akp yalanları

entry297 galeri9
    26.
  1. 27.
  2. israil konusu bir başka yalandır.

    kameralar önünde "van minüt" şovu yapılır.
    akp gezi parkında sıkıştığında israil'den gezi parkı olayları israil'in çıkarınaymış gibi açıklama gelir.
    böylece rte'nin "dış mihraklar" söylemi güçlendirilir.

    ama kapalı kapılar ardında pazarlıklar tam gaz devam eder.

    - istail i korumak için füze kalkanı ve patriotlar ülkemizde konuşlanır.

    - akp israil'in Akdeniz diyaloğu çerçevesinde NATO çalışmalarına katılmasına onay verir!
    yıllardır devam eden vetoyu kaldırır! Kısa bir süre sonra israil'in NATO üyeliği gündeme gelecektir.

    - mavi marmara baskını sonrası israil'e yaptırım uygulanması diğer bir yalandır!

    ---- alıntı ----
    Mavi Marmara baskı
    nından bir yıl sonra açıkladığı (Eylül 2011) israil'e yaptırım paketine bir göz atalım.
    1- Türkiye israil arasındaki diplomatik ilişkiler ikinci kâtip düzeyine indirilecek.
    2- Türkiye israil arasındaki askeri anlaşmaların tümü askıya alınacak.
    3- Türkiye Doğu Akdeniz'de seyrüsefer serbestisi (gidiş geliş güvenliği) için gerekli gördüğü her türlü önlemi alacak.
    4- israil'in Gazze'ye uyguladığı ablukanın Uluslararası Adalet Divanı'nda incelenmesi için Türkiye girişim başlatacak.
    5- israil saldırısının Türk ve yabancı tüm mağdurlarının mahkemelerdeki hak arama girişimlerine Türkiye her türlü desteği verecek.

    Evet...Yaptırım paketi böyleydi.
    Şimdi bir maddelere bakın bir de uygulamalara!
    Yazımızı başbakan Erdoğan'ın 21 Kasım 2012 tarihli konuşmasıyla noktalayalım.
    Bakın israil'e yönelik efelenmeler ne kadar sahteymiş, bir kez daha görün.
    Şöyle diyor Sayın Erdoğan;
    "Biz siyasi olarak israil tarafıyla bir görüşme yapmadık, bir görüşme de fevkalede bir durum olmadıkta kolay kolay yapmayız.
    Fakat bir çok mekanizmalar çalışır.
    Nedir o?
    Bunların bir tanesi istihbarat teşkilatıdır.
    istihbarat teşkilatlarının bu süreci sıfırlaması mümkün değil.
    Ikincisi biz büyükelçilerimizi çektik karşılıklı olarak ama şuanda başkonsolosluk olarak bizim orada başkonsolosumuz var, onların da bizde başkonsolosu (istanbul olarak) var.
    Yani tamamıyla her şey kesilip atılmış değil, bazı bağlar var.
    Bu bağların dışında da çok çeşitli aracılar vasıtasıyla irtibatlar kurulmak isteniyor.
    Biz bu irtibatları da dışlamıyoruz."

    ---- alıntı ----
    http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12004095/

    bu ara akp lilerin diline dolanan dış mihrakların israil olmadığı kesin! zira can ciğer kuzu sarmasılar!
    3 ...
  3. 28.
  4. ak partili bürokratların tüm dünyayı inandırdığı yalandır. öyleki 4 kredi derecelendirme kuruluşu da benzer yalanlara inanıp, türkiyenin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeye yükseltmiştir.
    0 ...
  5. 29.
  6. 30.
  7. Onur Öy­men tespitleri:
    ---- alıntı ----
    - Baş­ba­kan: "Dün­ya­da si­vil top­lum ör­güt­le­riy­le gö­rü­şen baş­ba­kan gö­re­mez­si­niz."
    Doğ­ru­su: De­mok­ra­tik ül­ke­ler­de­ki baş­ba­kan­lar sü­rek­li ola­rak si­vil top­lum tem­sil­ci­le­riy­le gö­rü­şür­ler. Ör­nek: Al­man­ya Baş­ba­kan­lı­ğı dö­ne­min­de Kohl, ya­ban­cı­la­ra kar­şı sal­dı­rı­la­rın ön­len­me­si için dü­zen­li ola­rak si­vil top­lum ör­güt­le­riy­le top­lan­tı yap­tı. An­ge­la Mer­kel 5 Ha­zi­ran 2013'te si­vil top­lum tem­sil­ci­le­rin­den 100 ki­şiy­le gö­rüş­tü. in­gil­te­re Baş­ba­ka­nı Da­vid Ca­me­ron 4 Ocak 2011'de si­vil top­lum ör­güt­le­riy­le kap­sam­lı bir top­lan­tı yap­tı. Fran­sa Cum­hur­baş­ka­nı 2012-2013 yıl­la­rın­da si­vil top­lum ör­güt­le­riy­le dü­zen­li top­lan­tı­lar yap­tı. 7 Mart 2013'te Mos­ko­va­'da Rus si­vil top­lum ör­güt­le­riy­le gö­rüş­tü.

    - Baş­ba­kan: "Ben re­fe­ran­dum ya­pa­ca­ğı­mı söy­le­dim. Re­fe­ran­dum ya­pan dik­ta­tör olur mu?"
    Doğ­ru­su: Evet olur, Hit­ler 4 ke­re, Pi­noc­het 3 ke­re, Cau­ces­cu 1 ke­re re­fe­ran­dum yap­tı. Baş­ka ör­nek­ler de var.
    ---- alıntı ----

    http://www.ilk-kursun.com/haber/149203
    3 ...
  8. 31.
  9. ege cansen'in "Memleketimden iktisat efsaneleri" yazısı okunduğuna iktisadi verilerin nasıl iktidarın başarıymış gibi sunulduğu ve halkın manipüle edildiği gözler önüne serilmiştir.
    http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/23458252.asp

    --- alıntı -----
    1 milli gelir 3 kat arttı
    Yanlış. Doğrusu, kişi başına milli gelir 10 yılda % 45 artmıştır. Üç kat artmış hesabı (ki, aslında 2 kat artmış veya 3 katına çıkmıştır demek gerekir) cari dolar fiyatıyla yapılan bir tercüme hatasıdır. Her ülkenin milli geliri ve büyümesi ulusal para ile hesaplanır. Ulusal para biriminin dolar karşısında değerlenmesi veya değer kaybetmesi büyüme oranını değiştirmez. Mesela 9 Haziran 2008'de 100 Japon Yen'i 0.94 dolar ederken, 24 Ekim 2011'de 100 Japon Yen'i 1 dolar 32 sente yükselmiştir. Japon parası, Dolara göre % 40 değerlenmiş ve Japonya'nın gerçekte pek de artmayan kişi başına milli geliri, cari dolar kuruyla hesaplandığında % 40 artmıştır. Ama hiçbir Japon başbakanı, bununla böbürlenmemiştir.

    2 10 yılda milli gelirimiz çok hızlı arttı.

    Yanlış. Son 10 yılın ortalama büyüme oranı % 5'tir. Bu oran önceki 80 yılın ortalama büyüme hızına kabaca eşittir. Değişen bir şey yoktur. Faraşlaşan cari açık devalüasyon krizine sebep olmasın diye, büyüme hedefi 3 yıl için % 5'e bağlanmıştır.

    3 TÜRKiYE EKONOMiSi BÜYÜKLÜKTE DÜNYA 17'NCiSi OLDU
    Olmadı; zaten öyleydi. 1993 yılında da Türkiye, toplam milli gelire göre dünyanın en büyük 17. ekonomisiydi. Bazen bir basamak çıktı, bazen bir basamak indi. 19 yıl sonra 2012'de de büyüklük sırası değişmemiştir. Yani Dünya'nın 17'inci büyük ekonomisidir. Önümüzdeki 10 yılda da bu değişmeyecektir.

    4 DÖRDÜNCÜ EFSANE: IMF BORCUNU SIFIRLADIK, BORÇSUZ ÜLKE OLDUK
    Eksik konuşarak yalan söylemek işte budur. AKP'nin ekonomide aldığı en başarısız sonuç dış borç yükünün aşırı artmasıdır. (Diğer yandan efsanesinin çıkış sebebi de budur.) Dış borçlarımız, 2002'deki 130 milyardan, 2012'de 337 milyar dolara çıkmıştır. Çıkış devam etmektedir. Ülkemiz, hiçbir dönemde bu kadar çok dış borç yükü altına girmemiştir. IMF'ye olan borçlar, vadeleri geldiğinde yabancı bankalardan alınan yeni döviz borçlarıyla kapatılmıştır. Olay bundan ibarettir. Son

    --- alıntı -----

    ama adamların haklarını yemeyeyim. verileri çarpıtmayı, bir kısmını sunmayı, sadece başarıların reklamını yapmayı, başarısızlıkları bile başarı gibi göstermeyi çok iyi biliyor adamlar!
    4 ...
  10. 32.
  11. 33.
  12. son olarak cami de "içki içtiler" yalanı. Cami müezzini de dahil büyükelçilerinde yalanladığı bir durum. Tayyip'in yaverleri abartmış bu sefer.

    Bilmeyenler için; büyükelçiler dememin sebebi cami görüntülerinin onlara izletilmesidir. kendileri biz görüntülerde içki görmedik demişlerdir.
    3 ...
  13. 34.
  14. bugün denk geldiğim en iğrenç yalanı budur.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/468559/+

    Türk jetini düşürdünüz, hatay'ı bombaladınız... şimdi de suriye de 3.500.000 türkmen var yalanına başladınız! milliyetçilerin nazarında suriye ye olası müdahaleyi meşrulaştıramazsınız asla!

    çünkü suriye'de olan türkmen sayısı 350.000 ile 500.000 arasındadır ki çoğu ya kürtleşmiş yada araplaşmıştır. Türkmenliğini inkar eder...

    yemin ediyorum sizin kadar büyük yalancı görmedim! 30 yaşıma geldim. 15 yaşından beri türkçü-turancı fikirleri okudum araştırdım 3,5 milyon suriye türkmenini ilk defa duyuyorum!

    düdük: cia araştırmalarına inanan türkçü var ise onları da en içten hassiktirlerimle uğurluyorum.
    7 ...
  15. 35.
  16. saymakla bitmeyecek yalanlardır.
    1 ...
  17. 35.
  18. "inşallah dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olacağız" : http://yenisafak.com.tr/p...cagiz-11.5.2012%20-382625 . ne yani olmayalım mı? ol tabi koçum, ol tabi aslanım. önce sütünü iç, bir büyü sonra yine olursun. ben sana olma demiyorum ki, hobi olarak yine ol.

    ama bu bir yalandır baylar bayanlar. elimizdeki ekonomik verilerin hiç birisi bu yönde bir gelişmeyi kısa ve de orta vadede öngörmemekte. hatta aksine, nüfusu büyük olan ortadoğu ülkeleri de eğer toparlanırlarsa ilk 20deki yerimizi de kaybedebiliriz. sınavda senelerdir ilk 20 bin ile ilk 15000 arasında sıralamaya giren çocuğunuz, bu sırlamayı elindeki tüm imkanlara rağmen hiç ilk 10 bine yükseltememiş olsa ve size gelip "anne, baba; ben bu hızla gidersem iki sene içerisinde ilk 10 bine girerim. bırakın da devam edeyim sınavlara girmeye" dese gayet içten bir "hassiktir" çekersiniz değil mi canlar? hah işte bu palavraya da çekiniz.

    edit: yoktur diyenler başbakanın vaad ettiği "camide içki içme görüntülerini" paylaşabilirler mi acaba? veya http://www.youtube.com/watch?v=3StGNExXU-Y şu videoyu açıklayabilirler mi? fotoşop mudur bunlar acaba? şıracının şahidi bozacı. harbiden lan, ciddi söylüyorum. çıkın şunlara bir cevap verin anasını satayım. bir kere de "hülooğ" deyip geçmeyen akpli görsün bu sözlük. ha canım?
    3 ...
  19. 36.
  20. yoktur. akp doğrunun ve haklının yanındadır. akp'nin yaptığı her iş türkiye içindir, türk milleti içindir.
    yaşasın akp! yaşasın tam bağımsız türkiye...
    0 ...
  21. 37.
  22. 38.
  23. faiz lobisi bunlardan biridir. anladık konjonktür gereği faizleri artırmak zorundasın bunu halka anlatmak yerine neden yalan söylersin bre mübarek. faiz lobisine karşıymış gibi görünüp hem faiz artırıp hem de gezi olaylarındaki haklı tepkileri "bunları faiz lobisi" yaptırıyor demek bir taşla iki kuş vurmak gibi bir şark kurnazlığı olarak görülebilir. bunun için belki halka hesap verilmez ama elbet Allah'a hesap verilecek!

    mehmet tezkan bugünkü yazısında değinmiş.

    --- alıntı -----

    Başbakan içine sinmeyen bir şey yapmak zorunda kalsa.. Piyasa koşulları nedeniyle, konjonktür nedeniyle diyelim..
    Önce o konuda hemen 'sanal düşman' yaratıyor.. Onunla savaşa giriyor.. Bağırıyor çağırıyor..
    Yaptığı işin vebalini sanal düşmana yıkıyor, kendisi aradan çekiliyor..
    *
    Başbakan Gezi olaylarından beri 'faiz lobisini' dilinden düşürmez oldu.. Her taşın altında faiz lobisi aramaya başladık.. Bulamadık tabii..
    Sonra iş anlaşıldı meğer faizi yükseltmek şart olmuş.. Dolar değer kazanınca Türkiye cazip ülke olmaktan çıkmış..
    Faiz artmazsa belki para çıkışı olmaz ama sıcak para da gelmez.. Sıcak para gelmezse ayvayı yeriz..
    Mecbur faizler artacak..
    Bu sebeple Başbakan bir süredir her fırsatta faiz lobisi demeden edemiyor.. Meğer vebal transferi yapıyormuş..
    *
    Geçen akşam iftar konuşmasında; faiz artışından kredi kartları üzerinden çok para kazanan bankalar sorumluymuş gibi bir hava da çizdi.. Kredi kartı kullanmayın dedi..
    Kafalar karıştı.. Yıllardır, kayıt dışını önlemek için kredi kartı kullanımını teşvik eden kendileri değil mi?
    10 yıldır Türkiye'nin büyümesi; sıcak para ile tüketimin üzerine oturmadı mı?
    O zaman Başbakan'ın sözlerinde çelişki var..
    Kendi açısından yok..
    *
    Başbakan ben istemedim faiz onlar yüzünden artacak demek istiyor, dert kredi kartı falan değil; kart kılıf..
    Popülizm!.. Başbakan bunu hep yapıyor..

    ------ alıntı ------
    http://gundem.milliyet.co...detay/1738122/default.htm
    2 ...
  24. 39.
  25. yazılabildiğinde meydan larousse 'den daha kalın kitap olur.
    3 ...
  26. 40.
  27. 41.
  28. "önümüzdeki yıl fakirlik azalacak."
    'o yıl' bir türlü gelmiyor nedense. *
    (31 mayıs isyanından bir hafta sonra habertürk'de söylendi.)
    1 ...
  29. 42.
  30. camiye ayakkabı ile girdiler, bira içtiler, çadırlardan kılıç çıktı. daha sayayım mı?
    2 ...
  31. 43.
  32. doğru olanlar kadar az olmayan beyanlardır.
    0 ...
  33. 44.
  34. standartları yoktur. doğruları bile duruma göre değişkenlik gösterir.

    Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül: "Irak savaşında ABD, incirlik'i kullandı ve buradan 4 bin 990 sorti gerçekleştirdi."

    Sonuç: abd ırak'ta
    2 milyona yakın insanı katlederken,
    50 bine yakın kadına tecavüz ederken,
    Camiler, türbeler bombalanırken,
    işkenceler, gasplar ve daha neler neler olurken biz abd'ye yardımcı olduk.
    http://www.yenimesaj.com....irak-sorusu/bayram-coskun

    hatta vicdanlı milletvekilleri olmasaydı. birkaç milyar usd nin pazarlığını yapanlar sayesinde bizzat savaşa girecektik.

    bugün gelinen noktada bazıları "esed halka zulmediyor" diye söyleniyor. zulmün her türlüsünü karşıyız. ama esed halka zulmetmesin diye oraya terör ihraç edilmesine, teröristlere yardım yapılmasına, türkiye'nin adının "teröristlerin hamisi devlet" olarak anılmasına da karşıyız. bugün esed halka zulm ediyor diyenler nedense kendi yolladıkları teröristlerin yaptıklarından bahsetmiyorlar!

    demek ki neymiş abd / ya da türkiye destekli teröristler bir ülkenin anasını sikerse sorun yok ama esed yaparsa tu kaka!
    adaletinizi sikeyim sizin!

    yeni mesaj'dan bayram coşkun'un fıkrasını paylaşayım.

    ----- alıntı -----

    Kasabalılar, Nasreddin Hoca'ya Kadı'dan yakınmışlar: "Kadı efendi çok menfaatçi bir adam. Aynı suça bazen beraat, bazen de çok ağır ceza veriyor. Hak hukuk tanımıyor, nereden menfaati varsa o taraftan oluyor. Bundan nasıl kurtuluruz" demişler.

    Hoca durumu mülki amirlere bildirmişse de, onları pek inandıramamış. "Nasıl ispat edersin?" demişler.

    Hocamız, Kadı efendinin tanımadığı bir müfettişin kendisine gönderilmesini ve beraberce Kadı'yı ziyaret etmelerinin yeterli olacağını mülki amire, (vali'ye) anlatmış. Kabul etmişler.

    Kararlaştırılan günde müfettiş bey kasabaya, Nasreddin Hoca'nın konuğu olarak gelmiş. Kimliğini gizli tutarak, kasaba eşrafından beş altı kişiyle beraber kadı efendiyi ziyarete gitmişler.
    Hoş beşten sonra, Hoca, Kadı efendiye: "Efendi" demiş. "Kırda sığırlar yayılırken bir alaca inek, "sanırım sizinki" bizim ineği karnından boynuzlayıp öldürmüş.

    "Bunda sahibinin ne kabahati var?" demiş Kadı, "Hayvandan kan davası edilmez."

    Hoca sözünü değiştirmiş: "Yok yok yanlış söyledim, bizim inek sizinkini öldürmüş!"

    Bunu duyan Kadı efendi hızla yerinden kalkıp, raftaki kanun kitabına uzanırken; "Haa mesele şimdi çatallaştı, bakalım kara kaplı kitap ne diyor?" demiş.
    ----- alıntı -----
    http://www.yenimesaj.com....e-bir-fikra/bayram-coskun
    1 ...
  35. 45.
  36. hepimiz kardeşiz diyerek en büyük yalanı atmıştır.
    solcular neredeyse bizi yiyecek ama hala kardeşiz ha güldürmeyin beni.
    2 ...
  37. 46.
  38. ileri demokrasi, artan özgürlükler, büyüyen ekonomi, oyların %50'sini alması, Pkk ile görüştüğümüzü iddia edenler ispatlamazlarsa alçaktırlar, namussuzdurlar deyip, ertesi hafta devlet görüşmüş olabilir demesi.
    1 ...
  39. 47.
  40. https://galeri.uludagsozluk.com/r/474921/+

    saymakla bitmeyen yalanlardır.

    -la hani ankara'ya bi hastane yapıyodunuz dünyanın en büyük hastanelerinden biriydi ne oldu ona?
    0 ...
  41. 48.
  42. tek tip askerlik konusu ve askerliğin 3 ay azaltılması. takiyyecilikte nirvanaya ulaştın amına şaplak atayım!
    1 ...
  43. 49.
  44. gezi parkı olaylarında rte nin "esnafı yağmaladılar" sözlerine ilişkin emin çölaşan'ın iddiasıdır.

    ---- alıntı -----
    rte (iftar sofrasında): "Sokakların terörize edilmesi sonucunda esnafımızın işleri bozuldu. Bazı yerlerde dükkanlara saldırıldı, dükkanlar yağmalandı. Esnafımız tehdit edildi, hakarete uğradı..."

    çölaşan: Hop dedik, burada bir dakika duralım!
    Bu olaylarda bir tek dükkan veya işyerinin yağmalandığını gördünüz veya duydunuz mu?
    Böyle bir şey olmadı. Eğer olsaydı yandaş medya bu olayı dibine kadar sömürür, günlerce manşetlerden düşürmezdi.
    Yağmalanan malların çekimi yapılır, yağmacılar açıklanırdı.
    Hayır, bir tek dükkan ve işyeri bile yağmalanmadı.
    Tayyip yalan söylüyor.
    Eğer böyle yerler varsa adres versin.
    ---- alıntı -----
    http://www.ilk-kursun.com/haber/153048

    çölaşan yandaş basına da Lozan nedeni ile tepkilidir.

    ---- alıntı -----
    AKP iktidarına yandaşlık yapan şeriatçı bir gazete var! Dün sadece onun sayfalarında Lozan'ı okudum!
    Aynen dünkü yazımda belirttiğim gibi, yine hiç utanmadan yalan yazıyorlardı.
    Haberin başlığı şöyle: "Hezimetin 90. yılı."
    Şimdi ötesini okuyalım:
    "Kemalistler Lozan'ı zafer olarak savunurken, göstergeler anlaşmanın hezimet olduğunu gözler önüne seriyor. Kurtuluş Savaşından galip ayrılmamıza rağmen ismet inönü
    başkanlığındaki heyetin diplomasi hataları ve verilen tavizler nedeniyle stratejik topraklar
    kaybedilirken, ekonomimizin ağır yara aldığı belirtiliyor. Bunlar Lozan'ın Türkiye için büyük bir yenilgi olduğunu gösteriyor..."
    Yalanlar ve cahillik daha sonra şöyle sürdürülüyor:
    "Lozan anlaşması çerçevesinde Musul, Kerkük ve Süleymaniye ingilizlere, Hatay ise Fransızlara bırakıldı.
    Bunun yanında 12 ada italyanlara, bütün Ege adaları Yunanistan'a, 1571'den beri Türklere ait olan Kıbrıs ise ingiltere'ye verildi..."
    işte görüyorsunuz, dünkü yazımda vurguladığım yalanları aynen ve bir kez daha tekrar ediyorlar.
    Bunlar ya hiç tarih bilmiyor, ya da kasıtlı olarak yalan söylüyor.
    Musul, Kerkük ve Süleymaniye (Irak'ın kuzeyindeki beldeler) Birinci Dünya Savaşında ingiltere tarafından ele geçirilmişti.
    Hatay bölgesi yine Birinci Dünya Savaşında ingiltere tarafından işgal edilmiş, sonra aralarındaki uzlaşma nedeniyle, Suriye'nin tamamı gibi Fransızlara verilmişti. Hatay,
    Atatürk'ün ölümünden önce başlattığı siyasi çabalar sonucunda 1939 yılında Türk toprağı oldu.
    Ege adalarına gelince... Bu adaların tümü 1912 yılında patlayan Balkan Savaşı sırasında italya ve Yunanistan tarafından işgal edildi.
    1571 yılından beri Türklere ait olan (!) Kıbrıs adasına gelince... Kıbrıs'ı bunların taptığı yaratık olan Abdülhamit, kendi elleriyle ingiltere'ye bağışlamıştı!
    Bu yalan haberde sıralanan yerlerin hiçbiri Türkiye'nin elinde olan yerler değildi.
    Lozan anlaşmasıyla bir karış toprak bile vermedik.
    Tarihin gerçekleri ortada, anlaşma metni ortada.
    Yalanın ve cehaletin bu kadarı ancak Tayyip'in yandaş basınından fışkırabilir!

    ---- alıntı ----
    http://www.ilk-kursun.com/haber/153048

    lozan ile ilgili acı bir dipnotu yine bu yazıdan öğreniyoruz.

    ---- alıntı ----

    Çünkü yedi düvelle yapılan ve kıran kırana geçen Lozan pazarlıklarını isviçre'de Dışişleri Bakanı ismet Paşa, Ankara'dan ise Gazi Mustafa Kemal Paşa yönetmişti.
    Lozan'la Ankara arasındaki telgraf haberleşmesi binbir güçlükle Köstence üzerinden yapılıyordu.
    ismet Paşa Ankara'dan talimat isterken telgraflar gecikiyor, Mustafa Kemal Paşa Lozan'a talimat gönderirken yine büyük gecikmeler yaşanıyor ve iki taraf da sıkıntıdan bunalım geçiriyordu.
    Yıllar sonra öğrenildi ki Köstence telgraf hattını ingilizler ele geçirmiş, üstelik bizim şifreleri çözmeyi başarmışlardı.
    Çekilen her telgrafı önce onlar okuyup bilgi sahibi oluyorlardı.
    Lozan böyle bir maceradır, binbir güçlükle ve akla hayale gelmeyecek sıkıntılarla başlamış ve sonuçlanmıştır.

    ---- alıntı ----
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük