Saman altından su yürüten türk siyasetinin mevcut iki akbabasının en yakın zamanda hayata geçirmek için bilinçli şekilde halkı yönlendirdiği gerek gezi parkı olayları olsun gerek suriye ve islam dünyası için gerçekleştirdikleri hamleler olsun bilinçli olarak yapıldığına inandığım olayların altındaki asıl sebeptir ve iki parti bu sistem için anlaşmış gibi hareket etmektedir. AKP ye muhalifsen CHP'ye oy vereceksin, CHP'ye muhalifsen AKP ye oy vereceksin diye dayatanları izledik seçimler öncesinde. O sebepledir ki herkesin kendi düşüncesini temsil ettiğine inandığı Partilere oy vermesini söyledim yazdıklarımda. tabi bu ihanet odağını akp'nin ihanetleri ile kaplanmış siste göremeyenler beni akp yandaşı olmakla suçladı. Olsun...
Gelin son 20 yılın türkiye seçimlerine ve seçmenine bir bakalım.
Türkiye seçmeninin % 60'ı apolitiktir bu sebeple ne poh yiyeceğini bilmez.
1991 genel seçimlerinde oyların %27.03 olan dyp 1.parti %24.01 ini alan anap 2.parti, %20.75'ini alan SHP * 3.parti, %16.88 alan Refah Partisi 4.parti, %10.75 alan DSP 5.parti olarak meclise girmiş.
Türkiye tablosu rengarenk. istanbul'u anap alırken marmara, trakya, batı karadeniz ve akdeniz'in tamamını dyp almış. Yani şuan CHP'nin ağırlıkta olduğu seçmen bölgesinin tamamında merkez sağ denilen Demirelli dyp var. Bunda kapalı olan chp nin yerine kurulmuş shp'nin kürtçülerle olan koalisyonu etkin herhalde.
1995 genel seçimlerinde oyların %21.38 ini alan Refah partisi 1.parti olurken %19.65 alan Anap 2.parti, %19.18 le dyp 3.parti, %14.64 ile dsp 4.parti, %10.71 le chp 5.parti oluyor. Bir önceki seçimlerde istanbul'da 1.parti olan anap bu unvanı Refah partisine kaptırıyor. izmir ve trakya DSP nin, orta anadolu ve kuzey doğunun büyük kısmı refah partisinin, orta ve doğu karadeniz ise anap'ın elinde görünüyor. Doğuda Hakkari, Van, Batman, Diyarbakır hadep'in, Şırnak dyp'nin, mardin anap'ın, urfa refah partisinin elinde bulunuyor. Tunceli ve hatay ise chp'nin elinde bulunuyor.
1999 genel seçimlerinde yine çoklu bir meclis var. 5 parti barajı aşıyor Türkiye yine rengarenk. Her parti dişe diş mücadele ediyor. 1.parti DSP oyların %22.19'unu 2.parti MHP oyların %17.98'ini, 3.parti Fazilet oyların %15.41'ini, 4.parti anap %13.22 sini, 5.parti DYP ise %12.01 ini alarak meclise giriyor. 3.parti fazilet koalisyona yanaşmayınca 4.parti anap koalisyona ortak oluyor. Bunun sonrasında ise Fazilet partisi yapılan kongrede yenilikçiler ve gelenekçiler olarak bölünüyor 111. sandalyeli parti kendi içerisinden AKP yi doğuruyordu.
2002 genel seçimlerinde ise Türkiye yeni kurulan partinin esareti altına giriyor. Barajı ise sadece 2 parti aşabiliyordu. Oyların %34.43'nü alan ak parti 1., oyların %19.41'ini alan chp 2.parti oluyordu. Geçmiş dönemlerde hep söz sahibi olan ve merkez sağ seçmeninin önemli kısımlarını elinde bulunduran dyp, anap, gibi partiler siliniyordu.
gerisini zaten herkes biliyor... aynı tablonun aynısı.
Türkiye hızla iki partili bir demokrasinin içerisine sokuluyor. Bu federasyon sürecinin bir başlangıcıdır. AKP ve CHP türk milletine asrın operasyonunu yapmakta "Ya ben ya o" psikolojisi ile iki kutuplu türkiye seçmeni yaratılmak istenmektedir. Cumhurbaşkanlığı seçiminin halka bırakılması da bunun bir başka sebebidir. Yine iki partinin adayları kapıştırılacak "ya AKP ya CHP" dayatması uygulanacaktır.
Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller neden siyasetten çekildi? Merkez sağ denilen ve şuan akp seçmeninin en az %16-18 arasındaki kitlenin oyunu alan bu iki siyasi figür neden erkenden siyasi kariyerini terk etti?
MHP içerisinde Ümmetçi teşkilatlanmayı örgütleyenler Ülkü ocaklarında yetiştirdiği çocukları neden sağcılara yedirdi? Necip Fazıl Milli selametten neden ümidini kesip Ülkücülere yöneldi? Bu sistemi kimler kaç yıl önceden planlayıp hayata geçirdi?
Cemaat Cumhuriyet Halk partisi dahil nasıl her parti içerisinde örgütlendi?
işte bunlar hep bizlerin kafasında cevaplanması gereken en önemli sorular.
Türkiye'yi iki partili başkanlık sistemine götürecek olanlara karşı direnmek zorundayız. Çünkü bu gidiş ihanetin dahada meşrulaşmasına olanak sağlayacaktır. Bunun içinde en önemli cephelerden biri Milliyetçi Hareket Partisi cephesidir. Çok şükür ki hala hatırı sayılır bir seçmeni var. Ama önümüzdeki genel seçimlerde yine "akp gitsin chp ye oy ver tatava yapma bas geç" diyenler amacına ulaşırsa mhp meclise giremezse vay ülkemin haline!
kürtler varken o iş biraz zor dedirtir. ne günlere kaldık yahu. hayatın bir cilvesi olarak yeni cumhurbaşkanı'nın seçilmesinde de kritik rol oynayacak kürtler, rejimin de ne şekilde dğeişeceğini ya da değişip değişmeyeceğini belirleyecek kilit unsur olacak.
şu an yapılan ve adım adım kurulan sistem. bizzat akıl babası cemaat ve a.b.d.'dir. mhp ve chp'nin birleştirilip akp karşısına sağlam bir blok halinde çıkılmasını istiyorlar. ama çok zor.
türkiye'de tutmayacak sistemdir, en az 50 yıl için en azından...
ancak genel hatlarıyla büyük oranda son 15 yıldır bu yönde bir yönelim var. ama bizde her zaman güçlü bir üçüncü parti olur...
uzun yıllar boyunca da böyle üç dört parti ile gider iş. chp ve mhp en azından 30 yılı garanti olan partiler. bizde hep başka parti mi yok lafı döner, pek rağbet olmaz ama...
öncelikle Kürtlerin bu işin neresinde olduğunu merak edenler iki partili sistemde kürtlerin temsil edilemeyeceğini düşünenler AKP ve CHP nin izlediği politikalara baksın. ikisi de yeri geldiğinde sahte milliyetçiliği kullanmakta Diyarbakır'da kürtçe açılım yapıp Muğla'da Türk bayrağı edebiyatı yapmaktadır. Her iki partinin içerisinde de akp daha ağırlıklı olacak şekilde yoğun bir kürtçü/cemaatçi yapılanma vardır.
AKP başkanlık sistemini bu ülkeye getirecek Başbakan daha önce bunu söyledi. CHP deki bir iki kişiden bu konuyla ilgili cılız muhalefet gelirken partinin ağır topları tek kelime etmedi.
Kürtlerin otonomi talebi bu şekilde karşılanacak iki partide aynı fikirde. Kck sözleşmesini okuyabilir isteyen (bkz: kck sözleşmesi/#22576550) pkk da aynı fikirde.
Yalnız kck sözleşmesi okunurken çok dikkat edilmeli ilk başlarda otonomi yani federe devlet talebi varken bir sonraki talep "kürdistan" halkının kendi kaderini tayin hakkına dayalıdır. Yani federasyon içindeki "kürdistan devleti" kendi halkını referanduma çağırır halk gider oylamasını yapar ve bölge Türkiye'den kopartılır.
Ben mazoşist değilim nefret ettiğim bir toplumla iç içe yaşamak için yırtınıp perişan olayım. Buradaki mesele çok başka vicdani bir meseledir. Vicdani olduğu kadar Türk milletinin ve bölgedeki diğer unsurların geleceği ile alakalıdır. islam ile Ümmet ile de alakalıdır. islamın en güçlü kalesi Türkiyedir bu coğrafyada. Türk topraklarının parçalanması demek çok daha vahim olayların yaşanması demektir gelecekte.
AKP iktidara geldiğinden beri kendi özüne vurmakta kendi milletine kumpaslar yapmaktadır. Bu kumpasları da gerektiği yerde din ile gerektiği yerde milliyetçilik ile kapatmaya çalışmaktadır. Herkes her şeyin farkında freni boşalan kamyonun içindeyiz hepimiz farklı bir köşeye savrulacağız haberimiz yok.
"Öcalan a özgürlük, Kürtlere statü" ekseninde pek güzel anlaşan!
Sözde barış özde ihanetin en çıplak hali olan Türk milletinin adının silinmesine el birliği ile çabalayan iki partinin kumpasıdır. "silah bırakma" oyununda da kardeş kardeşe oynuyorlar şuan.
