürülen ekonomik büyüme birkaç yıla götümüze patlayacaktır! o zamana akp iktidar düşerse halk da "akp döneminde her şey çok iyiydi. cehape geldi bozdu yeaaa" diye konuşmaya devam edecektir!
gel de laf anlat amk!
ak medyanın tetikçi medyaya dönüşmesi ile de yapılır!
şimdi alakasız bir şey araştırıyordum karşıma geldi. sıcağı sıcağına paylaşayım.
17 aralık 2013 yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun patladığı günler.
ak tayfa yolsuzluğu "komplo" ile örtmek, yolsuzluğu soruşturanları "tetikçi olarak göstermek" için milli mücadele veriyor.
ee tabi bu kimsenin umrunda olmadı!
hükumet amacına ulaştı.
savcıyı önce itibarsızlaştırdı sonra görevden aldı. şimdi de yolsuzluğun meclise gelmesini engelledi.
böylece gömdü yolsuzluğu
(bkz: akmatik)
yalan
melih gökçek 14.06.2013: ethem sarısülük provokatörlerin attığı taştan öldü. (polis kurşunuyla öldüğü iddiaları provokasyon)
gerçi bunu diyen "Değerli Türk Polisi Ankara sizinle gurur duyuyor" pankartı astırmıştı ve "polisin karşısında kitap okuyup tahrik ediyorlar" da demişti!
gerçek: gezi parkı eylemelerinde destek amacıyla ankara'da yapılan gösterilerde yaralanan ve dün hayatını kaybeden ethem sarısülük'ün kurşunla yaralandığı otopsi ile ortaya çıktı. http://m.ensonhaber.com/haber.php?id=248043
CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan bunu meclise soru önergesi olarak sordu.
Gezi Parkı gösterileri olarak bilinen ve yurt çapına yayılan eylemler sırasında, gerçek mermiyle ölen ya da yaralanan polis ya da polisler var mıdır? Eğer böyle bir olay olmuşsa, polisin gerçek mermiyle öldürülmesi ya da yaralanması hangi ilimizde gerçekleşmiştir? Polisi gerçek mermiyle öldüren ya da yaralayan kişiler yakalanmış mıdır? Yakalanmışsa haklarındaki tahkikat ne aşamadadır?
Gülsün Bilgehanın önergesine 9 ay 10 gün sonra içişleri Bakanı Efkan Aladan yanıt geldi. Ala tek cümlelik yanıtında, Önergeye konu olaylar sırasında istanbul ilinde iki emniyet personeli gerçek mermi ile yaralandığını belirtti. http://sozcu.com.tr/2014/...-bakani-yalanladi-545239/
bu da gerçek: Halkbankın eski genel müdürü Süleyman aslanın evinde yapılan aramaya ilişkin tutanaklara göre, evde ayakkabı kutularına (sayıları bir hayli çok) ve iki adet banyo lifine doldurulmuş şekilde 2 milyon 445 bin dolar, 950 bin ingiliz sterlini ve 520 bin tl çıktı.
zamanın içişleri Bakanı Muammer Gülerin oğlu Barış Gülerin evinden ise 93 bin dolar, 325 bin Euro, 395 bin TL çıktığının tutanaklara yansıdığını da hatırlatayım. http://sosyal.hurriyet.co...akan-in-kutu-kandirmacasi
bunlar da 4 bakanın fezlekesi. aylardır akp'nin soruşturma komisyonuna üye vermediğini de unutmayalım!
Bakan Çağlayanın fezlekesi içinde özetle şunlar vardı: Bakan 28 kez rüşvet alma eyleminde bulunmuş. Aldığı rüşvet toplamı 52 milyon dolar. Bakan, pahalı hediye saat alıp koluna takmış, kaçakçılık yasasını ihlal etmiş, sahte belgeyle ihracat yapılmasına aracılık etmiş.
Bakan Gülerin fezlekesi:
Bakan nüfuz suiistimali yaptırdı. Suçluları kayırıp kolladı. 10 kez rüşvet alma eyleminde bulundu. Aldığı rüşvet toplamı 10 milyon doları geçti.
Bakan Bağışın fezlekesi:
Bakan, takım elbise hediye aldı. Takım elbisenin iç cepleri Euro doluydu. Hediye çikolata kutusu aldı. Çikolata kutusunun altına dolarlarla altlık ambalaj yapılmıştı. Dolar ambalajı kalın tutulmuştu. Bakanın 3 kez rüşvet alma eylemi var. Aldığı rüşvet toplamı 1.5 milyon dolar.
Bakan Bayraktarın fezlekesi:
Bakan, arsalarında imar rantı çok yükselmiş büyükşehir belediyelerinin imar yetkisini, Başbakanın emrine uyarak çaldı. işadamı inşaatçı Ağaoğluna; istanbul Büyükşehir Belediyesini, atlatarak rant kazandırdı. 40 metrelik emsali 70 metreye uzatarak ilave 200 milyon TL rant yarattı. http://sozcu.com.tr/2014/...eke-kokutan-dolap-541318/
rte'nin dahi oğlunun sıfırladığı kalan paradan kalan tutarın da 30 milyon EURo olduğunu da unutmayalım!
aaaa o tape'ler montajdı değil mi?
eee o zaman rte "kriptolu telefonu bile dinlemişler" diye niye ağlıyordu?
neyse çok sormayalım!!!
--- alıntı ----
Aytaç Yalman, Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bilaya yaptığı açıklamada seminerin darbe planı olmadığını belirtiyor, iki gün emre uygun davranılmış, üçüncü gün seminerin sınırları zorlanmıştır. Emre itaatsizlik söz konusudur. Bu disiplin suçudur. Gereği tarafımdan yapılmıştır dedi.
çetin doğan: Bana disiplin cezası vermiş! Sen bir kere orgenerale ceza verme yetkisine sahip değilsin. Bu adam bunu da, kendi ceza yetkilerinin ne olduğunu da bilmiyor. Nasıl, neye göre verirsin? Sen savunma mı aldın da ceza vereceksin!
--- alıntı ---- http://sozcu.com.tr/2014/...n-cok-sert-sozler-538893/
gezi parkı olayları sırasında değinmiştik. gezi olayları rte nin dediği için sadece 12 ağacın taşınması nedeniyle başlamamıştı!
gezi parkı rte'nin bulduğu her "kupon araziye" avm ve rezidans yapma ve rant üretme sevdasına tepkiydi! halkın karşı çıkmasına karşı "ben dedim olacak" şeklindeki buyurgan anlayışa başkaldırıydı. "topçu kışlası yapacağız" kılıfına sarılı, milli değerleri kullanarak insanları aldatıp para kazanmaktı amaç. tabi ki kazanılan paradan bir kısmının "havuza" aktarımıydı!
gel zaman git zaman ak propaganda ekibi bu açgözlülüğü, para uğruna insanların nefes alabileceği mikro alanların bile talan edilmesini unutturdu. olayı 12 ağaca ve komploya indirgedi!
neyse biz unutmadık unutmayacağız. aldanmadık aldanmayacağız!
geçen sene bu zamanlar olanların özeti mehmet y. yılmaz'dan.
--- alıntı ----
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında geçen yıl bu tarihte başlayan Gezi protestolarına da değindi ve şöyle konuştu:
istanbulda Gezi Parkında başlayan eylemler. Neymiş? Ağaçlar sökülüyormuş. 12 tane ağaç başka yere nakledilecek ve bu istismar edilerek dalga dalga bunu ülke geneline yayıyorlar. Düğmeye basılıyor, legal illegal örgütler huzuru bozacak bir noktaya bu işi ulaştırıyorlar. O kadar hazırlıklı bir saldırı yapılıyor ki, aynı anda huzur, istikrar ve ekonomi hedef alınıyor.
Birkaç gündür Başbakanın gerçekleri çarpıtarak, yeni bir gerçeklik yaratması ve bunun üzerinden siyaset yürütmesi üzerine yazıyordum, ki dün de bu sözleri söyledi.
isterseniz, geçmişe dönelim ve 28 Mayıs 2013 tarihindeki Gezi direnişine kadar nelerin olduğunu, Başbakanın bizzat kendi ağzından dinleyelim.
5 Şubat 2013 tarihinde, Koruma Kurulunun Taksim ile ilgili projeyi reddetmesi üzerine şunu söylemişti:
Topçu Kışlasını yapacağız. Üst Kurul reddetmiş. Biz de reddi reddedeceğiz. Kışlanın bir bölümü müze olabilir, ortası yeşil alan. Diğer bölümünde istiklal Caddesinin devamı niteliğinde alışveriş merkezi. Üstü rezidans ve otel. Yap-işlet-devret modelini düşünüyoruz.
29 Nisan 2013 tarihinde söyledikleri de şunlar:
Taksim Gezi Alanı dedik hemen karşı çıktılar. Kışlayı yeniden yapacağız dedik başta ana muhalefet partisi karşı çıktılar. Ben de reddinize ret dedim ve sonra retlerine ret kararı çıktı. Yahu çanak çömleği koruyorsun da oradaki tarihi kışlayı neden korumuyorsun. Denizin kenarında üç beş çanak çömlek, üç beş çatal bıçak bulunmuş onu koruyorsun da bu tarihi binayı neden korumuyorsun. O zaman ne dedik, olacak dedik, şimdi oluyor. Bu tabii kışla olmayacak. AVM, belki rezidans olarak hizmet görecek.
Gezi protestolarının zirveye çıktığı tarihte, 1 Haziran 2013 günü de şöyle konuşmuştu:
Ağaç istiyorsanız gelin ağaç verelim. Bahçelerinize dikilecek ağaç dikmek istiyorsanız onu da verelim. ille de Topçu Kışlası buraya olmayacak diyorsanız kusura bakmayın olacak.
6 Haziran 2013 tarihinde de şöyle konuşmuştu:
Biz ne alttan alan, ne de aldatan olacağız ilkesi üzerinden siyaset yapıyoruz. Burada Topçu Kışlası var mı, yok mu? Orada gerçekten mimarisiyle muhteşem bir eseri tekrar yapıyoruz.
Gezi protestoları, Başbakanın söylediği gibi 12 ağacın başka yere taşınmak istenmesi nedeniyle değil, Gezi Parkına rezidans ve alışveriş merkezi olarak kullanılmak üzere Topçu Kışlasının replikasının yapılmak istenmesi nedeniyle çıktı.
soma maden faciası sonrası taziyeye giden rte vatandaşı tokatlar, danışmanı vatandaşı tekmeler.
sonra gelen açıklamalar!
Başbakan Erdoğan'ın başdanışmanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan: yusuf orada kendini savunuyor!
Acılı aileleri dinlemek için halkın içine karışan Başbakan Erdoğana bazı örgüt mensuplarının tahrikiyle gerçekleşen münferit tepkiler Başbakanlık ekibine yönelik fiili saldırıya dönüşmüştür. Araçları tekmeleyen ve ekibi linç etmek isteyenlere karşı Yusuf Yerkelin kendini savunması çok farklı şekilde yansıtılmıştır. Tek bir fotoğraf karesiyle olayın tamamını anlamak mümkün değildir."
layı ve yaşananları objektif şekilde dünyaya aktarmak yerine tek tek bazı fotoğraf kareleri üzerinden hükümete yönelik büyük bir kalkışma olduğu izlenimi uyandırmaya çalışan medya kuruluşları da aynı sorumsuzluğa ortaktır. http://www.radikal.com.tr...kendini_savunuyor-1192347
AKP Genel Başkan Yardımcısı hüseyin çelik: Yusuf Yerkelin de bu olayı doğruladığı ve üzüntü bildirdiğini, ancak özür dilemediğini söyledi!
yeni akit gazetesi yazarı ve Genel Yayın Koordinatörü hasan karakaya:
--- alıntı ----
Paralel Yapının sözcülerinden Samanyolu Haber, bu fotoğrafı verirken, aynen şu ifadeyi kullanmış:
Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel, işçi yakınını tekmeledi!
Yuh!.. Bu kadarına da yuh!..
Hükümete çakacaklar ya,
Fırsat, bu fırsat!..
Ulan Allahtan korkmaz, kuldan utanmazlar!.. Yusuf Yerkelin tekmelediği kişinin işçi yakını olduğunu nereden çıkardınız?.. O adam, işçi yakını filan değil, istanbuldan Somaya eylem için gelen TGBli bir provokatörden başkası değil!..
Haaa, TGBli bir provokatör olunca tekmelenmesi mi gerekir!..
Bazen gerekir!..
Ziya Paşa öyle der ya;
Nush ile uslanmayanı
Etmeli tekdir,
Tekdir ile uslanmayanın
Hakkı kötektir!
ak sosyal medya troll'ü esadç (@esadreis) somalı olmayan TGB üyesi bir provokatör başbakanın danışmanını darp edip şahsına ve başbakan'a küfür edecek ama karşısındaki susacak öyle mi? (14.05.2014'te attığı tweet) http://www.iftiralar.org/...tor-iftirasina-cevap.html
havuz gazetesi sabah'ın haberi verme biçimi:
Başbakan Erdoğan'ın Özel Kalem Müdür Yardımcısı ve müşaviri Yusuf Yerkel'in medyaya yansıyan fotoğraflarında bir madenci yakınını tekmelediği öne sürüldü. Ancak bu kişinin organize gruplarca yönlendirilen bir protestocu olduğu anlaşıldı. Bir açıklama yapan Yerkel ise, "Bütün provokasyonlara ve uğradığım hakaret ve saldırılara rağmen sükunetimi muhafaza edemediğimden dolayı üzgünüm" dedi. http://www.sabah.com.tr/G...6/provokatorler-isbasinda
-----------------------------------------------------------------------------------------------
ve gerçek!
bakın ahmet hakan ne güzel anlatmış bu gerçekleri
--- alıntı ---
-Tekmeci Müşavirin saldırıya uğradığını söylemişlerdi.
-Tekmeci Müşavirin kendisini savunduğunu söylemişlerdi.
-Tekmeci Müşavirin tekmelediği kişinin provokatör olduğunu söylemişlerdi.
-Tekmeci Müşavirin saldırıya uğradığının doktor raporuyla tescilli olduğunu söylemişlerdi.
*
Oysa gerçekler ortaya çıkmış durumda:
-Tekmeci Müşavirin fiili bir saldırıya uğramadığı anlaşıldı.
-Tekmeci Müşavirin o tekmeyi kendisini savunmak için atmadığı anlaşıldı.
-Tekmeci Müşavirin tekmelediği kişinin 7 yakınını madende kaybetmiş bir maden işçisi olduğu anlaşıldı.
-Tekmeci Müşavirin aldığı raporun Tekme atarken ayağım uf oldu doktor denilerek alınmış bir rapor olduğu anlaşıldı.
--- alıntı --- http://sosyal.hurriyet.co...iktator-demekten-vazgecin